66 research outputs found
Recommended from our members
Imitation, tension, and hybridization: multiple "Americanizations" of management education in Mediterranean Europe
This article provides a comparative examination of academic business and management education in four European countries, namely, France, Italy, Spain and Turkey, addressing in particular the issue of Americanization both as a historical event in the aftermath of World War II and an ongoing process since then. There is first a consideration of the institutional models that have emerged in these countries in the first part of the 20th century. Set against this historical context, the article examines the often-contested processes and the extent of the transfer of American models for management education in the two decades after World War II. It also looks at the national trajectories that have ensued since. The central argument is that the interaction with American models has not led to local replicas but hybrid forms and institutional fields that have varied across the four countries
Bir örgütsel alanın yeniden şekillenişi: Türkiye’de iş hayatına yönelik yüksek öğretimde değişim, 1955-1975
Bu makalede Türkiye’de iş hayatına yönelik yüksek öğretim alanının, Amerikan etkisi altına girdiği 1950’li yılların ortalarından itibaren yaklaşık 20 yıllık sürede, ileri sürülen amaçlar, uygulanan programlar ve verilen dersler açısından geçirdiği değişim anlatılmaktadır. Akabinde de, sunulan tarihsel incelemenin gösterdikleri örgüt yazınındaki kurumsalcı yaklaşım açısından ele alınmaktadır. Böylelikle, doğrudan müdahale ve örnek alma yoluyla dışarıdan gelen etkilerin, örgütsel alanlar üzerindeki, ithal modellerin nüfuz etme şekli, çeşitlenme ve benzeşme ve örgütlerarası etkileşim itibariyle yol açtıkları üzerinde durulmakta ve bu incelemenin halihazır yazına ilave olarak gösterdiklerine işaret edilmektedir
Türkiye'de iş yapmanın ve işletmenin akademikleştirilmesi, 1930-1950
Türkiye'de iş yapma ve işletmelerle ilgili akademik faaliyet, dayanağını büyük ölçüde Alman "işletme iktisadı" oluşturmak üzere, 1930'lu yıllarla başlamışbr. Bu çalışmada, 1930-1950 yılları arasındaki akademik yazının incelenmesinden hareketle, Alman işletme iktisadının ithaliyle, çoğu ilk kez olmak üzere, Türkiye'ye gelen başlıca düşünceler ortaya konulmaktadır. İnceleme esas
olarak işletme ve işletmelerin "yönetilmeleriyle"ilgili fikirler üzerinde durmaktadır. neri sürülen ana görüş Türkiye'deki işletme iktisadının da esasen iktisat temelli bir bakış açısını, ancak işletmelerin işletme iktisadı bilgisiyle "yönetilebileceği" ve daha iyi sonuc;lar üretmelerinin sağlanabileceği fikriyle beraber, içerdiğidir. Makale, işletme iktisadının, 1950 sonrasındaki sönüşüne karşın, akabinde ve hatta bugünlere kadar Türkiye'de işletmeler ve yönetimlerine ilişkin düşünceler üzerinde bırakmış olabileceği izlerin tartışılmasıyla son bulmaktadır
Special Issue Introduction:Historical Research on Institutional Change
Both business historians and organisation studies scholars study institutional change to understand the interactions between business and society. However, research approaches differ fundamentally, with organisational research focusing on theory-driven explanations, whereas historical research is rather theory-informed. The consequence of such disciplinary orientation is that interdisciplinary conversations rarely occur. For this special issue, we invited submissions that address how historical research can contribute to our understanding of institutional change while demonstrating ‘dual integrity’ in terms of being significant pieces of historical research that provide us with new insights into historiography and at the same time addressing important theoretical concerns
Tarihsel bir bakışla bilim-yönetim birlikteliği
Bu makale, 1950’lerdeki bilimle yönetimi buluşturma isteklerinden başlayarak, o günlerden bu yana ortaya çıkan başlıca yönelimleri ve bunlar etrafındaki tartışmaları incelemektedir. Gelişmeler şimdilerde parçalı bir görünüme yol açmıştır. Doğa bilimci yönelim, ABD’de hala egemen olmakla birlikte, bir yandan da yöneticiler için işe yarar olana yeterince eğilmediği ileri sürülmektedir. Bu arada, doğa bilimleri modelinin alternatifi yaklaşımlar ve yönetsel kaygılarla hareket edilmesini eleştiren bakış açıları da, esasen ABD akademik ortamı dışında olmak üzere ama, önemli mesafeler kaydetmiştir. Makale, son olarak da Türkiye’deki gelişmeyi izlemekte ve büyük ölçüde ABD’de üretilen bilgiye bağımlı olmakla birlikte, farklı bir yönetimci çizginin oluştuğunu göstermektedir
The French, the German and the American: Higher education for business in Turkey, 1883-2003
Like in other parts of Europe and, indeed, the United States, early initiatives in the Ottoman Empire for higher education in business date back to the second half of the 19thcentury. After a number of aborted attempts, the opening of a commercial school in İstanbul (Hamidiye Ticaret Mektebi) in 1883 under the auspices of the Ministry of Trade marked the beginning of business education in the Empire, purportedly, at the “higher” level. The Commercial School was closed down in 1890 and re-opened in 1894, attached this time to the Ministry of Education. It went through a restructuring in 1915 that led to a demarcation between an upper and a junior division. The School served as the sole provider of business education till it was inherited by the Turkish Republic and remained so for more than another decade. From the second opening until the founding of the Republic, it had an average of around 12 graduates per year, which increased to about 24 in the period up to the mid-1930s.</jats:p
Yasa, piyasa ve örgüt tiplerinde çeşitlilik: 1981 sonrasında Türkiye'de üniversiteler
Bu çalışmada yasal çerçeveyi toptan değiştirerek yeni zorlayıcı hükümler getiren, bir yandan da piyasalaşmanın yolunu açan bir devlet müdahalesinin, bir örgütsel alandaki örgüt tiplerine, zaman içinde, ne tür etkileri olacağını inceliyoruz. Araştırmamızın görgül zeminini 1980’lerin başında yeni bir rejimin
getirildiği Türkiye’deki yükseköğretim alanı oluşturmaktadır. Kümeleme analizi kullanarak elde ettiğimiz bulgular, yeni rejimin alanın yapısını değiştirdiğini ve egemen üniversite tiplerinin ya yeni rejim tarafından, ya da geçmişin getirdikleriyle yeni rejiminin istediklerinin bileştirilmesi veya kısmi değişikliklere uğratılmasıyla şekillendiğini göstermektedir. Örgüt tiplerindeki çeşitlilik ve yoğunlaşma da zaman içinde dalgalı bir seyir izlemiştir. Gözlemlediğimiz bu sonuçlarda da, esas rolü yasa ve alanın tarihsel geçmişinin
oynadığı, piyasalaştırmanın etkisinin ise sınırlı kaldığı görülmektedir
1990'lı yıllarda Türkiye'de yönetim alanı: disiplinin yapısı ve yaklaşımlar
Bu çalışmada Türkiye’de yönetim alanı 1990’lı yıllar için dört akademik dergide yayınlanan makalelere dayanılarak atıf analizi yöntemleriyle incelenmektedir. Elde edilen sonuçlar, disiplinin yapısı açısından örgütler ve yönetim ve personel / insan kaynakları alt-alanlarının, ilkinde ilgiler ve bakış açıları, ikincisinde de kamu ve işletme ortamları itibariyle ayrışmaya sahne olduğuna işaret etmektedir. Örgütsel davranış ise düşünsel temelleri itibariyle bütüncül bir görünüm arzetmektedir. Bu durum, diğer alt-alanlara nüfuzuyla da birleşince, davranışçı bakış açısını yönetim alanına egemen hale getirmektedir. Örgütler ve yönetim alt-alanında beliren durumsalcı, toplam kaliteci gibi alternatif yaklaşımlar göreli olarak geri planda kalmakta ve davranışçı yazından bağımsız bir çizgi izler görünmektedirler
Türkiye'de akademik bir inceleme alanı olarak personel veya "insan kaynakları" yönetimi, 1972-1999
Bu makalede akademik bir alan olarak personel yönetimi Türkiye’de bağımsız bir kimlik kazandığı 1970’lerden başlayarak bugünlere kadarki seyri ve kamu veya işletme yönetimi çerçevesinde ele alınmasının etkileri açısından incelenmektedir. Çalışma içerik analizine dayanmakta, veri temelini Türkiye’de yayınlanan akademik nitelikteki dört dergide yer alan personel/insan kaynakları yönetimi makaleleri oluşturmaktadır. Bulgular “personelden insan kaynaklarına geçiş” iddiasının Türkiye’ye 1980’lerin sonlarına doğru nüfuz ettiğini, incelenen konular ve bakış açılarına da bazı etkiler yaptığını göstermektedir. Personel bilgisinin evrenselliği, Türkiye ortamını anlama, çalışmaların niyeti gibi yönlerdense alanın köklerinden gelen özelliklerinde sınırlı değişiklikler olduğu görülmektedir. Disiplinin kamu ve işletme yönetimi tarafları arasında da özellikle bakış açıları, evrenselci varsayımların yaygınlığı ve Türkiye’yle bağ kurma şekli açısından bazı farklar bulunmuştur
- …