42 research outputs found

    Factors Associated with Mortality in Hospitalized Older Adults

    Get PDF
    Aim:This study aimed to evaluate mortality risk associated with readily accessible laboratory parameters and underlying conditions in hospitalized older adults.Materials and Methods:This retrospective study included geriatric patients admitted for inpatient care to the internal medicine wards of two major university hospitals in two different regions of Turkey. Data related to the patients were collected by retrospective review of patient charts and electronic records. Survival data were obtained from the Death Reporting System of the Turkish Ministry of Health. Survival after admission at 30 days and 1 year was noted.Results:The study included 1.465 hospitalized older adults with a median age of 74 years, of whom 51% were women. Of these patients, 115 (7.8%) died within 30 days and 382 (26.1%) died within 12 months. For 30-day mortality, independent risk factors appeared to be infectious diseases [odds ratio (OR) 2.109, p=0.006], receiving palliative support (OR 5.982, p=0.006), malignancy (OR 2.514, p=0.001), Charlson Comorbidity Index (CCI) (OR 1.219 per unit increase, p<0.001), MPV (OR 1.525 per unit increase, p<0.001), and CRP (OR 1.006 per unit increase, p<0.001). For 12-month mortality, independent risk factors were found to be infectious diseases (OR 1.978, p=0.01), palliative support (OR 6.506, p<0.001), malignancy (OR 2.654, p<0.001), CCI (OR 1.200 per unit increase, p<0.001), and CRP (OR 1.006 per unit increase, p<0.001).Conclusion:The results of this study show that CCI, CRP, and NLR were associated with higher mortality both at 30 days and 12 months. A one-unit increase in MPV was an independent risk factor for 30-day mortality and increased the odds of mortality by 52.5%

    Yaşlı hastada senkopa yaklaşım

    No full text
    Syncope in elderly patients is a clinical syndrome frequently observed both in emergency rooms and outpatient clinics and it may cause mortality depending on the etiology. The main pathology at the background is global cerebral hypoperfusion. Although syncope may be seen at all age groups, it is more common in older ages. Age-associated changes in various physiological parameters contribute to development of syncope in the elderly and the underlying etiology determines its prognosis. Among the many types of syncope in the elderly, cardiac syncope is the primary syndrome resulting in increased mortality. Therefore, identification of the etiology is very important in the management of syncope. When detailed anamnesis, physical examination and EKG are inadequate for the diagnosis of an elderly syncope patient, further invasive or noninvasive examination should be performed. In the case of syncope related to neural pathways, nonpharmacological approaches are preferred. Physicians should evaluate all the medications the patient is using and the withdrawal or reduction of culprit medication should be considered. Patients must be informed about the reasons and triggers of syncope. Patients with cardiac syncope require specific treatment and an implantable cardiac defibrillator (ICD) may be life saving for appropriate indications. Syncope in the elderly is an important geriatric syndrome that requires comprehensive assessment, rapid diagnosis and treatment.Yaşlı hastada senkop, gerek acil servislerde gerekse polikliniklerde sık karşılaşılan ve etiyolojiye bağlı olarak mortaliteye neden olabilen klinik bir sendromdur. Temel patoloji, serebral global hipoperfüzyondur. Her yaş grubunda görülmekle birlikte artan yaşla birlikte senkop sıklığında da artış meydana gelir. Yaşa bağlı meydana gelen değişiklikler yaşlıda senkop gelişimine katkıda bulunmaktadır. Senkopun prognozunu altta yatan hastalık belirlemektedir. Yaşlı hastada senkop nedenleri çok çeşitli olabilmekle bununla birlikte mortalitedeki artış kardiyak senkoplarda görülmektedir. Bu nedenle de senkopta etiyolojinin saptanması son derece önemlidir. Senkopla başvuran her hastada ayrıntılı öz geçmiş, fizik muayene ve EKG ile tanıya ulaşılamazsa gerekli diğer noninvasiv veya invasiv tetkiklere geçilmelidir. Nöral yolaklarla ilişkili senkopta nonfarmakolojik yaklaşım ön plandadır. Öz geçmişte hastanın kullandığı ilaçlar değerlendirilmeli, hipotansiyondan sorumlu ilaç varlığında kesilmeli veya dozu azaltılmalıdır. Hastalar senkopu tetikleyecek nedenler hakkında bilgilendirilmelidir. Kardiyak senkopta saptanan kardiyak patolojinin bağlı spesifik tedavi uygulanmalıdır ve uygun vakalarda intrakardiyak defibrilatör (ICD) hayat kurtarıcıdır. Yaşlıda senkop, kapsamlı değerlendirme, hızlı tanı ve tedavi gerektiren önemli bir geriatrik sendromdur

    Covıd 19 Pandemisinin Bir Sosyal Sorumluluk Projesinde Yer Alan 60 Yaş Ve Üzeri Kişilerin Günlük Hayatına Etkileri

    No full text
    Covid 19 salgını hızlıca birçok ülkeye yayılmış, 11 Mart 2020 tarihinde pandemi olarak ilan edilmiştir. Hastalık ve ölüm oranları açısından yaşlılar riskli grupların başında değerlendirilmiş, uygulanan sosyal izolasyon ve karantina tedbirlerinden en çok yaşlılar etkilenmiştir. Bir sosyal sorumluluk projesi olan, 60 yaş ve üzeri kişilerle yüz yüze faaliyet sürdüren Fethiye Tazelenme Üniversitesi, pandemi ile birlikte bu faaliyetini video konferans eğitim ve destek programı olarak yapılandırmıştır. Araştırma, bu programa katılan kişilerin günlük hayatına pandeminin etkilerini incelemeyi amaçlamaktadır. Tanımlayıcı tiptedir. Programa devam eden 66 kişi örnekleme alınmıştır. Veriler 30 Haziran 2021-14 Temmuz 2021 tarihleri arasında online anket ile toplanmıştır. Veriler SPSS 22 programında sayı ve yüzdelik hesaplamalar ile değerlendirilmiştir. Bulgulara göre; düzenli fiziksel aktivite yapanların oranı (%74.2) pandemide önemli ölçüde (%28.1) azalmıştır. Bireylerin beslenmesine daha çok dikkat ettiği (%63.6), yarıya yakınının kilo aldığı (%45.5)ve uyku sorunu (%47.0) yaşadığı tespit edilmiştir. Katılımcılar farklı şiddette Covid-19’a yakalanma korkusu (%80.4) ve kendilerinden (%53.4) daha çok yakınlarının hayatını kaybetmesi (%83.4) korkusu yaşamışlardır. Katılımcılar; sosyal ilişkileri sürdürme (%80.4), aile bireyleri ile bir arada olma (%65.7), alışveriş yapma (%62.5) ve ulaşım (%59.1) alanlarında zorlandıklarını, cep telefonu (%49.2), bilgisayar (%64.6) ve internet kullanma becerilerinin arttığını (%50.8) belirtmişlerdir. Sonuç olarak; pandemi sürecinin korkulara ve günlük yaşam üzerinde bir takım olumsuz etkilere neden olmasına rağmen, özellikle bilgisayar ve iletişim teknolojilerinin kullanımına ilişkin becerileri artırdığı söylenebilir

    Antimicrobial Resistance Rates and Risk Factors for Extended-Spectrum Beta-Lactamase-Producing Escherichia coli-Associated Urinary Tract Infections in Older Outpatients in East Anatolia from 2011-2019

    No full text
    Background: Community-acquired urinary tract infection is among the most common infections in older adults. Regardless of age, the most frequently detected causative microorganism is Escherichia coli. In parallel with the increase in antibiotic use, the frequency of community-acquired extended-spectrum beta-lactamase-producing E. coli (ESBL-E. coli) has reached critical levels. The use of empirical antibiotic therapy is determined by assessing patient-based risk factors. Therefore, knowing the risk factors and the frequency of antimicrobial resistance can guide the treatment to shape the treatment.Objectives: This study aimed to determine the risks and resistance frequencies to guide the empirical treatment selection for ESBL-E. coli-associated urinary tract infection (UTI) in elderly patients.Methods: This study is a retrospective cohort study. It was carried out between 2011-2019. Escherichia coli growth of >= 105 colony -forming units (cfu)/mL in urine culture was included in 815 patients aged 65 and over who applied to outpatient clinics.Results: Two hundred and sixty (31.9%) of the patients had ESBL-E. coli. In ESBL-E. coli, antimicrobial resistance rates were highest (100%) for penicillins + beta-lactamase inhibitors. The lowest resistance rates were determined for carbapenems, aminoglycosides, phosphonic acid, and nitrofurantoins. Risk factors for ESBL-producing bacteria were determined. These were the presence of benign prostatic hypertrophy, antibiotic use in the last three months, history of UTI in the last year, urinary catheter uses in the last year, male gender, and hospitalization in the last year (P 0.05). The only independent risk factor was a history of UTI in the last year, which increased the risk of ESBL by 2.8 times.Conclusions: Carbapenems can be chosen as parenteral options, and phosphonic acids and nitrofurantoin as oral options for em-pirical antibiotic treatment, especially in patients with a history of UTI in the past year
    corecore