2 research outputs found

    W. V. Quine’da anlambilimsel bütüncülük

    No full text
    ÖZETW. V. QUINE’DA ANLAMBİLİMSEL BÜTÜNCÜLÜKAnlamlı her önermenin, deneysel önermelere indirgenebileceği fikrine radikal indirgemecilik denmektedir. Bu görüş mantıkçı pozitivistler tarafından terk edilmiş olmasına rağmen epistemolojik indirgemeciliğin hafiflemiş bir biçimini yine sürdürmüşlerdir. Deneyci bir yaklaşıma sahip olan Quine’ın bütüncülüğü ise bir teorinin önermelerinin tek başına anlamlı olmadığını, teoriyi yanlışlayan tekil gözlemlere karşı da geçersiz olamayacağını, çünkü gözlemlenebilir sonuçları içeren önermelerin sadece bütün olarak dikkate alındığında bir teoriden söz edilebileceğini iddia etmektedir. Bu iddianın anlambilimsel argümanları karşısında epistemolojik indirgemecilik, bütüncülük öğretisi karşısında geçerliliğini kaybetmiştir. Quine analitik/sentetik önermeler ayrımını reddederek deneyciliği yeniden inşa etmektedir. Analitik-sentetik ayrımını reddetmek, a priori bilgiyi reddetmekle sonuçlanmıştır. Bu bakımdan, Quine a priori bilgiyi esas alan geleneksel epistemolojiyi reddetmektedir. Doğalcılığın ilk felsefe yerine bilimi dikkate aldığı göz önüne alınırsa, Quine doğalcı bir filozoftur, çünkü Aristocu bir öz anlayışını ve ilk felsefe olarak kabul edilen a priori bilgiyi reddetmektedir. Quine’ın bütüncü bakış açısı ve bilimin yanılabilirliğini savunması, pragmatist geleneğe dayanırken, hayatı boyunca deney ve teori arasındaki ilişkiyi açıklamaya olan ilgisi ise, onun deneyci yönüne dayanmaktadır. Quine’a göre, felsefe bilime göre önce gelmediği gibi, bir aşkınlığı da söz konusu değildir, felsefe, bilimle yan yana yürür ve onunla birlikte gelişir. Ona göre bilim, fizikselci bir ontoloji ve deneyci bir epistemolojiyle gerçekleşir. Bununla birlikte Quine, ontolojisinde sayılar ve kümeler gibi matematiğin soyut nesnelerinin varlığını kabul etmektedir. Quine’ın deneyciliğe bağlılığı güçlü olmakla birlikte geçicidir. Quine, fallibilizm, doğalcılık, görecilik, araçsalcılık gibi pragmatizmin unsurlarını bütüncü felsefesinde bir araya getirmektedir. Bu bakımdan, bu çalışmada Quine’ın bütüncüllüğünün, deneyciliğe pragmatist bir görünüm kazandırdığı savunulmaktadır.ABSTRACTW. V. QUINE’S SEMANTIC HOLISMRadical reductionism, is the idea that every meaningfull statement can be reduced to statements about immediate experience. This view has been universally abandoned by logical empiricists. Nevertheless, their thought continues to be influenced by a subtler form of epistemological reductionism. Quine’s holism thesis claims that sentences of a theory are not separately vulnerable to adverse observations because it is only jointly as teory that such sentences imply their observable consequences. Then, the epistemological reductionism has been scotched by the doctrine of holism. Quine, reconstructed empiricism by rejecting analytic/synthetic distinction. If there is no a priori knowledge that means there is no first philosophy. So, Quine repudiates traditional epistemology. Quine is a naturalistic philosopher by repudiating Aristotelian essentialism and a priori knowledge.Quine’s reconstruction of empiricism draws on the pragmatist tradition and his commitment to empiricism. From the pragmatist tradition comes Quine’s advocacy of holism and the tentativeness of all of science. From the empiricist tradition comes Quine’s life-long concern with explicating the relationship between experience and our best going theories of the world. He sees philosophy as continious with science and evolving from it. According to Quine, the currently best science advocates a physicalist ontology and an empiricist epistemology. However, Quine’s ontological physicalism includes the abstract objects of mathematics, such as numbers or sets.Quine’s commitments to empiricism are firm but tentative. Quine has incorporated various elements of pragmatic thought (as like fallibilism, naturalism, relativity, instrumentalism) into his philosophical outlook, that is why, i advocate that Quine’s holism thesis gives to decidedly pragmatic view of empiricism

    Önermelerin analitikliği bağlamında W. V. Quine’ın mantıkçı pozitivizme eleştirisi

    No full text
    Önermelerin Analitikliği Bağlamında W.V.Quine'ın Mantıkçı Pozitivizme Eleştirisi Bu çalışmada, Willard Van Orman Quine’ın (1908-2000) ilk kez 1951’de Philosophical Review adlı dergide yayımlanmış olan “Two Dogmas of Empiricism” adlı makalesindeki analitiklik eleştirisinin ortaya konulması amaçlandı. Felsefe tarihinde Kant’ın, önermeleri ilk kez sistematik bir biçimde analitik-sentetik olarak adlandırmasından sonra bu ayrımla ilgili tartışmalar 20. yüzyılda yoğun bir şekilde sürerken, analitik-sentetik ayrımı temelinde gelişen mantıkçı pozitivist akım içerisinde, bu ayrımı mantıksal bir kesinlikle ilk kez ortaya koyan Rudolf Carnap oldu. Carnap, dilin mantıksal analizini uygulayarak ortaya koyduğu “sentaks kuramı”yla ilk olarak mantıkçı pozitivizmin ortak görüşünü yansıtan analitiklik ve buna bağlı olarak gelişen doğrulamacılık kavramlarını mantıksal boyutuyla temellendirdi. Ne var ki Carnap, ortaya koyduğu analitiklik tanımı sonucunda Quine’ın eleştirileriyle karşılaştı. Quine’ın, analitiklik ile ilgili olarak ilk hedefte Carnap’a ve dolayısıyla mantıkçı pozitivizme yönelttiği eleştiriler arasında, “Two Dogmas of Empiricism” (Deneyciliğin İki Dogması), analitikliğin felsefe tarihindeki en esaslı ve kapsamlı eleştirisi olarak görülmektedir. Quine, analitikliği, onun dayandığı beş kavram çerçevesinde tartışarak, kısır döngüye düşülmeden bir analitiklik açıklamasının mümkün olamayacağını ve dolayısıyla zorunlu doğru diye bir şeyin olamayacağını gösterir. Oysa, mantıkçı pozitivizm için zorunlu doğruluk, indirgemeciliği ve dolayısıyla doğrulamacı anlam kuramını temellendiren merkezi bir kavramdır. Dış dünya hakkında bilgi veren her anlamlı ifadenin doğrudan deneyime çevrilebilir olduğunu ifade eden indirgemecilikle, analitikliğin temelde özdeş olduğunu belirten Quine, zorunlu doğru niteliğinde bir bilginin olamayacağını göstermekle mantıkçı pozitivizmin temelini sarsarak, daha deneyci bir yola, “dogmasız deneyciliğe” kapı açmaktadır. ABSTRACT W. V. Quine’s Critique of Logical Positivism with respect to Analyticity of Statements This study deals with W.V.Quine’s critique of analiticity which he developed in the article titled “Two Dogmas of Empiricism” (it first appeared in print in the Philosophical Review, in 1951). In it, Quine rejects outright the analytic/synthetic distinction and verificationism, that is, the verification of meaning as applied to individual sentences. Indeed these two consepts of analyticity and verifiability are central to logical empiricism. In the history of philosophy, after Kant named statements as analytic and synthetic sistematically, it was Carnap who firstly exposed the division of statements as analytic and synthetic in a logically certain way. What Carnap actually did was to found the notion of analyticity on logical basis through his syntax theory. That is why, Quine argues directly and in some detail against Carnap. Quine’s claim is that the two dogmas, analyticity and verificationism, are at root identical. The first dogma, says Quine, is the belief in some fundamental distinction between analytic truths (grounded in language independently of matters of fact) and synthetic truths (grounded in matters of facts). The other dogma, for Quine, is reductionism: the belief that each meaningful statement is equivalent to some logical construct upon terms which refer to immediate experience. He gives an argument against each dogma. Finally, he explains that why two dogmas are identical, than gives the outline of empiricism without dogmas
    corecore