Bir Tekstil Sanayi Sevkiyat Bölümünde R’WOT Analizi Uygulaması

Kurumsal yapının bir takım kriterlere tabi tutularak incelenmesi teknikleri, modern iş yönetiminin \ud elinden düşmeyen araçlardır. Bu sayede o kurumun şu anki durumu, doğru işleyip işlemediği \ud kolaylıkla belirlenmiş olur. Bu tekniklerden biri olan "SWOT Analizi", firmanızın kurumsal işlerliği, \ud rekabet gücü, sektördeki konumu, piyasadaki dış tehditlerin varlığı vs. gibi iç ve dış \ud değerlendirmelerin yapılabildiği en etkili değerlendirme yöntemlerinden biridir. Ancak swot analizi \ud sonuçları sayısal kavramlarla ifade edilememektedir. Bu çalışmada Kayseri Organize Sanayi \ud Bölgesi’nde faaliyet gösteren bir tekstil üretim fabrikasına ait sevkiyat bölümünde R’wot Analizi \ud tekniği kullanılarak sevkiyat bölümüne ait mevcut durumun swot analizi sonuçları sayısal değerlerle \ud ortaya konulmuştur. Bu teknikte “Sıralama Tekniği” ve “Doğrusal Kombinasyon Tekniği” swot \ud çözümlemeleri ile bütünleştirilerek swot grupları ve her bir swot grubundaki swot faktörlerine ait \ud öncelikler sayısal değerlerle belirlenmiştir. Böylece en uygun stratejisinin seçilmesine yönelik sayısal \ud veriler elde edilmiştir

Organik Tarımda Biyolojik Mücadele; Entomopatojen Biyoinsektisitler

Sürdürülebilir bir organik tarım için kimyasal madde kullanımına getirilen sınırlama zararlılarla mücadelede \ud alternatif çözüm arayışlarını da beraberinde getirmiştir. Kimyasal pestisitlere alternatif yöntemlerden en \ud önemlisi doğal düşmanların kullanıldığı biyolojik mücadele yöntemidir. Organik tarım, çevresel ve ekonomik \ud olarak sürdürülebilir tarımsal üretim sistemini oluşturmayı amaçlayan bir yaklaşım olarak tanımlanabilir. \ud Organik tarımda, biyolojik mücadele uygun diğer mücadele yöntemleri ile birlikte uygulandığında çok daha \ud etkili sonuçlar vermektedir. Organik tarımda zararlılarla mücadele de hedef, zararlıyı tamamen ortadan \ud kaldırmak değil zararlının zarar seviyesini en aza indirmektir. Bununla birlikte, organik tarım yapılan alanda \ud bir üretim döneminde yetiştirilen bitkilerdeki zararlılarla mücadelede kullanılacak olan entomopatojen \ud biyoinsektisitler göz önüne alınarak iyi bir üretim ve ekim nöbeti sistemi planlanmalıdır. Zararlı böcekler ile \ud mücadelede yaygın olarak kullanılan mikrobiyal kontrol ajanları bakteri, virüs, fungus, protozoa ve \ud nematodlardır. Mikrobiyal kontrol ajanları içerisinde yer alan entomopatojen biyoinsektisitler türe özgü etki \ud gösterdiği için diğer doğal düşmanlara göre daha avantajlıdır. Çevre sağlığı, ekonomik kazanç, güvenli \ud alternatif oluşturma, sosyal ve ekonomik eşitlik gibi süreçlerin bir entegrasyonu olan organik tarım \ud uygulamalarında çiftçi, tüketici, işçi, araştırmacı ve politikacı gibi tüm iştirakçilerin sorumluluğu vardır ve \ud sürdürülebilir bir tarım faaliyeti için bu iştirakçilerin tamamının desteği gereklidir

Investigation Of The Effect Of Larynx Air Cavity On Co-60 And 6 MV Photon Beams

Özet : Baş-boyun bölgesinde yer alan ve üst solunum \ud yollarına yerleşen lezyonların radyoterapi tedavisinde, \ud radyasyon ışınları genellikle lezyonun yüzeyine \ud ulaşmadan önce bir hava boşluğundan geçer. \ud Işınlamalarda hava boşluğunun varlığı, hava-tümör \ud ara yüzeyinde elektronik denge kayıplarına bağlı \ud olarak, bu bölgede doz düşüşlerine neden olur. Doz \ud düşüşü etkisi hava boşluğunun geometrisine, hacmine \ud ve ışınlanan alanın büyüklüğü ile kullanılan foton \ud enerjisine bağlıdır. Bu çalışmada, Co-60 ve 6 MV foton \ud enerjileri kullanılarak rando fantomda, klinik olarak \ud anlamlı hava boşluğundaki doz sistematik bir şekilde \ud incelenmiştir. Doku–hava ve hava-doku ara yüzeyinde \ud boşluğun doz değerlerine etkisini görebilmek için iki \ud farklı enerji değeri ve dozimetre sistemi ile aynı alan \ud boyutlarında doz değerleri incelenmiştir. Katı su \ud fantomu ve polysterin larenks fantomundan farklı \ud olarak rando fantom kullanıldı. Fantomun larenks \ud bölgesi, 6x6 cm2 alan boyutunda bilateral, izosentik \ud tedavi tekniği ile Co-60 ve 6MV foton enerjileriyle \ud ışınlandı. Işınlama sonuçları, fantom içine yerleştirilen \ud termolüminesans dozimetre ve gafkromik EBT2 film \ud dozimetre ile değerlendirildi. Dozimetrik sistemlerden \ud elde edilen % doz değerleri karşılaştırıldı. Çalışma \ud sonucunda en büyük doz düşüşlerinin hava boşluğunun \ud merkezinde olduğu ve hava-doku kesitinin ilerisinde \ud build-up noktalarının meydana geldiği gözlemlendi. Bu \ud doz düşüş ve artışlarının kabul sınırları içinde olduğu \ud görülmüştür. Bu sebeple larenks radyoterapisi’nde \ud tümör kontrolü için toplam doz ve fraksiyon şemasında \ud herhangi bir değişime ihtiyaç olmadığı görülmüştür

Pestisit Kalıntı Analizlerinde Kalite Sistemleri: ISO 17025 Ve OECD-GLP

Ulusal tüketim ve uluslararası ticaret ile ilgili olarak kalıntı analiz verilerinin kalitesi çok \ud önemlidir. Bu anlamda ISO 17025 gereklilikleri ve İyi Laboratuvar Pratikleri (Good \ud Laboratory Practices, GLPs) düzenlemelerinin her ikisi de veri kalitesini sağlamak için \ud tasarlanmışlardır. Verilerin güvenirliğinin ISO 17025 akreditasyonu ve Ekonomik İşbirliği ve \ud Kalkınma Organizasyonu –İyi Laboratuvar Pratikleri (OECD-GLP) gibi üniversal kalite \ud sistemleri tarafından onaylanmaları gereği vardır. Laboratuvar aktiviteleri ISO 17025 \ud akreditasyonu veya OECD-GLP sistemlerinin gerekliliklerine uygun olmalıdır. Bu iki sistem \ud çok kolay ve karşılaştırılabilir özelliktedirler. Her iki sistemde kimyasal, analitik ve \ud mikrobiyolojik testler gerçekleştirilir. Farklılıkları ise iki dökümanın hedefleri ve ele alınma \ud zamanlarının farklı olmasından kaynaklanmaktadır. Bu durum her iki sistem için geçerli olan \ud yönlerinin avantajlarını kullanarak tek bir sistem olarak birleştirilmesiyle iyileştirilebilir. Bu \ud makalede her iki kalite sisteminin benzerlikleri, farklılıkları, örtüşen konularını ortaya \ud konulması amaçlanmıştır. Aynı zamanda Türkiye‟de kalıntı laboratuvarları için ISO 17025 \ud akreditasyonu ve OECD-GLP prensipleri ile ilgili son durumları özetlenmiştir

Fen Bilgisi Öğretmen Adaylarının Drama Yöntemiyle Fen Ve Teknoloji Dersinin İşlenmesine Yönelik Öz-Yeterlik Ve Tutumları

ÖZET \ud Fen ve Teknoloji dersi bireyleri bilişsel, duyuşsal ve devinişsel alanda geliştiren temel derslerden biridir. \ud Drama yöntemi ise aktif öğrenme tekniklerine uygun, Fen ve teknoloji dersinde bireylerin gelişimini \ud destekleyen ve yaratıcılığını artıran bir yöntemdir. Bu araştırma, 2010-2011 yılı bahar döneminde Erciyes \ud Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Fen Bilgisi Öğretmenliği Anabilim Dalı 3. ve 4. sınıflarında \ud öğrenim gören 190 öğretmen adayının (120 kız ve 70 erkek), fen ve teknoloji dersinin drama yöntemi ile \ud işlenmesine ilişkin öz-yeterlik ve tutumlarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmada yazarlar tarafından \ud geliştirilen ve öğretmen adaylarının drama yöntemine ilişkin öz-yeterliklerini belirlemek amacıyla 10 madde, \ud drama yöntemiyle fen ve teknoloji dersinin işlenmesine yönelik tutumlarını belirlemek amacıyla 17 maddeden \ud oluşan ve ayrıca güvenirlik katsayısı (Cronbach Alfa) 0.91 olarak hesaplanan 5’li Likert tipi ölçek \ud kullanılmıştır. Verilerin analizi SPSS 17.0 paket programı ile yapılmıştır. Yapılan analiz sonucunda öğretmen \ud adaylarının, drama yöntemine ilişkin ortalama öz-yeterlik puanı ise =3.13, drama yöntemiyle fen ve teknoloji \ud dersinin işlenmesine yönelik ortalama tutum puanı =3.63 olarak bulunmuştur. Tutum puanlarının, sınıf \ud düzeyine göre anlamlı bir farklılık göstermediği, cinsiyet değişkenine göre kızların lehine ve drama eğitimi \ud alma değişkenine göre ise drama eğitimi alan öğrencilerin lehine anlamlı bir farklılık (p<0.05) gösterdiği \ud bulunmuştu

Ekmeklik Buğdayda Kalite

Ekmeklik buğday çeşitlerinin farklı tüketici kesimlerinin isteklerine cevap verebilecek uygun \ud kalite özelliklerine sahip olması gerekmektedir. Buğday yetiştiriciliğinde; gübreleme, sulama, \ud ekim zamanı, ekim sıklığı, hastalık, zararlı, yabancı ot kontrolü ve hasat zamanı gibi faktörlerin \ud buğday kalitesine etki ettiği bilinciyle hareket ederek; uygun zamanda ve dozda azotlu gübre \ud vererek, buğdayın olum dönemlerine dikkat etmek sureti ile gerekirse sulama zamanını bu \ud dönemlere göre ayarlayıp, verim ve kalitenin korunabilmesi için ekim sıklığının çeşidin rekabet \ud yeteneğine göre ayarlanması, hastalık zararlı ve yabancı ot kontrolünü zamanında yapmak süreti \ud ile verim ve kalite kayıplarının önüne geçilerek, hasat zamanını tanenin kırılmasına yol \ud açmayacak kadar düşürülmeden ya da ambarda kızışıp çürümeye yol açmayacak kadar yüksek \ud olmamasına dikkat etmekte yarar vardır. Buğday verim ve kalitesindeki sağlanmış olan %100’lük \ud bir artışın, %60’ının yüksek verim potansiyeline sahip yeni ıslah çeşitlerinin, %40’ının ise kültürel \ud uygulamalardaki gelişmelerin bir yansıması olduğu bilinmektedir

Civan Perçemi (Achillie Millefolium L.) Bitkisinden Elde Edilen Boyarmadde İle Yünlü Kumaşların Boyanması Ve Spektrofotometrik Analizi

Civan perçemi (Achillie millefolium L.) olarak bilinen bitkinin yapısında achilleine, apigenin, \ud azulen, camphor, coumarin, inulin, menthol, quercetin, rutin ve salisilik asittir gibi bir çok \ud kimyasal bulundurmasına karşın yapısındaki boyarmadde özelliği içeren temel bileşen guercetin \ud dir. Bu çalışmada guerceti ve benzer boya özelliği gösteren yapılar kullanılarak yünlü kumaşların \ud boyanma özellikleri araştırılmıştır. Boyama öncesinde yünlü kumaşa önceden mordanlama işlem \ud yapılmıştır. Bakır sülfat (CuSO4.5H2O), demir sülfat (FeSO4.7H2O), şap (KAl(SO4)2.12H2O), \ud kalay (II) klorür (SnCl22H2O) ve potasyum dikromat (K2Cr2O7) olmak üzere beş farklı mordan \ud maddesi kullanılmıştır. Mordanlanmış numuneler ayrı ayrı doğal boyarmadde kaynakları ile \ud boyandıktan sonra renk verimleri Konika/Minolta (3600d) yansıma spektroskopisinde Realcolor \ud yazılımı kullanılarak K/S değerleri elde edilmiştir. Kubelka-Munk denklemine göre hesaplanan \ud K/S değeri yorumlanmış ve CIELAB (L*,a*,b*,C* ve h°) koordinatları tespit edilmiştir. Yapılan \ud boyama ve ölçümler sonucunda tatmin edici renk tonları elde edilmiştir. Ayrıca numunelerin \ud yıkama, sürtme, ve ışık haslıkları tespit edilmiştir. Işık haslık sonuçları 4-6 arasında değişirken. \ud yıkama ve sürtme haslıkları tatmin edici olup 4-5 arasında değişmektedir. Yapılan ölçümler \ud sonucunda tatmin edici sonuçlara ulaşılmıştır

Yumurta Parazitoidi Trichogramma evanescens (Hymenoptera: Trıchogrammatıdae)’ in Yaşam Evrelerinin Gamma Radyasyonuna Karşı Duyarlılıkları

Bu çalışmada, gamma radyasyonunun yumurta parazitoidi Trichogramma evanescens’in yumurta, pupa ve ergin \ud evreleri üzerine etkileri araştırılmıştır. Parazitoidin yumurta evresi 0-20 Gy arasında değişen dozlarda ışınlandığında \ud artan doza bağlı olarak pupalaşma, ergin çıkışı ve dişi birey oranında azalma gözlenmiştir. 5 Gy’lik dozla ışınlanan \ud yumurtalardan gelişen erginlerin parazitleme oranlarında kontrole göre önemli bir azalma görülmemiştir. \ud Parazitoidin 1 günlük pupaları ışınlandığında ergin çıkışı, parazitleme oranı ve F1 ergin çıkışı bakımından 10 Gy’e \ud kadar önemli bir azalma görülmemiştir. Parazitoidin 6 günlük pupaları ışınlandığında ise uygulanan tüm dozlarda \ud benzer oranlarda ergin çıkışı gözlenmişken parazitleme oranı artan doza bağlı olarak azalmıştır. Birinci nesil \ud parazitlemesi ise tüm dozlarda benzer oranda gerçekleşmiştir. Parazitoid erginleri 0-80 Gy arasındaki dozlarda \ud ışınlandığında ergin çıkışı, parazitleme ve F1 ergin çıkışı artan doza bağlı olarak azalmıştır. Düşük doz uygulanan \ud erginler 4 Gy’lik dozda diğer uygulamalara göre daha az yaşamıştı