31 research outputs found

    Effects of Minerals on Human Health and Their Analysis Methods

    Get PDF
    Health effects of minerals depend on mineralogical structure and dimension ofinhaled dust. Diseases caused by minerals were known as only occupational diseases upto recently. However, many researchers pointed out that many diseases at various partsof body resulted from minerals. Minerals are naturally occurred solid particles whichhave a determined chemical and physical structure properties and interior crystalstructure. In mineral analyses basic disciplines such as chemistry, physics andmathematics are used. In this study, especially minerals that effect human health andtheir mineralogical analyses will be considered

    Our experience on brachial plexus blockade in upper extremity surgery

    Get PDF
    Objective: Peripheral nerve blocks are usually used either alone or along with general anesthesia for postoperative analgesia. We also aimed to present the results and experiences.Materials and methods: This retrospective study was conducted to scan the files of patients who underwent orthopedic upper extremity surgery with peripheral nerve block between September 2009 and October 2010. After ethics committee approval was obtained, 114 patients who were ASA physical status I-III, aged 18-70, performed upper extremity surgery in the Orthopedics and Traumatology Clinic were included to study. Patients’ demographic data, clinical diagnoses, premedication status, peripheral block type, local anesthetic dose, stimuplex needle types, hemodynamic parameters at the during surgery, the first postoperative analgesic requirements, complications and patient satisfaction were recorded.Results: Demographic data were similar to each other. Brachial plexus block was commonly performed for the forearm surgery. Infraclavicular block was performed the most frequently to patients. As the classical methods in the supine position were preferred in 98.2% of patients, Stimuplex A needle (B. Braun, Melsungen AG, Germany) have been used for blockage in 80.7% of patients. Also, in 54.4% of patients, 30 ml of local anesthetic solution composed of bupivacaine + prilocaine was used for blockade. Blocks applied to patients had provided adequate anesthesia.Conclusion: Since the brachial plexus blockade guided peripheral nerve stimulator for upper extremity surgery provide adequate depth of anesthesia and analgesia, it may be a good alternative to general anesthesia because of unwanted side effect

    Clay Minerals and Health

    No full text
    The aim of this study is to examine clay minerals, which take very importantplace in relationships of minerals and human health. They have high areadensity, adsorption capacity, rheological properties, chemical inertia and verylow or nontoxic effects to human health. So, they are widely used in medicaltreatments. Commercially used clay minerals are; smectit, polygrstite, caoliniteand talc. The other clay minerals are under investigations for medicaltreatments

    KARLIOVA HALİFAN (BİNGÖL) KÖMÜRLERİNİN ORGANİK JEOKİMYASAL VE PETROGRAFİK ÖZELLİKLERİ

    No full text
    Bu çalışmada, Tersiyer yaşlı Bingöl–Karlıova–Halifan kömürlerinin petrografik ve organik jeokimyasal özellikleri incelenmiştir. Kömürün kalite değerlendirmesi kimyasal (nem, uçucu madde, sabit karbon, kül) ve elementer analizler (C, H, O, S, N) yapılarak belirlenmiştir. Hüminit yansıma değerleri organik maddece zengin ve kömürlü düzeylerde % 0,368 ve 0,573 arasında değişmekte olup, düşük olgunluk düzeyine karşılık gelmektedir. Bu parametre floresans renkleri, kalorifik değer (ortalama orijinal 2266; kuru 3177 Kcal/kg üst ısıl değerleri) ve ortalama Tmax (417˚C) ile uyumludur. İncelenen kömürlerde organik maddeler düşük litostatik basınç nedeniyle düşük dereceli dönüşüm gösterir. Kömürlerin petrografik özellikleri ve kalite verileri alt bitümlü kömür - linyit olarak sınıflandırılmasını öngörmektedir. Rock-Eval analiz sonuçları TİP II/III karışımı ve TİP III kerojeni, ortalama 417 ˚C Tmax değeri hidrokarbon türümü için olgunlaşmamış ve erken olgun düzeyi ifade eder. Kömürler çoğunlukla hüminit, daha az oranlarda ise inertinit ve liptinit maseral içermektedirler. Karlıova Halifan kömürleri yüksek oranda kül ve kükürt, mineral olarak kil ve kalsit, maseral olarak da gelinit içermektedirler

    HAZRO DADAŞ (DİYARBAKIR) KÖMÜRLERİNİN ORGANİK JEOKİMYASAL VE PETROGRAFİK ÖZELLİKLERİ

    No full text
    Bu çalışma, Hazro–Dadaş (Diyarbakır) mevkiinde yer alan, bölgedeki tek kömür oluşumunun bulunduğu havzada yapılmıştır. Permiyen yaşlı kömürlerin kimyasal, petrografik analizleri yapılmış ve organik jeokimyasal özellikleri değerlendirilmiştir. Kömür kalite değerlendirilmesi, kimyasal (nem, uçucu madde, sabit karbon, kül) ve elementer analizler (C, H, O, S, N) yapılarak ortaya konmuştur. Hüminit yansıma değerleri organik maddece zengin ve kömürlü düzeylerde % 0.458 ve 1.141 arasında değişmekte olup, düşük olgunluk düzeyine karşılık gelmektedir. Bu parametre flüoresans renkleri, kalorifik değer (ortalama orijinal 3165; kuru 3432 Kcal/kg) ve ortalama Tmax (418 oC) ile uyumludur. Organik petrografik analizler ve kimyasal analiz verilerine bağlı olarak, Hazro-Dadaş kömürlerinin düşük olgunlaşma derecesi gösterdikleri ve alt-bitümlü kömür, bitümlü kömür kömürleşme derecelerine sahip olduğu belirlenmiştir. Bunun da muhtemelen, örtü tabakalarının kalın olmaması ve dolayısı ile litostatik basınç etkisinin düşük kalması sonucu oluştuğu tahmin edilmektedir. Rock-Eval analiz sonuçları Tip II/III karışımı ve Tip III kerojeni, ortalama 418 oC Teder. Kömürler baskın olarak hüminit maserallerinden meydana gelmekte, egemen olarak gelinit maserali, az miktarlarda da liptinit ve inertinit maseralleri içermektedir. Mineral maddeleri ise başlıca killer, kuvars ve kalsit minerallerdir. Hazro kömürlerinin limnik ortam bataklıklarında oluştuğu düşünülmektedi

    Karacadağ Volkanının Petrolojik Evrimi ve Kökeni, Güneydoğu Anadolu, Türkiye. İstanbul Üniversitesi’nde Jeoloji’nin 100. Yılı

    No full text
    Karacadağ ve civarındaki levha-içi karakterli volkanizma, Üst Miyosen’de başlayıp Kuvaterner’e kadar sürmüştür. Genel olarak akıcı ve uzun mesafeler kat etmiş bazalt, traki-bazalt, tefrit ve bazanit bileşimli lavlarla temsil edilir. Kalkan şekline sahip Karacadağ, ~10.000 km2 taban alanıyla Akdeniz civarındaki en büyük volkandır. Lavlar kıtasal çarpışmaya bağlı K-G doğrultulu sıkışmanın ürünü olarak K-G ve KB-GD doğrultulu açılma çatlaklarından çıkarak yüzeye ulaşmışlardır. Karacadağ volkanizmasında üç ana püskürme evresi belirlenmiştir. Bu evreler sırasında volkanik etkinlik KB'dan GD'ya doğru gençleşerek göç etmiş ve çıkan ürünlerin hacmi giderek azalmıştır. En yaşlı lavlar, volkanın batısında peneplen şeklinde bir paleotopoğrafya üzerinde akmış ve bir plato oluşturmuştur. İkinci evrede çıkan lavlar, volkanın K-G doğrultulu eliptik gövdesini oluşturmuştur. İlk iki evre arasında önemli bir aşınım dönemi yaşanmış, geniş alanlarda izlenebilen bir aşınım yüzeyi gelişmiştir. Üçüncü evrenin bazik lavları ise volkanın doğu yamacı üzerine püskürmüştür. Karacadağ lavları, tipik levha içi multi-element paternleri gösterir. Multi-element ve Kondrit’e normalize REE desenleri, son ve daha önceki evrelerde püsküren lavlarının manto kaynak alanları arasında belirgin farklar olduğuna işaret etmektedir. Jeokimyasal verilerimiz ve petrolojik modellerimiz, son evre lavlarının granatlı peridotitten oluşan derin ve astenosferik bir kaynaktan, önceki evrelere ait lavların ise spinel içeren daha sığ ve metasomatik bir litosferik manto kaynağından türemiş olduklarını gösterir. Gerek manto mineralojisi ve gerekse lavların izotopik (Sr-Nd-Pb) oranlarında zamana bağlı belirgin tedrici bir değişim vardır. Son yani üçüncü evrede Afar Süper Sorgucuna benzer izotopik izler taşıyan astenosfer kökenli lavlar püskürmüştür. İlk evre lavlarında, diğer evrelerden farklı olarak kıta kabuğunun asimilasyon izleri de görülmektedir. Evrimleşmiş lavların çoğunda primitif magma ile tazelenmeye ait jeokimyasal izler vardır. Bu çalışmada elde edilen bulgular, iki önemli noktaya işaret etmektedir: (1) gerilme sistemi nedeniyle astenosfer volkan altında giderek yükselmiştir, (2) Afar’dan kuzeye doğru gelen bir manto konveksiyon hücresinin bölge altından geçişine bağlı olarak, Karacadağ altındaki astenosfer bileşim açısından zaman içinde Afar tipi derin kökenli mantoya doğru değişim göstermiştir. Anahtar Kelimeler: Karacadağ volkanı, levha-içi, Afar sorgucu, manto kaynak alanı, zamana bağlı değişimler

    Health Effects of Asbestos

    No full text
    Asbestos is a silicate original mineral which is widely used in industry.Health effects of asbestosis have been known since last fifty years. Asbestosexposure cause pulmonary fibrosis, lung cancer, mesothelioma,gastrointestinal malignancies and pleural abnormalities include pleuraleffusions, pleural plaques, diffuse pleural thickening and roundedatelectasis. In this study health effects of asbestosis were investigated as wellas the situation in Turkey

    GEOLOGICAL AND ARCHITECTURAL INVESTIGATION OF REUSED ROCK COLUMNS IN THE GREAT MOSQUE IN DIYARBAKIR OLD CITY (TURKEY)

    No full text
    Cylindrical rock columns in the Great Mosque in Diyarbakir Old City are investigated for their lithology and architecture. The columns belong to four different rock types, namely pre-Tertiary meta-ophiolites, Eocene limestones, Miocene limestones and Plio-Quaternary basalts. The columns from the first three lithologies are reused during the construction and/or renovation of the Great Mosque. Thin sections prepared from 18 columns of this building confirm they are derived from the rocks exposed in the region. The reuse of the columns is approved by inconsistent column lengths, multi-segment column shafts, lithologically mixed columns and presence of thin wedges at the bottom of column bases. These columns are not used to support the main body but rather either for partial support or only for decorative reasons

    The Permian Kas Formation of SE Turkey-palynological correlation with strata from Saudi Arabia and Oman

    No full text
    The Kas Formation in SE Turkey was deposited as part of the Permian sequence on the northern margin of the Arabian Plate. Its stratigraphic relationship to time-equivalent strata of the Arabian Plate was mentioned briefly in previous studies, but has not been elaborated and illustrated in detail. This biostratigraphic review of existing palaeontological data has improved the accuracy of age interpretation for the Kas Formation, and the relationship of its excellent palynological record to the international Permian chronostratigraphic units. As a result, this study has identified a number of key palynological species from the Kas Formation, which occur as well as in the 'Basal Khuff Clastics' of Saudi Arabia and in the 'Khuff transition section' of Oman. All these units have approximately the same age: Wordian to early Capitanian, based on 'age control' provided by Foraminifera. This study also demonstrates that, by using key palynological taxa, correlation of strata would be possible across the entire Arabian Plate in this narrow time range. Hence, the 'Oman and Saudi Arabia Palynological Zone 6' (OSPZ6) is applicable throughout the Arabian Plate area, including the northern regions of SE Turkey and Iraq. Copyright (C) 2011 John Wiley & Sons, Ltd
    corecore