152 research outputs found
The Impact of Open Inguinal Hernia Mesh Repair on Quality of Life
DergiPark: 700164tmsjAims: This study aims to evaluate the effect of open inguinal hernia repair with mesh on the quality of life of the patients whowere operated at a university hospital. Methods: In this cohort study, 86 patients who had undergone an open inguinal herniarepair at General Surgery Department in a university hospital between January 2017 and October 2019 were asked to fill out theCarolinas Comfort Scale questionnaire and the data were analyzed retrospectively. Results: The total number of patients in thestudy was 86. Seventy-three were male (84%) and 13 were female (16%). The median age was 53 years ranging from 18 to 82. Thedifference of pre- and post-operative scores revealed high significance in all categories and in total; laying down, bending over,sitting up, performing activities of daily life, coughing or deep breathing, walking or standing, walking up or down the stairs,exercising and total score. Conclusion: Inguinal hernia decreases the quality of daily life by limiting the movements with groinpain. Surgical low-tension repair with mesh improves the quality of life significantly. Keywords: Inguinal hernia, quality of life,mesh repai
X-Linked Lymphoproliferative Syndrome and Common Variable Immunodeficiency May Not Be Differentiated by SH2D1A and XIAP/BIRC4 Genes Sequence Analysis
The X-linked lymphoproliferative syndrome (XLP) is a rare, inherited immunodeficiency characterized by recurrent episodes of hemophagocytic lymphohistiocytosis, hypogammaglobulinemia, and/or lymphomas. Recently, X-linked inhibitor of apoptosis (XIAP/BIRC4) gene defects, in families with XLP but without SH2D1A gene defects, has been defined. The distinction from primary immunodeficiencies with a defined genetic cause is mandatory. A six-year-old male patient was admitted with the complaints of persistent general lymphadenopathy, for two years had fever, bilateral cervical multiple microlymphadenopathy, hepatic/splenic enlargement with laboratory findings as decreased serum immunoglobulins, negative EBV VCA IgM (viral capsid antigen) and anti-EBV EA (antibody to early D antigen), positive EBV VCA IgG (viral capsid antigen) and EBV EBNA (antibody to nuclear antigen). SH2D1A gene analysis was negative. XIAP/BIRC4 sequencing revealed two novel single nucleotide variants (exon 7, 1978G > A, and 1996T > A) in the 3′UTR of the gene in both patient and mother which were not disease causing. XIAP protein expression was found to be normal. The clinical and laboratory resemblance, no gene mutations, and normal XIAP protein expression led us to think that there may be another responsible gene for XLP. The patient will to be followed up as CVID until he presents new diagnostic signs or until the identification of a new gene
THE RELATIONSHIP BETWEEN PHYSICAL PERFORMANCE LEVELS AND THE DIGIT RATIO OF
Amaç: Bu çalışmanın amacı; 35 yaş ve üstü master grupta yer alan atletlerin fiziksel ve fizyolojik özellikleri ile her iki elin parmak oranı arasındaki ilişki düzeyini saptamaktır. Gereç ve yöntem: İzmir Master Atletler Kulübüne üye olan 21 erkek ve 9 bayandan oluşan toplam 30 atlet üzerinde yapıldı. Sporcuların her iki ellerindeki işaret ve yüzük parmak uzunlukları dijital bir kumpas yardımıyla ölçüldü, daha sonra parmakların birbirine oranları belirlendi. Boy kilo ve vücut yağ oranları ölçüldü. Eldeki işaret parmağı, yüzük parmağından uzun olanlar östrojenin baskın olduğu grup, işaret parmağı yüzük parmağından kısa olanlar testosteronun baskın olduğu grup olarak tanımlandı. Fiziksel Performans testlerinden Maksimal oksijen kullanımı (VO2 Max), otur-uzan esneklik testi, dikey sıçrama testi, el-pençe kuvvet testi, sırt kuvvet testi uygulandı. Verilerin istatistiksel analizi SPSS 15.0 programında yapıldı. Bulgular: Çalışmada öncelikle parmak uzunluklarına göre östrojenin veya tes- tosteronun baskın olması açısından farklılık incelendi. Tüm sporcularda (n=30) sağ el parmak oranı (0,97 ± 0,04), sol el parmak oranı (0,96 ± 0,03) ve her iki elin parmak ortalaması (0,97 ± 0,03) olarak 1'in altında (testosteron hormonu baskın) bulundu. Master atletlerde fizyolojik ölçümlerle her iki eldeki parmak oranları karşılaştırıldı ve istatistiksel olarak anlamlı bir sonuç elde edilemedi. Sonuç: Bu çalışmada katılan tüm atletlerin el parmak oranlarının düşük bulunması, atletlerde parmak oranları açısından testosteron baskınlığı olduğunu ortaya koydu. An- cak master atletlerin fiziksel performans düzeyleri ile el parmak oranları arasında anlamlı ilişki olmaması, bu yaş grubunda testosteron baskınlığının fiziksel performansı direkt olarak etkilemediğini göstermiştir. Bu çalışmanın, ileriye dönük olarak, sporcu seçiminde var olan kriterlere yeni ve kolay bir ölçüm yöntemi olan parmak oranını katabileceği düşünülmektedir. SUMMARY Objective: The aim of this study is to determine the relationship between the effects of digit ratio and physical performance levels of master athletes. Material and method: The datas were collected from 30 master athletes from the members of İzmir Master athletes clup (n=21 males and n=9 females). The finger ratios in both hands by a caliper and digit ratio calculated. Heights and weights of athletes were measured and body fat ratio was calculated. When the index finger is longer than the ring finger, the group determined estrogen dominant digit ratio, when the ring finger is longer than the index finger, the group determined testosteron dominant digit ratio. The tests of physical performance, maximal using of oxygene (Max VO2), flexibility test, vertical jump test, hand-grip test and back-grip test were performed. The datas were evaluated statistically by SPSS 15.0 program. Results: In this study it was investigated that differences according to the estrogen or testosterone has been dominant on digit length, firstly. In all athletes (n=30), it was found the digit ratio under the level of 1 of the right hand (0.97 ± 0.04), left hand (0.96 ± 0.03) and the average both of hands (0.97 ± 0.03). Physiological measurements in the master athletes were compared with the fingers of both hands. and the results did not indicate the significant differences. Conclusion: In all athletes participating in this study were found lower rates of fingers, in terms of finger ratios, testosterone in athletes showed that dominance. However, ıt was no relation between physical performance level and finger ratio of master- athletes, testosterone dominance in this age group have not shown directly affect physical performance.We believe this study will contribute to the future studies as it introduces the digit ratio, which is a new and simple method of measurement
Primary catastrophic antiphospholipid syndrome in an 8 year-old girl
Antiphospholipid syndrome (APS) is a disease characterized by
recurrent arterial and venous thromboses. Rapidly progressive
multiple thromboses leading to multiorgan failure occur in less
than 1% of patients and named as catastrophic antiphospholipid
syndrome (CAPS). We, hereby, describe an 8 year-old-girl with
erythematous skin lesions progressing into purpura fulminans. The
patient developed CAPS with the findings including proteinuria,
microangiopathic hemolytic anemia, thrombocytopenia, arterial
and venous thromboses demonstrated on skin biopsies. She was
admitted to intensive care unit and received empirical antibiotics,
anticoagulants, antiaggregants, steroids and intravenous
immunoglobulins. The diagnosis of APS was confirmed by
positive lupus anticoagulants, elevated anti beta-2 glycoprotein IgG
and antiphospholipid IgG titers. Moreover, other than MTHFRA1298C,
MTHFR-C677T, factor V H1299R, beta fibrinogen-455
G>A heterozygosity indicating low risk for thrombophilia, no
infectious, rheumatological or malignant etiologies were identified.
Family history revealed Raynaud’s phenomenon in a sister,
interstitial lung disease, proteinuria and hematuria in paternal
grandmother in addition to lupus anticoagulant positivity in father
and 2 elder sisters. Her treatment included debridement of necrotic
skin tissue, grefting and local mesenchymal stem cell application
to upper thigh and lower leg region following oral azathioprine
administration
NöroPLAY Yönteminin İzleminde Kullanılan NöroPLAY Oyun Davranış Değerlendirme Ölçeği ve NöroPLAY Ebeveyn Oyun Davranış Değerlendirme Ölçeğinin Geliştirilmesi
Bu araştırmada NöroPLAY yönteminin izleminde NöroPLAY Oyun Davranışı Değerlendirme Ölçeği ve NöroPLAY Ebeveyn Oyun Davranışı Değerlendirme Ölçeğinin geliştirilmesi amaçlanmıştır. Çalışma grubu 18-42 ay aralığında olan 91 çocuktan oluşmaktadır. Ölçeklerin yapı geçerliliklerini belirleyebilmek amacıyla açımlayıcı faktör analizi yöntemi kullanılmıştır. Maddelerin bulundukları yapıya hizmet etme derecelerinin incelenmesi için düzeltilmiş madde -toplam korelasyonu değerlendirilmiştir. Ölçek puanlarının güvenirliğinin değerlendirilmesinde Cronbach alfa ve McDonald omega güvenirlik katsayıları kullanılmıştır. Ölçeklerin yapısı ile ilgili kanıtlar elde edildikten sonra hatırlanma etkisini de ortadan kaldırmak amacıyla altı ay sonra aynı örneklemden tekrar veri toplanarak yapının doğrulanması amacıyla doğrulayıcı faktör analizi gerçekleştirilmiştir. Doğrulayıcı faktör analizi gerçekleştirilirken veri çoklu normal dağılım göstermediği için kestirim yöntemi olarak güçlü maksimum olabilirlik (robust maximum likelihood) yöntemi kullanılmıştır. Doğrulayıcı faktör analizi sonucunda elde edilen uyum indeksi değerleri, faktör yük değerleri ve hata varyansları incelenerek model veri uyumu değerlendirilmiştir. Öçeklerden elde edilen ölçümlerin geçerli ve güvenilir olduğu ortaya konulmuştur
Characterization of greater middle eastern genetic variation for enhanced disease gene discovery
The Greater Middle East (GME) has been a central hub of human migration and population admixture. The tradition of consanguinity, variably practiced in the Persian Gulf region, North Africa, and Central Asia1-3, has resulted in an elevated burden of recessive disease4. Here we generated a whole-exome GME variome from 1,111 unrelated subjects. We detected substantial diversity and admixture in continental and subregional populations, corresponding to several ancient founder populations with little evidence of bottlenecks. Measured consanguinity rates were an order of magnitude above those in other sampled populations, and the GME population exhibited an increased burden of runs of homozygosity (ROHs) but showed no evidence for reduced burden of deleterious variation due to classically theorized ‘genetic purging’. Applying this database to unsolved recessive conditions in the GME population reduced the number of potential disease-causing variants by four- to sevenfold. These results show variegated genetic architecture in GME populations and support future human genetic discoveries in Mendelian and population genetics
Fair Interior Spaces As A Global Communication Platform And A Research On International Fairs
Tez (Yüksek Lisans) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2016Thesis (M.A.) -- İstanbul Technical University, Institute of Social Sciences, 2016Günümüzde fuar iç mekânları, ticari pazarlama aracı mekânlar olmak ile birlikte hızla büyüyen bir küresel iletişim platformu haline gelmiştir. Özellikle uluslararası fuarlar, geniş kitlelere ulaşabilen iletişim mekânlarıdır. Bu araştırmada, küresel anlamda etkili bir iletişim yolu olarak karşımıza çıkan ve tüm dünyayı buluşturan uluslararası etkinliklerin, bu iletişimin aracı olarak da fuar iç mekanlarının araştırılması düşüncesiyle yola çıkılmıştır. Çalışmanın amacı sürekli değişen ve gelişen dünyada küreselleşmenin bir sonucu olarak uluslararası fuarların, sergilenen ürünlerin ve fuar iç mekânlarının genel tasarım prensiplerinin yanı sıra nasıl etkilendiğinin araştırılması ve konuyla ilgili güncel perspektif sunulmasıdır. Bu çalışma kapsamında fuarların küresel bir iletişim platformu olması durumu tartışılmakta ve aynı zamanda küreselleşme, tüketim kültürü ve iç mekân tasarımı ara kesitinde fuar standları ve fuarlar eleştirel yaklaşımla örnekler üzerinden araştırılmaktadır. Yöntem olarak öncelikle uluslararası fuar etkinlikleri, stand tasarımları, küreselleşme, tüketim, iletişim konuları ile ilgili literatür araştırması yapılmıştır. Türkiye ve yurt dışındaki uluslararası fuarlar ile ilgili örnek ve tarihçe araştırması yapılmıştır. İkinci aşama olarak Türkiye'de uluslararası fuarlar için stand tasarımı yapan ve çalışma kapsamında seçilen tasarım firmalarıyla birebir görüşmeler yapılmıştır. Alan çalışması olarak İTÜ Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) biriminin desteğiyle Nisan 2016'da Milano'da yapılmış olan ve günümüzde önemli uluslararası fuarlar arasında yer alan Salone del Mobile'2016 Uluslararası Mobilya Fuarı'nda yerinde gözlem ve firma yetkilileriyle birebir görüşmeler yapılarak detaylı bir örnek analizi gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın ilk bölümünde, araştırmanın amacı ifade edilmiş; konunun kapsamı ve yöntemler açıklanmıştır. İkinci bölümde, küreselleşme, tüketim ve iletişim kavramları, ve süreçleri ele alınmış, bu kavramlar bağlamında marka, iç mekân ve kurumsal kimlik ilişkisine yer verilmiştir. Küreselleşmenin farklı ölçeklerde mekânsal etkileri araştırılmış, örnekler üzerinden tartışılmıştır. Sergileme ve fuar etkinliklerinin tanımlanması, tarihsel süreçlerinin ve türlerinin incelenmesi üçüncü bölümü oluşturmaktadır. Bu bağlamda Dünya'da ve Türkiye'de yapılan uluslararası fuarlar ve uluslararası fuarlarda stand tasarımın önemi ve tasarım kriterleri araştırılmıştır. Fuarlar ve fuar standları, mekânın hedef alıcılara kurumsal kimlik ve mesajları ileten bir aracı olması durumunu tanımlamış ve mekânsal iletişim araçları olarak değerlendirilmiştir. Bu bağlamda fuar standı tasarımı ve tasarım kriterlerinin neye göre şekillendiği önem kazanmaktadır. Bu tartışmanın yapılabilmesi için çalışma kapsamında Türkiye'de uluslararası fuarlar için stand tasarımı yapan 2 tasarım firmasıyla birebir görüşmeler yapılmıştır. Dördüncü bölümde, küresel etkinlikler olarak uluslararası fuarların incelenmesini amaçlayan alan çalışması yer almaktadır. Alan çalışması kapsamında 2016'da, dünyaca ünlü bir etkinlik haline gelen Milano Uluslararası Mobilya Fuarı 'Salone del Mobile' ziyaret edilmiş, yerinde incelemeler ve gözlemler yapılmıştır. Milano tasarım haftası kapsamında yapılan fuarda, katılımcı firmalar ile bir anket çalışması gerçekleştirilmiştir. Yapılan anket çalışmasına göre, Salone del Mobile fuarına katılım sürekliliğinin değerlendirilmesi Sergi mekânlarının şekillenmesinde etken faktörlerin katılımcı firmalar açısından değerlendirilmesi Küresel ölçekte katılımcı firmaların birbirinden farklılıklarının ve birbirlerine benzerliklerinin sorgulanması Fuarın Milano Tasarım Haftası kapsamında değerlendirilmesi Katılımcı firma deneyimlerinin incelenmesi ile ilgili olarak sorular sorulmuştur. Bununla birlikte çalışma kapsamında ele alınan Salone del Mobile Fuarı'ndaki stand tasarımlarının detaylı analizi yapılmış ve küreselleşme ve iletişim kavramlarıyla ilişkilendirilerek anket çalışmasıyla elde edilen verilerle birlikte değerlendirilmişlerdir. Bu bağlamda hem katılımcı firmalarla hem de tasarım firmalarıyla anket sorularının yöneltildiği röportajlar gerçekleştirilmiştir. Yapılan röportajlar kapsamında, Katılımcı firmaların uluslarası firmalara katılma nedenleri ve beklentileri araştırılmış, Uluslarası fuarlarda temaların ürüne dolayısıyla stand tasarımına etkisi değerlendirilmiş, Farklı ülkelerde yapılan uluslarası fuarlarda kültürel veya diğer etkenlerin stand tasarımını nasıl etkilediği sorgulanmış, Ülke kimliğinin ve kurumsal kimliğin sergi mekanına nasıl yansıdığı incelenmiş, Stand tasarım firmalarıyla yapılan görüşmelerde, sürekli çalıştıkları firmaların katıldıkları fuarlara göre mekandaki benzerlikler/farklılıklar tartışılmış, Ulusal ve uluslarası fuarlarda stand tasarımına yansıyan benzerlikler/farklılıklar sorgulanarak küresel boyuttaki etkiler araştırılmıştır. Beşinci bölümde ise, örnek analizleri ve alan çalışmalarının sonuçlarını değerlendiren bir tartışma yapılmıştır. Elde edilen tüm veriler ile beraber küreselleşme, tüketim kültürü ve iç mekân tasarımı ara kesitinde fuar standları ve fuarların küresel bir iletişim platformu olması durumu tartışılmıştır. Araştırma ile birlikte küreselleşme ve iletişim bağlamında irdelenen örnek üzerinden konu alanında güncel bir perspektif sunmak hedeflenmektedir. Anahtar Kelimeler: Küreselleşme, Tüketim, İletişim, Marka, Kimlik, Fuar, StandToday, fair interior spaces become rapidly growing global communication platforms along with being commercial marketing tool. Especially international trade fairs are places of communication which can be reached to the large masses. In this research, international activities, which have been encountered as an effective communication way in the global manner and brought the whole world together, came out with the search opinion of fair interior spaces as the tool of this communication. The aim of the study is to make research about how international fairs have been affected as a result of globalization in the ever-changing and developing world as well as general design principles of exhibited products and fair interior spaces, and present a current perspective about the subject. Within this study, it is discussed that the fair become a global communication platforms and also fair stands and fairs are analyzed with a critical approach within the intersection of globalization, consumption culture and interior design through samples. As a methodology, firstly literature research related to international fair activities, stand designs, globalization and consumption, and communication subjects was conducted. The sample and historical research on international fairs in Turkey and abroad were conducted. As the second stage, the one on one interviews were made with the design firms, which make stand design for international fairs and are selected within the scope of study in Turkey. As a case study, a detailed sample analysis has been carried out by making one on one interviews with the company executive and a suitable observation at the Salone del Mobile'2016 International Furniture Fair, which was held in Milan in April 2016 with the support of İTÜ Scientific Research Projects (BAP) unit as field work and ranks among the most important international furniture fairs today. In the first part of the study, the purpose of the research was expressed; scope and methods of the subject are explained. In the second part, the concepts of globalization, consumption and communication, and their processes are discussed. The relationship between brand, interior space and corporate identity has been handled within the context of these concepts. The spatial effects of globalization at different scales have been researched and discussed through examples. The identification of exhibitions and fair events, the examination of historical processes and types constitute the third part. In this context, the importance of stand design and design criteria were explored of international fairs and international fairs held in Turkey and in the world. The fairs and fair stands defined the situation, which is a mediator conveying the corporate identity and messages of the space to target receivers of place, and were evaluated as spatial communication tools. In this sense, it becomes important about that how the fair stand design and design criteria are shaped. In order to be able to make this discussion, face to face talks were held with two design companies which are designing stands for international fairs in Turkey in the scope of this study. In the fourth chapter, the field study, which aims to examine international fairs as global events, are included. In the scope of the field study, Milan International Furniture Fair 'Salone del Mobile', which became a famous event in the world in 2016, was visited and suitable examinations and observations were made. A survey was conducted with the participant companies in the fair, which was held during the Milan Design Week. According to survey study, the questions were asked about; Evaluation of participation continiuty in Salone del Mobile Fair Evaluation of common factors in terms of participant companies in shaping exhibition spaces Questioning of the differences and similarities among participant companies on a global scale Evaluation of the fair within the Milan Design Week Review of participant company experiences In addition to this, a detailed analysis of the stand designs in the Salone del Mobile Fair, which was discussed in the scope of the study, was made and evaluated together with the data obtained by the survey study in relation to the concepts of globalization and communication. In this context, the interviews which the survey questions were directed to were conducted with both participant companies and design firms. As part of the interviews; The participating reasons and expectations of participant companies to the international companies were reseached In the international fairs, the effects of the themes on the product, hence the stand design was evaluated In the international fairs held in different countries, it has been questioned about how the cultural or other factors affect the stand design It has been examined about that how country identity and corporate identity are reflected to the exhibition space. In the interviews made with the stand design companies, the similarities /differences have been discussed according to the fairs that the companies continuously worked together participated The effects on the global dimension were analyzed by questioning the similarities / differences reflected to the stand design at national and international fairs. In the fifth section, a discussion, which evaluates the results of sample analyzes and field studies, was held. It has been argued that there are fair stands and a global communication platform of the fairs in the cross section of globalization, consumption culture and interior design together with all the data obtained. It is aimed to present a current perspective in the subject area through the sample which is examined in the context of globalization and communication with this research. Key Words : Globalization, Consumption, Communication, Brand, Identity, Fair, Stand.Yüksek LisansM.A
Emek süreçlerinde dönüşüm ve mühendis emeği
Anahtar Kelimeler: Mühendislik, Mühendis, Emek Süreçleri, Niteliksizleşme, Değersizleşme, İşçileşme, Gerçek Boyunduruk ÖZETMühendislik mesleği, ortaya çıktığı günden bugüne değin, emek süreçlerindeki değişimlere bağlı olarak bir dönüşümden geçmiştir. Bu dönüşümün mühendislerin gerek çalışma koşullarına gerekse toplumsal kimliklerine yansımaları örnekler üzerinden ele alınarak tartışılmıştır. Zihin emeği kapsamında olan mühendislikte yaşanan değişimlerin, el emeğinin tarihsel süreç boyunca geçirdiği değişimlerle ortak ve farklı olan yanları vurgulanmaya çalışılmıştır. Mühendislik alanında genel anlamda saptanabilen değişimlerin yanı sıra, mesleğin sanayileşme süreciyle olan doğrudan bağı nedeniyle, farklı ülkelerin sanayileşme tarihlerine bağlı olarak ortaya çıkan mühendislik görünümleri ve bu bağlamda Türkiye’de mühendisliğin özgül durumu da konu edilmiştir. Bu çalışmada mühendislik alanında yaşanan dönüşümün “işçileşme” kavramıyla açıklanabileceği ileri sürülmüştür. Niteliksizleşme, emeğin değersizleşmesi, işsizlik sorunu gibi olguların işçileşme sürecinin temel göstergeleri arasında sayılabileceği düşüncesiyle, çalışma kapsamında bu kavramlara özel bir vurgu yapılmıştır. Keywords: Engineering, Engineer, Labor Process, Deskilling/Dequalification, Devalorization, Proletarization, Real Subsumption. ABSTRACTEngineering has undergone major changes since its appearance depending on the degree of industrialization and labor processes. This study discusses the impacts of such changes on engineers’ working conditions, as well as, on their public identity. I have emphasized the common and different aspects of the changes for both the white-collar and the blue-collar workers, since transformations in the production process affect both intellectual and manual work.Parallel to the general changes in engineering, I have discussed the developments in this field both in Turkey’s and in other countries’ industrialization processes because engineering is closely and directly linked with industrialization per se.My hypothesis in this study rests on the assumption, that the changes we observe in engineering can be explained by the concept of “proletarization”. I have specifically emphasized concepts like, dequalification, worthlessness of labor and unemployment, presuming that they are the main indicators of the proletarization process
- …