8 research outputs found

    Masticatory Muscle Activity in Subjects Having Different Vertical Facial Patterns: An Electromyographic Study

    Get PDF
    Aim:To investigate bilateral masseter and anterior temporalis muscle activities during swallowing, chewing and maximum intercuspitation (MI) in skeletal open and deep-bite groups using electromyography (EMG) method.Subjects and Methods:Surface EMG recordings of the masseter and anterior temporalis muscles were obtained from subjects having skeletal open-bites (8 male, 8 female, mean age 12.6±2.5 years) and skeletal deep-bites (10 male, 5 female, mean age 11.6±2.1 years) during swallowing, chewing and maximum intercuspitation by using surface disc electrodes. Peak-to-peak amplitude values were measured in microvolts (uV). The mean value of the three recordings was calculated for each function. Statistical analysis of the data obtained was conducted using repeated measurement analysis of variance and Duncan's tests.Result:The masseter and anterior temporalis muscle activities were found distinct in all functions (P<0.01). This difference can be generalized as masseter muscle activity was higher than the anterior temporalis muscle. During swallowing, masticatory muscle activities were found similar in open/deep-bite groups. During chewing, masseter and anterior temporalis muscle activities were found statistically different in open/deep-bite groups (P<0.05). In MI, the interaction between muscle type (masseter and anterior temporalis) and groups (open and deep-bite) were distinct (P<0.01).Conclusion:EMG activities of the masseter and anterior temporalis muscles are distinct during different functions and in subjects with different vertical facial patterns

    Kranial Kaide açısı

    Full text link
    Lateral sefalometrik filmler üzerinde yapılan kraniyofasiyal yapı analizleri teşhis, tedavi planlaması ve büyüme tahmini amacıyla ortodontide uzun yıllardır kullanılmaktadır. Bu ölçümlerden biri olan kranial kaide açısı ve çenelerin anteroposterior ili

    Ortodontide elektromiyografi

    Full text link
    Elektromiyografi EMG , kas fonksiyon ve aktivitesini elektirik potansiyelleri ile kaydeden en güvenilir yöntemdir. EMG, kasların kasılmasını sağlayan elektiriksel aktivitenin izlendiği ve yorumlandığı bir kas incelemesidir. EMG yöntemi ile elde edilen kayıda ‘elektromiyogram’; biyolojik doku ile kayıt sistemi arasında bağlantıyı sağlayan araca ise ‘elektrod’ adı verilir. Yüzeyel ve iğne elektrodlar ile emg kayıdı alınabilir. Yüzeyel emg sEMG noninvaziv bir yöntemdir, enfeksiyona yol açmaz ancak derin ve küçük kaslardan kayıt almak zordur. EMG yöntemi diş hekimliğinde ve ortodontide yaygın olarak kullanılmaktadır. Araştırmalarda, klinik uygulamalarda, kas aktivitesinin ve kas fonksiyonlarının incelenmesinde, kas asimetri ve felcinin teşhisinde kullanılı

    Ortodontik ağrı

    Full text link
    Ortodontik tedavinin en sık görülen yan etkisi olan ağrı hem klinisyenleri hem de hastaları yakından ilgilendirir. Ortodonti hastaları, tedavi süresince değişen derecelerde ağrı ve rahatsızlık hissi yaşarlar. Seperasyon, ark uygulanması, aktivasyonu ve debonding gibi ortodontik uygulamalar sonrasında hastada bir miktar ağrı görülebilir. Kuvvet uygulanan bölgede basınç, iskemi, Periodontal ligamentte gerilim ve basınç alanları oluşarak ağrıya neden olur. Ortodontik ağrı uygulanan sınıflandırılabilir. Ağrıyı değerlendirmede en yaygın metod NRS adlı hastaların ağrılarını skorladığı sistemdir. Ortodontik tedavi sırasında ağrı kontrolünde steroid olmayan antienflamatuar ilaçlar NSAI en yaygın tercih edilen yöntemdir. Ayrıca anestezik jel, ısırma mumu, transkütanöz elektriksel sinir stimülasyonu, düşük seviyede lazer kullanımı ve titreşimsel uyarı yöntemleri de önerilmiştir. Bu derlemenin amacı ortodontik tedavi sırasında görülen ağrı/rahatsızlık hissini, nedenlerini ve tedavi yöntemlerini incelemektir

    A study to evaluate the changes in 3rd molar angulation with extraction of four premolars in class II malocclusion therapy

    Full text link
    Aim: The objectives of the study are to evaluate the changes in third molar angulation during orthodontic treatment with extraction of premolars in Class II malocclusions, and to evaluate the relationship between the angulation of third molars and positional changes of incisors and molars. Materials and Methods: This study was conducted on lateral cephalograms and dental panoramic tomograms of 30 patients (mean age 13.48 years) with skeletodental Class II malocclusion treated with four first premolar extractions. Twenty-four cases were treated with edgewise, and six were treated with Begg technique. The changes in the eruption pattern of the third molars were observed at the beginning of the treatment (T1) and at the end of the treatment (T2). The changes in the anteroposterior position of the incisors and molars, original molar space, and mesiodistal third molar angulation were tested by paired t-test. Results: The positional changes of the upper/lower incisors and first molars and original molar space were found similar in edgewise and Begg technique. Original molar space was increased in both jaws during orthodontic treatment. Long axis angle of the upper right third molar due to occlusal plane was increased nonsignificantly. Lower right third molars uprighted significantly. A positive correlation was found between the inclination of the lower right third molars and position of lower incisors and first molars. Conclusion: Treatment with extraction of premolars result in a greater space in the third molar region as a result of the mesial movement of the molars during space closure

    DÖRT PREMOLAR ÇEKİMLİ SINIF II MALOKLÜZYON TEDAVİSİNİN ÜÇÜNCÜ MOLAR ERÜPSİYONUNA ETKİSİ

    Get PDF
    Çalışmanın amacı; Sınıf II maloklüzyonun dört premolar çekimli tedavisinde, maksiller ve mandibular üçüncü molar dişlerin angulasyonunun tedavi süresince değişiminin izlenmesi, maksiller ve mandibular keser/molar dişlerin konum değişikliğine bağlı olarak oluşan angulasyon değişiminin incelenmesidir. İskeletsel ve dental Sınıf II maloklüzyona sahip 30 birey ortalama yaş 13.48 yıl çalışmaya dahil edilmiştir. Tedavi için dört birinci premolar diş çekimi planlanan bireylerin lateral sefalometrik ve dental panoramik radyograflarından yarar-lanılmıştır. 24 birey standart Edgewise, 6 birey ise Begg tekniği ile tedavi edilmiştir. Üçüncü molar dişin erüpsiyon paterni tedavi başında T1 ve tedavi sonunda T2 değerlendirilmiştir. Maksiller ve mandibular keser/molar dişlerin anteroposterior konumundaki değişiklik, molar diş için mevcut alandaki ve üçüncü molar dişin mesiodistal angulasyonundaki değişiklik Paired-t test ile ölçülmüştür. Tedavi teknikleri Student-t test ile karşılaştırılmıştır. Keser diş ve birinci molar diş konumlarındaki değişiklik ve üçüncü molar diş angulasyonundaki değişiklik arasındaki ilişki ise korelasyon analiziyle değerlendirilmiştir. Maksiller ve mandibular keser/molar dişlerin konum değişikliği, üçüncü molar diş için mevcut alandaki değişiklik Edgewise ve Begg tekniklerinde benzer bulunmuştur. Maksiller keser dişlerde retroklinasyon, maksiller molar dişlerde ise mesiale migrasyon izlenmiştir. Her iki tedavi tekniğinde de üçüncü molar diş için mevcut alanda artış gözlenmiştir. Maksiller sağ üçüncü molar dişin uzun aksının okluzal planla yaptığı açı artmıştır ancak bu artış istatistiksel olarak önemsiz bulunmuştur. Mandibular sağ üçüncü molar dişte önemli düzeyde dikleşme izlenmiştir. Mandibular sağ üçüncü molar dişin inklinasyonu ve mandibular keser/birinci molar dişlerin konumu arasında pozitif korelasyon bulunmuştur. Dört premolar çekimli tedavi edilen moderate ankrajın kullanıldığı vakalarda üçüncü molar diş erüpsiyonu için yer sağlanmıştır. Üst ve alt dental arklar üzerindeki posterior yapısal değişiklikler kullanılan yöntem ile ilişkilendirilemez. Bu sonuç moderate ankrajın kullanıldığı Sınıf II malokluzyonlarda geçerlidir. Üçüncü molar diş erüpsiyon değişiklikleri uzun dönemde takip edilmelidir

    Comparison of Tooth Brushing Habits and Oral Care Motivation Resources of Dental Assistant and Dental Students

    Full text link
    Comparison of Tooth Brushing Habits and Oral Care MotivationResources of Dental Assistant and Dental StudentsDental assistants, are member of the dental care. Along with dentists, they play an important role in the dental clinics. Therefore,the aim of this study is to investigate oral hygiene habits, tooth brushing motivation factors of a group of oraland dental assistant(DA) and dental (D) students.This student-based cross-sectional study was carried out by conducting a self administeredquestionnaire of a total of 142 students, 68 of whom were dental assistant and 74 of them were dental students. In this self-reportquestionnaire, the demography, duration and frequency of oral hygiene habits, motivating factor in brushing teeth wereinvestigated. Dental students brushed twice a day but the vast majority (94%) of dental assistant students brushed at least once aday. Among those 76.1% them reported they brushed at least 2. While there was a statistically significant difference in brushingrate between D and DA students (p &lt;0.0001), no statistically significant difference was found by gender and grade level. Theregular interdental aid usage rate is quite low among both D (14.9%) and DA (5.9%) students. 83.1% of the students reported thatthey brushed their teeth for at least 2 minutes. No significant difference was found in brushing time according to gender or gradelevel (p&gt;0.05). Among the participants, “fear of losing teeth” was the most marked among the brushing motivation factors. Oralhygiene habits can be improved by considering the motivational factors in brushing teeth. In addition,DA and D students are thought to carry their attitudes and knowledge to their patients in the field. Thereforeit is important to identify the deficiencies and enhance oral and dental health habits</p
    corecore