89 research outputs found

    Production of Antimicrobial Films by Incorporation of Partially Purified Lysozyme into Biodegradable Films of Crude Exopolysaccharides Obtained from Aureobasidium pullulans Fermentation

    Get PDF
    Antimicrobial films were produced by incorporating partially purified lysozyme into films of crude exopolysaccharides (59 % pullulan) obtained from Aureobasidium pullulans fermentation. After film making, the films containing lysozyme at 100, 260, 520 and 780 μg/cm2 showed 23 to 70 % of their expected enzyme activities. The highest recovery of enzyme activity (65–70 %) after the film making was obtained in films prepared by incorporating lysozyme at 260 μg/cm2 (1409 U/cm2). The incorporation of disodium EDTA×2H2O and sucrose did not affect the initial lysozyme activity of the films significantly. With or without the presence of disodium EDTA×2H2O at 52 or 520 μg/cm2, lysozyme activity showed sufficient stability in the films during 21 days of cold storage. However, the presence of sucrose at 10 mg/cm2 in the films caused the destabilization of part of enzyme activity (almost 35 %) at the end of storage. The combinational incorporation of lysozyme at 780 μg/cm2 (4227 U/cm2) and disodium EDTA×2H2O at 520 μg/cm2 gave antimicrobial films effective on Escherichia coli. However, in the studied lysozyme concentration range the films did not show any antimicrobial activity against Lactobacillus plantarum. This study clearly showed that the partially purified lysozyme and crude exopolysaccharides from Aureobasidium pullulans may be used to obtain antimicrobial films to increase the safety of foods

    Towards lactic acid bacteria-based biorefineries

    Full text link

    Sources of inflation in Turkey 1963-1984

    No full text
    M.S. - Master of Scienc

    Fotoğrafın sanatsal özellikleri

    No full text
    Bu çalışmanın konusu doğrudan fotoğrafın sanatsal ve işlevsel kullanımlarını irdelemek, bu iki kullanım arasındaki farkları açıklamak ve sanatsal kullanımın diğer görsel sanatlarla etkileşimini sorgulayarak, onun görsel sanatlar içindeki yerini ortaya koymaktır. Çalışmanın giriş bölümünde, fotoğrafın icadı ile birlikte zamanın sanatçı ve düşünürlerinden Charles Baudelaire ve Ahmet Haşim’in fotoğraf hakkındaki düşünce ve değerlendirmeleri aktarılmış, böylece fotoğraf - sanat etkileşiminin nasıl ve hangi koşullarda başladığı ortaya konmaya çalışılmıştır. Birinci bölümde, Fotoğraf – sanat ilişkisi hakkında günümüzdeki tezler ele alınmış, doğrudan fotoğrafın sanat olmadığını ima eden düşünceler aktarılmış ve bu düşüncelerin kuramsal kaynağı olarak Walter Benjamin’in “aura” kavramı irdelenmiştir. İkinci bölümde “sanatın işlevi nedir” sorusu çerçevesinde değişik sanatçı ve düşünürlerin sanat hakkındaki görüşleri lenmiş, sanatın tanımı ve işlevi konusunda, üzerinde mutabık kalınabilecek ortak unsurlar bulunmaya çalışılmıştır. Üçüncü bölümde, bir önceki bölümde tartışılan sanat kavramı çerçevesinde doğrudan fotoğrafın konumu incelenmiş, bu fotoğrafın işlevsel fotoğraftan ibaret olmadığı ifade edilmiş, doğrudan fotoğrafın bir başka biçimi olan belgesel fotoğrafla sanat üretiminin mümkün olup olmadığı tartışılmıştır. Dördüncü bölümde son yıllarda giderek yaygınlaşan dijital teknolojinin fotoğrafa olan etkileri, bir önceki bölümde ulaşılan sonuçlar çerçevesinde kısaca değerlendirilmiş, sonuç bölümünde fotoğrafın görsel sanatlar içindeki konumu hakkında genel bir değerlendirme yapılmış, Ekler bölümünde de, metinde bahsi geçen ve metnin anlaşılmasına katkıda bulunacağı düşünülen fotoğraflara toplu olarak yer verilmiştir. SUMMARY The subject of this study is to analyse the use of the photography in functional and artistic manners, to explain the differences of both manners from each other and also to clarify the role of its artistic use amongest other visual arts through articulating its interaction with them. In the introduction part, opinions of Charles Baudelaire and Ahmet Haşim on photography at the time of its invention were quoted and thereby it was tried to explain how and in what conditions, the art and photography interacted between one another. In the first chapter, the arguments on relationship between art and photography was articulated. The views stating that “the direct phography is not a form of art” were elaborated and the “aura” concept of Walter Benjamin was discussed as an origin of those views. Through the second chapter, in the context of “what the art is” question, the opinions of various notable philosophers and artists were reviewed and commonalities on descriptions and functions of art were tried to be put together. In the third chapter, status of the “direct photography” was studied within the framework of fine arts discussions, contained in the previous chapter. It was indicated that the direct photography is not just solely functional photography, and articulations were made to identify as to whether the documentary photography, being another form of direct photography, could be serving to produce art, or not. In the fourth chapter, the effects of new digital technology on the photography were assessed within the framework of outcomes from discussions in the previuos chapter. In the conclusion part, an overview was summarised on photography and its distinctive place in the population of overall arts family. In appendix part, sample photographs related to text are submitted

    Maya ekstratı üretimi

    No full text
    In this study, the synergistic effects of plasraolysing agents were investigated. Their effect on protein and dry matter extraction yields were also tested. Yeast extract powder was produced from active dried yeast (S. cerevisiae), baker's yeast (S. cerevisiae) and waste brewer's yeast (S. carlsbergensis) and the chemical compositions and sensory differences among these extracts were compared. Yeast suspension with 15 % dry matter was held at pH 5.0, 55°C for 24 h in a system with continuous stirring. At the end of the process yeast extract was seperated from the cell debris by centrif ugation and by determining protein and dry matter in the autolysate and in the yeast extract, protein and dry matter extraction yields were quantified. Finally the yeast extract obtained was concentrated to 25 % dry matter and fed into a spray drier and yeast extract powder with 94-96 % dry matter was obtained. The optimum dry matter content and pH of yeast suspension for autolysis were 15 % and 5.0, respectively. It was found that application of more than one centrif ugation to the autolysate did not increase protein and dry matter extraction yields. When NaCl was used as a plasmolysing agent, high protein and dry matter extraction yields were obtained. When organic plasmolysing agents were used with NaCl, they showed synergistic effect and increased protein and dry matter extraction yields. The highest yields which were 75.6 % protein and 80.5 % dry matter, were obtained in the presence of 5 % (w/v) NaCl and 1.5 % (v/v) ethyl acetate. Similar results were observed with 5 % NaCl and 1.5 % (v/v) isopropanol; protein and dry matter extraction yields were 72.4 % and 78.5 % respectively. Although the effect of the yeast strainto extraction yields was not very significant, slightly higher yields were obtained when active dried yeast was used for yeast extract production. Yeast extract powders were produced from different yeast strains and no pronounced differences were detected in their dry matter, protein, total nitrogen and amino acid nitrogen contents. The protein content determined by Lowry method was higher in brewer's yeast extract. Ranking test was used to evaluate the sensory differences among yeast extract samples. Panelists were asked to rank the vegetable soup samples containing 0.4 % yeast extract powders from different yeasts. The soup containing yeast extract produced from active dried yeast was most preferred. When the soup sample with active dried yeast extract was compared to the soup samples with no additive and with monosodium glutamate, the soup sample with MSG got the first and the sample with active dried yeast extract got the second ranking. -63-Bu çalışmada maya ekstraktı üretiminde en çok kullanılan plazmolize edici kimyasalların, tek başlarına veya kombinasyonlarının maya hücrelerinden dış ortama protein ve kururaadde geçişlerine etkisi incelenmiştir. Aktif kuru mayadan (S. cerevisiae), % 30-32 kurumaddeli pres ekmek mayasından (S. cerevisiae) ve atık bira mayasından (S. carlsbergensis) toz maya ekstraktları elde edilerek bu ekstraktların kimyasal bileşimleri ve duyusal özellikleri karşılaştırılmıştır. % 15 kurumadde içeren maya süspansiyonunun pH'sı 5.0'e ayarlandıktan sonra plazmolize edici kimyasallar katılarak 55 C'de 24 saat sürekli karıştırmalı sistemde otolize bırakılmıştır. Elde edilen otolizatta ve santrifüjle ayrılan maya ekstraktmda protein ve kurumadde analizleri yapılarak, protein ve kurumadde geçiş verimleri saptanmıştır. Elde edilen maya ekstraktı daha sonraki aşamada,, % 25 kurumaddeye konsantre edilmiş ve püskürtmeli kurutucuda % 94-96 kurumaddeli toz maya ekstraktı elde edilmiştir. Otoliz için en uygun maya süspansiyonu kurumaddesi % 15, pH ise 5.0 olarak bulunmuştur. Otoliz sonrası, otolizata birden fazla santrifüj işlemi uygulamanın protein ve kurumadde geçişine önemli bir etkisinin olmadığı belirlenmiştir. Plazmolize edici kimyasalların ekstrakt verimine etkileri incelendiğinde tuzun etkin bir hücre parçalanması için önemi ortaya çıkmaktadır. Tuz kullanılmayan denemelerde düşük verimler elde edilirken, tuz kullanılan denemelerde verimde belirgin artışlar elde edilmiştir. Tuz ile organik çözgenler plazmolize edici kimyasal olarak beraber kullanıldığında ise sinergistik etki göstererek protein ve kurumadde verimlerini artırdıkları belirlenmiştir. En yüksek protein ve kurumadde geçiş verimleri % 5 NaCl + % 1.5 etil asetat ve % 5 NaCl +% 1.5 izopropanol kombinasyonları ile elde edilmiştir, îzopropanole göre biraz daha yüksek verim elde edilen etil asetat ve tuz kombinasyonu ile % 75.6 protein, % 80.5 kurumadde geçiş verimi elde edilmiştir. % 5 NaCl + % 1.5 izopropanol uygulaması sonucunda ise % 72.4 protein, % 78.5 kurumadde geçiş verimi elde edilmiştir. Kullanılan maya türünün verime etkisi fazla olmamakla beraber aktif kuru mayadan elde edilen ekstrakttan diğer maya türlerinden elde edilenlere göre biraz daha yüksek verimler elde edilmiştir. Farklı mayalardan toz maya ekstraktları elde edilerek bileşimleri karşılaştırıldığında kurumadde, protein, toplam azot ve aminoasit azotu değerleri arasında belirgin bir farklılık saptanamamıştır. Lowry yöntemi ile saptanan gerçek protein değeri ise bira mayası ekstraktında daha yüksek bulunmuştur. Maya ekstraktı örneklerinin duyusal karşılaştırılması için sıralama testi yapılmıştır. Maya ekstraktı örnekleri, sebze çorbası örneklerine % 0.4 oranında olacak şekilde katılmış ve toz maya ekstraktı diğer ekstraktlardan daha fazla beğeni kazanmıştır. Toz maya ekstraktı içeren çorba örneği, katkı maddesi içermeyen ve monosodyum glutamat içeren çorba örnekleri ile karşılaştırıldığında ise ilk olarak MSG içeren, ikinci olarak ise toz maya ekstraktı içeren çorba örneği tercih edilmişti

    Melastan laktik asit üretiminde farklı üretim tekniklerinin kullanılabilirliği ve üretim parametrelerinin optimizasyonu

    No full text
    vn ABSTRACT APPLICATION OF DIFFERENT PRODUCTION TECHNIQUES ON THE PRODUCTION OF LACTIC ACID FROM BEET MOLASSES AND OPTIMIZATION OF PROCESS PARAMETERS GOKSUNGUR, Yekta Ph.D. in Food Engineering Supervisor : ProfDr. Ulgar GÜVENÇ 1998, 155 pages In this thesis, process variables for batch and continuous modes of fermentations were optimized for the production of lactic acid from pretreated beet molasses by free and Ca-alginate immobilized Lactobacillus delbrueckii EFO 3202. In batch mode of fermentation, highest lactic acid yield was obtained at 45°C, pH=6.0. The effect of initial sugar concentration was studied and the results showed that the highest effective yield (81.0 %) and substrate conversion yield (96.1 %) were obtained at 52.1 and 78.2 g/1 initial sugar concentrations, respectively. When initial sugar concentration exceeded the above values, yields decreased due to inhibition produced by high sugar concentration which is a characteristic behaviour of a batch culture. Initial sugar concentration of 78.2 g/1 gave a maximum volumetric productivity of 4.83 g/l/h along with maximum substrate conversion yield as stated earlier. Various cheaper nitrogen sources were replaced with yeast extract on equal nitrogen bases in batch fermentation. Of all the nitrogen sources tested, yeast extract yielded the highest and malt sprouts yielded the second highest levelvın of lactic acid. When the batch fermentation results obtained in this study are compared to the literature, it can be seen that yields and productivity obtained in this study are higher than the values reported so far. In the continuous fermentation, dilution rates analyzed were within 0.1 and 0.7 h"1 range. Maximum lactic acid concentration (4.15 %) was obtained at a dilution rate of 0.1 h"1. Maximum volumetric lactic acid productivity (1 1.20 g/l/h) was obtained at D=0.5 h"1 dilution rate. Na-alginate, pumice particles, K-Carrageenan and agar were used for the immobilization of L.delbrueckii IFO 3202. Highest lactic acid and highest yields were obtained with cells immobilized in Ca-alginate. In batch mode of fermentation successful results were obtained with Ca-alginate beads having 2.0 -2.4 mm diameter prepared from 2 % sodium alginate solution. The highest effective yield (82.0 %) and conversion yield (90.0 %) were obtained from 52.1 and 78.2 g/1 substrate concentrations, respectively. The gel beads produced lactic acid for fourteen consecutive batch fermentations. In the continuous mode of fermentation, the highest lactic acid concentration (42.2 g/1) was obtained at 0. 1 h"1 dilution rate while the highest productivity (13.92 g/l/h) was obtained at 0.4 h"1 dilution rate. Continuous fermentation results showed that there are two critical dilution rates where the product yield and volumetric productivity are at maximum. Keywords: L.delbrueckii, molasses, lactic acid, batch fermentation, continuous fermentation, cell immobilization, calcium alginate.V ÖZET MELASTAN LAKTİK ASİT ÜRETİMİNDE FARKLI ÜRETİM TEKNİKLERİNİN KULLANILABİLİRLİĞİ VE ORTAM ŞARTLARININ OPTİMİZASYONU GÖKSUNGUR, Yekta Doktora Tezi, Gıda Mühendisliği Bölümü Tez yöneticisi : Prof. Dr. Ulgar GÜVENÇ 1998, 155 sayfa Bu tezde ön işlem uygulanmış pancar melasından serbest ve Ca- aljinatta immobilize edilmiş Lactobacillus delbrueckii IFO 3202 ile laktik asit üretiminde kesikli ve sürekli sistemler için bazı proses değişkenleri optimize edilmiştir. Kesikli sistemde 45 °C ve pH=6.0'da en yüksek laktik asit verimi elde edilmiştir. Başlangıç substrat konsantrasyonunun etkisi incelendiğinde, en yüksek efektif verimin (% 81.0) 52.1 g/l, en yüksek substrat dönüşüm veriminin (% 96.1) ise 78.2 g/l başlangıç şeker konsantrasyonunda elde edildiği görülmüştür. Daha yüksek substrat konsantrasyonlarında kesikli sistemin bir karakteristiği olarak verim değerleri azalmıştır. En yüksek dönüşüm veriminin elde edildiği 78.2 g/l başlangıç şeker konsantrasyonunda elde edilen maksimum hacimsel verimlilik 4.83 g/İh 'tir. Laktik asit bakterilerinin kompleks organik madde ihtiyaçlarım karşılayabilmek amacıyla değişik azot kaynaklan eşit azot bazında 10 g/l maya ekstraktına paralel olarak kullanılmıştır. Denemelere alman azot kaynaklan arasında en yüksek verim maya ekstraku ile, ikinci olarak ise malt çimi ile elde edilmiştir. Kesiklisistemde elde edilen verim ve verimlilik değerleri literatür ile karşılaştırıldığında, bu çalışmada elde edilen değerlerin daha yüksek olduğu görülmektedir. Sürekli sistemde yapılan denemelerde 0.1 ile 0.7 h"1 arasındaki seyreltme hızları denenmiştir. En yüksek laktik asit (% 4.15), 0.1 h"1 seyreltme hızında elde edilirken; en yüksek hacimsel verimlilik olan 11.20 g/lh, 0.5 h"1 seyreltme hızında elde edilmiştir. İ mmobilize edilmiş L.delbrueckii EFO 3202 ile laktik asit üretiminde, immobilizasyonda Na-aljinat, pomza taşı, K-Karagenan ve agar kullanılmış ve en yüksek laktik asit oluşumu ile verim değerleri Ca-aljinatta immobilize edilmiş hücrelerle elde edilmiştir. Ca-aljinat ile yapılan sonraki denemelerde kesikli sistemde en başarılı sonuçlar % 2 sodyum aljinattan elde edilen 2.0 - 2.4 mm çapındaki boncuklarla elde edilmiştir. En yüksek efektif verim (% 82.0) 52.1 g/l substrat konsantrasyonu ile elde edilirken, en yüksek dönüşüm verimi (% 90.0) 78.2 g/l substrat konsantrasyonunda elde edilmiştir. Tekrarlanan kesikli üretimlerde kalsiyum aljinat boncuklan 14 defa önemli verim kayıpları olamadan basan ile kullanılmıştır. Sürekli sistemde en yüksek laktik asit (42.2 g/l) 0.1 h'1 seyreltme hızında, en yüksek verimlilik ise (13.92 g/lh) 0.4 h"1 seyreltme hızında elde edilmiştir. Hem serbest hücrelerle, hem de immobilize hücrelerle sürekli sistemde ürün veriminin maksimum olduğu ve hacimsel verimliliğin maksimum olduğu iki kritik seyreltme hızı olduğu sonucuna varılmıştır

    Marmara denizi mezgit (merlangius merlangus euxinus nordmann, 1840) balığının biyolojisi

    No full text
    MARMARA DENİZİ MEZGİT (Merlangius merlangus euxinus Nordmann, 1840) BALIĞININ BİYOLOJİSİ Bu araştırmada, Marmara Denizi'nden avlanan mezgit (Merlangius merlangus euxinus Nordmann, 1840) balığının Ocak-Aralık 2003 tarihleri arasında; yaş, boy ve ağırlık dağılımları ile yaş-boy, yaş-ağırlık, boy-ağırlık ilişkileri, kondisyonu ve üreme özellikleri üzerinde çalışılmıştır. İncelenen 920 adet dişi ve erkek bireye ait kondisyon faktörü (K) değeri ortalama 0.746 olarak bulunmuştur. Mezgit balığında allometrik bir büyüme olduğu; yaş-boy, yaş-ağırlık ve boy-ağırlık arasında pozitif ve kuvvetli bir ilişkinin varlığı saptanmıştır. İncelenen balıkların I-V. yaşlar arasında dağılım gösterdiği; birey sayısının I. ve II. yaş gruplarında fazla olduğu belirlenmiştir. Boy-ağırlık ilişkisi W=0.005L3.14 olup, toplam ölüm oranı % 66.9 olarak hesaplanmıştır. Mezgit balığının üremesinin yıl boyunca devam ettiği ve Kasım-Ocak ile Mart-Nisan aylarında maksimum düzeye ulaştığı saptanmıştır. Araştırma bulgularımıza göre Mezgit balığının en küçük av büyüklüğünün 17 cm olması gerektiği sonucuna varılmıştır. Temmuz, 2004 Efsun Görkem GÖKSUNGUR ABSTRACT BIOLOGY OF THE WHITING (Merlangius merlangus euxinus Nordmann, 1840) IN THE MARMARA SEA In this study; age, length, weight distributions; the relations between the age-length, the age-weight, the length-weight, condition index and the reproduction characteristics of the whiting (Merlangius merlangus euxinus Nordmann, 1840) caught on the Marmara Sea were investigated. The condition index of the whiting was found 0.746 in 920 investigated males and females. The growth of the whiting was found to be allometric and its relationships between age-length, age-weight, length-weight positive and strong. The stock in the investigated area consisted mainly of fish in age groups I-V and the abundance of fish was found in age groups I and II. The length-weight relationship was W=0.005L3.14 and total mortality rate was found %66.9. The spawning time of whiting extended from January to December, with a maximum in November-January and March-April. According to our researchs it has been concluded that the whiting's fishing length must be minimum 17 cm. July, 2004 Efsun Görkem GÖKSUNGU
    corecore