31 research outputs found
Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’ne başvuran hastalarda dilaserasyon prevelansının retrospektif olarak değerlendirilmesi
KÜTAHYA SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNIVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ’NE BAŞVURAN YETİŞKİN HASTALARDA DILASERASYONPREVELANSININ RETROSPEKTİF OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİGülsen KirazKütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Endodonti Anabilim Dalı, Kütahya, Türkiye,1. Giriş: Dilaserasyon, gelişimini tamamlamış bir dişin kök veya kronunun dirsek şeklinde keskin eğimli veya kavisli olmasıdır. Kök açılanması olarak da tanımlanır. Dilaserasyonşeklindeki anomalinin etiyolojisi tartışmalıdır. Genellikle diş gelişimi sırasında meydana gelen bir travmaya bağlı olarak oluşabilmektedir ancak bazı durumlarda genetik faktörler de etkilidir.2. Amaç: Bu çalışmanın amacı, Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Diş HekimliğiFakültesi’ne başvuran hastalarda cinsiyet ve diş tiplerine göre kök dilaserasyonunun sıklığınıve dağılımını belirlemektir.3. Yöntem: 2016 ile 2018 tarihleri arasında hastanemize başvuran 18 yaş üstü 500 hastanındijital panoramik radyografileri kullanılarak retrospektif bir çalışma gerçekleştirildi. Tümdaimi dişler incelendi ve dilaserasyon gözlenen dişlere sahip hastaların cinsiyeti, dişlerinhangi çeneye ait olduğu ve dişteki dilaserasyon bölgesi kayıt edildi. Elde edilen verilerin istatistiksel analizi Pearson ki-kare testi ile yapıldı.4. Bulgular: Çalışmada toplam 500 adet panoramik radyografi (282 erkek, 218 kadın) değerlendirildi. Bu radyografların 68 (%13,6)’inde ve incelenen 13014 dişin 74 (%0,6)’ünde dilaserasyon anomalisi saptandı. Erkek hastaların 34 (%12,1)’ünde, kadın hastaların ise 34(%15,6)’ünde dilaserasyon tespit edildi. Bu dilasere dişlerin 20 (%27,02)’sinin maksillada, 54(%72,9)’ünün ise mandibulada olduğu görüldü. Ayrıca; 74 dilaserasyonlu dişin 8 tanesi (%10,8) kesici dişlere ait iken 6 tanesi (%8,1) premolar dişlerde ve 60 tanesi (%81) ise molar dişlerdeydi. Kök dilaserasyonunun sıklığı mandibulada maksilladan daha fazladır ve bu oran istatiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0.05).5. Tartışma ve Sonuç: Kök kanal tedavisinin başarısı kanalların biyomekanik preperasyonuna ve mikroorganizmaların kök kanal sisteminden ideal bir şekildetemizlenmesine dayanmaktadır. Bu yüzden endodontik tedaviden önce kök dilaserasyonunu teşhis etmek, hem endodontik tedavi sırasındaki komplikasyonları önlemek hem de iyi bir tedavi yapmak için kritik önem taşımaktadır.6. Anahtar Sözcükler: Dilaserasyon, Diş Anomalileri, Prevelans</div
Comparison of Endodontic Treatment Approaches Between Endodontists and General Dentists in Turkey
Objective: The purpose of this cross-sectional study was to compare the knowledge and treatment approaches related to endodontic treatment (ET), and the use of new techniques and materials during treatments between general dentists (GD) and endodontists. Materials and Methods: This study was conducted with endodontists and GDs working in Turkey. The questionnaire consisted of 30 multiple-choice questions divided into three main categories, including demographic information, general approach to ET, and root canal treatment (RCT) procedures. The obtained data were analyzed using the chi-square test (p<0.05). Results: A total of 454 completed questionnaires were collected from a total of 750 distributed questionnaires, resulting in a response rate of 60.5%. Most of the respondents (56.8%) reported performing more than 20 RCTs per week. Approximately 60% of the respondents stated that they never used rubber-dam isolation during ET. It was determined that 89.1% of GDs did not use any magnification system during ET (p<0.001). The great majority of the respondents (95.4%) reported using sodium hypochlorite as a primary irrigant. Endodontists used rotary systems more than GDs (p<0.05). Conclusion: Endodontists and GDs take different approaches to ET, and endodontists use new techniques and materials more often than GDs. The results of this study point to the importance and necessity of continuous education programs to encourage the use of new systems and techniques in endodontics
İç Ege Bölgesi Endodontik Hasta Popülasyonunda Kök Dilaserasyonu Yaygınlığı
Amaç: Bu çalışmanın amacı, bir endodontik hasta popülasyon örneğinde cinsiyet ve diş tiplerine göre kök dilaserasyonu sıklığını ve dağılımını belirlemektir. Gereç ve Yöntemler: 2016 ile 2018 tarihleri arasında Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Endodonti Ana Bilim Dalı’na başvuran 500 hastanın dijital panoramik radyografileri kullanılarak retrospektif bir çalışma gerçekleştirildi. Tüm daimi dişler incelendi. Dilaserasyon gözlenen hastaların cinsiyeti ve dilaserasyon görülen dişin tipi ve bulunduğu çene kaydedildi. Elde edilen verilerin istatistiksel analizi Pearson ki-kare ve Z-oran testi ile yapıldı. Bulgular: Çalışmada toplam 500 adet panoramik radyografi değerlendirildi. Bu radyografların 68 (%13.6)’inde ve incelenen 13014 dişin 74 (%0.57)’ünde dilaserasyon saptandı. Bu dilasere dişlerin 20 (%27.0)’sinin maksillada, 54 (%73.0)’ünün ise mandibulada olduğu görüldü. Bu dilasere dişlerin 8 tanesi (%10.8) kesici dişlerde, 6 tanesi (%8.1) premolar dişlerde ve 60 tanesi (%81) ise molar dişlerdeydi. Kök dilaserasyonunun sıklığı mandibulada, maksilladan anlamlı derecede farklı bulundu (p<0.001), ancak cinsiyetler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık gözlenmedi (p>0.05). Sonuç ve Öneriler: Endodontik tedavinin başarısında kök kanalların biyomekanik preperasyonu ve mikroorganizmaların kök kanal sisteminden etkili bir şekilde uzaklaştırılması önemlidir. Bu nedenle endodontik tedaviden önce kök dilaserasyonunu teşhis etmek hem tedavi sırasındaki komplikasyonları önlemek hem de iyi bir tedavi yapabilmek için kritik önem taşımaktadır