6 research outputs found

    Radiological Findings of Hepatic Epithelioid Hemangioendothelioma: A Rare Case Report

    Get PDF
    Hepatik epiteloid hemanjioendotelyoma, klinik seyri öngörülemeyen, nadir görülen, düşük dereceli, vasküler bir tümördür ve genellikle radyolojik karakteristik özelliklere dayanarak diğer karaciğer tümörleri gibi yanlış teşhis edilir. En yaygın tutulum bölgeleri karaciğer, akciğer ve kemiktir. Genellikle asemptomatik seyirli olması ve diğer hepatik malignitelere kıyasla daha nadir görülmesi nedeniyle bu tümörün teşhisinde hala zorluklar bulunmaktadır. Bu hastalığın erken teşhisinde radyolojik görüntüleme yardımcı olabilir. Bu olguda ayırıcı tanıyı genişletmek ve doğru tanı koymak için olası akciğer metastazlı hepatik epiteloid hemanjioendotelyomanın görüntüleme bulgularını sunmayı amaçladık. Sağ üst kadran ağrısı olan 38 yaşında bir kadın hastayı bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ve pozitron emisyon tomografisi (PET-BT) görüntüleme modaliteleri ile değerlendirdik. Kesin tanı lezyonun biyopsisi sonrasında histopatolojik değerlendirme sonrasında konuldu

    Retrospective Analysis of Lymphangitis Carcinomatosa Regarding Primer Tumor Spectrum and Computer Tomography Features

    Get PDF
    INTRODUCTION: Lymphangitis carcinomatosis (LC) is used to describe the metastatic involvement of pulmonary lymphatic canals and perilymphatic connective tissue by primary tumor cells and commonly occurs secondary to primary tumors, mostly adenocarcinomas, originated from breast, lung, gastrointestinal system cancers. Common findings in lung computed tomography (CT) are interlobular septal thickening and increased reticular/reticulonodular density. In this study, we aim to present the primary tumor spectrum and most frequent computed tomography findings of patients with LC. METHODS: In this double-centered study 63 patients, who had lung CT examination due to prediagnosis of LC, were retrospectively investigated. 41 patients with final diagnosis of LC due to findings upon Positron emission tomography/Computed tomography (PET/CT), ultrasonography, CT scan, endoscopic, bronchoscopic and cytopathologic investigations and/or clinical manifestations are ultimately included RESULTS: In 41 patients with LC, lung in 11 cases, esophagus in 7 cases, colon in 6 cases, stomach in 4 cases, pancreas in 3 cases, breast in 2 cases, bladder in 2 cases, thyroid in 2 cases and singly larynx, kidney, prostate and bone marrow in 4 cases were respectively revealed as primary tumor origins. Most frequent lung CT findings were increased reticular/reticulonodular and nodular densities, thickenings of interlobular septa, mediastinal and hilar lymphadenopathies, pleural and/or pericardial effusions, atelectasis, ground-glass opacities. Extrapulmonary involvement was detected in 14 patients DISCUSSION AND CONCLUSION: LC occurs with metastatic involvement of pulmonary lymphatics in patients with primary malignancy, especially adenocarcinomas. In CT, the reticular, reticulonodular, and noduler pattern (most common pulmonary parenchymal changes) and mediastinal lymphadenopathies (LAP) are the most common findgs. Pulmonary CT examination is accepted as the most important radiological modality in diagnosis and follow up of LC

    Orta lob sendromlu olgularda bilgisayarlı tomografi bulguları

    Get PDF
    Amaç: Orta lob sendromu OLS , sağ akciğer orta lobunun kronik veya tekrarlayan atelektazileri ile karakterize bir tablodur. Spesifik bir klinik bulgusu yoktur. OLS tanısında Bilgisayarlı Tomografi BT en sık kullanılan modalitedir. Kliniğimizde son iki yılda OLS tanısı almış hastaların BT bulgularını literatür eşliğinde sunmayı amaçladık.Gereç ve Yöntem: Mayıs 2015- Mayıs 2017 tarihleri arasında hastanemiz radyoloji kliniğine başvuran ve OLS tanısı alan 29 hastanın, BT ve klinik bulguları retrospektif olarak iki radyolog ve bir göğüs hastalıkları uzmanı tarafından incelendi. Bulgular: OLS tanısı alan 29 hastanın 17’si %58,6 kadın, 12’si %41,4 erkek hastaydı. Kadın/erkek oranı 1.42 idi. Bu olguların yaş ortalaması ise 59,4±17,01 8-84 yaş olarak hesaplandı. Klinik değerlendirmede en sık semptom öksürük, nefes darlığı ve balgam olarak saptandı. Radyolojik görüntülemede tüm hastaların BT tetkiklerinde sağ akciğer orta lobda atelektazi mevcuttu. Atelektazi ile birlikte diğer en sık eşlik eden bulgular ise 11 hastada mediastinal ve/veya hiler patolojik görünümde lenfadenopati, 6 hastada bronşektazi, 4 hastada enfeksiyon ile uyumlu parankimal bulgular, 3 hastada parankimal nodüller, 3 hastada peribronşial kalınlaşma, 2 hastada operasyon sonrası değişiklikler, 2 hastada diafragmaevantrasyonu, 2 hastada mukus tıkacı, 1 hastada squamöz hücreli kanser, 1 hastada da pulmoneremboli idi. Dört hastada herhangi bir ek akciğer patolojisi saptanmadı. Sonuç: OLS, sağ akciğer orta lobun total atelektazisi olup spesifik klinik bulguları olmaması nedeniyle kronik ve tekrarlayan akciğer şikayetleri olan her hastada özellikle sağ akciğerde yerleşim gösteren lezyonlarda ayırıcı tanılar arasında göz önünde bulundurulmalıdır. BT’nin rutine girmesi ile de radyolojik olarak görülme sıklığı artmıştır. BT, OLS tanısında etkin ve noninvaziv bir görüntüleme yöntemidi

    Akciğer Bilgisayarlı Tomografisinde Sık Görülen Mozaik Perfüzyon Etyolojisinde Radyolojik İpuçları

    No full text
    Amaç: Bu çalışmamızda günlük radyoloji pratiğinde akciğer bilgisayarlı tomografide BT sık karşılaştığımız mozaik atenuasyon MA paterni olan hastalarda altta yatan süreci tanımlamaya yönelik, görüntüleme bulgularının radyolojik ipuçlarını literatür eşliğinde sunmayı amaçladık.Gereç ve Yöntem: MA paterni olan 400 hastanın toraks BT’si retrospektif olarak incelendi. Görece lüsen alanların mı mozaik perfüzyon ; yoksa görece opak alanların mı buzlu cam anormal olduğunu belirlemek için öncelikle damar çaplarına bakıldı. Damar çapı lüsen alanda daha küçük ise bu alan patolojik kabul edildi. Sonra mozaik perfüzyon nedenleri vasküler mi küçük hava yolu hastalığı mı diye direkt ve indirekt bulgulara bakıldı. Mozaik perfüzyonun havayolu hastalığı bulgularından bronş duvarı kalınlaşması, tomurcuklanmış ağaç görünümü ve bronşektazi direk; santral yerleşim, lobüler görünüm, küçük ve keskin kenarlı lüsen alanlar ise indirekt bulgular olarak kabul edildi. Vasküler nedenli MA’nun direk bulguları trombüs ve pulmoner arter genişlemesi iken periferal yerleşim, daha büyük ve sınırları net olmayan lüsen alanlar ise indirek bulgular olarak kabul edildi. Daha sonra bulgular klinik sonuçlar ile de korele edildi.Bulgular: MA’nın nedeni 190 %47.5 hastada buzlu cam olarak tespit edildi. Lüsen alanların patolojik olduğu 210 hastanın 140’ı %67 küçük hava yolu ve 70’i %33 vasküler nedenli idi. Hava yolu hastalığına bağlı mozaik perfüzyon olan hastalarda toraks BT’de en sık tomurcuklanmış ağaç, bronş duvarında kalınlaşma ve bronşektazi izlendi. Vasküler hastalığa bağlı mozaik perfüzyonda ise kronik pulmoner emboli ve pulmoner hipertansiyon bulguları eşlik etmekteydiSonuç: Mozaik atenuasyon paterni düşünüldüğü kadar nonspesifik bir bulgu olmayıp radyologlar tarafından sistematik bir yaklaşım ile BT bulguları değerlendirilerek ayırıcı tanıya ve tedaviye katkı sunulabili

    Computed Tomography findings of atypical intralobar pulmonary sequestration: Research Article

    No full text
    Backgrounds: Bronchopulmonary sequestration (BPS) is a rare congenital anomaly of the lung that has two different types as intralobar and extralobar. In this study, we aimed to present six cases of intralobar sequestration with atypical findings in terms of feeding, drainage and, localization. Methods: Patients diagnosed with intralobar pulmonary sequestration in our clinic between 2015-2019 were evaluated retrospectively. Demographical features and atypical Computed Tomography (CT) findings of the patients were presented by literature. Results: Among 45 patients with intralobar sequestration, six ones (13.3%) (5 males and 1 female) with a mean age of 43.5±25.4 (0-78) years old) had atypical pulmonary findings on CT images. Atypical features regarding arterial supply was detected in 8.9%, venous drainage in 2.2%, location in 4.4%, radiological appearance ın 4.4% and co-existing lesion in 2.2% of the patient with intralobar sequestration. Conclusion: Typical and atypical features of pulmonary sequestration must be well-known for differential diagnosis of solid or cystic pulmonary lesions

    GAZIANTEP UNIVERSITY

    No full text
    Muhsin Hazar Murat Ağarı Mürsel Biçer Necmi Emel Dilmen Neşe Kars Tayanç Özden Demir Recep Dündar Rüstem Yanar Salih Yeşil Serap Durukan Köse Seyhan Taş Zekiye Antakyalıoğl
    corecore