2 research outputs found

    Tip 2 Diyabetli Bir Hastada Linagliptine Bağlı Lokalize Ağrılı Döküntü

    Get PDF
    The number of patients with type 2 diabetes using dipeptidylpeptidase-4 (DPP-4) inhibitors is increasing across the world.Although this class of antidiabetic medications is generallysafe and associated with less side effects compared to otheroral antidiabetic medications, they could also cause some sideeffects such as skin rashes. Herein we report a case of type 2diabetes patient who developed a painful maculopapular rashinduced by linagliptin, a widely used DPP-4 inhibitor.A localized painful maculopapular rash developed on thepalmar faces of the patient’s hands almost 1 day after theinitiation of the drug. The patient was using intensive insulintherapy before linagliptin was started. There was no eruptionon the other body parts except the palmar faces of the hands.Following the discontinuation of the drug, the rash disappearedin about four days. The patient had no history of urticaria anddid not use an ACE inhibitor. As far as we know, this is the firstcase report of a skin rash induced by linagliptin in the Turkishliterature. This case report highlights a rare and lesser knownside effect of linagliptin, a new member of DPP-4 inhibitors.Dipeptidil peptidaz-4 (DPP-4) inhibitörleri kullanan tip 2 diyabet hastalarının sayısı dünya genelinde artmaktadır. Bu antidiyabetik ilaç sınıfı genelde güvenli olmakla birlikte diğer oral antidiyabetik ilaçlarla karşılaştırıldığında daha az yan etki ile ilişkili olsa da, deri döküntüleri gibi bazı yan etkilerle ilişkili olabilirler. Burada yaygın olarak kullanılan bir DPP-4 inhibitörü olan linagliptin ile indüklenen ağrılı makülopapüler döküntü gelişen tip 2 diyabetli bir hastayı sunuyoruz. Linagliptin başlandıktan 1 gün sonra hastamızın ellerinin palmar yüzünde lokalize ağrılı makülopapüler bir döküntü gelişti. Linagliptin başlanmadan önce hasta intensif insülin tedavisi altındaydı. Vücudun diğer bölgelerinde herhangi bir döküntü yoktu. Linagliptin kesildikten sonra 4 gün içerisinde döküntü kayboldu. Hastanın ürtiker öyküsü yoktu ve Anjiyotensin dönüştürücü enzim inhibitörü kullanmıyordu. Bildiğimiz kadarıyla bu, Türk literatüründe Linagliptine bağlı deri döküntüsü geliştirdiği rapor edilen ilk olgudur. Bu olgu sunumu, DPP-4 inhibitörlerinin nadir görülen ve daha az bilinen bir yan etkisini vurgulamaktadır

    A retrosppective evaluation of patients with diagnosis of ulcerative colitis in Medical Faculty of Uludağ University of Gastroenterology Department between 2000-2009

    No full text
    Çalışmamızda Uludağ Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı tarafından 2000-2009 yılları arasında takip edilen 105 ülseratif kolitli hasta retrospektif olarak incelendi. Hastaların klinik bulguları, klinik şiddeti, hastalığın yaygınlığı, hastalık seyri sırasında ortaya çıkankomplikasyonlar, uygulanan medikal tedavi ve hastalığın seyri hakkında bilgiler değerlendirilerek analiz edildi.Ülseratif kolitli vakalarımızın epidemiyolojik verileri incelendiğinde hastaların 63'ünün (%60) erkek, 42'sinin (%40) bayan olduğu saptandı. Erkek bayan oranı ise 1.5/1 idi. Hastaların 27 (%29,7) sinde sigara kullanım öyküsü mevcut iken, hastaların hiçbirisinde oral kontraseptif kullanımı ve birinci derece yakınlarında ülseratif kolit öyküsü saptanmamıştı. Hastaların 30'u (%33) lise, 23'ü (%25,3) üniversite eğitimi almışken 4'ü (%4,4) okur yazar değildi. Hastaların büyük çoğunluğu 89 (%84,8)'u evli iken 12 hasta (%11,4) bekar idi. Ülseratif kolitli hastalarımızda en sık gözlenen şikayetlerin; karın ağrısı 86 olguda (%92,5), kanlı diare 90 olguda (%77), mukuslu dışkılama 59 olguda (%62) olduğu gözlendi. Hastaların 35'inde (%38) ateş, 22'sinde (%24,7) kilo kaybı, 5'inde (%5,4) kabızlık mevcuttu. Yapılan diğer çalışmalarda ülseratif kolitin klinik bulguların görülme sıklığı da benzer oranlarda tespit edilmiştir.Hastalığın klinik şiddeti ?Truelove-Witts? kriterlerine göre; 37 hasta (%36,6) hafif şiddetli, 36 hasta (%35,6) orta şiddetli, 28 hasta (%27,7) ağır şiddetli ülseratif kolit olarak değerlendirildi. Hastalığın yaygınlığı yapılan kolonoskobik işlemde tutulan kolon bölgesine göre sınıflandırıldı. Distal kolit 37 hastada (%36,3), sol kolit 17 hastada (%16,7), yaygın kolit 19 hastada (%18,9), pankolit 29 hastada (%28,4) gözlemlendi. Hastalarımızın tümüne ASA preparatı uygulanmışken, 45 hastaya (%44,1) steroid, 35 hastaya (%33,7) 5-ASA ,azatiopürin ve steroid kombine tedavisi uygulanmıştı. 3 hastaya (%2,9) ise siklosporin tedavisi uygulanmıştı. Ülseratif kolitli hastalarımızda en sık gözlenen komplikasyonların 5 olguda (%4,9) perforasyon ve 4 olguda (%3,9) karsinom olduğu gözlemlenmiştir.Hepatosteatoz, cilt ve eklem bulguları en sık gözlenen ekstraintestinal tutulumlar olarak saptandı. Hastalarımızda hastalığın seyrinin 71 olguda (%69,2) kronik intermittant hastalık, 13 olguda (%12,4) kronik devamlı hastalık, 5 olguda (%4,8) akut fulminant hastalık olarak tespit edildi. 6 hastanın (%5,7) sadece tek atak geçirdiği ve 1 hastanın ülseratif kolit ile ilişkili perforasyon komplikasyonu ile öldüğü 2 hastanın ise ülseratif kolitle ilişkili olmayan nedenlerle öldüğü saptandı.In our study, 105 ulcerative colitis patients followed by Gastroenterology Department of Uludağ University Medical Faculty during 2000- 2009 years researced with retrospective method. Clinical symptoms and severities of patients, prevelance of disease, complications occurred during disease, applied convenient medical treatments and informations about process of disease are considered and analyzed. When epidemiologic datum of our cases with ulcerative colitis are examined it was determined that; 63 patients (63%) male, 42 patients (40%) female. Male/Female ratio was 1,5/1. 27 patients (29.7%) were smoker, none of the patients had used oral contraseptive pills and had not any first degree relations with ulcerative colitis. 30 patients (33%) were highschool, 23 patients (23.3%) were university educated and 4 (4.4%) of the patients were non literated. Majority of patients 89 (84.8%) were married, 12 (11.4%) patients were single status. The most common complainings in our patients with ulcerative colitis were; stomach ache in 86 cases (92.5%), diarrhea with hematochezia in 90 cases (77%), defecation including mucus in 59 cases (62%) had been observed. 35 of the patients (38%) had had fever, 22 of patients (24.7%) had loss of wieght, 5 of patients (5.4%) had constipation existed. In other researches it had determined that prevalences of clinical symptoms of ulcerative colitis were similar. Clinical severity of disease evaluated according to "Truelove-Witts" criteria; 37 patients had (35.6%) low severity, 36 patients (35.6%) medium severity, 28 patients (27.7%) high severity ulcerative colitis. Extent of disease classified according to the zones of colon retained in colonoscopic operation. Distal colit in 37 patients (36.3%), left colit in 17 patients (16.7%), extensive colit in 19 patients (18.9%), pancolit in 29 patients (28.4%) had observed. 5-ASA had applied in all patients, steroid applied in 45 patients (44.1%), 5- ASA, azatiopurine and steroid combination treatment had applied in 35 patients (33.7%). As for 3 patients (2.9%) cyclosporine treatment had applied. The most comman complications observed in our patients with ulserative colit; in 5 cases (4.9%) perforation and in 4 cases (3.9%) carcinoma. Hepatosteatosis, skin and joint symptoms had determined as the most common ekstraintestinal eclipses. Process of disease in our patients had determined as; in 71 cases (69.2%) chronic intermittant disease, in 13 cases (12.4%) chronic continuous disease, in 5 cases (4.8%) acute fulminant disease. 6 patients (5.7%) had only one attack and 1 patient died because of perforation complication associated with ulcerative colitis, as for 2 patients died because of other reasons not associated with ulcerative colitis
    corecore