52 research outputs found
Doğu Akdeniz Bölgesi’nde Organik Turunçgil Üretiminde Hastalık, Zararlı ve Yabancı Otların Mücadelesinin Yönetimi
Bu çalışma, 2003-2006 yılları arasında Hatay (Dörtyol) ve Mersin (Erdemli) illerinde yürütülmüş olup, çalışmada Mars Seedless Altıntop ve Valensiya Portakal çeşidinde zararlı, hastalık ve yabancı otlara karşı organik tarıma uygun mücadele yöntemlerinin uygulanabilirliği araştırılmıştır. Çalışmada her iki turunçgil çeşidinin bulunduğu alanlarda Organik Tarım ve Entegre Mücadele uygulamaları birlikte yürütülmüştür. Organik tarım yapılan bahçelerde organik ürün sertifikası alımına yönelik gerekli denetlemeler yaptırılarak ürün sertifikalandırılmıştır.
Tüm bahçelerde bulunan zararlı ve doğal düşmanlar gözle inceleme ve darbe yöntemi ile saptanmıştır. Organik tarım bahçelerinde, ekonomik zarar eşiğini aşan zararlılara (Turunçgil Unlubiti, Turunçgil Kırmızı Örümceği, Yıldız Koşnili) karşı doğal düşman salımı, kükürt ve yazlık beyaz yağ uygulaması yapılarak mücadele edilmiştir. Hastalık etmenleri makroskopik ve mikroskobik incelemelerle belirlenmiştir. Denemenin yürütüldüğü Mars Seedless Altıntop bahçesinde Gövde Zamklanma Hastalığı [Phytopthora citropthora (Sm. et Sm) Leonian] tespit edilmiştir. Bu hastalıkla mücadele için enfekteli ağaçların gövdesinde kabuk temizliği yapılmış temizlenen yara yerlerine %2 oranında Bordo Bulamacı uygulanmıştır. Yabancı otlarla organik yetiştiricilikte mücadele amacıyla örtücü bitki uygulaması yapılmıştır. Dört örtücü bitki türü; arpa, İngiliz Çimi, Adi Fiğ, Acem Üçgülü denemeye alınmıştır. Toprağı kaplama alanı yönünden en yüksek değerler, ile yabancı ot kaplama alanı ve birim alandaki yabancı ot tür ve sayısı yönünden en düşük değerler arpa ve fiğden alınırken, yaş ve kuru ağırlık yönünden en yüksek değer yine fiğ parselinden elde edilmiştir. Bahçelerde Turunçgil Nematodu (Tylenchulus semipenetrans Cobb.) da belirlenmiş ancak populasyonları zarar eşiğinin altında bulunmuştur.
Parsellerde kullanılan çiftlik gübresi ve yeşil gübre toprak ve yaprak analizleri sonuçlarına göre uygulanmıştır. Kullanılan her türlü girdiler ve yapılan işlemler Tarım Bakanlığınca yayımlanan yönetmeliğe uygun olarak kontrol ve sertifikasyon kuruluşunun da onayı ile seçilmiştir. Her yıl meyve hasat döneminde kalıntı analizleri ve pomolojik analizler yaptırılmış, bir üretim periyodu sonunda ağaç başına ortalama verim belirlenmiştir. Proje çalışmaları, ürüne “organik ürün” sertifikası veren danışman firma tarafından kontrol edilmiş ve çalışmada organik meyve elde edilmiştir
Lead Accumulations in Biotic and Abiotic Components of Emet Stream, Uluabat Lake Basin, Turkey
Abstract.-Emet Stream is one of Turkey's most important river systems. It is used for purposes such as irrigation water, industrial water supply, receiving environment for domestic and industrial wastes and fishing activities around the regions that the stream passes. The aim of this study is to determine the lead levels both in biotic (fish tissues) and abiotic (water and sediment) components of Emet Stream. Water, sediment and fish samples (Squalius cii, (Richardson, 1857); Capoeta tinca, (Heckel, 1843); Barbus oligolepis, Battalgil, 1941) were collected from eight stations (one of them is on the Kınık Stream and one of them is on the Dursunbey Stream) on the Emet Stream seasonally between the dates of November 2010 -August 2011. According to data, the lowest Pb concentrations of water and sediment were determined in E1 station (0.00307 mg/L and 10.48 mg/kg); the highest Pb concentrations were determined in E4 station for water (0.02503 mg/L) and in E8 station for sediment (48.53 mg/kg). Pb accumulations in biotic and abiotic components of Emet Stream were determined as sediment > fish tissues > water; the Pb accumulations in tissues of S. cii and B. oligolepis follows as, liver > kidney > gill > muscle; in tissues of C. tinca follows as, kidney > liver > gill > muscle respectively and it was also determined that biotic components of system were highly affected by the lead
Biological activities of Liquidambar orientalis: antibiofilm, cytotoxicity, apoptosis, and miRNA expressions
Due to its strong biological, pharmacological, and medical activities and rich chemical content, Liquidambar orientalis, known for its resinous exudate storax, has a widespread and well-established ethnopharmacological use. Although it is known that storax has anticancer, antimicrobial, antioxidant, wound-healing and other ethnomedicinal properties, the number of existing scientific studies is very limited. In this context, the aims of this study were to determine the antibiofilm activity of storax and its cytotoxic and apoptotic effects in A549 lung cancer cells. In addition, with this study, it is also possible to make a very comprehensive biological evaluation by determining the effect of storax on certain microRNA expressions. According to our results, L. orientalis storax decreases cell proliferation in A549 lung cancer cells and the IC50 value was determined at 31.5 μg/mL at 24h. Storax also induces apoptosis via upregulating CASP3, 8, 9, and Bax gene expression and downregulating Bcl-2 expressions in A549 cells. Furthermore, storax decreases the expression of miR-146a, miR-21, and miR-223, while increasing the expression of miR-155. Storax inhibits biofilm formation and reduces the preformed biofilm of microbial strains including Staphylococcus aureus (ATCC 33862), Pseudomonas aeruginosa (ATCC 27853) and Candida albicans (ATCC 64548). The results suggest that storax has strong cytotoxic, apoptotic and antibiofilm properties and thus promising potential in medicine
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ/LİSANSÜSTÜ TEZ PROJESİ
PETROL FRAKSİYONLARININ OTOTERMAL REFORMLANMAS
Dizelin Reformlanma Reaksiyonlarında Çalışma Parametrelerinin Optimizasyonu
Günümüzde, küresel ısınma ve fosil yakıt kaynaklarının tükenmeye yüz tutması nedeniyle yenilenebilir enerji kaynaklarına ilgi artmıştır. Hidrojen, alternatif temiz enerji kaynakları arasında önemli bir yere sahiptir ve 21. yüzyılın enerji taşıyıcısı olarak anılmaktadır. Gelecekte hidrojen üretimi yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanacaktır, fakat bu esnada dağıtım sistemlerinin yerleşik olarak kullanılmakta olması ve halk tarafından kabul gören bir yakıt olması gibi nedenler ile dizel yakıtı hidrojen kaynağı olarak iyi bir alternatiftir. Dizel yakıtı kullanılarak hidrojen üretimi buharlı reformlanma reaksiyonu ile veya ototermal reformlanma reaksiyonu ile sağlanabilmektedir. Dizelin buharlı reformlanma reaksiyonu endotermik bir reaksiyon olması ve enerji gereksinimi duyması nedeni ile yerinde hidrojen üretimi için yerleşik sistemlerde tercih edilebilirken, ototermal reformlanma reaksiyonu mobil sistemlerde kullanılabilmektedir. Bu projede dizelin ototermal ve buharlı reformlanma reaksiyonunda maksimum hidrojen üretmek için optimum çalışma şartlarının bulunması hedeflenmektedir
DİZELİN REFORMLANMA REAKSİYONLARINDA KULLANILMAK ÜZERE CeO2 ve W İÇERİKLİ KATALİZÖR DESTEK MALZEMESİ GELİŞTİRİLMESİ
Günümüzde, küresel ısınma ve fosil yakıt kaynaklarının tükenmeye yüz tutması nedeniyle yenilenebilir enerji kaynaklarına ilgi artmıştır. Hidrojen, alternatif temiz enerji kaynakları arasında önemli bir yere sahiptir ve 21. yüzyılın enerji taşıyıcısı olarak anılmaktadır. Ancak, doğada saf hidrojen molekülünün bulunmaması, hidrojen içeren kaynaklardan, hidrojen üretim süreçlerinin geliştirilmesini zorunlu hale getirmiştir. Hidrojen temiz yanma özellikleriyle yakıt olarak önerilmesine rağmen, yüksek basınçta depolanma ve taşınması zorluğu yaygın kullanılmasını güçleştirmektedir. Çevresel kaygılardan ötürü hidrojen üretiminin yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanması üzerine çalışmalar devam etmektedir. Gelecekte hidrojen üretimi yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanacağı düşünülmektedir, fakat bu geçiş sırasında dağıtım sistemlerinin yerleşik olarak kullanılmakta olması ve halk tarafından kabul gören bir yakıt olması nedenlerinden dolayı dizel yakıtı, hidrojen kaynağı olarak iyi bir alternatiftir. Bu projede, metal içerikli (CeO2, W) Al2O3 destek malzemesinin sentezi sonrasında katalizöre aktif metal olarak Ni eklenmesi düşünülmektedir. Eklenen metallerin etkisi, reaksiyon öncesi ve sonrası katalizör karakterizasyonları ve reaksiyon testleri ile incelenecektir. Sentezlenen katalizörler içinden hidrojen üretimi ve kok oluşumu açısından en başarılı katalizör belirlenmesi planlanmaktadı
Metal Contents in Water, Sediment, and Oligochaeta-Chironomidae of Lake Uluabat, a Ramsar Site of Turkey*
Samples of lake water and sediment, and sediment and two dominant zoobenthic taxa (Oligochaeta: Potamothrix hammoniensis and Chironomidae: Chironomus [Camptochironomus] tentans larvae), were collected from 12 stations in Lake Uluabat and examined from the metal level point of view (cadmium, chromium, lead, copper, nickel, and zinc). Our results showed that the occurence of metals in water, sediment, and the two zoobenthic taxa are relatively high. The opinion that supports the results of Lake Uluabat shows that certain species of oligochaetes and chironomids accumulate examined metals several times over compared to their surroundings. Therefore, it is concluded that the oligochaetes and the chironomids are suitable candidates to be used in biomonitoring surveys of Lake Uluabat
Petrol Fraksiyonlarının Buharlı Reformlanması
Gelişen teknoloji ile birlikte enerji ihtiyacının artması alternatif yakıtların geliştirilmesi ile ilgili çalışmaları hızlandırmıştır. Hidrojen, temiz yanma özelliğine sahip olması nedeniyle çevre dostu bir yakıt olarak düşünülebilir. Ancak, doğada saf hidrojen molekülünün bulunmaması, hidrojen içeren kaynaklardan, hidrojen üretim süreçlerinin geliştirilmesini zorunlu hale getirmiştir. Hidrojen temiz yanma özellikleriyle yakıt olarak önerilmesine rağmen, yüksek basınçta depolanma zorluğu, taşınması yakıt pillerinde yaygın kullanılmasını güçleştirmektedir. Bu yüzden yakıt pillerinde kullanılmak üzere yerinde hidrojen üretimi son yıllarda önem kazanmıştır. Kullanılacak olan yakıtın erişilebilir ve hidrojence zengin olması yakıt seçiminde göz önüne alınacak önemli noktalardır. Yerinde hidrojen üretimi için kullanılacak olan yakıt hacimce yüksek kimyasal enerjiye sahip olmalı ve taşıma sistemlerinde kullanılan, altyapısı hazır olan yakıtın seçilmesi sistemin kurulmasında kolaylık sağlayacaktır. Yerinde hidrojen üretimi için dizel uygun bir yakıttır. Dizelin buharlı reformlanma reaksiyonu ile oldukça yüksek hidrojen konsantrasyonuna sahip ürün gazı elde edilmektedir.Bu projenin ana amacı dizelin buharlı reformlanması reaksiyonunda kullanılmak üzere reaksiyonun çalışma şartlarında uzun süre aktivite gösteren alüminyum dioksit destekli nikel katalizörlerinin geliştirilmesi, karakterizasyonu ve dizelin buharlı reformlanması reaksiyonunda test edilmesidir
- …