Açık Erişim ve Kurumsal Arşiv
Not a member yet
    85 research outputs found

    The Evaluation of Realization Level of Gains of Let’s Know about Substance Unit in 4th Grade Science Curriculum in Primary School

    No full text
    <p style="text-align: justify;"><span style="font-family: &quot;Book Antiqua&quot;, serif; font-size: 10pt;">Bu arastirmanin amaci, ilkokul 4. sinif fen bilimleri dersi ögretim programinda yer alan “Maddeyi Taniyalim” ünitesi kazanimlarinin ögrencilerde gerçeklesme düzeyini belirlemektir. Arastirmanin örneklemini Antalya ili Muratpasa ilçesine bagli ilkokullar arasindan amaçli örnekleme teknigi ile seçilen bir devlet ilkokulunun 4. sinif ögrencileri, sinif ögretmeni ve okul yöneticisi olusturmaktadir. Arastirmada karma arastirma yöntemlerinden yakinsayan desen kullanilmistir. Arastirmada veri toplama araci olarak basari testi, gözlem ve yari yapilandirilmis görüsme formlari kullanilmistir. Arastirmadan elde edilen nicel veriler arastirmaci tarafindan hazirlanan ve uygulanan basari testinin analizi sonucunda elde edilmis olup bu verilerin analizinde iliskili örneklemler t-testi kullanilmistir. Elde edilen nitel veriler ise arastirmacinin on hafta boyunca yapmis oldugu gözlem, sinif ögretmeni ve okul yöneticisi ile yapilan görüsme, ders kitabi ve ögretim programinin incelenmesiyle saglanmistir. Elde edilen nitel veriler, içerik analizi ile çözümlenmistir. Elde edilen veriler neticesinde “Maddeyi Taniyalim” ünitesinde yer alan kazanimlarin ögrencilerde gerçeklesmesi hususunda rol oynayan faktörlerin neler oldugu saptanmistir. Yapilan analizler sonucunda “Maddeyi Taniyalim” ünitesi kazanimlari kapsaminda ögrencilerin ön-test ve son-test puanlarinin arasinda istatistiksel açidan anlamli bir fark bulunsa da elde edilen sonucun arzu edilen seviyede olmadigi sonucuna varilmistir. Yapilan gözlem ve görüsmeler sonucunda ilgili ünitenin uygulanmasi hususunda bazi aksakliklarin yasandigi fakat bu aksakliklarin ögretmen, yönetici, ögrenci ve aile is birligi çerçevesinde giderilmeye çalisildigi saptanmistir. Bu baglamda programin ilgili ünite baglaminda daha etkili ve verimli yürütülebilmesi için program gelistiricilere, okul yöneticilerine, uygulayicilara ve arastirmacilara yönelik bazi önerilerde bulunulmustur.</span></p><p><br></p><p><br></p

    TEOG FEN VE TEKNOLOJI SINAVININ IÇERIK BILGISI YÖNÜNDEN ÜSTÜN YETENEKLI OLAN VE OLMAYAN ORTAOKUL ÖGRENCILERI ILE FEN BILGISI ÖGRETMEN ADAYLARININ KARSILASTIRILMASI

    No full text
    <span style="font-size: 12.6px; font-family: &quot;Helvetica Neue&quot;, Helvetica, Arial, sans-serif;">Bu arastirmada fen bilgisi ögretmen adaylarinin TEOG (Temel Egitimden Ortaögretime Geçis) içerik bilgisi açisindan üstün yetenekliler ve ortaokul ögrencileri ile karsilastirilmalari amaçlanmistir. Arastirmaya WISC-R testi ile tanilanmis sekizinci sinif 14 üstün yetenekli ögrenci (6 Erkek, 8 Kiz), 89 sekizinci sinif ögrencisi (38 erkek, 51 kiz) ve üçüncü siniftaki 49 fen ve teknoloji ögretmen adayi (14 erkek, 35 kiz) katilmistir. Çalismada nicel bir egilim takip edilmis olup, karsilastirmali arastirma yöntemi kullanilmistir. Ögrencilerin TEOG puani olarak sinavda yaptiklari dogru sayisi, ögretmen adaylarinin da ayni testte yaptiklari dogru sayisi veri olarak kullanilmistir. Elde edilen veriler Kruskal Wallis testi yardimiyla analiz edilmistir. Ikili karsilastirmalar için ise Mann Whitney U testi kullanilmistir. Arastirma bulgularina göre üstün yetenekli ögrenciler diger ögrencilere ve ögretmen adaylarina göre en yüksek TEOG puanlarini elde etmislerdir ve gruplar arasindaki fark istatistiksel olarak anlamlidir. Sonuç olarak ögretmen adaylarinin sekizinci siniflarla benzer bir TEOG içerik bilgisi düzeyine sahip olduklari üstün yetenekli ögrencilerden ise daha düsük düzeyde içerik bilgisi düzeyine sahip olduklari belirlenmistir.</span><span style="font-size: 12.6px; font-family: &quot;Helvetica Neue&quot;, Helvetica, Arial, sans-serif;">The purpose of this study is to compare TEOG(Passing Test From Based Education to Secondary Education) scores of prospective science teachers with the scores of middle school gifted and non-gifted students on the TEOG. The participants of the study involved 14 eighth grade gifted middle school students identified with WISC-R application, 89 eighth grade non-gifted students and 49 junior prospective science teachers. In the study quantitative approach was used while causal-comparative research method was used to investigate problem of the study. As the data of the study, numbers of correct answers given to TEOG items by the participants were used. The data were analyzed by Kruskal Wallis Test with Mann Whitney U test as post hoc test. The findings of the study showed that gifted students had higher scores than non-gifted students and prospective science teachers and the difference was statistically significant.</span

    Effect of Pencil Gripers on Pencil Grasp of Primary School Students

    No full text
    <p style="text-align: justify;"><span style="font-family: &quot;Book Antiqua&quot;, serif; font-size: 10pt;">Ögrenim yasamlari boyunca ögrenciler dinlediklerini, okuduklarini, duygu ve düsüncelerini ifade etmek ve not almak için yaziyi kullanirlar. El yazisini edinme süreci oldukça zahmetli ve çocuk için yorucudur. Yazmayi ögrenirken zorlanan ögrenciler kolaylikla yazmaya karsi olumsuz bir tutum gelistirebilir. Yazmaya ve not almaya karsi bu isteksizlik ögrencilerin akademik basarilarini da olumsuz etkileyebilmektedir. Bu nedenle yazma sürecinin önemli bir boyutu olan kalem tutusun dogru ögrenilmesi önem arz etmektedir. Kalemin dogru tutusunu destekleyebilecek kalem tutus aparatlari bu noktada yanlis kalem tutustan kaynaklanan yazma sorunlarinin giderilmesine yardimci olabilir. Ülkemizde özellikle ilkokulda kullanilan kalemlerde kalem tutusu destekleyen araçlar kullanilmamaktadir. Bu arastirmanin amaci kalem tutus aparatinin ilkokul ögrencilerinin kalem tutuslarina etkisini incelemektir. Bu arastirma, kalem tutus aparatlarinin ilkokul ögrencilerinin kalem tutuslarina etkisini belirlemeye yönelik bir çalismadir. Bu nedenle arastirmada tek gruplu öntest-sontest deneysel desen kullanilmistir. Arastirmanin çalisma grubunu 129 ilkokul birinci sinif ögrencisi olusturmaktadir. Arastirmada veri toplama araci olarak arastirmaci tarafindan gelistirilen “Kalem tutus degerlendirme formu” kullanilmistir. Ögrencilerin kalem tutus aparatini kullanmadan ve sonrasinda kullanarak ayni metni iki defa yazmalari istendi ve bu süreçte ögrencilerin fotograflari çekildi. Fotograflar “Kalem tutus degerlendirme formu” kullanilarak incelendi. Elde edilen veriler betimsel analiz teknikleri kullanilarak çözümlendi. Arastirmanin sonuçlari ögrenciler aparat kullandiklarinda T1 (tripot tutus) seklinde kalem tutan ögrenci sayisi 10 (8%)’den 81 (63%)’e çikmistir. Bu da aparatlarin ögrencilerin kalem tutuslari üzerinde oldukça etkili oldugunu göstermektedir. Birçok arastirma tripod tipinde kalem tutusu önermektedir.</span></p><p><br></p><p><br></p

    PERSPECTIVES OF TEACHERS TOWARDS FAMILY EDUCATION ACTIVITIES IN EARLY CHILDHOOD EDUCATION

    No full text
    Bu çalismanin amaci Mersin il merkezi Akdeniz ilçesindeki okul öncesi egitim kurumlarinda görev yapan okul öncesi ögretmenlerinin yer verdikleri aile egitim etkinliklerini belirlemek ve aile egitim etkinliklerine iliskin sorunlar ile bu sorunlara yönelik çözüm önerilerini incelemektir. Bu amaç dogrultusunda okul öncesi ögretmenlerinin aile egitimi ile ilgili tercih ettikleri ve kullanmadiklari etkinlikler, nedenleri, aile egitimiyle ilgili karsilastiklari sorunlar ve etkili bir aile egitimi için çözüm önerilerine yer verilmistir. Arastirma deseni olarak nitel arastirma yöntemlerinden fenomenoloji deseni kullanilmistir. Çalisma grubunu Mersin il merkezi Akdeniz ilçesindeki bagimsiz anaokulunda görev yapan 15 okul öncesi ögretmeni olusturmaktadir. Veri toplama araci olarak görüsme formu kullanilmis olup; veriler, içerik analizi teknigi ile çözümlenmistir. Arastirma sonucunda ögretmenlerin aile egitimine yönelik olarak konferanslara siklikla yer verdikleri belirlenmis, aile egitim etkinliklerine iliskin olarak bazi sorunlar ve aile egitimine yönelik çözüm önerileri getirilmistir. The aim of this study is to determine the family education activities of pre-school teachers in the pre-school education centers in the city center of Mersin and to examine the problems related to family education activities and the solution suggestions for these problems. For this purpose, the activities that the preschool teachers prefer and don&#39;t use related to the family education, the reasons they face, the problems they face with the family education and the solutions for effective family education are included. Phenomenology pattern of qualitative research methods is used as research design. The study group consists of 10 preschool teachers who work in an independent kindergarten in the center of Mersin. Interview form was used as data collection tool. Data were analyzed by content analysis technique. As a result of the research, some problems related to family education activities and solutions for family education have been introduced

    The Teachers’ Opinions of Social Studies Teacher about Teachers Board Meetings and the E- Curriculum

    No full text
    <span style="font-family: &quot;Book Antiqua&quot;, serif; font-size: 10pt;">Bu çalisma sosyal bilgiler ögretmenlerinin zümre ögretmenler kurulu (ZÖK) toplantilarina ve 2017-2018 egitim-ögretim yilinda pilot uygulamasi yapilan e-müfredata iliskin görüslerini incelemeyi amaçlamaktadir. Yapilan arastirmaya 17’si erkek, 8’i kadin olmak üzere toplam 25 sosyal bilgiler ögretmeni katilmistir. Katilimcilarin zümre ögretmenler kurulu toplantilarina ve e- müfredata yönelik görüslerini belirlemek amaciyla arastirmacilar tarafindan hazirlanan yari yapilandirilmis görüsme formu kullanilmistir. Görüsme esnasinda sondalara yer verilerek veri seti zenginlestirilmeye çalisilmistir. Verilerin toplanmasi sürecinde görüsme yöntemi kullanilmistir. Görüsmelerde katilimcilar bilgilendirildikten sonra ses kaydi alinmistir. Görüsmeler bittikten sonra elde edilen veriler yaziya aktarilmistir. Elde edilen veriler arastirmacilar tarafindan betimsel analiz yöntemi ile çözümlenmistir. Çözümlenen veriler uzman bir grup önünde sunulmus ve gelen dönütlere göre verilerin kodlanmasi noktasinda düzeltmeler yapilmistir. Arastirma sonuçlarina göre, katilimcilarin zümre ögretmenler kurulu toplantilarinin önemine inandiklari ama yapilis sürecinin formalite oldugunu düsündükleri görülmüstür. Sosyal bilgiler ögretmeleri okulda yapilan zümre ögretmenler kurulu toplantilarinin daha faydali oldugu, alinan kararlarin kismen uygulandigi ve kismen denetlendigi ifade etmislerdir. Yine sosyal bilgiler ögretmenleri ilçe zümre toplantilarinin faydasiz geçtigi, alinan kararlarin formalite oldugu ve denetlenmedigini belirtmisleridir. Ayrica e-müfredat uygulamasinin faydali oldugu ve daha da gelistirilmesi gerektigi hususunda sosyal bilgiler ögretmenlerinde genel bir kani oldugu tespit edilmistir. Bununla birlikte sosyal bilgiler ögretmenleri e- müfredatla ilgi yapisal konularda yasanan problemlerin ilerleyen süreçte düzelecegi ve daha elverisli bir sekilde kullanilacagina inanmaktadir.</span

    THE EFFECT OF DIFFERENT STRUCTURED PROCESSES ON PROGRAMMING STUDENTS' ACHIEVEMENT IN PROGRAMMING

    No full text
    Bu arastirmanin amaci, farkli yapilandirilmis programlama egitimi süreçlerinin ortaokul ögrencilerinin programlama basarilana etkisinin olup olmadigini ortaya koymaktir. Bu amaç dogrultusunda zayif deneysel desen kullanilmistir. Arastirmaya 7 farkli subede ögrenim gören 130 ögrenci katilmistir. Tüm gruplara blok temelli programlama araci olan Scratch programiyla programlama ögretilmeye çalisilmistir. 10 hafta süren uygulamanin sonunda ögrencilerin farkli yapilandirilan programlama egitimi süreçleri sonunda programlama basarilari karsilastirildiginda anlamli bir farkliligin olmadigi belirlenmistir.The purpose of this study is to determine whether different structured programming training processes have an effect on the success of programming in secondary school students. For this purpose, weak experimental design was used. 130 students from seven different branches participated in the study. It was tried to teach programming with Scratch program which is a block-based programming tool. At the end of the 10-week application, it was determined that there was no significant difference between the students&#39; programming achievements at the end of the different structured programming training processes

    The Examination of Relationship Between Emotional Autonomy and Student Resiliency According to Students’ Opinions

    No full text
    <span style="font-size: 13.3333px; font-family: &quot;Book Antiqua&quot;, serif;">Bu çalisma 2016-2017 egitim-ögretim yili bahar döneminde Ankara ili merkez ilçelerindeki kamuya bagli ortaokullarda ögrenim gören 584 ortaokul ögrencisinin gönüllü katilimiyla gerçeklestirilmistir. Çalismada ortaokul ögrencilerinin görüslerine göre duygusal özerklik, ögrenci yilmazligi, not ortalamasi ve okul devamsizligi arasindaki iliskilerin incelenmesi amaçlanmistir. Arastirma verileri kisisel bilgi formu, Steinberg ve Silverberg (1986) tarafindan gelistirilen ve Türkçeye uyarlama çalismalari Deniz, Çok ve Duyan (2013) tarafindan gerçeklestirilen “Duygusal Özerklik Ölçegi” ve Arastaman (2011) tarafindan gelistirilen “Ögrenci Yilmazligi Ölçegi” ile toplanmistir. Arastirma kapsaminda ortaokul ögrencilerinden toplanan veriler dogrulayici faktör analizi, Pearson korelasyon ve regresyon analizi ile çözümlenmistir. Korelasyon analizi sonucunda elde edilmis bulgular duygusal özerklik ile ögrenci yilmazligi arasinda orta düzeyde pozitif yönlü iliskinin, duygusal özerklik ile okula devamsizlik arasinda düsük düzeyde negatif yönlü iliskinin, duygusal özerklik ve ögrencilerin not ortalamasi arasinda düsük düzeyde pozitif yönlü iliskinin, ögrenci yilmazligi ve okula devamsizlik arasinda düsük düzeyde negatif yönlü iliskinin, ögrenci yilmazligi ve ögrencilerin not ortalamasi arasinda ise düsük düzeyde pozitif yönlü istatistiksel olarak anlamli iliskilerin olduguna iliskin kanitlar sunmustur. Regresyon analizi sonuçlari ise sadece ögrenci yilmazliginin duygusal özerkligin anlamli bir yordayicisi oldugunu göstermistir. Arastirma sonuçlarinda okula devamsizligin azalmasinin ve not ortalamasinin artmasinin duygusal özerkligi artirdigi görülmüstür. Ayrica arastirmada ögrenci yilmazliginin artmasinin duygusal özerkligi artirdigi sonucuna da ulasilmistir.</span><span style="font-size: 13.3333px; font-family: &quot;Book Antiqua&quot;, serif;">Bu çalisma 2016-2017 egitim-ögretim yili bahar döneminde Ankara ili merkez ilçelerindeki kamuya bagli ortaokullarda ögrenim gören 584 ortaokul ögrencisinin gönüllü katilimiyla gerçeklestirilmistir. Çalismada ortaokul ögrencilerinin görüslerine göre duygusal özerklik, ögrenci yilmazligi, not ortalamasi ve okul devamsizligi arasindaki iliskilerin incelenmesi amaçlanmistir. Arastirma verileri kisisel bilgi formu, Steinberg ve Silverberg (1986) tarafindan gelistirilen ve Türkçeye uyarlama çalismalari Deniz, Çok ve Duyan (2013) tarafindan gerçeklestirilen “Duygusal Özerklik Ölçegi” ve Arastaman (2011) tarafindan gelistirilen “Ögrenci Yilmazligi Ölçegi” ile toplanmistir. Arastirma kapsaminda ortaokul ögrencilerinden toplanan veriler dogrulayici faktör analizi, Pearson korelasyon ve regresyon analizi ile çözümlenmistir. Korelasyon analizi sonucunda elde edilmis bulgular duygusal özerklik ile ögrenci yilmazligi arasinda orta düzeyde pozitif yönlü iliskinin, duygusal özerklik ile okula devamsizlik arasinda düsük düzeyde negatif yönlü iliskinin, duygusal özerklik ve ögrencilerin not ortalamasi arasinda düsük düzeyde pozitif yönlü iliskinin, ögrenci yilmazligi ve okula devamsizlik arasinda düsük düzeyde negatif yönlü iliskinin, ögrenci yilmazligi ve ögrencilerin not ortalamasi arasinda ise düsük düzeyde pozitif yönlü istatistiksel olarak anlamli iliskilerin olduguna iliskin kanitlar sunmustur. Regresyon analizi sonuçlari ise sadece ögrenci yilmazliginin duygusal özerkligin anlamli bir yordayicisi oldugunu göstermistir. Arastirma sonuçlarinda okula devamsizligin azalmasinin ve not ortalamasinin artmasinin duygusal özerkligi artirdigi görülmüstür. Ayrica arastirmada ögrenci yilmazliginin artmasinin duygusal özerkligi artirdigi sonucuna da ulasilmistir.</span

    Investigation of Parents' Views on the Use of Tablets and Mobile Phones in 5-6 Years Old Children Living in TRNC

    No full text
    <p style="text-align: justify;"><span style="font-family: &quot;Book Antiqua&quot;, serif; font-size: 10pt;">Toplumsal yasam deneyimlerine dayali olarak, tablet ve cep telefonlarinin yetiskinlerin yanisira çocuklarin da günlük yasamlarinin parçasi haline geldigi ve çocuklarin bu teknolojik aletlerle gün içerisinde etkilesime geçtikleri gözlemlenebilir. Bu da arastirmacilari çocuklarin dijital teknolojileri kullanimi konusunu çesitli boyutlariyla ele alan arastirmalar yapmaya sevk etmektedir. Özellikle okul öncesi dönemdeki çocuklarin dijital teknoloji kullanim durumlarinin ortaya koyulmasinda ebeveynlerin görüsleri önem arz etmektedir. Bu arastirmada çocuklarin tablet ve cep telefonu kullanimina iliskin ebeveyn görüslerinin incelenmesi amaç edinmistir. Bu amaç dogrultusunda arastirma KKTC’de yasayan 5-6 yas grubu çocugu olan 55 ebeveyn üzerinde yürütülmüstür. Nitel arastirma yöntemine uygun yürütülen arastirmanin verilerinin elde edilmesinde yari yapilandirilmis görüsme yöntemi kullanilarak anne-babalarla yüz yüze görüsme yapilmistir. Arastirma sonuçlari ebeveynlerin yaklasik yarisinin çocuklarinin dijital teknoloji kullanimi sirasinda süre konusunda, %20’sinin ise içerik konusunda kontrol saglayamadiklarini göstermistir. Çocuklarin dijital teknolojileri kullanim nedenlerinde oyun, eglence, egitimsel ve sanatsal amaçlar ortaya çikmistir. Ailelerin %76’si zaman zaman çesitli nedenlerle kendilerinin de çocuklari dijital teknolojilere yönelttiklerini belirtmislerdir. Ailelerin kendilerinin çocuklarini dijital teknolojilere yönelttikleri durumlar sirasiyla oyalamak amaçli, egitimsel amaçli, olumsuz davranisi kontrol altina alabilme ve olumlu davranisi ödüllendirme olarak saptanmistir. Çocuklarinin dijital teknoloji kullaniminin etkilerini ailelerin yaklasik yarisi egitimsel destek saglamasi, dijital çaga ayak uydurmasi ve uslu durmasini saglama gibi nedenlerle olumlu olarak degerlendirmistir. Ailelerin %72’si ise sosyallesme eksikligi, olumsuz davranisi modelleme, bagimlilik riski, göz sagligi problemleri, hareket eksikligi, zihinsel gelisimi olumsuz etkileme ve dil gelisimini olumsuz etkileme gibi olumsuz etkileri olabilecegini belirtmistir.</span></p><p><br></p><p><br></p

    ATTITUDES OF GAME DEVELOPMENT ACTIVITIES IN VISUAL PROGRAMMING ENVIRONMENTS TO STUDENTS' PROGRAMMING ATTITUDES AND THE EFFECT OF STUDENTS ON SELF-EFFICACY PERCEPTIONS FOR CODING

    No full text
    Literatürde programlama ögrenmenin, kodlamanin ötesinde ögrencilerin problem çözme, isbirlikçi ögrenme, yaratici düsünme ve kritik düsünmegibi becerileri kazanmalarinda önemli rol oynadigi vurgulanmaktadir. Ayrica programlama dilleri bireylerde matematiksel ve bilgisayarca düsünme becerisi de kazandirmaktadir. Ancak ilkokul ve ortaokul düzeyindeki çocuklara programlama dillerini ögretmede önemli zorluklar yasanabilmektedir. Alanyazinda programlama egitimi alan ögrencilerin farkli düsünme, yaraticilik yetenekleri ile üst bilis ve yönlendirme yeteneklerinin programlama egitimi almayan ögrencilerden daha yüksek oldugu bulunmustur. Bunun için ögrenilmesi kolay ve görselligi ön planda olan Alice, Kodu Game Lab Community, Code.org ve Scratch gibi programlama dilleri ortaya çikmistir. Literatürde bu ortamlarin programlama ögretimindeki etkisini belirlemek için çok sayida çalisma yapilmistir. Bu çerçevede arastirmanin amaci ilkokul ögrencilerinin görsel programlama araçlariyla yaptiklari oyun gelistirme etkinliklerinin ögrencilerin programlamaya karsi olan tutumlarina ve özyeterlilik algilarina etkisini ortaya koymak olarak belirlenmistir. Bu arastirmada öntest-sontest kontrol gruplu yari deneysel arastirma deseni kullanilmistir. Çalisma grubu Amasya Ili Merkez Ilçesi Fatih Ilkokulunda ögrenim gören Ilkokul 4/C (27) ve Ilkokul 4/E (28) sinifindan toplamda 55 kisiden olusturmaktadir. Bu siniflardan rasgele 4/C grubu deney grubu, 4/E grubu ise kontrol grubu olarak saptanmistir. Deney grubunda 4 hafta boyunca Code.org görsel programlama arayüzüyle egitim verilerek, egitim sonunda ögrencilerin kendi oyunlarini tasarlamalari saglanmistir. Kontrol grubu ögrencilerine ise 4 hafta boyunca geleneksel yöntem ile kodlama egitimi verilmistir. Her iki gruba da Korkmaz ve Altun&#39;un (2014) gelistirmis oldugu &#39;Bilgisayar Programlama Ögrenmeye Dönük Tutum Ölçegi (BPÖTÖ)&#39; Ön-Test ve Son-Test olarak uygulanmistir. &#39;Isteklilik&#39;, &#39;Negatif Tutum&#39; ve &#39;Gereklilik&#39; olarak 3 kategoriye ayrilmistir. Toplamda 20 maddeden olusmaktadir. Ölçegin iç tutarlilik katsayisi 0.866&#39;dir. Ayrica Altun ve Kasalak&#39;in (2017) gelistirmis oldugu &#39;Scratch Programina Iliskin Öz Yeterlik Algi Ölçegi&#39; kullanilmistir. Ölçek toplamda 12 maddeden olusmaktadir ve iç tutarlilik katsayisi .893&#39;dür. Elde edilen veriler üzerinde aritmetik ortalama, standart sapma, t ve Anova analizleri yapilarak sonuçlar özetlenecektir.In the literature, it is emphasized that learning programming plays an important role in students&#39; ability to acquire skills such as problem solving, collaborative learning, creative thinking and critical thinking. In addition, programming languages provide mathematical and computer thinking skills in individuals. However, there may be significant difficulties in teaching programming languages to primary and secondary school children. In the literature, it was found that the students who had programming education had higher order thinking, creativity abilities and higher cognition and orientation skills than the students who did not have programming education. Alice, Code Game Lab Community, Code.org, Scratch programming languages have emerged which are easy to learn and have a visual importance. In the literature, many studies have been done to determine the effect of these environments on programming teaching. In this context, the aim of the study was to reveal the effects of game development activities of primary school students with visual programming tools on students&#39; attitudes towards programming and self-efficacy perceptions. In this research, a quasi-experimental design with pretest-posttest control group was used. The study group consisted of 55 students in Primary School (4 / C: 27 4/ E: 28) who are studying in Fatih Primary School in Amasya Province Central District. The 4 / C group was randomly assigned as the experimental group and the 4 / E group as the control group. In the experimental group, Code.org was provided with visual programming interface for 4 weeks and the students were able to design their own games. The control group students were given coding training with the traditional method for 4 weeks. &#39;The Attitude Scale of Computer Programming Learning (ASCOPL)&#39; developed by Korkmaz and Altun (2014) was applied as pretest and post-test to both groups. It has three factors: Willingness, Negative Attitude and Requirement. It consists of 20 items. The internal consistency coefficient of the scale is 0.866. In addition, &#39;Self-Efficacy Perception Scale for the Scratch Program&#39; developed by Altun and Kasalak (2017) was used. The scale consists of 12 items and the internal consistency value is .893. The results will be summarized by using arithmetic mean, standard deviation, t and Anova analysis

    KPSS SOCIAL STUDIES OABT TEST ANALYSIS OF THE QUESTION DISTRIBUTION OF OTHER SOCIAL SCIENCES

    No full text
    Kamu Personeli Seçme Sinavi (KPSS) Ölçme, Seçme ve Yerlestirme Merkezi (ÖSYM) tarafindan yapilan bir sinavdir. KPSS, ögretmenler de dahil kamu kurumlarina atanacak personeli seçmek için gerçeklestirilir. Ilk olarak 1999&#39;da baslayan sinavin adi 1999 ve 2000 yillarinda Devlet Memurlugu Sinavi (DMS), 2001&#39;de Kurumlar için Merkezi Eleme Sinavi (KMS) oldu. 2002&#39;den itibaren de Kamu Personeli Seçme Sinavi (KPSS) adiyla düzenlenmektedir. 2002&#39;den itibaren ögretmen adayi belirlemede Genel Kültür ve Genel Yetenek sinavlari ile Egitim Bilimleri testi yapilirken; 2013 yilindan itibaren bazi branslara Ögretmenlik Alan Bilgisi Testi (ÖABT) getirilmistir. Sosyal bilgiler ögretmenligine getirilen ÖABT testinin içerigine bakildiginda tarih, cografya, siyaset bilimi, diger sosyal bilim dallari ve alan egitimi testi alanlarindan sorular sorulmaktadir. Diger sosyal bilim dallari olarak ÖSYM on iki disiplini belirlemistir. Bu disiplinler sosyal bilgilerin temelleri, sosyal psikoloji, arkeoloji, antroploji, sosyoloji, felsefe, ekonomi, bilim teknoloji ve sosyal degisme, sanat ve estetik, insan iliskileri ve iletisim, günümüz dünya sorunlari ve sosyal proje gelistirmedir. Bu dersler sosyal bilgiler lisans programi içinde yer alan dersler arasindadir. Bu çalismada KPSS sosyal bilgiler ÖABT testi diger sosyal bilim dallarina ait soru dagilimlari analiz edilmistir. 2013-2018 yillari arasinda yapilan Sosyal Bilgiler ÖABT sinavi diger bilim dallarina ait sorular incelendiginde genel anlamda bu disiplinlerden birer adet soru çiktigi, bu sorularin farkli alt konulara ait oldugu görülmüstür. Bunun disinda bu diger disiplinlere girmeyen ÖSYM&#39;nin kilavuzunda yer alamayan Bilimsel Arastirma Yöntemleri dersine ait bir soru ile Ortaçag Islam Tarihine ait bir soru da bu alanda yer almistir. Sorularin genel olarak lisans derslerine uyumlu oldugu ve bu yönde sorular yer aldigi fakat bazi sorularin tartismali oldugu söylenebilir. Sosyal Bilgiler ÖABT sinavi içinde bu sorulara yer verilmesinin lisans programi dogrultusunda dogru bir uygulama oldugu ve devam etmesinin faydali olacagi söylenebilir. Public Personnel Selection Examination (KPSS) is a test conducted by the Selection, Selection and Placement Center (OSYM). KPSS is carried out to select the personnel to be assigned to public institutions, including teachers. The name of the exam which was started in 1999, was the State Officer Examination (DMS) in 1999 and 2000, and the Central Qualification Examination (KMS) for Institutions in 2001. Since 2002, Public Personnel Selection Examination (KPSS) is organized under the name. In 2002, while determining the prospective teachers, General Culture and General Ability Tests and Educational Sciences Test were conducted. Since 2013, some fields of Teaching Teaching Knowledge Test (OABT) have been introduced. When we look at the content of the OABT test that is brought to social studies teaching, questions are asked in the fields of history, geography, political science, other social sciences and field education test. As other social sciences, OSYM has identified twelve disciplines. These disciplines are the foundations of social studies, social psychology, archeology, anthropology, sociology, philosophy, economics, science technology and social change, art and aesthetics, human relations and communication, contemporary world problems and social project development. These courses are part of the social studies undergraduate program. In this study, KPSS social studies OABT test was analyzed for the question distribution of other social sciences. When the questions about the other sciences were examined, it was seen that one of these disciplines were one of the questions and these questions belonged to different sub-subjects. In addition to this, a question about the Scientific Research Methods course which cannot be included in the other OSYM&#39;s other disciplines and a question about the Medieval Islamic History have been included in this field. The questions are generally in line with the undergraduate courses, and there are questions, but some questions are questionable. It can be said that taking these questions within the Social Studies OABT exam is the right practice in line with the undergraduate program and it will be useful to continue

    0

    full texts

    85

    metadata records
    Updated in last 30 days.
    Açık Erişim ve Kurumsal Arşiv is based in Türkiye
    Access Repository Dashboard
    Do you manage Open Research Online? Become a CORE Member to access insider analytics, issue reports and manage access to outputs from your repository in the CORE Repository Dashboard! 👇