1,209 research outputs found
Mobilya ve diğer orman ürünleri işletmelerinde müşteri ilişkileri yönetimi üzerine bir araştırma (İstanbul ili örneği)
Customer Relationship Management (CRM) has become a mangement tool for anyone who
wants to survive in today's customer oriented business world and intense competition environment.
Customer Relationship Management was business strategy or the culture which developed for activate to
sales, marketing and service processes. Customer relationship magement can be defined as reconstruction
for increase the competitiveness of businesses on the basis of customer needs. Customer relationship
management systems such as other systems can only be beneficial when used correctly. In this study, it was
investigated that pre-sales, during sales and after-sales practices which is an important part of costumer
relationship management in furniture and other forest products industry business in the province of Istanbul.
In addition, it was investigated that whether average of points of customer relationship management
implementation levels according to demographic characteristics of employees are different or no
differences. Survey which was used in this research had been implemented to a total of 344 company
employees with face to face survey method. 225 of employees were in furniture sector and 119 were other
forest products sector. The survey questions were prepared by 5 point –likert scale. Respondents to the
survey are the lower, middle and senior level managers. SPSS statistical software package was used for the
evaluation of study data and some descriptive statistics, t-test and One-way ANOVA analysis were given
in study. As a result, it was found that customer relationship management is given in accordance with the
budget and facilities in the furniture and other forest products businesses and increased the emphasis on
modern marketing concept for institutionalization and the growth of businessesMüşteri İlişkileri Yönetimi (CRM), bugünün müşteri odaklı iş dünyasında ve yoğun rekabet
ortamında ayakta kalmak isteyen herkes için vazgeçilmez bir yönetim aracı haline gelmiştir. Müşteri
İlişkileri Yönetimi, satış, pazarlama ve servis süreçlerini daha etkin hale getirmek için geliştirilmiş işletme
stratejisi ya da kültürüdür. Müşterilerin ihtiyaçları temel alınarak, işletmenin rekabet gücünü arttırmak için
yeniden yapılanma olarak ta tanımlanabilir. Her araç gibi müşteri ilişkileri yönetimi sistemleri de ancak
doğru kullanıldığında yarar sağlayabilmektedir. Bu çalışmada İstanbul ilinde faaliyet gösteren mobilya ve
diğer orman ürünleri sanayi işletmelerinde müşteri ilişkileri yönetiminin önemli bir parçası olan satış
öncesi, satış anı ve satış sonrası uygulamaları incelenmiş ve müşteri ilişkileri yönetimi uygulamalarının
ortalama puanlarının çalışanların demografik özellikleri göre farklılık gösterip göstermediği araştırılmıştır.
Çalışmada verileri toplayabilmek için yüz yüze anket uygulaması yapılmıştır. Anket soruları 5’li likert
ölçeği modelinde hazırlanmıştır. Toplam 344 işletme çalışanı ile görüşme gerçekleştirilmiştir. Anket
uygulanan çalışanların, 225 ‘i mobilya, 119’u diğer orman ürünleri sanayi sektöründen çalışmaktadır.
Ankete cevap verenler işletmelerinde alt, orta ve üst düzey yönetici yetkilileridir. Çalışma verilerinin
değerlendirilmesinde SPSS istatistik programı kullanılmış olup, bazı tanımlayıcı istatistikler, t-testi ve tek
yönlü ANOVA analizi verilmiştir. Sonuç olarak, mobilya sektörü ve diğer orman ürünleri işletmelerinde
müşteri ilişkileri yönetimine bütçe ve imkânları doğrultusunda önem verildiği, kurumsallaşma ve
işletmelerin büyümeleri sonucunda modern pazarlama anlayışlarında verilen önemin arttığı bulunmuştur
Competitiveness of forest products industry sector in Turkey: Revealed comparative advantage index
This study, aimed to determine the competitive advantage position of the forest
products industry sector in Turkey between 2001-2017 by using the revealed
comparative advantage approach. One of the three sub-production structures
(wood and articles of wood; wood charcoal-21 sub-product group) of the forest
products industry were examined at the level of their sub-product groups. As a
result of the study, "the wood and articles of wood;wood charcoal" sector was far
from the desired position in terms of competition. When "the wood and articles of
wood;wood charcoal" sector was analyzed on sub-group basis, especially the
products of 4411, 4413 and 4415 had competitive position. Moreover, it was
found that the trend in Turkey's imports of wood and articles of wood sector was
not high. However, imports carried out under specified product groups were
carried above the level of imports in Turkey
Evaluation of financial performance of paper companies traded at BIST with TOPSIS method
Aim of study: It was aimed to rank financial performance of companies in the paper industry traded at BIST.
Material and methods: The financial performances of seven companies in the paper industry which are traded on the Borsa Istanbul (BIST) were determined by using financial data in 2016. For this purpose, ten financial ratios were obtained from the financial data of companies, each of which had its own superiority. The data were conducted by the TOPSIS (Technique for Order Preference by Similarity to Ideal Solution) method which is the "Multi Criteria Decision Making" (MCDM) method to interpret.
Main results: The results indicated that the companies were ranked follows; ALKA, KARTN, VKING, BAKAB, TIRE, OLMIP and KAPLM based on the financial performance scores.
Research highlights: In Turkey, production in paper industry meets nearly half of the consumption and paper demand are met by imports. The high prices of energy and initial investment costs encourage imports of paper products and they prevent new investments. From this perspective, growth, development and high performance of paper companies will keep this industry alive.Çalışmanın amacı: BİST’de işlem gören kağıt sektöründeki firmaların finansal performanslarına göre
sıralanması amaçlanmıştır.
Materyal ve yöntem: Borsa İstanbul’da (BIST) işlem gören kağıt sektöründeki 7 firmanın 2016 yılına
ait verileri kullanılarak finansal performansları belirlenmeye çalışılmıştır. Bu amaçla, şirketlere ait
finansal verilerden 10 finansal oran elde edilmiştir ve bu finansal oranların her biri diğerlerine göre
üstünlüğe sahiptir. Bütünleşik bir değerlendirme yapılması amacıyla, veriler “Çok Kriterli Karar Verme”
(ÇKKV) yöntemlerinden olan TOPSIS (Technique for Order Preference by Similarity to Ideal Solution)
yöntemi ile değerlendirilmiştir.
Sonuçlar: Şirketler finansal performanslarına göre ALKA, KARTN, VKING, BAKAB, TIRE,
OLMIP ve KAPLM olarak sıralanmıştır..
Araştırma vurguları: Ülkemiz kağıt sektöründe gerçekleştirilen üretim ile tüketimin yarısı
karşılanabilmekte ve kağıt ihtiyacı ithalatla karşılanmaktadır. Enerji fiyatlarının ve ilk yatırım
maliyetlerinin yüksek olması yeni yatırımları engellerken ithalata teşvik etmektedir. Bu bakımdan
sektörde var olan firmaların gelişmesi, büyümesi ve performanslarının yüksek olması sektörü canlı
tutacaktı
Odun kömürü ve odun yakıtları alanında Türkiye’nin dünya rekabetindeki konumu
Enerji ihtiyaçlarının büyük kısmını karşılayan fosil yakıtlarının geleceği hakkında oluşan kötü senaryolar,
iklim dengesinin daha çok bozulmasına neden olmayan farklı kaynakların bulunmasını zorunlu
kılmaktadır. Bu anlamda gerek geniş kaynak boyutuna gerekse daha az kirletici etkisine sahip olması
nedeniyle yenilenebilir enerji kaynakları daha çok ilgi çekmekte ve önem kazanmaktadır. Böylece
yenilenebilir enerji kaynak potansiyeline sahip ülkeler enerji piyasalarında aktif ve etkili bir konuma
sahip olacaklardır. Bu çalışmada, açıklanmış karşılaştırmalı üstünlük yaklaşımı kullanılarak yenilenebilir
enerji kaynakları içerisinde yer alan odun yakıtları ve odun kömürü ihracatını yapan ülkeler ve
Türkiye’nin rekabet konumunun belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç için Trademap sitesinden alınan
2011-2020 dönemine ait ihracat verileri kullanılmıştır. Çalışma sonucunda 4401 ürün grubunda (odun
yakıtları) en yüksek rekabet üstünlüğüne sahip ülke Letonya çıkarken, 4402 ürün grubunda (odun
kömürü) ise en yüksek rekabet üstünlüğüne sahip ülke olarak Küba çıkmıştır. Ayrıca, her iki ürün
grubunda Türkiye rekabet gücünde artış göstermesine rağmen dünya piyasalarında etkili olabilecek
konumdan oldukça uzak olduğu görülmektedir. Endüstriyel anlamda odun hammaddesi kullanan üretim
birimlerinin, sistematik bir yapı içinde atıklarının toplanması ve enerji üretimi amacıyla kullanıma hazır
hale getirilmesini sağlayıcı yatırımların teşvik edilmesi ile ülkemiz rekabet alanında etkili konuma
erişebilecektir.The bad scenarios about the future of fossil fuels, which meet most of the energy needs, necessitate
the existence of different sources that do not cause further deterioration of the climate balance. In
this respect, renewable energy sources attract more attention and gain importance because they have
a large resource area and less polluting effect. Therefore, countries with renewable energy source
potential will gain an active and influential position in the energy markets. In this study, it was aimed
to determine the competitive position of Turkey and the countries exporting wood fuels and charcoal
by using the reveaveled comparative advantage approach. For this purpose, export data for the period
2011-2020 obtained from the Trademap site were used. As a result of the study, Latvia has the highest
competitive advantage in 4401 product group (wood fuels), while Cuba has the highest competitive
advantage in 4402 product group (wood charcoal). In addition, despite the increasing competitiveness
of Turkey, it is not from a position that can be effective in the world markets. Turkey might one of the
countries with a competitive advantage in this field if the wastes obtained from forests and not used
industrially are used as an energy source and investors are encouraged to invest in energy source
production. Investments should be encouraged to systematically collect wastes of production units
using wood raw materials and to make wastes ready for use for energy production. As a result, our
country will be able to reach an effective position in the field of competition
Expression of CD226 is associated to but not required for NK cell education
AbstractDNAX accessory molecule-1 (DNAM-1, also known as CD226) is an activating receptor expressed on subsets of natural killer (NK) and T cells, interacts with its ligands CD155 or CD112, and has co-varied expression with inhibitory receptors. Since inhibitory receptors control NK-cell activation and are necessary for MHC-I-dependent education, we investigated whether DNAM-1 expression is also involved in NK-cell education. Here we show an MHC-I-dependent correlation between DNAM-1 expression and NK-cell education, and an association between DNAM-1 and NKG2A that occurs even in MHC class I deficient mice. DNAM-1 is expressed early during NK-cell development, precedes the expression of MHC-I-specific inhibitory receptors, and is modulated in an education-dependent fashion. Cd226−/− mice have missing self-responses and NK cells with a normal receptor repertoire. We propose a model in which NK-cell education prevents or delays downregulation of DNAM-1. This molecule endows educated NK cells with enhanced effector functions but is dispensable for education.</jats:p
Editorial: Mesenchymal stromal cell therapy for regenerative medicine
Mesenchymal stromal/stem cell (MSC) therapies are increasingly explored as novel regenerative and immunomodulatory approaches to treat or prevent diseases (Pittenger et al., 2019; Hmadcha et al., 2020; Moll et al., 2020b; Ringdén et al., 2022). These cells exhibit potent paracrine properties that can modulate host immune responses, lower inflammation, and orchestrate endogenous tissue repair, at both the local and the systemic level through multiple pathways (Singer and Caplan, 2011; Doorn et al., 2012). MSCs possess tropism toward damaged and inflamed tissues, where they can engraft short-term and exert their therapeutic effects by both direct and indirect mechanisms (Doorn et al., 2012; Galipeau and Sensebe, 2018; Soria et al., 2019). MSC products can be prepared from multiple sources (Moll et al., 2019, 2022), rapidly expanded and biobanked for clinical application. All these advantages make this cell type a versatile tool in regenerative medicine. The goal of our Research Topic is to highlight the latest advances in applications of MSCs for the treatment of a variety of diseases and their modes of action (MoA). A better understanding of the mechanisms underlying the therapeutic effect of MSCs can provide crucial insight into innovative strategies to enhance their effectiveness in clinical application (Singer and Caplan, 2011; Doorn et al., 2012; Galipeau and Sensebe, 2018; Moll et al., 2019, 2020b, 2022; Pittenger et al., 2019; Ringdén et al., 2022). The subjects covered within this Research Topic include: (a) Therapeutic application of MSCs for major clinical indications, (b) Cellular and molecular mechanisms underlying therapeutic effects of MSCs, and (c) Strategies for enhancement of the therapeutic effects of MSCs and their products. Here, we summarize the 37 manuscripts that were submitted to this Research Topic (Figure 1)
Türkiye’de orman bölge müdürlüklerinin endüstriyel odun üretim miktarı istatistiklerinin benzerliklerinin kümeleme ve diskriminant analizi ile araştırılması
Aim of study: In this study, the amount of industrial wood production of the regional directorates of
forestry in Turkey was examined deeply and the similarities between the regional directorates in
industrial wood production were investigated by cluster and discriminant analysis.
Area of study: The study area is regional directorates of forestry in Turkey.
Material and Method: Seven different variables were used to construct similar clusters. The arithmetic
mean of these seven variables was taken for 4 years (2013-2016). Cluster and discriminant analysis were
used as method.
Main results: According to the clustering analysis results, it was determined that regional directorates
of forestry could be divided into maximum 6 and minimum 2 groups. As a result of the discriminant
analysis conducted to determine the highest success of the groupings, it was determined that the regional
directorates of forestry distinguished in 100% success in 6 groups. Also, it was found that a Kastamonu
regional directorate of forestry, which has the highest value in industrial wood production, has formed a
group alone.
Highlights: For the production of industrial wood, the regional directorates of forestry can put more
emphasis on the use of forest areas. Thus, we can avoid the dependence on foreign sources.Çalışmanın amacı: Bu çalışmada orman bölge müdürlüklerinin endüstriyel odun üretim miktarları
detaylı bir şekilde incelenmiş olup, endüstriyel odun üretimi bakımından bölge müdürlüklerinin
benzerlikleri küme ve diskriminant analiz yardımıyla araştırılmıştır.
Çalışma alanı: Türkiye’deki orman bölge müdürlükleri çalışma alanını oluşturmaktadır.
Materyal ve Yöntem: Benzer özellikleri taşıyan kümeleri oluşturmak için yedi farklı değişken
kullanılmıştır. Bu değişkenlerin 2013-2016 yıllarındaki değerlerinin ortalaması alınmıştır. Araştırma
yöntemi olarak ise kümeleme analizi ve diskriminant analizi kullanılmıştır.
Sonuçlar: Kümeleme analizi sonucuna göre, orman bölge müdürlüklerini en fazla 6 ve en az 2 gruba
ayrılabileceği tespit edilmiştir. Oluşturulan gruplamalardan en yüksek başarıyı belirlemek için yürütülen
ayırma analizi sonucunda orman bölge müdürlüklerinin 6’li gruplamada %100 başarı elde ettiği
saptanmıştır. Ayrıca, endüstriyel odun üretiminde en yüksek değere sahip olan Kastamonu orman bölge
müdürlüğünün tek başına bir grup oluşturduğu bulunmuştur.
Önemli Vurgular: Endüstriyel odun üretimi için orman bölge müdürlükleri orman alanlarının
kullanımı ile ilgili çalışmalara daha fazla önem vererek dışa bağımlılığın önüne geçebiliriz
Investigation of occupational accident and fatal occupational accidents in forest products sector at the level of Turkey and the European Union countries
Üretim teknolojilerinde meydana gelen değişim, daha düşük maliyetle daha fazla üretim yapma isteği
ve firmaların farklılaşan pazar koşullarında ayakta kalma zorunluluğu çalışma ortamlarında iş sağlığı ve
güvenliği açısından sorunları beraberinde getirmektedir. Gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomiler iş
kazaları ve iş kazalarına bağlı oluşan ölümlerin azaltılması için farklı yasal düzenlemeler yapmakta ve
çalışan güvenliğini ön plana çıkarmaya çalışmaktadır. Ülkemizde bu alanda yapılan yasal
düzenlemelerin önemli bir kısmı Avrupa Birliğine (AB) adaylık sürecinde oluşturulan uyum yasaları
çerçevesinde çıkarılmıştır. Yapılan yasal düzenlemelerin sektörel boyutta nasıl sonuçlar verdiğinin
belirlenmesinin amaçlandığı bu çalışmada orman ürünleri sanayi sektörünü oluşturan üç alt sektörel
yapının Türkiye ve AB üyeleri ülkeleri düzeyinde karşılaştırılması hedeflenmiştir. 2008-2017 yılları
kapsamında ülkemiz ve AB üyesi ülkelerde meydana gelen iş kazası ve ölüm rakamlarının istatistiksel
açıdan incelendiği çalışmada özellikle 2013 yılında yürürlüğe giren 6331 sayılı yasanın etkileri
sorgulanmıştır. Çalışma sonucunda AB genelinde tüm sektörel boyutlarda iş kazası ve ölüm
rakamlarında oluşan azalma karşısında ülkemizde incelenen yıllar düzeyinde sürekli artışların
yaşandığı belirlenmiştir. Çıkarılan ve uygulamaya çalışılan yasal düzenlemelerin yeterli olmadığı ve
güvenlik kültürünün oluşumuna yönelik çalışmaların yoğunlaştırılmasının zorunlu olduğu tespit
edilmiştir.The change in production technologies, the desire to produce more at lower costs and the necessity of
firms to survive in different market conditions bring problems in terms of occupational health and
safety in working environments. Developed and developing economies regulate different laws to
reduce occuptional accidents and occuptional accident deaths and it is trying to highlight employee
safety. In our country, a significant part of the legal regulations in this sector has been enacted within
the framework of the harmonization laws established in the process of candidacy to the European
Union (EU). In this study, which it is aimed to determine how the legal regulations of sectoral scale give
results, it was aimed that three sub-sectoral structures of the forest products industry sector were
compared in the Turkey and EU countries level. In the study which examined the occuptional accident
and death figures that occurred in our country and EU member countries within the period of 2008-
2017, the effects of Law No. 6331, which entered into force in 2013, have been investigated. As a result
of the study, it has been determined that there has been a decrease in the number of work accidents
and deaths in all sectoral dimensions throughout the EU, while there have been continuous increases
in the level of years examined in our country. It has been determined that the legislative regulations
adopted and implemented are not sufficient and the efforts for the formation of the security culture
should be intensified
Financing problems and solution proposals of forest products industry enterprises in İstanbul-ikitelli organized industrial zone
Firmaların sorunlarının önemli bir kısmı finansal alan kaynaklı olarak görülmekte ve diğer fonksiyonel
yapılar üzerinde etkili olmaktadır. Bu çalışma orman ürünleri sanayi alanında üretim faaliyetinde
bulunan firmaların finansal sorunları ve sorunlara yönelik belirledikleri çözüm önerilerinin tespit
edilebilmesi amacıyla ülkemizin önemli sanayi bölgeleri arasında yer alan İstanbul ili İkitelli organize
sanayi bölgesi genelinde gerçekleştirilmiştir. Tüm alt sektörleri kapsayıcı şekilde belirlenen 75 adet
işletmede bilimsel geçerliliği kanıtlanmış anket formu ile şirket sahibi ya da yönetici konumda yer alan
çalışanlarla görüşülerek işletmeler hakkında bilgiler alınmaya çalışılmıştır. Genel olarak firmaların
finansman aracı olarak ticari banka kredilerini kullandıkları ve onların önemli bir kısmının sektörel
destek amacıyla oluşturulan teşvik paketleri hakkında ve nasıl yararlanabilecekleri konusunda yeterli
bilgi sahibi olmadıkları belirlenmiştir. Ayrıca banka faizlerinin yüksek olması, istedikleri zaman kredi
kullanamamaları, bankaların çok yüksek oranlarda teminat istemeleri ve uzman personellerinin
olmaması gibi sorunlar finansal problemleri arttırıcı bir nitelik taşımaktadır.Knowing the problems and searching for solutions is possible by strict monitoring of all market
conditions. This study was carried out in İkitelli organized industrial zone of Istanbul which is one of the
most important industrial zones of our country in order to determine the financial problems and
solution proposals determined by the firms engaged in production in forest products industry. In 75
enterprises that were determined to cover all sub-sectors, a questionnaire with scientific validity was
obtained and interviews were held with the employees of the company owners or managers to obtain
information about the enterprises. As a result of the study, the main problems experienced by the
enterprises in the financial field were determined and it was concluded that the desired quality of
support was not obtained especially from public institutions and organizations. It has been determined
that firms generally use commercial bank loans as a financing tool and a significant number of firms do
not have sufficient information about the incentive packages created for sectoral support and how they
can benefit from them. In addition, problems such as high bank rates, not being able to use loans
whenever they want, banks' demanding collaterals at very high rates, and lack of specialist staff have
an increasing nature of financial problems
Kağıt ve Kağıt Ürünleri Sanayi Sektöründe Faaliyet Gösteren İşletmelerde Çalışma Sermayesi ve Karlılık İlişkisi
Çalışmada
2011-2016 yılları arasında kağıt ve kağıt ürünleri sanayi sektöründe yer alan
ve Borsa İstanbul’da faaliyet gösteren 14 firmanın çalışma sermayesi ve
karlılıkları arasında oluşan ilişki düzeyinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışma
kapsamında yapılan regresyon ve korelasyon analizleri yardımıyla çalışma sermayesinde
etkin olan değişkenler tespit edilmiş ve firmaların kontrol altında tutmaları
gereken kritik unsurlar belirlenmiştir. Analiz sonucunda aktif devir hızının
çalışma sermayesi ve karlılığı pozitif ve kaldıraç oranın ise negatif yönde
etkilediği belirlenmiştir
- …