59 research outputs found

    İnorganik formları yerine daha düşük seviyelerde organik mineral (çinko, bakır ve mangan) ilavesinin etçi piliçlerde bazı hematolojik ve biyokimyasal parametreler üzerine etkisi

    Get PDF
    The present study was carried out to investigate the effects of replacing inorganic with at lower level of organically complexed minerals (Zn, Cu and Mn) on hematological and biochemical parameters in broilers. A total of two hundred Ross-308 one-day-old broiler chickens were used. Chicks were randomized into 1 control and 3 treated groups each containing 50 chicks and each experimental group comprised 5 of subgroups including 10 chicks. Mineral content of the control diet was prepared according to National Research Council (NRC) as inorganic salts. In treated groups, organically complexed Zn, Cu and Mn were separately added into the basal diet at 1/3 (group 1), 2/3 (group 2) and 3/3 (group 3) proportions as BioplexTMBioplex^ {TM}, instead of inorganic levels of those minerals recommended by NRC, respectively. The plasma Zn level significantly increased as the serum Cu level significantly decreased (P&lt;0.05) in chickens fed at 2/3 and 3/3 levels of organic minerals. The hemoglobin concentration and packed cell volume were significantly higher in group L1. Total leukocyte count and peripheral blood leukocyte type were in the normal range reported in both the control and organic mineral supplemented groups. As the high density lipoprotein (HDL)-cholesterol level increased, low density lipoprotein (LDL)-cholesterol and total cholesterol levels decreased in chickens fed organically complexed minerals. Results showed that using at much lower level organically complexed minerals (Cu, Zn and Mn) in broiler diets instead of inorganic forms of those minerals has not created a negative impact on hematological and biochemical parameters.Bu araştırma inorganik formları yerine daha düşük seviyelerde organik mineral tüketiminin etçi piliçlerin hematolojik ve biyokimyasal parametreleri üzerine etkilerini belirlemek amacıyla yapıldı. Çalışmada 200 adet, bir günlük yaşta, etçi civciv (Ross-308) kullanıldı. Civcivler, 10’ar civciv bulunan 5 alt gruptan oluşan, biri kontrol diğer üçü deneme grubu olmak üzere 4 ana gruba tesadüfi olarak dağıtıldı. Kontrol grubunun diyeti, NRC tarafından belirtilen ticari etçi piliç yemi normlarına göre kg’da 40 mg Zn (ZnSO4ZnSO _4), 8 mg Cu (CuSO4CuSO _4) ve 60 mg Mn (MnO) olacak şekilde hazırlandı. Üç deneme grubunun diyetlerine ise inorganik formdaki Zn, Cu ve Mn mineralleri yerine sırasıyla 1/3 (1. Grup-L1), 2/3 (2. Grup-L2) ve 3/3 (3. grup-L3) oranında organik Zn, Cu ve Mn (BioplexTM) ilavesi yapıldı. Araştırma sonunda, NRC normlarının 2/3’ü ve 3/3’ü oranlarında organik mineral tüketen etçi piliçlerin plazma çinko seviyesi önemli oranda artarken, plazma bakır seviyesi önemli oranda düştü (P<0.05). Hemoglobin konsantrasyonu ve hematokrit değeri 1/3 oranında organik mineral tüketen etçi piliçlerde önemli oranda arttı. Kontrol ve deneme gruplarına ait akyuvar sayısı ve akyuvar yüzde dağılımının normal referens sınırlarında olduğu belirlendi. İnorganik mineral tüketen piliçlere kıyasla organik minerallerim tüm seviyelerinde yüksek yoğunluklu kolesterol (HDL-kolesterol) seviyesi artarken, düşük yoğunluklu kolesterol (LDL-kolesterol) seviyesi ile total kolesterol seviyeleri azaldı. Araştırma sonunda, etçi piliç rasyonlarına inorganik formları yerine çok daha düşük miktarlarda organik mineral (çinko, bakır ve mangan) ilavesinin hematolojik ve bazı biyokimyasal parametrelerde herhangi bir olumsuz etki oluşturmadığı sonucuna varıldı

    Etçi piliçlerde esansiyel yağlar ve/veya humatin yaz sezonunda performans, ince bağırsak mikrobiyel populasyonu ve antikor titreleri üzerine etkisi

    Get PDF
    This study was conducted to observe the effect of essantial oils and/or humic acids in broilers reared farm condition (without suitable techical equipment) during summer season. A total of two hundred male chicks broilers (Ross-308) aged one day were weighed and randomly allocated to five treatment groups each containing 40 chicks. Each grop was divided into four replicate. Chicks were assigned to the basal diet (CON) and the basal diet supplemented with 250 ppm antibiotic (ANTI), 1000 ppm essential oils (EO), 1500 ppm humic acids (H) and combination of same levels of EO plus humic acids (EO+H) diet until 42 days of age, respectively. The colony forming units (CFU) of Escherichia coli in the digesta of birds fed either the diet supplemented antibiotic and the diet supplemented with essential oils and/or humic acids were significantly lower than in those given control. However, inclusion of essential oil and/or humic acids increased the CFU of Lactobacilli compare to those antibiotic supplementing. Antibody titres against Newcastle Disease Virus (NDV) were tending to numerically increase in all supplemental diets. At the end of the experiment, essential oils and/or humic acids did not show favorable effect in animal performance. Supplements did not alter the carcass traits.Bu araştırma, sıcak yaz aylarında uygun teknik donanım desteğinin olmadığı çiftlik şartlarında beslenen etçi piliç rasyonlarında esansiyel yağ ve/veya humik asit ilavesinin etkilerini gözlemlemek amacıyla yapıldı. Araştırmada, bir günlük yaşta 200 adet (Roos-308) civciv her birinde 40 civciv bulunacak şekilde rasgele dağıltılarak 5 gruba ayrıldı. Her grup dört tekrar grubundan oluşturuldu. Civcivlere temel diyet (kontrol), temel diyete ilave edilen 250 ppm antibiyotik (ANTI), 1000 ppm esansiyel yağ karışımı (EO), 1500 ppm humik asit (H) ve 1000 ppm esansiyel yağ karışımı +1500 ppm humik asit (EO+H) şeklinde oluşturulan yemler 42 gün süreyle yedirildi. Kontrol grubuna göre tüm katkılı gruplardaki piliçlerin bağırsak içeriğinde, Escherichia coli koloni oluşturma birimi (CFU) önemli derecede azaldı. Bununla birlikte, Lactobacilli koloni oluşturma birimi (CFU) bakımından, antibiyotik tüketen tüketen piliçlerin bağırsak içeriğinde, önemli derecede düşüş gözlenirken; esansiyel yağ ve/veya humik asit tüketen gruplarla kontrol grubu arasında bir farklılık gözlenmedi. Newcastle Virusuna (NDV) karşı antikor titresi, katkılı gruplarda kontrole göre artma eğilimi gösterdi. Araştırma sonunda esansiyel yağ ve/veya humik asit ilavesi hayvansal performans ve karkas özellikleri bakımından olumlu bir etki yapmadı

    Zahter (Thymbra spicata L. var. spicata) uçucu yağının farklı yerleşim sıklığında beslenen Japon bıldırcınlarında antioksidan potansiyel ve et kalite parametrelerine etkisi

    Get PDF
    This study was conducted to determine the antioxidant effect of the Thyme (Thymbra spicata L. var. spicata) essential oil on meat quality of Japanese Quail fed in various stocking densities. In this study, a total of up to 7-day age 300 Japanese Quails (Coturnix coturnix Japonica) chickens were used and theexperimental period lasted for 28 days. The chickens were divided into 6 groups, each containing 50 chicks Control group (CONT), High stocking density control group (HSD-CONT), an antibiotic group (HSD-ANT), zahter oil groups (HSD-T1, T2, T3). At the end of the study, serum MDA level was found significantly higher in the HSD-ANT group than the other groups (P<0.01). It was determined that the stocking density has a significant effect on the pH and colour of brisket (P<0.01). Moreover, inclusions of thyme essential oil supplementation into the diets of quails fed in high stocking density provided various levels of improvements on antioxidant potantial, and especially thyme EO at 600 mg per kg were found more effective to ameliorete the detrimental effects of oxidative stress caused by high stocking density.Bu çalışma zahter (Thymbra spicata L. var. spicata) uçucu yağının farklı yerleşim sıklığında beslenen Japon bıldırcınlarında antioksidan potansiyelini ve et kalitesine etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Çalışmada, 7 günlük yaşta, toplam 300 adet Japon bıldırcın (Coturnix coturnix japonica) civciv kullanılmış ve çalışma 28 gün sürdürülmüştür. Civcivler, her biri 5 tekerrür ve 50 civcivden oluşan 6 gruba ayrılmıştır. Araştırma grupları; normal yerleşim sıklığında kontrol grubu (NYS-KONTROL), yoğun yerleşim sıklığında kontrol grubu (YYS-KONT), yoğun yerleşim sıklığı uygulanan gruplara sırayla 200, 400, ve 600 mg/kg zahter uçucu yağı ve 10 mg/kg Avilamisin katkısı yapılan grup (YYS-ANT) şeklinde dizayn edilmiştir. Araştırmada, 50x100 cm ebadındaki kafeslerde, normal yerleşim sıklığı 160 cm2 /bıldırcın; yoğun yerleşim sıklığı ise 90 cm2 /bıldırcın olarak düzenlenmiştir. Çalışma sonunda, serum MDA düzeyinin YYS-ANT grubunda diğer gruplara göre önemli derecede yüksek olduğu belirlenmiştir (P<0.01). Araştırma sonunda, en düşük göğüs eti pH’sı NYS-KONT grubunda belirlenirken üzerine yerleşim sıklığının etkisi önemli (P<0.01) bulunmuştur. Sonuç olarak, yerleşim sıklığı uygulan bıldırcın rasyonlarına zahter uçucu yağı ilavesi, lipid peroksidasyonu üzerinde doza bağlı olarak iyileşmeler sağlamış ve özellikle 600 mg/kg zahter uçucu yağının daha etkili olduğu belirlenmiştir

    Etlik piliç diyetlerinde daha düşük seviyelerde organik çinko, bakır ve manganın performans, tibia mineral yoğunluğu ve dışkı mineral atılımı üzerine etkileri

    Get PDF
    The effects of replacing inorganic with lower levels of organic trace minerals of Zn, Cu and Mn on growth performance, mineralexcretion and mineral concentration in tibia were investigated in broilers. One-day-old Ross-308 broiler chicks were used. Chicks were divided into 4 different groups as 1 control and 3 experimental groups consisted of 50 chicks. All groups were also divided into 5 replicates containing 10 chicks. Starter (0-21 d) and finisher (21-42 d) broiler diets which not included Zn, Cu and Mn wereused. Specially prepared mineral premix (containing at 40 mg Zn, 80 mg Cu and 60 mg Mn levels of inorganic minerals in each kg as sulphate form) added to control diet in the level of recommended by NRC. Mineral content of the control diet was prepared usingstandard inorganic mineral premix that reflects the normal supplementary levels and source of trace minerals for commercial broilerfeed recommended by National Research Council. In the experimental diets, mineral premix was also prepared as inorganic formsexcept of Zn, Cu and Mn. Organically complexed Zn, Cu, and Mn were separately added into basal diet at 1/3, 2/3 and 3/3 proportions as BioplexTM instead of inorganic forms of those mineral recommended levels by NRC. Experiment lasted 42 days. Results showedthat organically complexed trace minerals can be used at a much lower concentration than the current recommended as inorganicminerals, without a negative impact on performance, while also decreasing the excess mineral excretion. Further studies are needed to determine the proper level of organic trace minerals by taking tibia mineral levels into consideration.Araştırma, etlik piliç rasyonlarına inorganik formları yerine daha düşük seviyelerde organik bakır, çinko ve mangan ilavesinin etlik piliçlerde performans, tibia mineral yoğunluğu ve dışkı mineral atılımı üzerine etkilerini belirlemek amacı ile yürütüldü. Araştırmada toplam 200 adet bir günlük yaşta Ross-308 civciv kullanıldı. Civcivler biri kontrol diğer üçü deneme grubu olmak üzere her biri 10’ar civcivli beş tekrardan oluşan dört gruba tesadüfi olarak dağıtıldı. Araştırmada bakır, çinko ve mangan içermeyen standart etlik piliç büyütme (0-21 gün) ve bitirme (21-42 gün) yemleri kullanıldı. Kontrol (inorganik) grubu yemlerine kg’ında sülfat formunda 40 mg Zn, 8mg Cu ve 60 mg Mn içeren özel olarak hazırlanmış mineral karışımı NRC tarafından bildirilen seviyelerde katıldı; deneme gruplarına ise bu minerallerin sırasıyla 1/3, 2/3 ve 3/3’ü oranında organik formlarını (Bioplex TM) içeren özel olarak hazırlanmış mineral karışımı ilave edildi. Araştırma 42 gün sürdürüldü. Araştırma sonucunda, NRC tarafından etlik piliçler için bildirilen inorganik Zn, Cu ve Mn seviyeleri yerine daha düşük miktarlarda organik formlarının katılabileceği; mineral seviyelerindeki bu azaltmanın etlik piliç performansını olumsuz etkilemediği; dışkı ile atılan mineral yoğunluğunu azalttığı; etlik piliç diyetlerinde en uygun mineral seviyelerinin belirlenebilmesi için tibia mineral yoğunluğunun da göz önüne alındığı ileri çalışmalara ihtiyaç olduğu kanaatine varıldı

    The way from renewable energy sources to potential feed opportunities : Distillers grains : II Distillers grains in ruminant rations

    Get PDF
    Karbon temelli yakıtların tükenme riski insanoğlunu yeni enerji kaynakları arayışına yöneltmiştir. Bu arayışlar içerisinde tahıllardan fermantasyon yolu ile üretilen etanolün biyo-benzin olarak değerlendirilmesi ilgi çekmektedir. Bu işlem esnasında yan ürün olarak elde edilen damıtık tahıllar ise içerdiği yüksek rumende sindirilmeyen protein (RUP) ve mısıra eşit enerji düzeyi ile hayvan besleme açısından yeni ve değerli bir yem potansiyeli oluşturmaktadır.The possibility of using up all carbon based fuels has been urging mankind into finding new energy sources. This search has shown that ethanol, which is produced from grains via fermentation, has attracted interest as it is assessed to be bio&amp;#8208;ethanol. Distillers grains, obtained during production process, has potential as a new and valuable kind of feed for animal nutrition because, it includes high amount of rumen undegradable protein (RUP) and energy level which is equal to corn

    Taze ve dondurulmuş fermente edilmiş sıvının (pfj) yonca silajının fermentasyon kalitesi üzerine etkisi

    Get PDF
    Bu çalışma, fermente edilmiş laktik asit sıvısının (PFJ) yonca silajının fermentasyon kalitesi, besinsel kompozisyonu ve in vitro gaz üretim değerleri üzerine etkisini araştırmak amacıyla yapılmıştır. PFJ’ler arpa (B), buğday (W) ve çayır otu (G) kullanılarak hazırlanmış ve hem taze olarak (PFJ-B, PFJ-W ve PFJ-G) hemde dondurulmuş olarak (PFJBF,PFJWF,vePFJGF)(PFJ-B_{F},PFJ-W_{F},vePFJ-G_{F}) silaj materyaline ilave edilerek inkube edilmişlerdir. Muameleler (1) kontrol (katkısız yonca silajı); (2) PFJ-B katkılı; (3) PFJ-W katkılı; (4) PFJ-G katkılı; (5) PFJBFPFJ-B_{F} katkılı; (6) PFJWFPFJ-W_{F} katkılı ve (7) PFJ-GF katkılı gruplardan oluşmuştur. Silajlar kontrol ve her bir muamele grubu için 5 tekerrür olacak şekilde 1 litrelik cam kavanozlarda hazırlanmışlardır. Dondurulmuş PFJ’ler -22oC22^{o}C’de %20 gliserol (v/v) ilave edilerek hazırlanmıştır. Genel olarak tüm taze ve dondurulmuş PFJ katkıları ile hazırlanan silajların fermantasyon kaliteleri kontrol silajından daha iyi bulunmuştur. PFJ katkıları ile hazırlanan silajların pH, bütirik asit (BA) ve silaj amonyak azotu NH3NNH_{3}-N konsantrasyonları kontrol silajından düşük (P<0.05); laktik asit (LA) konsantrasyonu, in vitro organik madde sindirimi (İVOMS), metabolik enerji (ME) içeriği ve gaz üretim miktarları ise kontrol silajından yüksek (P<0.05) bulunmuştur. Sonuç olarak, PFJ ilavesinin yonca silajının fermentasyon kalitesi, İVOMS, ME ve gaz üretim değerlerini arttırdığı görülmüştürThis study was carried out to examine the possible effect of fresh and frozen pre-fermented juice (PFJ) on the fermentation quality, nutritive value and in vitro gas production parameters of alfalfa (Medicago sativa L.) silage. Barley (B), wheat (W) and grass herbage (G) were used to prepare the PFJs. Both fresh (PFJ-B, PFJ-W and PFJ-G) and frozen (PFJBF,PFJWF,andPFJGF)(PFJ-B_{F},PFJ-W_{F},and PFJ-G_{F}) PFJs were investigated. Frozen PFJs were prepared by freezing fresh PFJs at -22oC22^{o}Cwith 20% glycerol (v/v). Treatments of alfalfa silage consist of (1) control (untreated alfalfa silage); (2) silage treated with PFJ-B; (3) silage treated with PFJ-W; (4) silage treated with PFJ-G; (5) silage treated with PFJBFPFJ-B_{F} (6) silage treated with PFJWFPFJ-W_{F} and (7) silage treated with PFJGFPFJ-G_{F}. Each treatment had five replicate glass jars and replicates were ensiled in 1.0 L jars. Silages treated with fresh and frozen PFJs, regardless of plant material, had better fermentation quality than the control silage in terms of lower pH, butyric acid (BA) and ammonia nitrogen NH3NNH_{3}-N concentrations. Additionally, treated silages with fresh PFJs had higher lactic acid (LA) concentration (P&lt;0.05) and in vitro organic matter digestibility (IVOMD), metabolizable energy (ME) content and gas production values (P&lt;0.05) than control silage. According to results of this study, PFJ treatments increased the nutritive value, fermentation quality, IVOMD, ME content and gas production values of alfalfa silage

    The effect of different energy and protein sources on nutrient digestibility and nitrogen retention in sheep

    Get PDF
    Bu çalışma, farklı enerji (arpa ve melaslı kuru şeker pancarı posası (KŞPP)) ve protein (soya küspesi (SK), formaldehitle muamele edilmiş soya küspesi (FMSK), pamuk tohumu küspesi (PTK)) kaynaklarının kombine edilmesinin ham besin maddelerinin sindirilme derecesi ve organizmada azot birikimi üzerine etkilerini araştırmak amacıyla yapılmıştır. Araştırmada 4 baş 1 yaşlı Morkaraman toklu kullanılmıştır. Araştırmada kullanılan yem karmalarında kuru madde, organik madde, ham protein, ham selüloz, ham yağ ve azotsuz öz maddelerin sindirilme dereceleri benzer bulunmuştur (P>0.05). Arpa+FMSK, KŞPP+FMSK, KŞPP+SK+PTK ve ticari besi yeminde, bu parametrelere ait sindirilme dereceleri sırasıyla kuru madde için %79.49, 79.03, 81.20 ve 77.91; organik madde için %80.38, 80.24, 83.37 ve 80.49; ham protein için %72.48, 70.52, 76.80 ve 74.56; ham selüloz için %67.00, 70.17, 73.87 ve 65.03; ham yağ için %89.12, 85.85, 92.22 ve 84.71; N'suz öz maddeler için ise %84.26, 86.03, 87.29 ve 85.59 olarak bulunmuştur. Azot dengesi denemesinde de, gruplar arasında bir farklılığın olmadığı, organizmada biriken azot miktarının Arpa+FMSK, KŞPP+FMSK, KŞPP+SK+PTK ve ticari besi yeminde sırasıyla 10.14 g, 7.22 g, 7.14 g ve 8.51 g olduğu ve bu değerlerin azot tüketiminin sırasıyla %60.36, 42.98, 42.84 ve 51.05'i; sindirilen azot miktarının sırasıyla %82.31, 60.93, 56.58 ve 68.46'sına karşılık geldiği belirlenmiştir. Bu çalışmada, farklı enerji ve protein kaynaklarının ham besin maddelerinin sindirilme derecesini ve organizmada azot birikimini etkilemediği; besi rasyonlarında formaldehit muamelesi üzerinde durulması gerektiği, ayrıca bu bulguların daha güvenli yorumlanabilmesi için, yedirme denemeleri ile desteklenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.The objective of this study was to evaluate the effects of different energy (barley and dry sugar beet pulp (DSBP)) and protein sources (soybean meal (SBM), SBM-treated with formaldehyde (FTSBM), cotton-seed meal (CSM)) on nutrient digestibility and nitrogen .retention in sheep. In this study, 4 rumen fistulated Morkaraman rams were used.Digestibilities of dry matter, organic matter, crude protein, crude cellulose, ether extract, and N- free extract were similar (P&gt;0.05) among animals fed different diets. Digestibilities, as percentage were 79.49, 79.03, 81,20, and 77,91 for DM; 80.38, 80,24, 83,37, and 80.49 for OM; 72.48, 70.52, 76.80, and 74.56 for CP; 67.00, 70.17, 73.87, and 65.03 for crude cellulose; 89.12, 85.85, 92.22, and 84.71 for crude oil; 84.26, 86.03, 87.29, and 85 59 for N-free extract for animals fed bar-ley+FTSBM, DSBP+FTSBM, DSBP+SBM+CSM mixtures and commercial diet, respectively.There was no significant differences on N-balance among animals fed different diets. N-retentions were 10.14, 7.22, 7.14, and 8.51 g for animals fed barley+FTSBM, DSBP+FTSBM, DSBP+SBM+CSM mixtures and commercial diet, respectively. Percentages of N retained in body and N digested were 60.36, 42,98, 42,84, and 51.05; 82,31, 60.93, 5658, and 68.46 for barley+FTSBM, DSBP+FTSBM, DSBP+SBM+CSM mixtures, and commercial diet, respectively. It was suggested from these experiments that; a) energy and protein sources didn't effect nutrient digestibility and nitrogen retention; b) formaldehyde treatment of protein source should be further studied; c) this results should be supported with fattening experiments to interpret the results safely

    The way from renewable energy sources to potential feed opportunities: distillers grains I- obtaining distiller grains and their properties

    Get PDF
    Akaryakıt olarak kullanılacak etanol, nişasta gibi şekere dönüştürülebilen veya şeker içeren her biyolojik kaynaktan üretilebilmektedir. Bunun yanı sıra, tarımsal atıklar ve odun atıkları ile hızlı büyüyen ağaçlar ve otlar gibi selülozca zengin malzemelerden de elde edilebilmektedir. Temelde iki çeşit yöntemle etanol üretimi söz konusudur. Bunlar, yaş ve kuru öğütme yöntemleridir. Özellikle kuru öğütme yöntemi ile etanol üretimi esnasında elde edilen ürünler, hayvan beslemede yeni ve değerli bir yem potansiyeli oluşturmaktadır.Ethanol to be used as fuel can be produced from each source that can be converted into sugar or from that of biological origin containing sugar. Besides, ethanol can be produced from cellulose-rich materials such as agricultural wastes, wood wastes, fast-growing trees and herbs. Basically, two types of ethanol production are used. These are wet and dry grinding methods. Especially those products obtained during dry grinding method have potential as a new and valuable kind of feed for animal nutrition

    The effect of different rations on some rumen fluid and blood parameters in sheep

    No full text
    Bu çalışma, farklı enerji (arpa ve melaslı kuru şeker pancarı posası (MKSPP)) ve protein (soya küspesi (SK), pamuk tohumu küspesi (PTK), formaldehitle muamele edilmiş soya küspesi (FMSFK), formaldehitle muamele edilmiş pamuk tohumu küspesi (FMPTK) ve üre) kaynağı yem maddelerinin kombine edilmesinin bazı rumen sıvısı ve kan parametreleri üzerine etkisini incelemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmada rumen kanulu takılmış 4 baş 2 yaşlı Morkaraman koç kullanılmıştır. Rumen pH değerleri, bütün örnekleme saatlerinde, genelde rumen sıvısı için öngörülen optimum değerlerde (5,2-7,3) seyretmiştir. Rumen sıvısı NH3NH_{3} -N değerleri MKŞPP'lı gruplarda, Arpa'lı gruplardan daha yüksek bulunmuş (P < 0,05) ve tüm gruplarda 10,40-32,75 mg/1 OO mi aralığında tespit edilmiştir. Formaldehit muamelesi MKŞPP'lı karmalarda NH3NH_{3}-N düzeyini düşürmüştür (P < 0,05). Asetik asit ve propiyonik asit miktarının enerji kaynağından etkilenmesi değişkenlik gösterirken, bütirik asit değerleri arpalı gruplarda MKŞPP'li gruplardan yüksek bulunmuştur (P < 0,05). Formaldehit muamelesi propiyonik asit miktarını etkilememiş, ancak SK içeren arpalı gruplarda asetik asit miktarı genel olarak artmıştır (P < 0,05). Bütirik asit miktarı, hem SK ve hem de PTK içeren gruplarda bu muameleden genellikle olumsuz etkilenmiştir (P < 0,05). Kan serumu total protein miktarı karbonhidrat kaynağından etkilenmiş ve MKŞPP'lı gruplardan elde edilen değerler, arpalı gruplardan elde edilen değerlerden yüksek bulunmuştur (P < 0,05). Kan serumu üre -N'u değerleri ise değişkenlik göstermiştir.The objective of this study was to evaluate the effects of different combinations of energy (barley and dried molassed sugar beet pulp (DMSBP)) and protein sources (soybean meal (SBM), cotton-seed meal (CSM), SBM-treated with formaldehyde (FTSBM), CSM-treated with formaldehyde (FTCSM), and urea) on some rumen fluid and blood parameters. In this study, four rumen fistulated Morkaraman rams were used. Rumen pH values were around the optimal pH values suggested for rumen fluid (5.2-7.3) at all sampling times. Ruminai NH3NH_{3}-N concentrations were significantly greater (P &lt; 0.05) in animals fed DMSBP as an energy source compared with animals fed barley as an energy source and were between 10.4 and 32.75 mg/1 OO ml in all groups. Formaldehyde treatments of protein sources reduced ruminai NH3NH_{3}-N concentrations in animals fed DSBP as an energy source (P &lt; 0.05). Acetic and propionic acid concentrations were affected by the energy source, although butyric acid concentrations were significantly higher in animals fed groups containing barley than in animals fed groups containing DMSBP. Formaldehyde treatment did not affect propionic acid concentrations, although propionic acid concentrations were generally significantly higher (P &lt; 0.05) in animals fed barley + SBM combinations compared to treatments containing both SBM and CSM combinations (P &lt; 0.05). Serum total protein concentrations were affected by the energy source and these were higher in groups containing DMSBP than in groups containing barley (P &lt; 0.05). However, serum urea-N concentrations were similar among the different diets
    corecore