6 research outputs found

    The Contribution of Creative Industries to Development and the Inequalities They Reproduced in South Africa

    Get PDF
    Güney Afrika ekonomisinde politika düzenlemeleriyle birlikte önemli bir yer edinmiş yaratıcı endüstriler meselesi, araştırma raporlarında ve makalelerde çoğunlukla olumlu çıktıları üzerinden ele alınmaktadır. Ancak birtakım araştırma verileri,  Güney Afrika’nın kendine has tarihsel ve toplumsal süreçlerinin yarattığı eşitsizliklerin, yaratıcı sektörler içinde yeniden üretildiğini göstermektedir. Bu verilere referansla bu çalışma kapsamında, literatürde uzun süredir tartışılan yaratıcı endüstriler konusu Güney Afrika bağlamında irdelenmiş, yaratıcı endüstrilerin ekonomiye katkısı, kentsel gelişime etkileri ve kendi içinde barındırdığı eşitsizlikler tarihsel ve sosyolojik bir bağlama oturtulmaya çalışılmıştır. Bunun sonucunda yaratıcı endüstrilerde ortaya çıkan eşitsizliklerin, Güney Afrika’da üstesinden gelinmeye çalışılan kurumsallaşmış eşitsizlik örüntülerinin devamı niteliğinde oldukları ortaya konulmuştur.The topic of creative industries, which attained an important place in South African economy with policy regulations, is discussed  generally with positive outputs in research reports and articles. However, some research data indicate that the inequalities caused by South African unique historical and social process are reproduced in creative industries. With reference to these, this study examines the topic, which has been discussed for a long time in the literature, in the context of South Africa, and tries to place creative industries’ contribution to the economy, affects on urban development and inequalities they contain within themselves in a historical and sociological context

    Güney Afrika’da Yaratıcı Endüstrilerin Kalkınmaya Katkıları ve Yeniden Ürettikleri Eşitsizlikler

    Get PDF
    Güney Afrika ekonomisinde politika düzenlemeleriyle birlikte önemli bir yer edinmiş yaratıcı endüstriler meselesi, araştırma raporlarında ve makalelerde çoğunlukla olumlu çıktıları üzerinden ele alınmaktadır. Ancak birtakım araştırma verileri,  Güney Afrika’nın kendine has tarihsel ve toplumsal süreçlerinin yarattığı eşitsizliklerin, yaratıcı sektörler içinde yeniden üretildiğini göstermektedir. Bu verilere referansla bu çalışma kapsamında, literatürde uzun süredir tartışılan yaratıcı endüstriler konusu Güney Afrika bağlamında irdelenmiş, yaratıcı endüstrilerin ekonomiye katkısı, kentsel gelişime etkileri ve kendi içinde barındırdığı eşitsizlikler tarihsel ve sosyolojik bir bağlama oturtulmaya çalışılmıştır. Bunun sonucunda yaratıcı endüstrilerde ortaya çıkan eşitsizliklerin, Güney Afrika’da üstesinden gelinmeye çalışılan kurumsallaşmış eşitsizlik örüntülerinin devamı niteliğinde oldukları ortaya konulmuştur.</div

    Fen Bilimleri Öğretmen Adaylarının İlk Yardım Eğitimine Yönelik Görüşleri

    Get PDF
    İlk yardım, öğrencilerin zamanlarının büyük bir kısmını geçirmiş oldukları okul ortamlarında meydana gelebilecek kazaların önlenmesi ya da doğru müdahalenin uygulanabilmesi açısından hayati bir noktadır. Bu bağlamda en büyük sorumluluk öğretmenlere düşmektir. Tüm öğretmenler, okul ortamlarında meydana gelebilecek ani kazalara karşı müdahale edebilecek derecede ilk yardım bilgisine sahip olmalıdır. Özellikle de bu gereklilik, fen bilimleri öğretmenlerinin laboratuvar ortamlarını kullanması ve deney yapması açısından daha fazla ön plana çıkmaktadır. Bu doğrultuda, geleceğin öğretmenleri olan fen bilimleri öğretmen adaylarının ilk yardım eğitimi hakkındaki görüşlerinin belirlenmesi, çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Bu amaçtan yola çıkılarak çalışma grubunu, 2017-2018 öğretim yılında İstanbul’da bir devlet üniversitesinde öğrenim gören toplam 12 fen bilimleri öğretmen adayı oluşturmuştur. Örneklemin belirlenmesinde kolay ulaşılabilir durum örneklemesine başvurulmuştur. Araştırmaya gönüllü olarak katılım sağlayan öğretmen adayları ile odak grup görüşmeleri yapılmıştır. Görüşmelerden elde edilen verilerin analizinde nitel araştırma tekniklerinden içerik analizi kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen veriler yorumlanarak, araştırma sonuçlarına yönelik önerilerde bulunulmuştur. Elde edilen bulgulara göre, fen bilimleri öğretmen adaylarının, ilk yardım kavramını nasıl tanımladıklarını belirlemeye yönelik yapılan odak grup görüşmesinden elde edilen verilere göre, "trafik kazaları durumunda acil müdahale" olarak tanımlayanların, katılımcıların tamamını oluşturduğu görülürken, fen bilimleri öğretmen adaylarının ilk yardım eğitiminin önemine dair görüşlerinin belirlenmesine yönelik olarak yapılan odak grup görüşmesinde ise "doğru ve bilinçli müdahalenin yapılabilmesi için önemli" olduğu fikri tüm katılımcılar tarafından vurgulanmıştır. Lisans programlarında ilk yardım eğitiminin verilmesine yönelik fen bilimleri öğretmen adaylarının görüşlerini belirlemeye yönelik yapılan odak grup görüşmesinde ise bu eğitimlerin "fen bilimleri eğitiminde zorunlu olarak verilmesi" fikri ağırlıklı olarak vurgulanmıştır. Yine katılımcı öğretmen adaylarına sorulan ilk yardım eğitiminde özellikle bilinmesinin gerekli olduğunu düşündükleri konuları belirlemeye ilişkin uygulanan odak grup görüşmesinde ise özellikle "temel yaşam desteği" ve "afet durumlarında ilk yardım" konularının en önde gelen konular olarak algılandığı tespit edilmiştir. Beşinci ve son odak grup görüşmesine göre ise, fen bilimleri öğretmen adaylarının ilk yardım eğitiminin hangi teknik ya da teknikler ile verilmesi gerektiğine dair görüşleri belirlenmiştir. Buna göre "gösteripyaptırma" ve "maketlerden yararlanma" ilk yardım eğitiminde katılımcı fen bilimleri öğretmenlerine göre önemli görülen tekniklerin başında gelmiştir. Fen bilimleri öğretmen adaylarına verilecek ilk yardım eğitimi zorunlu bir ders gibi olmalı, ancak bu zorunlu ders, sıradan bir ders gibi değil, gösterip yaptırma tekniği kullanılarak, maketlerle, görsel materyaller ile desteklenerek, uzman davetleri ile pekiştirilerek ve hatta simülasyon ve arduino gibi teknolojik özelliklerle zenginleştirerek, geleceğin öğretmenlerini ilk yardım gerektiren durumlara hazır hale getirecek nitelikte olmalıdı

    Tüketim Mekanlarında İnsan-Doğa İlişkisinin Yeniden Kurgulanması

    No full text
    This research focuses on the reviewing of the transformation of the human-nature relationship through consumption spaces. Therefore, while aiming to understand the meanings that people attribute to nature and the transformation of their relationship with it within the context of consumption culture, it is also aimed to show how the artificial nature phenomenon is included into the lives of people through consumption spaces and what it means in their semantic world. The research was carried out in three consumption venues: a botanical cafe, a mall and a theme park. The reason for choosing these spaces is that nature simulations are frequently used in space design and events they organize. In this context, in-depth interviews were conducted with 25 participants who visit or use the consumption venues listed. 4 architects were also included in the research to understand the design processes of the spaces and understanding the reasons for using nature constructs. In addition to the in-depth interviews, participant observations were made in the spaces that make up the area of the research. The result of the research demonstrates the changing views of the relationship with nature, artificial nature becoming a part of everyday life by aesthetics and naturalization processes, and the use of nature fiction in consumer spaces in the semantic world of people.Bu araştırma, insan-doğa ilişkisinin geçirdiği dönüşümün tüketim mekânları üzerinden değerlendirilmesini konu edinmektedir. Dolayısıyla, araştırma kapsamında insanların doğaya ilişkin anlamları ve doğayla kurdukları ilişkinin tüketim kültürü çerçevesinde dönüşümünün anlaşılması hedeflenirken, aynı zamanda çalışmanın anahtar kavramlarından yapay doğa olgusunun tüketim mekânları aracılığıyla insanların hayatlarına dâhil olması ve bunun insanların anlam dünyalarındaki karşılığının ortaya çıkartılması amaçlanmıştır. Araştırma Ankara’daki bir botanik kafe, bir AVM ve bir temapark olmak üzere üç tüketim mekânında gerçekleştirilmiştir. Bu mekânların seçilmesinin sebebi mekân tasarımında ve düzenledikleri etkinliklerde doğa simülasyonlarının sıklıkla kullanılmasıdır. Bu kapsamda sıralanan tüketim mekânların kullanıcısı olan 25 katılımcı ile derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Mekânların tasarım süreçlerini anlamak ve doğa kurgularının hangi sebeplerle kullanıldığının anlaşılması sebebiyle 4 mimar katılımcı da araştırmaya dâhil edilmiştir. Derinlemesine görüşmelere ek olarak araştırmanın sahasını oluşturan mekânlarda katılımlı gözlemler yapılmıştır. Araştırmanın sonucunda, doğayla ilişki kurmanın değişen görünümlerine, yapay doğanın sentetikleşme ve doğallaştırma süreçleri ile estetikleştirilerek gündelik hayatın bir parçası haline geldiğine ve tüketim mekânlarında doğa kurgularının kullanılmasının insanların anlam dünyalarındaki karşılıklarına dair sonuçlara ulaşılmıştır

    Tan Oral'ın “Sansür” adlı eseri

    No full text
    Ankara : İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi, Tarih Bölümü, 2017.This work is a student project of the The Department of History, Faculty of Economics, Administrative and Social Sciences, İhsan Doğramacı Bilkent University.by Öztürk, İbrahim Mert
    corecore