42 research outputs found
Epiretinal Membran Tedavisinde Pars Plana Vitrektomi ile Kombine İnternal Limitan Membran Soyulması
Amaç: Epiretinal membranlı (ERM) olgularda internal limitan membran
(ILM) soyulması ile kombine pars plana vitrektomi (PPV) sonuçlarının değerlendirilmesi.
Metod: Değişik nedenlere bağlı epiretinal membran nedeniyle PPV ile
kombine ILM soyulması uygulanan 53 olgunun (63 göz) dosyaları retrospektif
olarak incelendi. Olguların 23’ü erkek, 30’u bayan olup ortalama
yaşları 59.5 yıl idi. Tüm olgularda cerrahi öncesi ve sonrası görme
keskinliği, slit-lamp biomikroskopi, göz içi basıncı (GİB) ölçümü, fundus
muayenesi ve fundus floresein anjiografi (FFA) içeren tam bir oftalmolojik
muayene yapıldı.
Bulgular: Cerrahi öncesi ortalama görme keskinliği 20/200 idi. Ortalama
takip süresi 14.3 ay olup cerrahi sonrası görme artışı veya aynı
görme keskinliği %96.8 olguda saptandı. Ortalama görme artışı 3.0 sıra
olarak saptandı. Cerrahi sonrası en sık gözlenen komplikasyon katarakt
gelişimi idi. Postoperatif dönemde bir gözde (%1.5) regmatojen retina
dekolmanı gelişti. Hiçbir olguda takip süresi boyunca nüks ERM gelişimi
gözlenmedi.
Sonuç: ERM’lı olgularda, PPV ile birlikte ILM soyulmasının etkin, güvenilir
bir yöntem olduğunu ve görme keskinliğini arttırdığını gözlemledik
Konjenital Bilateral Preauriküler Sinüs: Olgu Sunumu
Doğumsal anomaliler aurikula bölgesinde sık görülen bir durumdur. Majör
anomaliler fonksiyonel ve yapısal ciddi bozukluklara yol açarken minör
anomaliler daha çok kozmetik kaygılara yol açar. Preauriküler sinüs, kulak
katlantısının üst, ön kısmında ve genellikle tek tarafta görülür. Birinci faringeal
yarığın dorsal kısmının tam olmayan kapanması sonucu oluşur. Dıştan
bakıldığında preaurikuler bölgede deriden başlangıcını alan ve iç kısımlara
uzanan bir traktüs içeren küçük bir delik şeklinde görülür. Genellikle bulgu
vermeyip, nadiren tekrarlayan yara enfeksiyonları ile bir arada olabilmektedir.
Her iki kulak önünde 10 yıldır aralıklarla yara enfeksiyonu bulunan 26
yaşındaki bayan hastada preaurikuler sinus saptandı ve literatür eşliğinde
konu tartışıldı.
Sunmuş olduğumuz olguda preauriküler bölgenin iyileşmeyen ve tedavilere
cevap vermeyen cilt enfeksiyonları zemininde preauriküler sinüsün de olabileceğinin
vurgulanması amaçlanmıştır
Makula Deliği Tedavisinde Brilliant Mavisi Yardımı ile İnternal Limitan Membran Soyulması
Amaç: İdyopatik makula deliği (İMD) olan olgularda brilliant mavisi yardımı
ile internal limitan membran (ILM) soyulmasının anatomik ve görsel sonuçlarının
değerlendirilmesi.
Metod: İdyopatik makula deliği nedeniyle PPV ile kombine brilliant mavisi
yardımı ile ILM soyulması uygulanan 32 olgunun 32 gözüne ait veriler retrospektif
olarak incelendi. Olguların 10’u erkek, 22’i bayan olup ortalama
yaşları 64.4 yıl idi. Tüm olgularda cerrahi öncesi ve sonrası görme keskinliği,
slit-lamp biomikroskopi, göz içi basıncı (GİB) ölçümü, fundus muayenesi,
fundus floresein anjiografi (FFA) ve optik koherens tomografi (OKT) içeren
tam bir oftalmolojik muayene yapıldı.
Bulgular: Cerrahi öncesi ortalama görme keskinliği 0.098 Snellen sırası idi.
Ortalama takip süresi 9.2 ay olup cerrahi sonrası görme artışı veya aynı görme
keskinliği olguların %93.7’inde saptandı. Ortalama görme artışı 3.2
Snellen sırası olarak saptandı. Cerrahi sonrası en sık gözlenen komplikasyon
katarakt gelişimi idi (%59.0). Postoperatif dönemde iki gözde (%6.2)
regmatojen retina dekolmanı gelişti. Ameliyat sonrası kapanmayan makula
deliği oranı %12.5 olup tekrar cerrahi sonrası 2 olguda makula deliği kapandı.
Nüks delik oranı ise %3.1 (1 göz) idi.
Sonuç: ERM’lı olgularda, PPV ile birlikte brilliant mavisi ile ILM soyulmasının
etkin ve güvenilir bir yöntem olduğunu, görme keskinliğini arttırdığını
gözlemledik
Septoplasti Sonrası Kullanılan Merosel ve İnternal Nazal Splint Tampon Uygulamalarının Karşılaştırılması
Amaç: Septoplasti sonrası internal nazal splint ile merocel tampon kullanımının
karşılaştırılması.
Hastalar ve Yöntem: Çalışmaya izole septum deviasyonu nedeniyle septoplasti
ameliyatı yapılan 197 hasta alındı. Ameliyat bitiminde, rastgele seçimle
98 hastanın (45 kadın, 53 erkek; ort. yaş 28±10; dağılım 18-43) burnuna
merocel konulurken, 99 hastanın (43 kadın, 56 erkek; ort. yaş 31±12; dağılım
18-44) internal nazal splint tampon yerleştirildi. Tamponlar 48 saat
sonra çıkarıldı. Hastalardan tamponların çekilmesi sırasında oluşan ağrı
şiddetlerini vizüel analog skalası (VAS) ile değerlendirmeleri istendi. Her iki
gruptaki VAS skorları istatistiksel olarak karşılaştırıldı.
Bulgular: Cerrah tarafından yapılan değerlendirmede, internal nazal
splintin, merocele göre burun içine uygulamasının daha kolay olduğunu
gözlendi (p>0.05). Hasta tarafından yapılan değerlendirmede, tamponların
çıkarılması sırasında internal nazal splintin, merocele göre daha ağrısız
çıkarılabildiği ve farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu saptandı
(p<0.05).
Sonuç: Çalışmamız sonucunda, internal nazal splintin septoplasti sonrası
uygulanmasının hasta açısından daha konforlu olduğu tespit edilmiştir