32 research outputs found

    Is there an association between liver type fatty acid binding protein and severity of preeclampsia?

    Get PDF
    Objective The aim of this study was to estimate the level of liver fatty acid binding protein (LFABP) in women with preeclampsia. Method A case–control study was conducted in 90 pregnant women who were divided into the following three groups: normal pregnancy (n = 30), mild–moderate preeclampsia (n = 30), and severe preeclampsia (n = 30). Maternal blood samples were obtained during an antenatal clinic visit in normal pregnant women, and at the time of diagnosis in women with preeclampsia. Serum LFABP levels were measured by the quantitative sandwich enzyme immunoassay technique. Results Serum LFABP level was significantly higher in severe and mild–moderate preeclampsia groups than normal pregnancy group (1,709.90 ± 94.82, 1,614.93 ± 118.22, and 1,532.36 ± 140.98 pg/ml, respectively; p\0.001). In multivariate analysis, the severity of preeclampsia was correlated with LFABP level [unadjusted odds ratio (95 % confidence interval), 1.008 (1.003–1.012), p\0.001 and LDH 1.063 (1.029–1.099), p\0.001]. Conclusion Maternal serum LFABP level appears to be correlated with the severity of the preeclampsia and can be used to confirm the diagnosis

    Allerjik olaylara neden olan barsak parazitleri

    No full text
    Bu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz.SUMMARY 210 patients with allergic urticaria were examined parasitologically and one or more kind intestinal parasites were found in 44 (20.9 %) of them. G.intestinalis was found in 18 (40.90 %), G. intestinalis, B. hominis and H. nana together was found in 1 (2.27 %), G. intestinalis, E. coli together was found in 1 (2.27 %), E. vermicularis was found in 15 (34.09 %), T. saginata was found in 3 (6.81%), E. histolytica was found in 3 (6.81 %),B. hominis was found in 1 (2.27 %), H. nana was found in 1 (2.27 %), E. hartmanni was found in 1 (2.27 %) of the stool samples. We measured the blood eosinophils 34 (77.27 %) and serum IgE levels 36 (81.81 %) of the 44 patients with allergic urticaria and parasites. After urticaria and control group compared with statistically, we resulted that, parasites caused urticaria (p0.05), parasites changed the levels of the blood eosinophil numbers (p0.05) and the serum IgE levels (p0.01) and after treatment the parasite infection, urticaria improved (p0.005). 43 patients with different respiratuar system allergic diseases such as rhinitis, rhinopharengitis dispne, cough, asthma were examined parasitologically and one or more kind parasites were found in 7 of them. E. vermicularis was found in 2(28.57%), E. vermicularis and E. coli was found together in 1 (14.28 %), G. intestinalis was found in 1 (14.28 %), T. saginata was found in 1 (14.28 %), A. lumbricoides in 1 (14.28 %), E. coli in 1 (14.28 %) of the stool samples. We measured the blood eosinophils 5 (71.42 %) and serum IgE levels 6 (85.71%) of the 43 patients with respiratuar system allergy and parasites. After the patients with respiratuar system allergy and control group compared with statistically, we resulted that, parasites caused respiratuar system allergy (p0.05).Because of economic reasons we got a few patients' blood eosinophil numbers and serum IgE levels we couldn't get meaningful results changes the levels of the blood eosinophil numbers and the serum IgE levels and after treatment the parasite infection, respiratuar system allergy improved (p0.05). Therefore intestinal parasites cause allergic diseases, such as urticaria, rhinitis, rhinopharengitis, cough, asthma. Because of the relationship between intestinal parasites and allergy, the patients who have allergic reactions must be examined parasitologically.ÖZET Allerjik ürtiker yakınması olan 210 olgunun 44'ünde (%20.9) parazit saptanmış olup, 18 olguda (%40.90) G. intestinalis, bir olguda (%2.27) G. intestinalis, B. Hominis, ve H. nana birlikte, bir olguda (%2.27) G. intestinalis ve E. coli beraber, 15 olguda (%34.09) E. vermicularis, 3 olguda (%6.81) T. saginata, 3 olguda (%6.81) E. histolytica, bir olguda (%2.27) B. hominis, bir olguda (%2.27) H. nana, bir olguda (%2.27) E. hartmanni saptanmıştır. Allerjik ürtiker yakınması olup, parazit saptanan 44 olgunun 34'ünde (%77.27) eosinofil değerleri ve 36 olguda (%81.81) IgE düzeyleri saptanmıştır. Yapılan istatiksel araştırmada kontrol grubu ile karşılaştırılan allerjik ürtikerli olgularda parazitozların ürtikere neden olabileceği (p0.05), eosinofil sayısı (p0.05) ve IgE düzeylerindeki (p0.01) değişikliklerin parazitozlara bağlı olduğu ve parazitozların sağaltımı ile allerjik ürtikerin geçtiği (p0.005) sonucuna varılmıştır. Değişik solunum yolları allerjisi olup parazit saptanan 7 olgunun (%16.2) 2'sinde (%28.57) E. vermicularis, bir olguda (%14.28) E. vermicularis, E. coli ile birlikte, 2 olguda (%28.57) G. intestinalis, bir olguda (%14.28) T. saginata, bir olguda (14.28) A. lumbricoides, bir olguda (%14.28) E. coli saptanmıştır. Parazit saptanan olguların 5'inde (%71.42) eosinofil değerleri, 6'sında (%85.71) IgE düzeyleri bakılmıştır. Yapılan istatiksel araştırmada, kontrol grubu ile karşılaştırılan parazitozların değişik solunum yolları allerjisine neden olabileceği (p0.05) saptanmıştır. Değişik solunum yolları allerjili olgularda ise, ekonomik nedenlerle eosinofil ve IgE düzeylerinin az olguda saptanması nedeniyle eosinofil ve IgE düzeyindeki değişikliklerde anlamlılık saptanamamıştır. Bu olgularda, parazitozların sağaltımının allerjik reaksiyonu önlemede (p0.05) anlamlı olabileceği istatistiki olarak kanıtlanmıştır. Barsak parazitozlarının allerjik ürtiker ve rinit, rinofarenjit, astıma benzer dispne öksürük gibi değişik solunum yolları allerjilerine neden olabildikleri, ürtiker ve değişik solunum yolları allerji yakınması bulunan olgularda mutlak barsak parazitlerinin de araştırılması gerektiği sonucuna varılmıştı

    Parasitological evaluation of material obtained during rectoscopy and colonoscopy in the Parasitology Laboratory of the Ege University Gastroenterology Clinic

    No full text
    Rutin dışkı incelemeleri ile amoebiosis tanısı konulamadığı hallerde rektoskopi ve kolonoskopi uygulaması ile alınan materyalin incelenmesi faydalı olabilir. Amoebiosis'in kesin tanısı kalın barsaktan alınan örneklerde Entamoeba histolytica'nın gösterilmesi ile konur, Ege Üniversitesi Gastroenteroloji kliniği parazitoloji-lablatuvarına başvuran 157 amip şüpheli hastanın dışkı bakılarında parazit saptanamamıştır. Bu hastalardan elde edilen rektoskopi ve kolonoskopi materyallerinde inceleme yapılmış, 3 (%1.91) hastada Entamoeba histolytica trofozoitleri, l (%0,63) hastada ise Entamoeba coli trofozoitleri saptanmıştır.The examination of material taken by rectoscopy and colonoscopy is useful for the diagnosis of amebiosis particularly when routine testing methods have failed to demonstrate the organisms, Detection of Entamoeba histolytica in the material obtained from colon confirms the diagnosis of amebiasis. No parasites could be detected microscopically in faecal specimens from the 157 patients "with symptoms like those of ameobiasis, in the direct microscopic examination of the rectoscopy and colonoscopy material, the trophozoites of E. histolytica were found in 3 (1.91%) and the trophozoites of E. coli were found in 1 (0.63%)

    Blastocystis hominis ve bağırsak hastalıkları

    No full text
    Blastocystis hominis (B. hominis) is a parasite of uncertain role in human disease. It may be identified during a workup for gastrointestinal symptoms, usually in stools. The clinical consequences of B. hominis infection are mainly diarrhea and abdominal pain as well as nonspecific gastrointestinal symptoms such as nausea, anorexia, vomiting, weight loss, lassitude, dizziness, and flatulence. Case reports and series have suggested a pathogenic role of B. hominis in causing intestinal inflammation. Also some studies have suggested that inflammatory bowel disease (IBD) and irritable bowel syndrome (IBS) are associated with B. hominis infection. The investigators indicate that the stools of all patients presenting with IBD or IBS should be examined, and culture methods for B. hominis carried out. Invasion and mucosal inflammation of the intestine with B. hominis have been observed in studies of gnotobiotic guinea pigs. The transmission, pathogenicity, culture characteristics, taxonomy, life cycle, biochemistry and molecular biology of B. hominis remain unclear. More studies are necessary for this parasite.Blastocystis hominis'm (B. hominis) insan hastalıklarında rolü tam kesinleşmiş değildir. Gastrointestinal semptomları olan kişilerde, genellikle dışkı incelemeleri sırasında elde edilmektedir. B. hominis infeksiyonu klinikde başlıca diyare, karın ağrısı ile ve ayrıca bulantı, anoreksi, kusma, kilo kaybı, bitkinlik, başdönmesi, gaz hissi gibi nonspesifik gastrointestinal semptomlarla seyreder. Vaka takdimleri ve çalışmalar bağırsaklarda oluşan inflamasyonda B. hominis'in patojenik rolünü ortaya koymuştur. Ayrıca bazı çalışmalar da inflamatuar bağırsak hastalığı (İBH) ve irritabl bağırsak sendromu (IBS) ile B. hominis'm birlikteliğini ileri sürmüşlerdir. Araştırmacılar, İBH ve İBS teşhisi konulan hastalarda dışkı inceleme yöntemleri ve kültür metodları ile B. hominis aranması gerektiğini işaret etmişlerdir. B. hominis ile infekte edilen guinea pig'lerin incelemesinde, bağırsaklarında B. hominis'in invazyonu ve mukozal in-flamasyon gözlemlenir. B. hominis'in bulaşımı, patojenitesi, kültürü, taksonomisi, hayat siklusu, biyokimyası, moleküler biyolojisi net olarak açıklık kazanmamıştır. Bu parazit için daha fazla araştırmaya gereksinim vardır

    Giardiosis tanısında duodenal sıvı muayenesinin değeri

    No full text
    We were unable to detect any parasites in the microscopic examination of multiple faecal specimens from 40 patients who had gastrointestinal symptoms similar to those of giardiasis, For this reason, in order to detect the G. intestianalis trophozoites in duodenal fluid, duodenal aspiration was performed in all cases. in the direct microscopic examination, the trophozoites of G. intestianalis were found in the duodenal fluid of 6 (15%) of the patients.Giardiosis ile uyumlu gastrointestinal sistem yakınmaları plan 40 olgunun, üstüste yinelenen dışkı bakılarında plumlu bir sonuç alınamamıştır. Bu nedenle, duodenal sıvıda Giardia intestinalis trofozpitlerini araştırmak için duodenal tubaj uygulanmıştır. Elde edilen duodenal sıvı örneklerinin direkt mikroskopik bakısında 6 (%15) hastada G. intestinalis trofozoitleri saptanmıştır
    corecore