23 research outputs found

    Investigation of the relation between teacher candidates internet self- efficiency belief and their problematic intended Use

    Get PDF
    Bu araştırma, öğretmen adaylarının eğitsel internet kullanım öz-yeterlik inanç düzeylerinin, problemli internet kullanım durumlarının ve aralarındaki ilişkinin belirlenmesini amaçlayan betimsel yapıda nicel bir çalışmadır. Çalışma grubu, Ahi Evran Üniversitesi Eğitim Fakültesi, İlköğretim bölümü, Matematik, Fen Bilgisi, Sınıf v e Sosyal Bilgiler öğretmenliği a nabilim dalı, Eğitim Bilimleri bölümü Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık anabilim dalı, Türkçe Öğretmenliği ve Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi (BÖTE) bölümlerinde öğrenim g ören 343 eğitim fakültesi lisans öğrencisinden oluşturulmuştur. Veri toplama aracı olarak, “Kişisel Bilgi Formu”, Şahin (2009) tarafından geliştirilen Eğitsel İnternet Kullanımı Öz Yeterlik İnançları Ölçeği ve Ceyhan, Ceyhan ve Gürcan (2007) tarafından geliştirilen Problemli İnternet Kullanımı Ölçeği kullanılmıştır. Araştırma, öğretmen adaylarının eğitsel internet kullanımı öz yeterlik inançlarının orta düzeyde ( ? ? =66.2 2) olduğunu göstermiştir. Aynı zamanda internet kullanım deneyiminin eğitsel internet kullanım deneyimini de olumlu olarak farklılaştırdığı görülmüştür. Araştırma aynı zamanda öğretmen adaylarının Problemli İnternet Kullanım (PİK) alışkanlıklarının düşük düzeyde (? ? =42.03) olduğunu ortaya koymuştur.This research is a descriptive study aiming at determining aiming at determining the relation between teacher candidates’ internet self-efficiency belief and their problematic internet use. The study group is formed by 343 students studying at the departments of Primary School Teaching, Elementary Mathematics Teaching, Science Teaching, Social Sciences Education, Psychological Counseling and Guidance, Turkish Teaching and Computer Education and Information Technologies (CEIT) at the Ahi Evran University. Personal Information form, Educational Internet Usage Self-efficiency Belief (EIUSB) scale developed by Şahin and Problematic Internet Use (PIU) scale developed by Ceyhan, Ceyhan and Gürcan (2007) are used as data collecting tool. The results reveal that teacher candidates have mid -level of EIUSB (? ̅ =66.22 ). The results also show that teacher candidates have low level of PIU habits (? ̅ =42.03)

    The relationship between health literacy and healthy life awareness: The case of Yozgat province

    Get PDF
    Günümüzde hastalıklarla mücadele eden toplumlar yerine sağlıklı yaşam sürdürme davranışlarının geliştirildiği bir toplum yapısı ve bilinci öne çıkmaktadır. Bireylerin bu bilinci kazanması sağlık okuryazarlığı ve sağlıklı yaşam farkındalığının yüksek olmasıyla ilişkili olabilmektedir. Bu kapsamda araştırma, sağlık okuryazarlığı ve sağlıklı yaşam farkındalığı arasındaki ilişkiyi incelemeyi esas almıştır. Veri toplama araçları olarak “Türkiye Sağlık Okuryazarlığı Ölçeği” ve “Sağlıklı Yaşam Farkındalığı Ölçeği” kullanılmıştır. Yozgat ilinde yürütülen araştırmaya 403 birey katılmıştır. Veriler çevrimiçi (online) platformlardan toplanarak SPSS programında analiz edilmiştir. Verilerin analizlerinde tanımlayıcı istatistikler, normallik, güvenilirlik, korelasyon ve basit doğrusal regresyon analizleri kullanılmıştır. Sonuç olarak, araştırmaya katılan bireylerin hem sağlık okuryazarlık düzeylerinin (3,86) hem de sağlıklı yaşam farkındalıklarının (3,88) puan düzeyinde olduğu görülmüştür. Bununla birlikte korelasyon analizi sonucuna göre, sağlık okuryazarlığı ve sağlıklı yaşam farkındalığı alt boyutlarının tümü arasında pozitif yönde ve anlamlı düzeyde bir ilişki olduğu tespit edilmiştir (p<0,05). Regresyon analizi sonucuna göre ise, sağlık okuryazarlığının sağlıklı yaşam farkındalığı üzerinde anlamlı bir etkisi olduğu görülmüştür (F:170,995, p<0,05). Regresyon katsayısı pozitif yönlüdür (B:0,557) ve sağlık okuryazarlığı arttıkça sağlıklı yaşam farkındalığının arttığı gözlemlenmiştir. Öneri olarak, bireylerin sağlıksız yaşam alışkanlıklarının toplum bazında gözden geçirilmesi ve bireylere yönelik sağlık okuryazarlığı ve sağlıklı yaşam eğitimlerinin verilmesi hem bireysel hem de toplumsal sağlık farkındalığının artmasına teşvik edeceği düşünülmektedir.Today, instead of societies struggling with diseases, a society structure and consciousness in which healthy living behaviors are developed comes to the fore. Individuals gaining this awareness may be related to high health literacy and awareness of healthy living. In this context, the research is based on examining the relationship between health literacy and healthy living awareness. “Türkiye Health Literacy Scale” and “Healthy Life Awareness Scale” were used as data collection tools. 403 individuals participated in the research conducted in Yozgat province. The data were collected from online platforms and analyzed in the SPSS program. Descriptive statistics, normality, reliability, correlation and simple linear regression analyzes were used in the analysis of the data. As a result, it was seen that both health literacy levels (3.86) and healthy life awareness levels (3.88) of the individuals participating in the study were at the point level. In addition, according to the results of the correlation analysis, it was determined that there was a positive and significant relationship between all sub-dimensions of health literacy and awareness of healthy living (p<0.05). According to the results of the regression analysis, it was observed that health literacy had a significant effect on awareness of healthy living (F:170,995, p<0.05). The regression coefficient is positive (B:0.557), and it has been observed that as health literacy increases, awareness of healthy living increases. As a suggestion, it is thought that reviewing the unhealthy living habits of individuals on a community basis and providing health literacy and healthy life trainings for individuals will encourage both individual and social health awareness to increase

    Küreselleşmenin eğitime yansımaları

    No full text
    Son yirmi yıldır, ekonomik, sosyal ve siyasal bütün değerlendirmelerde anahtar bir kavram olarak karşımıza çıkan "küreselleşme", bir kavram olarak, bilişim teknolojisindeki gelişmeler, finans piyasalarının esneklik, hacim ve ivme kazanması, döviz spekülasyonları, sınır ötesi sermaye hareketlerinin artması, kitle tüketimi, emeğin değişen yapısı ve rolü gibi değişik olguların tek bir kategoride ifade edilmesi için kullanılmaktadır. Yaşanmış ve yaşanması devam eden bir süreç olarak küreselleşme, daha önceden varolan bir çok kategoriyi geçersizleştirmekte, fırsatları ve dezavantajları içinde paradoksal olarak barındırmaktadır. Çalışmanın amacı ulusal eğitimimizin fırsatları lehine kullanması ve tehlikeleri öngörüp tedbirler üretmesi için yapılacak çalışmalara yön sağlamaktır. Araştırma, küreselleşmenin eğitim alanında bir kısım fırsatlar doğuracağı ve tehlikeler vücuda getireceğini öngörmüş, bu fırsat ve tehlikelerin neler olacağını tespit etmek üzerinde yoğunlaşmıştır. Araştırma, literatür taramasına dayalı kuramsal bir çalışmadır. Araştırma sürecinde küreselleşmenin eğitim politikalarını, finansmanını, planlamasını, yönetimini, müfredatlarını ve eğitime taraf olanların rollerini etkileyeceği yönler üzerinde durulmuştur. Araştırma küreselleşmenin çok yönlü olarak bir kuşatma oluşturduğu, dolayısıyla eğitim alanının bu kuşatmanın bizzat kendisinden ya da etkilerinden uzak kalamayacağı sonucuna ulaşmıştır. Bu çerçevede eğitim sisteminde "hayat boyu öğrenme", "insan merkezli eğitim", "işlevsel okur-yazarlık", "öğrenen merkezli eğitim", "süreç-bilgiler odaklılık", "Öğrenmeyi öğrenme", "yapmayı öğrenme", "birlikte yaşamayı öğrenme", "olmayı öğrenme" gibi kavram ve anlayışları eksen alan düzenlemeler yapılmasının gerekliliği sonucuna varılmıştır. ABSTRACT We have been facing globalization as a key concept in all evaluations related with economic, social and political issues since two decades. It implies the trends such as the development of information technologies, flexibility, capacity and acceleration in finance market, speculations in foreign exchange, growth in capital movements across borders, mass consumption, or the changing structure or role of labor. As a continuous process, globalization is invalidated many existing categories and paradoxically harbors opportunities and disadvantages. The aim an the present paper is to provide a framework which leads preventive measures for its dangers and use its opportunities in favor of our national education system. The study is a theoretical one based on mainly literature survey. The study, first, guesses globalization generates some chances and threats in the area of education, then, tries to characterize them. The study next turns the questions of how globalization affects the policy, finance, planning, administration, and curriculum of education, and the changing roles of educators. The study concludes globalization surrounds us in many ways, and therefore, we have no change to escape it or its consequences. In that respect, the paper suggests the education system have to make some arrangements using the notions and concept such as "lifelong education", "human centered education", "functional literacy", "learner centered education", "process-knowledge focusing", "learning to learn", "learning to do", "cooperative learning", and "learning to be

    The effects of educational interface agent usage in virtual science and technology museum on the interests and successes of students

    No full text
    Bu çalışmanın amacı, sanal bilim ve teknoloji müzesinde eğitsel arayüz ajanı kullanımının öğrencilerin başarıları ve fen bilgisine yönelik ilgileri üzerindeki etkisini belirlemektir. Araştırmada öntest sontest kontrol gruplu yarı deneysel desen kullanılmıştır. Araştırmanın bağımsız değişkeni eğitsel arayüz ajanı kullanımıdır. Araştırmanın bağımlı değişkeni ise, öğrencilerin akademik başarıları ve fen bilgisine yönelik ilgileridir. Araştırmanın çalışma grubunu, Kırşehir ilinde bulunan Prof. Dr. Erol Güngör İlköğretim Okulunda 2010-2011 öğretim yılı bahar döneminde 6. sınıfta öğrenim gören 67 öğrenci oluşturmaktadır. Bu öğrenciler eğitsel arayüz ajanı içeren ve içermeyen MTA Enerji Parkı Sanal Bilim ve Teknoloji Müzesi web temelli öğrenme ortamlarına yansız olarak atanmıştır. Uygulama 5 hafta sürmüştür. Kovaryans analiziyle (ANCOVA) elde edilen bulgulara göre, eğitsel arayüz ajanı destekli MTA Enerji Parkı Sanal Bilim ve Teknoloji Müzesinde çalışan öğrencilerin başarı puanlarındaki değişim, eğitsel arayüz ajanı desteksiz sanal müzede çalışan öğrencilerin akademik başarı puanlarındaki değişimden anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur [F(1-64)=4.429, p.05]. Öğrencilerin eğitsel arayüz ajanı destekli ve desteksiz sanal müze ortamına ilişkin görüşlerinin dağılımı frekans (f) ve yüzde (%) olarak verilmiştir. Eğitsel arayüz ajanı destekli ve eğitsel arayüz ajanı desteksiz sanal müze ortamında çalışan öğrencilerin ortama ilişkin memnuniyetlerinin yüksek olduğu bulunmuştur. Ayrıca eğitsel arayüz ajanı destekli sanal müzede çalışan öğrencilerin eğitsel arayüz ajanına yönelik memnuniyetlerinin yüksek olduğu görülmüştür. Öğrenciler, eğitsel arayüz ajanın en beğendikleri özellikleri arasında, müze içerisinde hareket etmesini (%29.03) ve yardımcı olmasını, ne yapacaklarını söylemesini, önerilerde bulunmasını (%25.81) göstermişlerdir.The aim of this research was to investigate the effects of the usage of educational interface agent in virtual science and technology museum on students successes and interests towards Science. Quasi-experimental research design with pretest-posttest control group was applied. The independent variable of the research was usage of educational interface agent. The two dependent variables were students' successes and interests towards Science. The sample of the research consists of 67 6th grade students from Kırşehir Prof. Dr. Erol Güngör Elementary School in 2010-2011 spring semester. The students were randomly assigned to two different web based MTA Virtual Science and Technology Museum learning environments, one of which provided educational interface agent and the other did not. It took five weeks for the experimental process. According to the covariance analysis (ANCOVA) results, usage of educational interface agent in MTA Virtual Science and Technology Museum made a significant difference between the success scores of students. Students who studied with the virtual museum which provided educational interface agent were successful than the others [F(1-64)=4.429, p.05]. The range of the students' opinions about these two virtual museum environments were given as frequency (f) and percentage (%). Almost all of the students were found to be satisfied with the learning environments which they studied in. Moreover the students' satisfaction with the educational interface agent was found high in the group that studied in the virtual museum supported with educational interface agent. It can be inferred from the findings that %29.03 of the students mostly liked the mobility of the educational interface agent. In addition, %25.81 of the students mostly liked the way this agent helped and gave advices

    Investigation of sample analogies prepared for information and communication technologies teaching

    No full text
    Bu araştırmanın amacı, Bilişim Teknolojileri Dersi Öğretim Programı’nın 6., 7. ve 8. basamaklarındaki kazanımlara yönelik kullanılabilecek örnek analojileri belirlemektir. Bu genel amaç çerçevesinde, Bilişim Teknolojileri Dersi Öğretim Programı’nın 6., 7. ve 8. basamaklarındaki kazanımlara yönelik öğretmen adayları tarafından hazırlanan analojiler içerik analizi yöntemiyle incelenmiş ve Bilişim Teknolojileri dersindeki kavramların ve işlemlerin öğretimine yönelik kullanılabilecek örnekler sunulmuştur. Bu araştırma, var olan durumu belirlemeye yönelik betimsel yapıda nitel bir çalışmadır. Araştırmanın çalışma grubu, 2009-2010 öğretim yılında Ahi Evran Üniversitesi Eğitim Fakültesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü’nün 1. ve 2. sınıflarında öğrenim gören 76 öğretmen adayından oluşmaktadır. Geliştirilen 71 analojiden 50’si uygun bulunmuş ve bu analojiler öğretim programının basamaklarındaki kazanımlara göre gruplandırılmıştır. Seçilen örnek analojiler sunularak, benzer araştırmalar için önerilerde bulunulmuştur.The aim of this research is to determine the sample analogies which can be used for learning objectives in the 6th, 7th and 8th levels of the curriculum of the Information and Communication Technologies (ICT) course. Within the frame of this general aim, analogies prepared by teacher candidates related to the learning objectives in the 6th, 7thand 8th levels of the curriculum of the ICT course were analyzed by content analysis technique. Then the samples, related to the teaching concepts and procedures within the ICT course, were presented. This research is a qualitative research in the descriptive form in order to determine the present situation. The participants of the study is composed of 76 teacher candidates studying at freshman and sophomore classes of the Ahi Evran University, Faculty of Education, Computer Education and Instructional Technologies Department in 2009-2010 education year. 50 of the 71 analogies were approved and these analogies were categorized according to the learning objectives at the levels. By presenting the selected sample analogies, suggestions have been made for similar research

    Servi fidanlarında sorun olan fungal hastalık etmenlerine karşı defne ve rezene uçucu yağlarının antifungal etkinliklerinin belirlenmesi

    Get PDF
    Fusarium oxysporum and Pestalotiopsis funerea are the most common fungal disease agents of conifer seedlings causing root rot and shoot or tip blight diseases. In this study, chemical compositions and antifungal activities of essential oils of fennel (Foeniculum vulgare Mill.) and laurel (Laurus nobilis L.) were determined against root rot and wilt disease agents F. oxysporum and P. funerea in vitro conditions. Chemical compositions of essential oils were determined by using GC-MS analysis. Antifungal volatile phase effects of essential oils were determined on inhibition of mycelial growth in vitro conditions by using different concentrations. The effect of most effective concentrations of essential oils on the morphology of fungal hypha was also determined by using light microscope. GC-MS analysis of essential oils of laurel and fennel plants revealed that eucalyptol (52.88%) and α-terpinyl acetate (11.77%) were major components of laurel; trans-anethole (81.55%) and limonene (5.88%) were major components of fennel essential oils. Volatile phase effects of fennel and laurel essential oils were found to completely inhibit mycelial growth of F. oxysporum at 30.0 and 50.0 µl petri-1 concentrations, respectively. Complete growth inhibition of P. funerea by essential oil of fennel and laurel were observed at relatively lower concentrations (20.0 and 25.0 µl petri-1 concentrations, respectively). Light microscopic observations on hyphae, exposed to volatile phase of the most efficient concentrations of essential oil, revealed considerable structural deformations such as cytoplasmic coagulation, vacuolations and protoplast leakage. In conclusion, our results suggest that essential oils have the potential for use in control of fungal diseases of conifer plants.Fusarium oxysporum ve Pestalotiopsis funerea, kozalaklı bitki türlerinde kök çürüklüğü, sürgün ya da uç yanıklığı olarak bilinen hastalıklara sebep olan en yaygın fungal hastalık etmenleridir. Bu çalışmada, rezene (Foeniculum vulgare Mill.) ve defne (Laurus nobilis L.) bitkilerinden elde edilen uçucu yağların kimyasal bileşimleri ve F. oxysporum ve P. funerea’ya karşı antifungal etkileri in vitro koşullarda belirlenmiştir. Uçucu yağların kimyasal bileşimleri, GC-MS analizi kullanarak belirlenmiştir. Uçucu yağların buhar fazında misel gelişimini engellemesi üzerine antifungal etkileri in vitro koşullarda farklı konsantrasyonlar kullanarak belirlenmiştir. Işık mikroskobu kullanarak uçucu yağların en etkili konsantrasyonlarının fungus hiflerinin morfolojisine etkileri de belirlenmiştir. Uçucu yağlarının GC-MS analiz sonuçları, eucalyptol (%52.88) ve α-terpinyl acetate (%11.77)’ın defnenin, transanethole (%81.55) ve limonene (%5.88)’nin ise rezene uçucu yağının ana bileşenleri olduğunu göstermiştir. Rezene ve defne uçucu yağlarının buhar fazında F. oxysporum’un miselyal gelişimini tamamen engelleyen konsantrasyonları sırasıyla 30.0 ve 50.0 µl petri-1 olarak belirlenmiştir. Rezene ve defne uçucu yağlarının P. funerea’nın gelişimini tamamen engelleyen konsantrasyonların nispeten daha düşük olduğu gözlenmiştir (sırasıyla 20.0 ve 25.0 µl petri-1 konsantrasyonlarında). Uçucu yağların buhar fazında en etkili konsantrasyonuna maruz kalan hifler üzerinde yapılan ışık mikroskobu gözlemleri, sitoplazmik pıhtılaşma, vakuolleşme ve protoplazmik içeriğin hücre dışarısına akıntısı şeklinde gerçekleşen önemli yapısal deformasyonları ortaya koymuştur. Sonuç olarak elde edilen bulgularımız, uçucu yağların kozalaklı bitkilerde sorun olan fungal hastalıklarının kontrolünde kullanım potansiyeli bulunduğunu ortaya koymuştur

    Servi fidanlarında sorun olan fungal hastalık etmenlerine karşı defne ve rezene uçucu yağlarının kimyasal bileşenleri ve antifungal etkinliğinin belirlenmesi

    No full text
    Fusarium oxysporum and Pestalotiopsis funerea are the most common fungal disease agents of conifer seedlings causing root rot and shoot or tip blight diseases. In this study, chemical compositions and antifungal activities of essential oils of fennel (Foeniculum vulgare Mill.) and laurel (Laurus nobilis L.) were determined against root rot and wilt disease agents F. oxysporum and P. funerea in vitro conditions. Chemical compositions of essential oils were determined by using GC-MS analysis. Antifungal volatile phase effects of essential oils were determined on inhibition of mycelial growth in vitro conditions by using different concentrations. The effect of most effective concentrations of essential oils on the morphology of fungal hypha was also determined by using light microscope. GC-MS analysis of essential oils of laurel and fennel plants revealed that eucalyptol (52.88%) and α-terpinyl acetate (11.77%) were major components of laurel; trans-anethole (81.55%) and limonene (5.88%) were major components of fennel essential oils. Volatile phase effects of fennel and laurel essential oils were found to completely inhibit mycelial growth of F. oxysporum at 30.0 and 50.0 µl petri-1 concentrations, respectively. Complete growth inhibition of P. funerea by essential oil of fennel and laurel were observed at relatively lower concentrations (20.0 and 25.0 µl petri-1 concentrations, respectively). Light microscopic observations on hyphae, exposed to volatile phase of the most efficient concentrations of essential oil, revealed considerable structural deformations such as cytoplasmic coagulation, vacuolations and protoplast leakage. In conclusion, our results suggest that essential oils have the potential for use in control of fungal diseases of conifer plants.Fusarium oxysporum ve Pestalotiopsis funerea, kozalaklı bitki türlerinde kök çürüklüğü, sürgün ya da uç yanıklığı olarak bilinen hastalıklara sebep olan en yaygın fungal hastalık etmenleridir. Bu çalışmada, rezene (Foeniculum vulgare Mill.) ve defne (Laurus nobilis L.) bitkilerinden elde edilen uçucu yağların kimyasal bileşimleri ve F. oxysporum ve P. funerea’ya karşı antifungal etkileri in vitro koşullarda belirlenmiştir. Uçucu yağların kimyasal bileşimleri, GC-MS analizi kullanarak belirlenmiştir. Uçucu yağların buhar fazında misel gelişimini engellemesi üzerine antifungal etkileri in vitro koşullarda farklı konsantrasyonlar kullanarak belirlenmiştir. Işık mikroskobu kullanarak uçucu yağların en etkili konsantrasyonlarının fungus hiflerinin morfolojisine etkileri de belirlenmiştir. Uçucu yağlarının GC-MS analiz sonuçları, eucalyptol (%52.88) ve α-terpinyl acetate (%11.77)’ın defnenin, transanethole (%81.55) ve limonene (%5.88)’nin ise rezene uçucu yağının ana bileşenleri olduğunu göstermiştir. Rezene ve defne uçucu yağlarının buhar fazında F. oxysporum’un miselyal gelişimini tamamen engelleyen konsantrasyonları sırasıyla 30.0 ve 50.0 µl petri-1 olarak belirlenmiştir. Rezene ve defne uçucu yağlarının P. funerea’nın gelişimini tamamen engelleyen konsantrasyonların nispeten daha düşük olduğu gözlenmiştir (sırasıyla 20.0 ve 25.0 µl petri-1 konsantrasyonlarında). Uçucu yağların buhar fazında en etkili konsantrasyonuna maruz kalan hifler üzerinde yapılan ışık mikroskobu gözlemleri, sitoplazmik pıhtılaşma, vakuolleşme ve protoplazmik içeriğin hücre dışarısına akıntısı şeklinde gerçekleşen önemli yapısal deformasyonları ortaya koymuştur. Sonuç olarak elde edilen bulgularımız, uçucu yağların kozalaklı bitkilerde sorun olan fungal hastalıklarının kontrolünde kullanım potansiyeli bulunduğunu ortaya koymuştur
    corecore