20 research outputs found

    The perspectives of university students on gender rolesÜniversite öğrencilerinin toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin bakış açıları

    Get PDF
    Objective: This study was performed as a descriptive study in order to determine the perspectives of university students on gender roles.Method: The population of the study was composed of the students who currently study in the department of Emergency and Disaster at the School of Health in Çanakkale Onsekiz Mart University. The study was performed with a total of 224 students present at the school on the date when the study was carried out and agreed to participate in the study. The study was conducted between 27 March-28 May 2014.A survey form prepared in accordance with the literature and Gender Roles Attitude Scale (GRAS) were utilized in the study so as to gather the data. The data were evaluated by means of descriptive statistics, t-test, Mann-Whitney U and variance (one-way ANOVA) test.Findings: Among the students who participated in the study, 49.6% of them were male whereas 50.4% were female. In the study, the average of the total scores on the GRAS of the female students was 155,17±16,47 while that of the male students was 129,56±20,52. In regard to the analysis of the sub-dimensions of the GRAS by gender, it was determined that the female students hold more “egalitarian attitudes” on gender roles than the male students do. With respect to the effect of socio-demographic characteristics of the students on their attitudes towards gender roles, it was found out that there was no difference among the students in terms of age, grades, the high school that the students graduated from, place of residence, the presence or absence of working parents, economical levels, number of sisters/brothers, educational status of the parents. However, in regard to the type of family, it was found that the students with an elementary family hold more egalitarian attitudes.Result: The study concluded that the perspectives of the female students and those of the male students are different from each other. These results have revealed that the universities with the objective to raise intellectual individuals should enable their students to gain awareness on gender roles as well as acquire the fundamental vocational information.  ÖzetAmaç: Bu çalışma üniversite öğrencilerinin toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin bakış açılarını belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır.  Yöntem: Araştırmanın evrenini Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Acil Yardım ve Afet Yönetimi Bölümüne devam eden öğrenciler oluşturmuştur. Araştırmanın yapıldığı tarihte okulda bulunan ve araştırmaya katılmayı kabul eden 224 öğrenci çalışma kapsamına alınmıştır. Araştırmanın uygulaması 27 Mart-27 Mayıs 2014 tarihleri arasında yapılmıştır. Çalışmada, veri toplamak amacıyla literatür doğrultusunda hazırlanan anket formu ve Toplumsal Cinsiyet Rolleri Tutum Ölçeği (TCRTÖ) kullanılmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistikler, t-testi, mann-whitney U ve varyans (one-way anova) testleri kullanılmıştır.  Bulgular: Çalışmaya katılan öğrencilerin %49.6’sı erkek, %50.4’ü kız öğrencilerden oluşmaktadır. Araştırmada öğrencilerin TCRTÖ toplam puan ortalamasının kızlarda 155,17±16,47, erkeklerde 129,56±20,52 olduğu belirlenmiştir. Cinsiyete göre TCRTÖ alt boyutları incelendiğinde; kız öğrencilerin erkek öğrencilerden daha fazla, toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin ‘eşitlikçi tutuma sahip’ olduğu saptanmıştır. Araştırmada öğrencilerin sosyo-demografik özelliklerinin, toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin tutumları üzerindeki etkisine bakıldığında ise, yaş grupları, sınıflar arası, bitirilen lise, yaşadıkları yer, anne babanın çalışma durumu, ekonomik düzeyleri, kardeş sayıları, anne babanın eğitim durumu açısından aralarında fark olmadığı belirlenmiştir. Ancak aile tipi açısından çekirdek aileden gelen öğrencilerin daha eşitlikçi bir yaklaşım sergiledikleri saptanmıştır. Sonuç: Araştırmada kız ve erkek öğrencilerin toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin görüşleri arasında fark olduğu saptanmıştır. Bu sonuçlar aydın bireyler yetiştirmeyi hedefleyen üniversitelerde öğrencilere temel mesleki bilginin yanı sıra toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda duyarlılık kazandırılması gereğini göstermektedir

    DETERMINING ERGONOMIC RISKS AND HAZARDS IN DELIVERY ROOMS

    No full text
    Sağlık sektöründe çalışma ortamı koşullarından kaynaklanan iş kazası, meslek hastalığı ve  sağlık sorunların giderek arttığı görülmektedir. İşyeri tehlike sınıflandırılmasına göre çok tehlikeli sınıfta yer alan bu sektörde çalışanlar çalışma ortamlarında biyolojik, fiziksel, kimyasal tehlikeler ile ergonomik, radyasyon, psikososyal  vb gibi çeşitli mesleki risk ve tehlikeler ile karşı karşıya kalmaktadır. Hastane içerisindeki en önemli birimlerden bir tanesi doğumhanelerdir. Burada çalışanlar hem çalışma ortamlarından hem de yaptıkları işten kaynaklanan bir takım ergonomik problemlerle karşı karşıya kalmaktadır. Uzun süre ayakta kalınması, normal doğuma müdahele sırasındaki hareketler neticesinde oluşan bel, omuz gibi bedensel ağrılar ile ortam ısısı, hijyeni, enfeksiyonlar vb. gibi faktörler büyük önem arz etmektedir.  Çalışma verimliliği ve etkinliğinin artırılması için en önemli koşul ergonomik çalışma koşullarının sağlanmasıdır. Ergonomi, insanın özelliklerini ve yeteneklerini araştırarak işin insana göre ayarlanmasını sağlayamayı amaçlamaktadır. Dolayısıyla çalışma ortamları ne kadar iyi olursa çalışan sağlığı ve verimliliği de artacaktır. Bu bağlamda bu çalışmada doğumhanelerdeki ergonomik risklerin ve tehlikelerin saptanması ve  alınması gereken tedbirler çalışmanın amacını oluşturmuştur.     It is seen that occupational accidents, occupational disease, and health problems occurring due to conditions of the work environment in the health sector gradually increase. In this sector, which is classified as very dangerous based on the workplace hazard classification, personnel encounter biological, physical, and chemical hazards and various occupational risks and hazards such as ergonomic, radiation, and psychosocial dangers in their work environments. One of the most important units in the hospital is the delivery room. Personnel working here may encounter several ergonomic problems caused by both work environments and the job. Standing for a long time, somatic pains such as waist, shoulder caused as a result of movements while intervening in vaginal delivery, and factors such as ambient temperature, hygiene, infections etc., have great importance. Providing ergonomic working conditions is the most important condition to increase work productivity and effectiveness. Ergonomics aim to provide the adjustment of work according to humans by investigating the human characteristics and abilities. Therefore, good work environments will also increase occupational health and productivity. In this context, the purpose of this study is to determine the ergonomic risks and hazards in delivery rooms, as well as the measures to be taken.   &nbsp

    The interview with Robert Koch held by Huseyin Hulki and the Ottoman delegation on tuberculin therapy

    No full text
    Robert Koch (1843-1910), who was one of the significant representatives of the golden age of microbiology, claimed to have discovered the tuberculin/vaccine therapy in 1890. During that era, the Ottoman Empire closely followed the important developments in the field of microbiology. For this reason, it was decided that a delegation should have been sent to Germany to observe the lecture "On Bacteriological Research" to be delivered by Koch on August 3, 1890 during the 10th International Congress of Medicine to be held in Berlin. The delegation travelled to Germany and carried out observations and met Koch in the meanwhile. Among the delegation sent to Berlin there was also Dr. Huseyin Hulki Bey, who graduated from the Military School of Medicine in 1885, and could speak French, Greek, Farsi and Arabic. One of the young professors of the medical school, Dr. H. Hulki gathered his memories on the trip to Berlin in a book after his return. In his book published under the title Berlin Memories (1892), he related the interview they held with Koch, the various medical centres they visited in Berlin, and the physicians they met there

    Sağlık çalışanlarının iş sağlığına yönelik kişisel koruyucu önlemler konusunda görüşlerinin incelenmesi; Çanakkale’de bir Kamu Hastanesi örneği

    No full text
    ÖZET Giriş: Topluma sağlık hizmeti sunmayı amaç edinmiş sağlık personeli hizmetin özelliğinden kaynaklanan nedenlerden dolayı mesleki risklere ve iş kazalarına maruz kalmaktadır. Amaç: Sağlık çalışanlarının iş sağlığına yönelik kişisel koruyucu önlemler konusunda görüşlerinin incelenmesi amacıyla planlanmıştır. Yöntem: Araştırma tanımlayıcı tipte olup Çanakkale ilinde bir ilçe devlet hastanesinde yapılmıştır. Araştırmaya Kasım-Aralık 2014 tarihleri arasında araştırmaya katılmayı kabul eden 150 sağlık çalışanı dahil edilmiştir. Veriler literatür bilgilerine göre hazırlanmış anket formu ile yüz yüze görüşme tekniği kullanılarak toplanmıştır. Elde edilen veriler SPSS 20 paket programında frekans dağılım, ortalama ki kare  (χ2) ile analiz edilmiştir. Bulgular: Sağlık çalışanlarının %38,7’si hemşire, % 22’si ebe, %20,7’si sağlık teknisyeni, % 18,7’si yardımcı sağlık personelidir.  Katılımcıların %72’si kadın, % 28’i erkektir. Katılımcıların yaş ortalamaları 37,2±6,04 olup,  %53,3’ü ön lisans mezunudur. Meslekte çalışma yılı ortalama 15,2±6,5, kurumda çalışma yılı 8,01±5,41’dır. Çalışanların %67,3’ü çalışan sağlığı konusunda oryantasyon eğitimi almıştır. Sağlık çalışanlarının %98,7’sı Hepatit Markerleri (HbsAg, AntiHbs, AntiHcv), %93,3’ü AntiHIV baktırmıştı. Kliniklerde kişisel koruyucu donanım malzemeleri olarak büyük çoğunluğu eldiven, el antiseptiği, koruyucu gözlük, maske, kesici delici atık kutusu kullanılması gerektiğini ifade etmişlerdir. Sağlık çalışanlarının %45,9’u çalıştıkları sağlık kuruluşunda karşılaşabilecekleri riskler konusunda endişeli olup, bu risklerin %46,3’ü biyolojik, %43,3’ü fiziksel, %26,9’u ergonomik, %23,9’u kimyasal, %16,4’ü psikososyal risklerdir. Rutin sağlık taraması testlerini %58,5’i kendi sağlıklarını önemsedikleri için, %31,7’si ilgili birim istediği için yaptırdığını belirtmiştir. Sonuç: Sağlık çalışanlarının yaklaşık yarısı sağlık kuruluşunda karşılaşabilecekleri risklerden dolayı endişelidir. Ancak kişisel koruyucu önlemler konusunda yeterli bilgi düzeyinde olmadıkları saptanmıştır. Sağlık çalışanlarına iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri konusunda hizmet içi eğitimler verilmelidi

    Internet addiction among vocational students in Çanakkale; Example of Biga Vocational SchoolÇanakkale’de meslek yüksekokulu öğrencileri arasında internet bağımlılığı; Biga Meslek Yüksekokulu örneği

    No full text
    Internet addiction is an important problem especially for the younger generation in today's technology. This study is to investigate internet addiction among vocational students in Çanakkale. Without using the sample selection, 266 students, who were at school at the time of the study and agreed to participate in the study, were included in the study. The data were collected by using the Form of Socio-Demographic Characteristics and Internet Addiction Test. 68.8% of the students connected to the internet via their mobile phones.  69.6% of them use the internet every day. They connected to the internet for averagely 8.2±7.2 hours. 54.5% of the students were normal internet users, 42.1% were risky internet users and 3.4% were internet addicted.Extended English summary is in the end of Full Text PDF (TURKISH) file.Özetİnternet bağımlılığı, günümüz teknolojisinde özellikle genç nesil için önemli bir sorundur. Bu araştırmada Çanakkale'de bir meslek yüksekokulu öğrencilerinin internet bağımlılığı durumu incelenmiştir. Örneklem seçimine gidilmeden, araştırmaya katılmayı kabul eden 266 öğrenci çalışma kapsamına alınmıştır. Araştırma verilerinin toplanmasında sosyo-demografik özellikler formu ve internet bağımlılık ölçeği kullanılmıştır. Öğrencilerin %68,8’i internete cep telefonlarından bağlanmaktadırlar. Öğrencilerin %69,6'sının interneti her gün kullandığı görülmektedir. Günde ortalama 8,2±7,2 saat internet kullanmaktadırlar. Öğrencilerin %54,5'inin normal internet kullanıcısı, %42.1'inin riskli internet kullanıcısı, %3.4 ünün ise bağımlı internet kullanıcısı olduğu saptanmıştır.

    Sağlık çalışanlarının iş sağlığına yönelik kişisel koruyucu önlemler konusunda görüşlerinin incelenmesi; Çanakkale’de bir Kamu Hastanesi örneği

    No full text
    ÖZET Giriş: Topluma sağlık hizmeti sunmayı amaç edinmiş sağlık personeli hizmetin özelliğinden kaynaklanan nedenlerden dolayı mesleki risklere ve iş kazalarına maruz kalmaktadır. Amaç: Sağlık çalışanlarının iş sağlığına yönelik kişisel koruyucu önlemler konusunda görüşlerinin incelenmesi amacıyla planlanmıştır. Yöntem: Araştırma tanımlayıcı tipte olup Çanakkale ilinde bir ilçe devlet hastanesinde yapılmıştır. Araştırmaya Kasım-Aralık 2014 tarihleri arasında araştırmaya katılmayı kabul eden 150 sağlık çalışanı dahil edilmiştir. Veriler literatür bilgilerine göre hazırlanmış anket formu ile yüz yüze görüşme tekniği kullanılarak toplanmıştır. Elde edilen veriler SPSS 20 paket programında frekans dağılım, ortalama ki kare  (χ2) ile analiz edilmiştir. Bulgular: Sağlık çalışanlarının %38,7’si hemşire, % 22’si ebe, %20,7’si sağlık teknisyeni, % 18,7’si yardımcı sağlık personelidir.  Katılımcıların %72’si kadın, % 28’i erkektir. Katılımcıların yaş ortalamaları 37,2±6,04 olup,  %53,3’ü ön lisans mezunudur. Meslekte çalışma yılı ortalama 15,2±6,5, kurumda çalışma yılı 8,01±5,41’dır. Çalışanların %67,3’ü çalışan sağlığı konusunda oryantasyon eğitimi almıştır. Sağlık çalışanlarının %98,7’sı Hepatit Markerleri (HbsAg, AntiHbs, AntiHcv), %93,3’ü AntiHIV baktırmıştı. Kliniklerde kişisel koruyucu donanım malzemeleri olarak büyük çoğunluğu eldiven, el antiseptiği, koruyucu gözlük, maske, kesici delici atık kutusu kullanılması gerektiğini ifade etmişlerdir. Sağlık çalışanlarının %45,9’u çalıştıkları sağlık kuruluşunda karşılaşabilecekleri riskler konusunda endişeli olup, bu risklerin %46,3’ü biyolojik, %43,3’ü fiziksel, %26,9’u ergonomik, %23,9’u kimyasal, %16,4’ü psikososyal risklerdir. Rutin sağlık taraması testlerini %58,5’i kendi sağlıklarını önemsedikleri için, %31,7’si ilgili birim istediği için yaptırdığını belirtmiştir. Sonuç: Sağlık çalışanlarının yaklaşık yarısı sağlık kuruluşunda karşılaşabilecekleri risklerden dolayı endişelidir. Ancak kişisel koruyucu önlemler konusunda yeterli bilgi düzeyinde olmadıkları saptanmıştır. Sağlık çalışanlarına iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri konusunda hizmet içi eğitimler verilmelidi
    corecore