14 research outputs found
Direct and indirect effects of cash dividend policies on firms' capital accumulation in selected developed markets
The effects of cash dividend policies on the capital accumulation of non-bank firms operating in The United States (S&P
500), The United Kingdom (FTSE 100), Japan (Nikkei 225), and France (CAC 40) have been investigated in this study. The
dataset used in the study consists of annual observations between 2010 and 2015. Also, the data were retrieved from the
Thomson Reuters database. The system in GMM is employed in the econometric estimations in this paper. “Total effect”
of cash dividend policies on capital accumulation has been bisected as “direct” and “indirect” effects. In this study, we
call the effect of the cash dividend policies on investments via financial and liquidity constraints as “direct effect” and the
effect of the policies on the accumulation via market value and business reputation as “indirect effect”.
Obtained results show that the indirect effect is positive, whereas the direct effect is negative. However , the magnitude
of the direct effect is larger than that of the indirect. Therefore , the total effect of cash dividend policies on the
accumulation of capital and investments is negative.
The fact that movements in stock prices of firms have an effect on the capital accumulation has shown that the financial
markets could affect real economic variables. Also, the results that the cash dividend policies positively affect the market
value of firms are mounting evidence to the validity of Signalling and Information Content Approach and Bird in Hand
Theory.
Nakit Temettü Politikaları ve Sermaye Birikimi: Seçilmiş Piyasalar Geneli İçin Firmalar Bazında Ampirik Bir Analiz
Bu çalışmada temettü politikalarının firmaların sermaye birikimi üzerindeki etkileri incelenmiştir. Modelde kullanılan veri seti, S&P 500, FTSE 100, Nikkei 225, CAC 40, SSEC, BOVESPA, NSEI ve BIST 100 endekslerinden seçilen 1117 banka dışı firmanın 2010-2015 dönemi yıllık gözlemlerinden oluşmaktadır. Sistem GMM yöntemiyle tahmin edilen sonuçlara göre, firmaların nakit temettü ödeme eğiliminin artması, sermaye birikimini olumsuz etkilemektedir. Ayrıca, firma bazında hisse senedi fiyatlarındaki artışların sermaye birikimini olumlu etkilediği saptanmıştır. Bu kapsamda, finansal piyasalardaki fiyat hareketlerinin reel ekonomi üzerindeki etkilerinin fiyat hareketleriyle aynı yönde olduğu söylenebilir
FİNANSAL KRİZLERİN SİNYAL YAKLAŞIMI İLE ÖNGÖRÜLMESİ: TÜRKİYE, ARJANTİN, TAYLAND VE İNGİLTERE İÇİN BİR ANALİZ
Bu çalışmanın amacı, 1990- 2010 dönemi Türkiye, Arjantin, Tayland ve İngilterede yaşanan finansal krizlerin öngörülebilirliğini sinyal yaklaşımı ile incelemektir. Oluşturulan modellerde, nominal döviz kuru, faiz oranı ve döviz rezervlerindeki yüzde değişimlerin standardize edilmiş değerlerinden oluşan finansal baskı endeksi, bağımlı değişken olarak kullanılmıştır. Finansal baskı endeksini açıklamak üzere de on beş farklı gösterge belirlenmiştir. Finansal krizlerin öngörüsünde en başarılı bulunan göstergeler ülkeler arasındaki reel faiz oranı farklılığı, reel döviz kurunun trendden sapması, para piyasası baskı endeksi ve yurtiçi kredilerin endüstriyel üretime oranındaki artışlardır. Sinyal yaklaşımı ile 1994 ve 2001 yıllarındaki Türkiyede, 2002 yılındaki Arjantinde, 1997 yılında Taylandda, 1992 ve 2008 yıllarındaki İngilterede meydana gelen krizler farklı göstergeler tarafından başarı ile öngörülmüştür
Finansal krizlerin öngörüsünde regresyon ağaçları modeli: Gelişmekte olan Ülkelere yönelik bir analiz
Bu çalışmanın amacı 1990-2010 dönemi için Türkiye, Arjantin, Meksika, Malezya ve Tayland’da yaşanan finansal krizlerin öngörülebilirliğini regresyon ağaçları modeli ile analiz etmektir. Modellerde kriz dönemlerini belirlemek amacıyla finansal baskı endeksi hesaplanmış ve bu endeksi açıklamak üzere literatürden on beş farklı gösterge seçilmiştir. Finansal krizlerin öngörüsünde en başarılı bulunan göstergeler para piyasası baskı endeksi, M2’nin rezervlere oranı ve yurtiçi kredilerin endüstriyel üretime oranıdır. Regresyon ağaçları modeli ile 1994 ve 2001 Türkiye, 2002 ve 2009 Arjantin, 1994 ve 2009 Meksika, 1997 ve 2009 Malezya ve 1997 Tayland krizleri farklı göstergeler tarafından başarı ile öngörülmüştür