15 research outputs found
İnşaat sektöründe iş kazaları ve alandaki iyileşmeleri etkileyen faktörlerin analizi
Son yıllarda 200'e yakın yan sektörle birlikte ülkenin büyümesinde oldukça önemli bir rol oynayan ve bu alt sektörlerin ürettiği mal ve hizmete talep yaratan inşaat sektörü maalesef işleyiş sürecinde yaşanan iş kazalarıyla da adından sıkça söz ettirmektedir. İş kazası sebebiyle hayatını kaybedenlerin ortalama %32’si inşaat sektörü çalışanıdır diğer bir deyişle ülkemizde ölümle sonuçlanan üç iş kazasının biri inşaat sektöründe meydana gelmektedir. Yürürlüğe giren kanun ve beraberindeki yönetmelikler çalışanları işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından güvence altına almayı hedeflese de Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yayınlanan istatistik yıllıkları incelendiğinde iş kazalarının sıklık ve şiddetinde istenen istikrarlı iyileşme görülememektedir. Bu gerçekten yola çıkarak yapılan çalışmada inşaat sektörü ele alınarak Türk inşaat sektöründe meydana gelmiş iş kazaları incelenmiştir. Özellikle 6331 sayılı İş Güvenliği Kanunu yürürlüğe girdikten sonraki süreç için sektör analizi yapılmış, kanunun beraberinde getirdiği uygulamalar detaylı olarak değerlendirilmiştir. Türkiye genelinde il bazında iş kazası sebebiyle meydana gelen can kayıpları hesaplanarak haritalama çalışması yapılmıştır. Oluşturulan harita ülke profilini ortaya koyarak, ölümlü iş kazaları açısından bütün illerin bir arada yorumlanmasına olanak sağlamıştır. Yapılan sektör analizi sonrasında sistemin işleyişini zayıflattığı düşünülen hususlar detaylı olarak tartışılmıştır. Meydana gelen iş kazalarının tekrarlanmaması ve sistemin istikrarlı bir şekilde iyileştirilmesi için çözüm önerileri sunulmuştur. Çalışmanın sektör paydaşlarının işçi sağlığı ve iş güvenliği çalışmalarına katkı sağlaması hedeflenmektedir
Kişisel Koruyucu Donanım Kullanımının Önemi ve Gelişim Planlaması İçin Bir Alan Çalışması
Dünya çapında dikkat çeken ve üzerinde durulması gereken konulardan bir tanesi, sektörden bağımsız olarak bütün çalışanların kullanmak zorunda olduğu, riskleri önleme/azaltma hiyerarşisinde alt sıralarda yer alan ve hak ettiği öneme kavuşmamış kişisel koruyucu donanımlara (KKD) ilişkindir. Nitekim yapılan çalışmalar halen kişisel koruyucu donanımların “10 ihmal edilmiş iş güvenliği endişesi” arasında yer aldığını göstermektedir. Bu çalışma KKD gelişim planlaması belirlenmesi amacıyla mevzuatta yer alan yükümlülükleri uygulamak üzere görevlendirilen iş güvenliği uzmanlarının, uzmanlık hizmeti verdikleri firmaların kişisel koruyucu donanım kullanımına ve doğru kullanımın önemine ilişkin görüşlerini almak amacıyla 27 sorudan oluşan bir anket çalışması uygulanmıştır. Çalışmaya 82 iş güvenliği uzmanı katkı sağlamıştır. Çalışma bulgularının kaza sıklık ve şiddetini azaltmada önemli bir role sahip olan kişisel koruyucu donanımların doğru kullanımı ve önemine değinerek konu hakkındaki farkındalığı arttırması ve alan çalışması yardımıyla mevcut duruma bir ölçüde olsa ışık tutması beklenmektedir
Identifying Factors that Contribute to Severity of Construction Injuries using Logistic Regression Model
Majority of research in occupational safety and health area lean towards describing accidents with the aid of surveys and descriptive statistics, instead of using inferential statistical techniques. Therefore, an extensive archival study was performed in cooperation with Social Security Institute of Turkey, which included examination and reorganization of more than 2000 accident report forms to create a categorically identified data set, incorporating “Injury Severity Score” concept, followed by various statistical analysis techniques (univariate frequency, cross tabulation and binary logistic regression). As a result, a model was developed to identify the factors that contribute to severity. The findings of the analyses showed that four of the independent variables (work experience, accident type, unsafe condition and unsafe act) have statistically significant influence on workplace injury severity
Eğitim Binalarının Aydınlatma Performansı Açısından Değerlendirilmesi
Aydınlatma, görsel konforu etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Eğitim binalarında doğru aydınlatma sisteminin seçilmesi öğrenci ve eğitmenin performansını olumlu bir şekilde etkilerken; yanlış aydınlatma göz kuruması, göz yaşarması, bulanık görme, göz yorgunluğu ve baş ağrısına sebep olmaktadır. Bu çalışmada Ege Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği bölüm binası ve bina eklentisi olan bölüm laboratuvarındaki aydınlatma koşulları kullanıcı sağlığı açısından incelenmiştir. Çalışma kapsamında iç ortam aydınlık düzeyi, aydınlatma türleri ve önemi kullanıcı sağlığı açısından ele alınmıştır. 2015-2016 öğretim yılı bahar dönemi ve 2016-2017 öğretim yılı güz dönemi içerisinde Lüxmetre cihazı kullanılarak derslikler, konferans salonu, çalışma salonu, bilgisayar odası, teknik çizim dersliği, merdiven, koridor ve laboratuvarlar olmak üzere toplamda 14 farklı iç mekânda aydınlık düzeyi ölçümü yapılmıştır. Doğal aydınlatma, yapay aydınlatma ve doğal ile yapay aydınlatma aydınlık düzeyleri ölçülmüş ve ölçüm sonuçları TS EN 12464-1 Standardı ile karşılaştırılmıştır. Ayrıca farklı katlarda ve yönlerde yer alan derslikler için günün değişik saatlerindeki, yılın farklı aylarındaki aydınlık değerleri irdelenmiş ve eksikliklerin düzeltilebilmesi için öneriler sunulmuştur
Kentsel dönüşüm sürecinde asbest maruziyeti ve korunma yöntemleri
Asbest
maddesi ve insan sağlığına verdiği zararlar iş sağlığı ve güvenliği dünyasında
uzun süredir araştırmacıları meşgul etmektedir. Getirilen yasal düzenlemeler
ile asbest kullanımı dünya genelinde birçok ülkede yasaklansa da geçmiş
yıllardaki yaygın kullanımından dolayı mevcut bina stoklarında hala asbest
ihtiva eden bileşenlerin var olduğu bilinmektedir. Son yıllarda Türkiye’de
uygulaması devam eden kentsel dönüşüm süreci kapsamında bu binaların yıkımı söz
konusu olduğu için asbeste maruz kalma gerçeği bir kez daha gün yüzüne
çıkmıştır. Bu çalışmada, ülkemizde ve dünyada iş sağlığı ve güvenliği
kapsamında asbest maruziyetine yönelik yapılan yasal düzenlemeler detaylı
olarak incelenmiş ve yapılan karşılaştırmalar sonucunda elde edilen bulgulara
göre mevzuatta daha etkili önlemlerin alınması gerektiği ve kontrol
mekanizmasının geliştirilmeye ihtiyaç duyduğu kanısına varılmıştır. Bu kapsamda
kentsel dönüşüm sürecinde asbest maruziyetine uğramamak için uygulamacılarca
kullanılabilecek bir akış şeması oluşturulmuş ve çözüm önerileri sunulmuştur