30 research outputs found

    Localized shoulder pain and management strategies

    Get PDF
    Omuz ağrıları kas-iskelet sistemi patolojileri arasında önemli bir yer tutmaktadır. Yapılan prevalans çalışmalarında, omuz ağrılarının üçüncü sıklıkla görülen lokomotor sistem patolojisi olduğu gösterilmiştir. Omuz ekleminin anatomik yapısı ve sık kullanılan bir eklem olması yaralanmaya zemin hazırlamaktadır. Bu durum, kişinin hayat kalitesini ve iş gücünü azaltması bakımında toplumsal bir sorun olabilmektedir. Omuz ağrılarının tedavisinde birçok metod bulunmaktadır. Bunların bazıları klinik pratikte gelenekselleşmiş durumda iken (fizik tedavi modaliteleri, enjeksiyon vb.) bazıları son yıllarda oldukça popüler hale gelmiştir (kinezyolojik bantlama, platelet rich plasma –PRP-). Bu derlemede, en sık görülen lokal omuz ağrısı sebepleri incelenmiş ve bu rahatsızlıklarla ilgili tedaviler gözden geçirilmiştir.Localized shoulder pain is one of the most important pathologies of musculoskeletal system. A report of a prevalance study has suggested that it is the third most common pathology among the locomotor system diseases. The anatomic structure and frequent use of this joint increase its tendency to easily get injured. This issue may be a social problem as it reduces the quality of life and ability to work. A variety of methods are available for the management of shoulder pain. Several of them are conventional methods such as physical therapy modalities, injection etc. Recently, different methods became popular such as kinesiologic taping and PRP. In this article, localized causes and management strategies of shoulder pain is reviewed

    Uzun süreli Antikonvulsan ilaç kullanımının kemik mineral dansitesi üzerine etkileri

    No full text
    TEZ1991Tez (Uzmanlık) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 1995.Kaynakça (s. 37-41) var.41 s. ; 30 cm.

    Remitting seronegative symmetrical synovitis with pitting edema (RS3PE) syndrome

    No full text
    Tekrarlayıcı seronegatif pitting ödemli simetrik sinovit sendromu, romatoid artriti andıran simetrik el ve/veya ayak ödemi ile prezente olan nadir görülen bir hastalıktır. Genellikle ileri yaş erkek hastalarda görülür fakat farklı yaş gruplarında görülen atipik vakalar da bulunmaktadır. Net bir mekanizma tanımlanmamış olmasına rağmen, etiyopatogenezde belli genetik ve çevresel faktörler öne sürülmektedir. Tedavi, esasen glukokortikoid tedavisi üzerine odaklanmaktadır. Bu derlemede Tekrarlayıcı seronegatif pitting ödemli simetrik sinovit sendromunun tartışılması ve literatürün gözden geçirilmesi amaçlanmıştır.Remitting seronegative symmetrical synovitis with pitting edema is a rare rheumatological disorder that presents with symmetrical hand and/or foot edema resembling rheumatoid arthritis. It is generally seen in male patients in older age, but atypical cases in different age groups have been documented. Although no clear mechanism has been described, certain genetic and environmental factors have been suggested for etiopathogenesis. Medical treatment is mainly focused on glucocorticoid therapy. This article aims to discuss the Remitting seronegative symmetrical synovitis with pitting edema syndrome and to review the current literature

    Breast cancer related lymphedema and conservative therapies

    No full text
    Lenfödem lenfatik dolaşımın konjenital veya edinsel bazı nedenlerle bozulması sonucu, proteinden zengin interstisiyel sıvının jeneralize veya bölgesel olarak birikimiyle karakterize bir durumdur. Üst ve alt ekstremitede sekonder lenfödemin en sık nedeni kanserle ilişkili lenfödemdir. Meme kanseri nedeniyle tedavi gören hastaların önemli bir kısmında sekonder üst ekstremite lenfödemi gelişmekte ve hastalarda fonksiyonel kısıtlılığa yol açmaktadır. Meme kanseri ile ilişkili lenfödem insidansı %2,4 ile 56 arasında rapor edilmiştir. Cerrahi olarak uygulanan geniş aksiller lenf nodu diseksiyonu ve radyasyon, lenfödem gelişimi için en önemli risk faktörleridir. Tedavi ile ilişkili komplikasyonları ve lenfödem gelişimini önleyici yaklaşımların yanı sıra, bu sakatlayıcı durumun tedavisinde çeşitli girişimler önerilmiştir. Ancak iyi tasarlanmış yeterli randomize çalışma olmadığından lenfödemin uygun tedavisi ile ilgili bir görüş birliği bulunmamaktadır. Kompleks dekonjestif tedavi, manuel lenfatik drenaj, basit lenfatik drenaj, pnömotik pompalar, laser tedavisi, oral ilaçlar, kompresyon bandajı ve giysileri, ekstremite egzersizleri ve elevasyonu lenfödem tedavisinde sık kullanılan konservatif girişimler arasındadır. Bu derlemede lenfödem gelişimi için risk faktörleri, değerlendirme yöntemleri, önleyici yaklaşımlar ve tedavi girişimleri gözden geçirilmiştir.Lymphedema is characterized by generalized or regional accumulation of protein-rich interstitial fluid that occurs as a consequence of congenital or acquired disruption of lymphatic circulation. Cancer-related lymphedema is the most common cause of secondary upper and lower extremity lymphedema. Secondary arm lymphedema is a chronic and disabling condition which affects a significant number of women who undergo breast cancer treatment. The incidence of breast cancer-related lymphedema was reported to be between 2.4 to 56%. Extensive surgical nodal clearing and irradiation are the most important risk factors for the development of lymphedema. Besides preventive approaches of treatment related complications and lymphedema, various therapeutic interventions have been proposed to treat this disabling condition. In the absence of well-designed randomized studies, consensus has not been attained concerning the appropriate treatment of lymphedema. Complex decongestive therapy, manual lymphatic drainage, self-adminitered lymphatic drainage, pneumatic pumps, laser therapy, oral pharmaceuticals, compression bandaging and garments, limb exercises and elevation are among the common conservative therapies used for managing lymphedema. This review overviews the risk factors, assessment methods, preventive approaches and treatment regimens that have been used for the management of lymphedema

    Remitting seronegative symmetrical synovitis with pitting edema (RS3PE) syndrome

    No full text
    Tekrarlayıcı seronegatif pitting ödemli simetrik sinovit sendromu, romatoid artriti andıran simetrik el ve/veya ayak ödemi ile prezente olan nadir görülen bir hastalıktır. Genellikle ileri yaş erkek hastalarda görülür fakat farklı yaş gruplarında görülen atipik vakalar da bulunmaktadır. Net bir mekanizma tanımlanmamış olmasına rağmen, etiyopatogenezde belli genetik ve çevresel faktörler öne sürülmektedir. Tedavi, esasen glukokortikoid tedavisi üzerine odaklanmaktadır. Bu derlemede Tekrarlayıcı seronegatif pitting ödemli simetrik sinovit sendromunun tartışılması ve literatürün gözden geçirilmesi amaçlanmıştır.Remitting seronegative symmetrical synovitis with pitting edema is a rare rheumatological disorder that presents with symmetrical hand and/or foot edema resembling rheumatoid arthritis. It is generally seen in male patients in older age, but atypical cases in different age groups have been documented. Although no clear mechanism has been described, certain genetic and environmental factors have been suggested for etiopathogenesis. Medical treatment is mainly focused on glucocorticoid therapy. This article aims to discuss the Remitting seronegative symmetrical synovitis with pitting edema syndrome and to review the current literature

    Remitting seronegative symmetrical synovitis with pitting edema (RS3PE) syndrome

    No full text
    Tekrarlayıcı seronegatif pitting ödemli simetrik sinovit sendromu, romatoid artriti andıran simetrik el ve/veya ayak ödemi ile prezente olan nadir görülen bir hastalıktır. Genellikle ileri yaş erkek hastalarda görülür fakat farklı yaş gruplarında görülen atipik vakalar da bulunmaktadır. Net bir mekanizma tanımlanmamış olmasına rağmen, etiyopatogenezde belli genetik ve çevresel faktörler öne sürülmektedir. Tedavi, esasen glukokortikoid tedavisi üzerine odaklanmaktadır. Bu derlemede Tekrarlayıcı seronegatif pitting ödemli simetrik sinovit sendromunun tartışılması ve literatürün gözden geçirilmesi amaçlanmıştır.Remitting seronegative symmetrical synovitis with pitting edema is a rare rheumatological disorder that presents with symmetrical hand and/or foot edema resembling rheumatoid arthritis. It is generally seen in male patients in older age, but atypical cases in different age groups have been documented. Although no clear mechanism has been described, certain genetic and environmental factors have been suggested for etiopathogenesis. Medical treatment is mainly focused on glucocorticoid therapy. This article aims to discuss the Remitting seronegative symmetrical synovitis with pitting edema syndrome and to review the current literature

    Tekrarlayıcı seronegatif pitting ödemli simetrik sinovit (RS3PE) sendromu

    No full text
    Remitting seronegative symmetrical synovitis with pitting edema is a rare rheumatological disorder that presents with symmetrical hand and/or foot edema resembling rheumatoid arthritis. It is generally seen in male patients in older age, but atypical cases in different age groups have been documented. Although no clear mechanism has been described, certain genetic and environmental factors have been suggested for etiopathogenesis. Medical treatment is mainly focused on glucocorticoid therapy. This article aims to discuss the Remitting seronegative symmetrical synovitis with pitting edema syndrome and to review the current literature.Tekrarlayıcı seronegatif pitting ödemli simetrik sinovit sendromu, romatoid artriti andıran simetrik el ve/veya ayak ödemi ile prezente olan nadir görülen bir hastalıktır. Genellikle ileri yaş erkek hastalarda görülür fakat farklı yaş gruplarında görülen atipik vakalar da bulunmaktadır. Net bir mekanizma tanımlanmamış olmasına rağmen, etiyopatogenezde belli genetik ve çevresel faktörler öne sürülmektedir. Tedavi, esasen glukokortikoid tedavisi üzerine odaklanmaktadır. Bu derlemede Tekrarlayıcı seronegatif pitting ödemli simetrik sinovit sendromunun tartışılması ve literatürün gözden geçirilmesi amaçlanmıştır

    Optimum Design of Semi Rigid Steel Frames via Stokhastic SearchTechniques

    No full text
    Bu çalışmada; geliştirilmiş olan bir bilgisayar programı ile farklı tiplerde kolon-kiriş bağlantı noktalarına sahip düzlemsel çelik çerçevelerin optimum tasarımı yapılmıştır. Çelik yapıların statik analizinde kolon-kiriş birleşim noktaları, mafsal ya da tamamen rijit olarak kabul edilir. Fakat gerçekte birleşim noktalarındaki davranış ne mafsal ne de tamamen rijit bir davranıştır. Birleşim noktalarının gerçek davranışı bu iki davranış arasında olup, bu davranış yarı rijit kolon-kiriş birleşimi davranışı olarak isimlendirilmektedir. Yapıların boyutlandırılması; AISC-LRFD şartnamesinin öngördüğü hususlar dikkate alınarak yapılmıştır. Optimizasyon problemleri için, parçacık sürü ve av arama tekniğinde geliştirilen algoritmalar kullanılarak rijit ve yarı rijit bağlantı noktalarına sahip çelik çerçevelerin tasarımı yapılarak elde edilen sonuçlar karşılaştırılmıştır. Parçacık sürü optimizasyon yöntemi, kuş vb. hayvan sürülerinin yiyecek ararken davranışını taklit eden bir arama tekniğidir. Av arama tekniği ise aslan ve kurt gibi avcı hayvanların, avlarını yakalayabilmeleri için geliştirdikleri stratejilerin izlenmesi ve bu davranışlarının taklit edilmeleri sonucunda ortaya çıkmış olan bir arama tekniğidir. Kullanılan optimizasyon teknikleri ile yapı ağırlının en küçük olan olduğu tasarıma ulaşılmaya çalışılmıştır.In this study; steel plane frames with column-to-beam connection points in different types are designed optimally with a developed computer program. In the static analysis of steel structures, column-beam joint points are considered as pinned or completely rigid connections. But in reality, behavior at connections are neither a hinge nor a rigid one. The actual behavior of junctions is between these two behaviors, and this behavior is called semi-rigid joint behavior. Design of frames are determined by taking into account the AISC-LRFD specifications. For optimum design of steel frames (rigid and semi-rigid); the best results obtained by using algorithms developed in the particle swarm and hunting search technique, were compared. Particle swarm optimization method, is a search technique that imitates the behavior of animal swarms, just as birds etc., looking for food. The hunting technique is a search technique that has been developed as a result of monitoring the strategies developed by hunter animals such as lions and wolves to catch their prey and imitating these behaviors. It was tried to reach the design which has the minimum wieght of the frames with the optimizations techniques used

    Spinal musküler atrofili bir çocuk hastada kinezyoband uygulanması

    No full text
    Kinezyoband son 20 yıldır oldukça popüler olan ve çeşitli kas iskelet sistemi hastalıklarında kullanılan elastik bandajlama metodlarından biridir. Mekanizması tam açık değildir fakat bazı teoriler öne sürülmüştür. Bu olgu sunumunda progresif kas hastalıklarından olan spinal musküler atrofili bir hastada gelişen sırt ağrısına uygulanan kinezyoband sonuçlarını sunmayı amaçladık. Kinezyoband dört gün ara ile üç defa olmak üzere fasyal B tekniğiyle uygulandı. Uygulama sonrası ağrıda azalma sağlandı. Kinezyoband uygulaması progresif kas hastalığı olanlarda ağrı azaltılmasında faydalı olabilir.Kinesio taping is one of the elastic bandage methods which has been quite popular in the last 20 years and has been applied in various musculoskeletal conditions. Although the mechanism of action is not clear, many theories have been suggested so far. In this case report, we aimed to present the results of kinesiotape application for back pain of the patient with spinal muscular atrophy which is one of the progressive muscular disorders. It was performed for three times with four days interval. Fascial technique B (Space technique) was applied. Reduce of pain was also observed during the subsequent applications. The application of kinesio taping could be beneficial on reducing the pain in patients with progressive muscle diseases

    Evaluation of Some Morphological Characteristics of Elite Basketball Players According to Game Positions

    No full text
    Yapısal özellikler insan hareketlerini ve dolayısı ile de sportif performansı etkileyen önemli faktörlerden biridir. Bu çalışmada basketbol sporu temel alınarak Deplasmanlı Ligde Çukurova yöresinde basketbol oynayan yaş ortalaması 21 ± 4.44 olan 15 erkek ve yaş ortalaması 19 ± 2.07 olan 25 bayan toplam 40 elit basketbolcunun üst ekstremite morfolojik özelliklerinin mevkilere, yaş ve cinsiyete göre değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Araştırma grubunun clavicula uzunlukları, üst ekstremite segment uzunlukları, boy uzunlukları ve vücut ağırlıkları ölçülmüştür. Boy uzunluğu erkeklerde 187 ± 0.88 cm, bayanlarda 172 ± 0.51 cm saptanmıştır. Üst ekstremite uzunluk ölçüleri bakımından aynı bireyde sağ ve sol tarafta anlamlı farklılık bulunamamıştır (p<0.05). Sağ taraf referans olarak alındığında erkeklerde clavicula uzunluğu 16.2 ± 0.70 cm, kol uzunluğu 34.0 ± 2.02 cm, ön kol uzunluğu 24.9 ± 1.63 cm, el uzunluğu 14.7 ± 1.21 cm, bayanlarda clavicula uzunluğu 15.1 ± 0.80 cm, kol uzunluğu 30.6 ± 1.36 cm, ön kol uzunluğu 22.0 ± 1.13 cm ve el uzunluğu 13.6 ± 0.91 cm olarak belirlenmiştir. Ölçülen bu uzunluklar ile cinsiyet arasında ve cinsiyet ile mevki arasında anlamlı bir ilişki saptanmıştır. Bu bulgulara dayanarak; basketbolda cinsiyetin boy ve üst ekstremite segment uzunluklarını etkileyen önemli değişkenlerden biri olduğu sonucuna varılmıştır.Structural features are one of the most important factors that affect body movements and sports performance. In this study, 15 male and 25 female elite basketball players in the teams of Çukurova region were evaluated morphologically according to their age, sex and game position. In morphologial evaluation, clavicular length, upper extremity segmental length, body height and weight were measured. Mean height of male and female players were 187 ± 0.88 cm and 172 ± 0.51 cm respectively. Upper extremity segmental length were not significantly different between right and left sides in each players (<0.05). Clavicular length, arm length, forearm length, hand length at the right the right side of male players were; 16.2 ± 0.70 cm, 34.0 ± 2.02 cm, 24.9 ± 1.63 cm, 14.7 ± 1.21 cm respectively. In female players similar measurements at the right side were; 15.1 ± 0.80 cm, 30.6 ± 1.36 cm, 22.0 ± 1.13 cm and 13.6 ± 0.91 cm respectively. There is a significant relationship between these measurements and players' sex. There is also a significant relationship between players' sex and their game position. It is concluded that, player's sex is one of the important determinants that affect height and upper extremity segmental length in basketball
    corecore