28 research outputs found
The analysis of self-esteem level of the school of physical education and sports students participating in intercollegiate football contests
In this study, it is aimed to analyze self-esteem levels of the male and female students in the School of Physical Education and Sports in different provinces between 2015-2016 years who participated in football contests in Balıkesir University. The sample of the analysis is formed with 76 female and 54 male football players for a total of 130 individuals participated on a voluntary basis, who are students of Physical Education and Sports in different provinces of Turkey.In this study, individuals have been applied two-part questionnaire. In the first part demographic features and in the second part Cooper Smith Self-Esteem Inventory consisting of 25 items have been used. The obtained data have been recorded in silico by using a packaged software named SPSS 20. On the purpose of testing hypothesis of the study; normality tests, frequency analysis, descriptive statistics, credibility analysis, MWU test and Kruskal Wallish H tests have been applied.As seen in Kruskal Wallis H test table, self-esteem scores do not differ according to age. (p>0, 05). In MWU test result, there is no significant difference between male and females in terms of self-esteem scores. (p>0, 05). Self-esteem scores do not differ according to the alma mater in statistical terms. (p>0, 05). As a result of Krushkal Wallis H test carried out to determine if self-esteem scores differ according to the participants who do sports in different frequency, it is identified that self-esteem scores significantly differ according to frequency of doing sports. (p<0, 05). In order to determine between which groups have difference in question, with Mann Whitney U test; potential all pairwise comparisons have been done and rarely sports doer’s self-esteem scores averages are quite low when compared to the on occasion and regularly doers; it is determined that there is no significant difference in terms of self- esteem scores between participants who do sports in a club and who do not. (p>0, 05).As a result, individuals studying at Physical Education and Sports schools’ self-esteem scores do not differ from each other according to their ages, gender, doing sports in clubs but differ according to frequency of doing sports. Physical education and sports’ being positive provides a chance to get closer to self-esteem concept. It is taught that it is important in terms of determination of self-esteem levels
Investigation of variations in terms of decision making and trait anxiety level of football referees: Futbol hakemlerinin karar verme ve sürekli kaygı düzeylerinin bazı değişkenler açısından incelenmesi
This study has been done in the purpose of investigation the decision making and trait anxiety level of football referees under some variations.
Study has been applied to 72 football referees out of 89 (%80.8), regional and national referees, whom work from East and South Easter Anatolian region in 8th and 13th sections.
In the study, Mann et al. (1998), “Melbourne Decision Making Scale” adapted by Deniz (2004) and Turkish “Trait Anxiety Inventory” adapted by Türker, Öner and Le Compte (1983) developed by Spielberger and friends. SPSS 22 package program was used to analyze the data obtained in the study and the level of significance was taken as p <0.05. T-test and One-Way Anova were used in the study.
As the result of the analysis, in decision making process, the education of self-respect and high attention favors the referees. Those whom has worked more, thus have more experience, tend to have a higher level of decision making. It has been determined that as the age progresses at the level of trait anxiety, there is a regular decrease in trait anxiety level. It has been determined that the level of trait anxiety of the referees who have graduate education level is lower than that of the referees who have undergraduate and graduate degrees.
Özet
Bu çalışma, bölgesel ve ulusal futbol hakemlerin karar verme ve sürekli kaygı düzeylerinin bazı değişkenler açısından incelemesi amacıyla yapılmıştır.
Araştırma, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde 8. ve 13. Bölge’de bulunan bölgesel ve ulusal futbol hakemi olan toplam 89 hakemden 72 (% 80,8) hakeme uygulanmıştır.
Çalışmada, Mann ve Ark. (1998) tarafından geliştirilmiş olup, Deniz (2004) tarafından Türkçeye uyarlanan ''Melbourne Karar Verme Ölçeği'' ve Spielberger ve arkadaşları (1970) tarafından geliştirilen Öner ve Le Compte (1983) tarafından Türkçeye uyarlanan ''Sürekli Kaygı Envanteri'' kullanılmıştır. Araştırmada elde edilen verileri analiz etmek için SPSS 22 paket programı kullanılmış olup anlamlılık düzeyi p<0.05 olarak alınmıştır. Çalışmada t testi ve One -Way Anova kullanılmıştır.
Çalışma sonucunda, Karar vermede özsaygı ve dikkatli karar verme düzeylerinde eğitim düzeyi üst seviyede olmasının hakemler lehine önemli bir faktör olduğu tespit edilmiştir. Hakemlik yılı fazla olan futbol hakemlerinin dikkatli karar verme düzeyinin yüksek olduğu gözlenmiştir. Sürekli kaygı düzeyinde yaş ilerledikçe sürekli kaygı düzeyinde de düzenli bir düşüşün olduğu tespit edilmiştir. Eğitimi düzeyi yüksek lisans olan hakemlerin sürekli kaygı düzeyi eğitim durumu ön lisans ve lisans olan hakemlere göre daha düşük olduğu tespit edilmiştir
Yöneticiler açısından etkin zaman yönetimi tekniklerinin değerlendirilmesi
Zaman; anında tüketilme ve depolanmama gibi özelliklerinin yanında, hiçbir şeyin ikame edemediği eşsiz bir
kaynaktır. Bu eşsiz kaynağın kullanılması da çok büyük ölçüde hassasiyet gerektirmektedir. Yönetici sıfatına
sahip olan kişilerin zamanı etkin bir şekilde yönetebilmeleri sayesinde örgüt, amaçlarına ulaşabilme
seviyesini de yükseltir. Zamanın yüksek düzeyde etkin olarak yönetildiği örgütlerde yöneticiler, öncelik
vermeleri gereken düşünme ve stratejik işler gibi konulara daha çok vakit ayırabileceklerdir. Bu şekilde elde
edilen zaman da, hem kısa vadede hem de uzun vadede örgütün etkinliğini güvence altına almak için önemli
bir kaynak olacaktır. Yöneticilerin bu konuda yapmaları gerekenler ise; zaman kayıplarına düşmemek ve
bireysel donanımlarını bu doğrultuda dizayn etmektir.
Çalışmada analitik yöntem uygulanmıştır. Konu ile ilgili literatür taraması yapılarak bilgiler tamamlanmış ve
elde edilen veriler neticesinde etkin zaman yönetimi tekniklerinin yöneticiler açısından bir değerlendirilmesi
yapılmıştır
Etkili yönetici görüşlerine göre zaman yönetiminde belirgin olan kişisel faktörler
Bireylerin kişilikleri ve işlerindeki çalışma alışkanlıkları, kendilerinin zamanı kullanma biçimlerini önemli
derecede etkilemektedir. Bir başka ifade ile, kişilik yapısının ve bazı kişisel özelliklerin zaman ihtiyaçları ve
çalışma alışkanlıkları üzerinde belirleyici etkilerinin de olduğu söylenebilir.
Geri dönüşü mümkün olmayan ve etkin bir şekilde kullanılması gereken en değerli kaynaklardan biri olan
zaman örgütlerin başarıya ulaşmasında önemli bir rol oynamaktadır. Zamanın kullanımı ile ilgili süreci
yönlendirenler ise örgütün temel unsurlarından olan yöneticilerdir. Günümüzde yöneticiler çok yoğun ve
karmaşık ortamda çalışmaktadırlar. Yöneticilerin zamanı etkin kullanmaları ve yönetmeleri; örgütün bütün
kaynaklarının da aynı şekilde kullanılması yönünde önemli ölçüde fayda sağlayacak ve örgütün başarı
düzeyini yükseltecektir.
Bu çalışmada analitik metot kullanılarak, zaman yönetimini etkileyen önemli bazı kişisel faktörlerin
yöneticiler açısından ele alınıp değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Konu ile ilgili literatür taraması yapılarak
elde edilen veriler sonucunda zamanın yöneticiler tarafından nasıl en etkin biçimde kullanılabileceği
hususunda değerlendirme yapılmıştır
Yönetici performansını değerlendirmede iki önemli değişken: planlama tutumu ve denetim zamanı
Günümüz yöneticileri, ilgilendikleri faaliyetlerin çoklugu ve karmasıklıgı nedeniyle zaman
baskısını yogun bir sekilde hissetmektedirler. Bu baskının olumsuz yönleri nedeniyle etkinliklerini
kaybedebilmektedirler. Yöneticilerin performansları, basarılı bir zaman yönetimiyle yükselecektir.
Zamanı basarılı sekilde yönetmenin önemli iki ölçüsü; yönetsel zamanı planlamak ve
denetlemektir. Bu çalısma, Gençlik ve Spor Genel Müdürlügü teskilatındaki yöneticilerin zaman
yönetimi performanslarının ölçülerinden olan planlama ve denetim tutumlarına iliskin etkinlik
düzeylerini incelemek amacıyla yapılmıstır. Yöneticilerin planlama tutumu açısından gösterdikleri
performans orta düzeydedir (%66.12). Yöneticilerin denetim zamanı tutumu açısından
gösterdikleri performans da düsük düzeydedir (%48.92)
Sporun toplumsal boyutlarının değerlendirilmesi
İnsanların spor yapma alışkanlığını kazanması, yeteneklerinin geliştirilmesi açısından ve sağlıklı kalabilmesi
için spor yapmasının gerekli olduğu toplumun her kesimince bilinmektedir. Toplum içerisinde sosyalleşmede
bir araç olan spor, fert ve toplum ilişkilerinin geliştirilmesinde de etkili olmaktadır.
Bu çalışmanın amacı, spor ve toplum ilişkisi içeriğinde ilgili literatür imkan dahilinde taranıp elde edilen
veriler ilişkilendirilerek değerlendirilmiştir. Bu çalışma analitik metot kullanılarak yürütülmüştür.
Ferdin spora olan ilgisi ve bağı, toplum içinde yaşama kurallarına uyumu zorunlu hale getirmiştir. Spor
fiziksel, ruhsal ve toplumsal gelişimde de önemli bir olgudur. Spor, ferde sabırlı ve enerjik olmayı, sosyal
grup ve toplum ile bütünleşmeyi sağlarken, fert ile toplum arası ilişkileri daha ahlaki kılmaktadır. Spor
sayesinde insanlar aynı amaçlara yönelmeye, birlikte hareket etme duygusunu yaşamaya başlarlar.
Sonuç olarak; insan yaşamı ile bütünleşmiş olan spor, insanların sağlıklı, başarılı mutlu olmasında ve yüksek
moral gücüne sahip olmasında çok önemli rol oynamaktadır. Spor, insanın toplumda diğer insanlara
ulaşmasında bir unsurdur. Yine insanlar spor sayesinde aynı amaçlara yönelmeye, birlikte hareket etme
duygusunu yaşamaya başlarlar. Spor, fiziksel, ruhsal ve toplumsal gelişimde de fayda sağlamaktadır
Gençlik ve spor taşra teşkilatı personelinin eğitim ve medeni durumunun iş doyumu üzerine etkisi
Bireylerin tek başlarına gerçekleştiremeyecekleri amaçlarını başkalarıyla bir araya gelip grup olarak çaba, bilgi ve
yeteneklerini ortak faydaya ulaştıran iş bölümü ve düzen olan örgütler (Şimşek, 1999: 28), insanlar tarafından kendi
yetersizliklerini yenmek için kurulmuşlardır. (Hicks, 1975: 11) Örgütteki ilişkiler genellikle karşılıklı hizmet
temeline dayalı işlevsel bir ilişkidir. İşlevsel bir ilişkide, karşılıklı hizmet, yardımlaşma, dayanışma, güven ve destek
esastır (Başaran, 1982: 208).
Çalışanların işlerine ve işyerlerine karşı tutumlarıyla ilgili araştırmaların temelde çok önemi vardır. Bu araştırmalar
sayesinde insan kaynakları ve onların en etkili biçimde kullanılması konusundaki bilinç artmakta, tutumların olumlu
yönde geliştirilmesi ve değiştirilmesi elde edilebilmektedir. (Ramazanoğlu, 2001) Bu bağlamda, sporda elit seviyede
hizmet sunabilme, kaliteli bir yönetim tarzını başarı ile uygulayabilmesi ve uyumlu bir birlikteliğin tesis edilebilmesi
için en üst düzeyde bir hoşnutluğun sağlanabilmesi gerekmektedir. (Ramazanoğlu vd., 2002)
Bu çalışmanın amacı, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Taşra Teşkilatı personelinin hoşnutluk seviyelerini ortaya
çıkararak, işlerinden duydukları memnuniyeti tespit etmek ve çalışanlar açısından değerlendirmesini yapmaktır. Bu
bağlamda, söz konusu illerdeki personelin bakış açısı temel alınarak, eğitim ve medeni durumlarına göre hoşnutluk
düzeyleri incelenmiştir.
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Taşra Teşkilatlarından Gaziantep, Kahramanmaraş, Osmaniye, Malatya ve Elazığ
İl Müdürlüklerinde çalışan 56 personele Minnesota İş Doyum Ölçeğinin kısa formu uygulanmıştır. Anket
uygulamasından elde edilen veriler SPSS’de değerlendirilmiş ve frekans analizi ve puan hesaplaması yapılmıştır
Bazı sosyo-ekonomik değişkenlere göre beden eğitimi ve spor bölümü öğrencilerinin okuma alışkanlıkları
Araştırmanın amacı, bazı sosyo-ekonomik değişkenler açısından beden eğitimi ve spor bölümü öğrencilerinin okuma alışkanlıklarının belirlenmesidir. Araştırmada betimleme survey yöntemi kullanılmış olup 14 üniversitede 679 son sınıf beden eğitimi ve spor bölümü öğrencilerine anket uygulanmıştır. Sonuçta, beden eğitimi ve spor bölümü öğrencilerinin kitap okuma alışkanlığı olmadığı, boş zamanlarını ise, çoğunlukla sportif faaliyetlerle geçirdikleri görülmüştür. Kütüphaneye gitme oranı çok düşüktür ve bu da düşündürücüdür.
Beden eğitimi ve spor bölümü erkek öğrencileri gazetelerin öncelikle spor sayfalarını, kız öğrenciler ise köşe yazılarını okuduklarını ayrıca okunan kitap türü ise roman, hikaye, şiir gibi kitaplar oluşturmaktadır. Öğrenciler, kitap okumama nedenleri olarak da televizyona fazla zaman ayırdıklarını ve okulun okuma alışkanlığını kazandırmadığını ifade etmiştir
Spectators' behaviour from the view of security forces in sport competitions
Conclusions: Security forces reckon that the first precaution against the negative behaviours of the fanatic spectators should include forbidding fanatic spectators to enter the stadiums (27%), educating the spectators (25.1%), making the spectators aware of their behaviours (18%) and as a last resort, using force (14.5%) with arrest (15.4%)
Taekwondo öğretilen özel spor işletmelerinde çalışanların kurumlarındaki personel yönetimini değerlendirmesi ve Taekwondonun yaygınlaştırılması için yeni bir yönetim modeli önerisi
Özel taekwondo işletmelerinde çalışan personelin yaptıkları işin çeşitli aşamalarından duydukları doyum veya doyumsuzluk düzeylerini belirleyerek, elde edilen bulguların değerlendirmesi sonucunda yeni önerilerde bulunmayı amaçlayan bu çalışmada söz konusu işletmelerde çalışan 150 personele Minnesota Satisfaction Questionnaire'in kısa formu uygulanmıştır. Bilgiler SPSS'de değerlendirilmiş ve frekans analizinin yanında çapraz tablo, t-testi ve k2 testi sonuçları verilmiştir. Personel yönetimi boyutlarının değerlendirmesi sonucunda organizasyon ve iş ilişkileri, güdüleme ve uygun iş ortamı açısından çalışanların yeterli seviyede, kariyer planlama ve başarı değerlemesi açısından yüksek seviyede, buna karşılık ücret yönetimi açısından düşük seviyede doyum aldıkları ortaya çıkmıştır. Personel yönetimi açısından genel iş doyumuna göre taekwondo spor işletmelerinde çalışan personelin işlerinden yeterli seviyede doyum aldıkları belirlenmiştir.Spor işletmelerinde görev alan antrenör ve işletmecilerin, personel yönetimi ve işlerine yaklaşımları açısından incelenmesi ve bunun sonucunda bazı tespitlerde bulunmak için yapılan bu araştırmadan elde edilen ve değerlendirilen bulguların ortaya çıkardığı sonuçları baz alarak, ilerdeki çalışmalara da temel oluşturmasında faydalı olacak öneriler sunulmuştur.THE THOUGHTS OF PERSONNELS OF PRIVATE TAEKWONDO SPORT ESTABLISHMENTS ABOUT THEIR INSTITUTION'S PERSONNEL MANAGEMENT AND A PROPOSAL FOR A NEW MANAGEMENT MODEL TO SPREAD TAEKWONDOSUMMARYIn this study that intended to offer new suggestions determining the satisfaction and dissatisfaction levels of private taekwondo establishments' personnel with various process of their job, the short form of Minnesota Satisfaction Questionnaire was administered to the 150 staff. The data evaluated by SPSS, and then the frequency, cross tables, t-test and k2 test results were given.Evaluating the dimensions of personnel management ,the staff were satisfied with organization-work relations and work environment and higly satisfied with carier planning and success evaluation whereas unsatisfied with fee management.Considering the results of this study aimed to investigate the trainers and administrators from the view point of personnel management and approaches to their jobs to be a base, some suggestions were offered in order to be a resource for future researches