81 research outputs found

    The problems that Libyan crisis caused for Turkish contractors

    Get PDF
           By obtaining an important position among the world's largest contracting companies, Turkish contractors undertook  7.371 projects worth of 274.1billionin103countriesfrom1972to2013.AsofMarch,2014,thisfigurereachedto 274.1 billion in 103 countries from 1972 to 2013. As of March, 2014, this figure reached to 277.7 billion.  From 1972, the sector beginning its overseas journey in Libya,  established trade relations with many countries in 2014.         Together with 2011 Libyan crisis, many companies had a difficult time and after the end of the crisis, their hopes for stability in the country come an end point. During this period, the sector turning its direction to other markets, managed to come out of the Libyan crisis getting stronger, and with a project worth of $ 26.6 billion, achieved the largest growth.                   In this study, the Libyan crisis and  the construction sector were tried to be evaluated together, making them to relate with each other. After analyzing domestic and international development of the construction sector and its place in economics, the state of the industry together with  the Libyan crisis was introduced using the data

    05-07 MART 2004 TARİHLİ GÖKSU NEHRİTAŞKINI VE SİLİFKE’YE ETKİSİ

    Get PDF
    5-7 Mart 2004 tarihinde Göksu Nehri’nin taşmasıyla Silifke ve çevresinde büyük bir sel felaketi yaşanmıştır. Sele sebep olan akım yükselmesinin yağıştan ziyade kar erimelerine bağlıolduğu anlaşılmaktadır. Göksu’yu oluşturan iki önemli koldan biri olan Ermenek ÇayıHavzası’ndaki mevcut karın, sıcaklık ortalamalarının yükselmesi ve şiddetli rüzgârla birlikte hızlıerimeye başlamasıböyle bir felaketin yaşanmasına yol açmıştır. Havzadaki tek baraj olan Gezende Barajı’nın su tutma kapasitesinin yetersiz olmasıbu felaketi önleyememiş, yeni barajlarla birlikte inşaat halindeki Ermenek Barajı’nın bir an önce bitirilip, hizmete açılmasının gerekliliği ortaya çıkmıştır. Taşkın sonucunda, Silifke’nin bir kısım mahalleleri başta olmak üzere bazıbelde ve köy gibi yerleşim birimleri ile 4887,3 dekarlık tarım arazisi zarar görmüştür. Tarım arazilerindeki narenciye, hububat, çilek gibi tarım ürünleri büyük ölçüde ziyana uğramış, ulaşımda aksamalar yaşanmıştır

    Sosyal Bilgiler Dersi Sınav Sorularının Yenilenen Bloom Taksonomisine Göre İncelenmesi

    Get PDF
    Bu çalışmada Sosyal Bilgiler dersine yönelik hazırlanan sınav sorularının Yenilenmiş Bloom taksonomisine göre incelenerek düzeylerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Yenilenmiş taksonomi, bilgi birikimi ve bilişsel süreç boyutlarından oluşmaktadır. Bilgi birikimi boyutunda; olgusal, kavramsal, bilimsel ve üst bilişsel bilgi basamakları, bilişsel süreç boyutunda hatırlama, anlama, uygulama, çözümleme, değerlendirme ve yaratma basamakları bulunmaktadır. Tarama modeline göre gerçekleştirilen araştırmanın verileri, 2014-2015 eğitim-öğretim yılı birinci döneminde Nevşehir merkezinde yer alan 7 farklı ortaokulun 7. sınıf sosyal bilgiler dersi için hazırlanan I. II. ve III. sınav soruları oluşturmaktadır. Araştırma kapsamında incelenecek sorulara dokuman analizi tekniği ile ulaşılmıştır. Soruların incelenmesinde nitel araştırma çeşitlerinden betimsel analiz tekniği kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlar uzman görüşleriyle desteklenerek değerlendirilmiş ve yorumlanmıştır. Elde edilen bulgulara göre, öğretmenlerin çoktan seçmeli ve doğru-yanlış soru tiplerini daha çok kullandıkları anlaşılmıştır. Hazırlanan soruların büyük bir kısmının bilgi birikimi boyutunun olgusal ve kavramsal bilgi basamağında; bilişsel süreç boyutunun ise hatırlama ve anlama basamağında olduğu tespit edilmiştir. Elde edilen bu sonuçlar doğrultusunda bir takım öneriler sunulmuştur. Anahtar Kelimeler. Sosyal Bilgiler, Sınav Soruları, Bloom taksonomisi, Ölçme ve Değerlendirme

    Tamamlayıcı Ölçme ve Değerlendirme Gelişim Programının Coğrafya Öğretmen Adaylarının Bilgi Düzeyi Üzerine Etkisi

    Get PDF
    Milli Eğitim Bakanlığınca hazırlanan Coğrafya Dersi Öğretim Programı 2005-2006 eğitim öğretim yılından itibaren uygulamaya konulmuştur. Coğrafya Dersi Öğretim Programı, yapılandırmacı kuramına göre hazırlanmıştır. Yapılandırmacı kuram, öğrenme etkinliklerinin düzenlenmesinden değerlendirme süreçlerinin yapılandırılmasına kadar birçok konuda özgün ve uygulamaya dayalı kavramsal çerçevenin oluşmasına yol açmıştır. Programa göre, öğrencilerin kendi öğrenmeleri üzerinde söz sahibi olması vurgulanırken, bu süreç sonunda ortaya çıkması istenen kazanımlara yönelik dönütlerin, çok yönlü tamamlayıcı ölçme ve değerlendirme araçlarıyla yapılması önerilmiştir MEB, 2005 . Uygulayıcı konumda olan öğretmenlerin, öğrencilerini ve kendi öğretim faaliyetlerini değerlendirmede amaca uygun ve öğretim programların da tavsiye edilen ölçme ve değerlendirme tekniklerini kullanmaları sağlıklı bir ölçme ve değerlendirme süreci için gereklidir. Programın ön gördüğü ölçme ve değerlendirme yaklaşımlarının etkin biçimde uygulanabilmesi ve öğretim sürecinde bu yaklaşımların sunduğu potansiyelden en üst düzeyde yararlanılabilmesi bu anlamda öğretmenlerin bilgi düzeyine bağlıdır Birgin ve Gürbüz, 2008 . Bu araştırmanın amacı, tamamlayıcı ölçme ve değerlendirme araçlarına ilişkin geliştirilen programının coğrafya öğretmen adaylarının bilgi düzeyi üzerine etkisini incelemektir. Araştırmanın çalışma grubunu 2013-2014 öğretim yılı Necmettin Erbakan Üniversitesi Ortaöğretim Sosyal Alanlar Coğrafya Öğretmenliği Programı dördüncü sınıf düzeyinde öğrenim görmekte olan 36 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Araştırmada karma model kullanılmıştır. Araştırmanın nicel boyutu, ön test-son test kontrol gruplu deneysel desen ile nitel boyutu yarı yapılandırılmış görüşme formu yürütülmüştür. Deneysel desen gereği bir adet deney grubu 18 , bir adet kontrol grubu 18 oluşturulmuştur. Katılımcılar deney ve kontrol gruplarına rastgele atanmıştır. Tamamlayıcı Ölçme ve Değerlendirme Başarı Testi ön test puanlarına göre gruplar arasında anlamlı fark olmadığı tespit edilmiştir p>.05 . Daha sonra deney grubuna sekiz oturumluk Tamamlayıcı Ölçme ve Değerlendirme Gelişim Programı TÖDGP uygulanmıştır. Araştırmada yürütülen odak grup görüşmeleri için ise deney grubu içinden 5 öğretmen adayıyla görüşme yapılmıştır. Araştırmada elde edilen nicel veriler SPSS 14.00 programıyla, nitel veriler ise betimsel analiz yöntemiyle çözümlenmiştir. Araştırmanın sonucunda, öğretmen adaylarının tamamlayıcı ölçme-değerlendirme bilgi düzeyi üzerinde TÖDGP’ nın olumlu yönde etkisi olduğu tespit edilmiştir t=6.24,

    Coğrafi Bilgi Sistemi CBS Metodolojisinin Sorgun Çayı Havzası Fiziki Coğrafyasına Uygulanması

    Get PDF
    Coğrafi Bilgi Sistemleri CBS ; konum ve konuma bağlıher türlü bilgiyi içerebilen, güçlü veri tabanıolan bir sistemdir. CBS aynızamanda bu verileri coğrafyanın bilimsel ilkelerine bağlıolarak grafik, profil, istatistik, harita, üç boyutlu görüntü vb. şekillerdeki analizler ile işleyebilmektedir. Bu çalışmada, CBS yöntemi, coğrafyanın temelini oluşturan fiziki coğrafyanın özelliklerini yansıtmak amacıyla ele alınmıştır. CBS ile oluşturulan “Sayısal Yükselti Modeli” sayesinde havzanın, belirli bölümlerinin yükselti, eğim ve bakıözellikleri ortaya konulmuştur. Havza alanıve karstik havza sınırıen doğru biçimde belirlenmiştir. Çeşitli analizler ile havzadaki farklıvadi tipleri, drenaj şekilleri, akarsuyun boyuna ve enine profilleri, ana akarsu ve kollarının uzunluklarıortaya konulmuştur. Akarsu şebekesinin kuruluşunda ve kaynakların dağılışında topoğrafya ve jeolojik yapının etkisi tespit edilmiştir. Havzanın gelişiminde etkili olan fayların ve sürüklenim alanlarının uzunluklarıile litolojik yapının özellikleri, dağlık, platoluk, tepelik sahaların kapladıklarıalanlar ile yükselti ve eğim özellikleri belirlenmiştir. Şahit tepe, sırt, amfiteatr oluşum, ovalık saha, falez, gömük menderes, kıyıtopoğrafyası, karstik alan, dolin, obruk, mağara, traverten sahası, toprak ve bitki örtüsüne ait özellikler; belirlenmiştir. Aynızamanda bu şekillerin oluşumlarında; yükselti, eğim, bakı, topoğrafya, jeolojik yapı, hidrografik yapıve iklim etkisi irdelenmiştir. Bu araştırma ile CBS yönteminin, fiziki coğrafya alanına sunduğu imkânlar ana hatlarıile belirlenmiş, CBS’nin, coğrafya biliminin ele aldığıproblemlere etkili çözümler sunabileceği belirlenmiştir. Coğrafyanın, CBS teknolojisi ile elde edilecek bilimsel verileri, günlük yaşama kolaylıkla aktararak günlük yaşamda da kullanımıartan bir bilim haline geleceği sonucuna ulaşılmıştır

    Silifke’de İlköğretim Okullarında Okul, Derslik ve Öğretmen Yeterlilikleri

    Get PDF
    Beşeri bir faaliyet olan eğitim, bilindiği gibi bireyin yaşantısında kasıtlıolarak istendik davranışlar meydana getirme sürecidir. Beşeri faaliyetlerin en önemli unsurlarından olan eğitim, herhangi bir ülkenin veya bölgenin gelişmişlik ölçütlerinden birisidir. Çünkü ülkelerin kalkınmasınüfusuna verilen eğitim imkânlarıile doğru orantılıolup, eğitimde sağlanan birçok bilgi ve beceri toplumun kalkınmasındaki en büyük dinamiği oluşturmaktadır. Ancak bu beşeri faaliyet ne yazık ki her coğrafyaya eşit oranda dağılmamıştır. Değişen dünya koşullarına uyum sağlamak, bilimsel ve teknolojik gelişmeleri yakalamak için eğitime olan talep giderek artmakta, ülkeler bu talepleri karşılayabilmek için okul, derslik, öğretmen, ders araç gereç vb sayılarınıarttırmak zorunda kalmaktadır. Eğitim sürecinin başarılıbir şekilde amacına ulaşabilmesi için eğitim öğretim imkânlarının yerleşmelere yeterli ve eşit şekilde dağılmışolmasıgerekir. Örgün eğitimde önemli bir yeri olan okul, derslik ve öğretmen başına düşen öğrenci sayılarıeğitimin kalitesini ve erişebilirliğini etkilemektedir. Bu araştırmada Silifke ilçesinde ilköğretim okullarında eğitim öğretim faaliyetleri sırasında, eğitimin kalitesini ve istendik davranışların bireylere kazandırılmasısüreçlerini etkileyen okul, derslik ve öğretmen yeterlilikleri incelenmiştir. Silifke’de 2007-2008 eğitim öğretim yılında faal halde bulunan 53 ilköğretim okulu, bu okullarda 14 867 öğrenci, 569 derslik ve 716 öğretmen bulunmaktadır. İlçe genelinde okul başına 280,5, derslik başına 26,1, öğretmen başına 20,8 öğrenci düşmektedir. Bu değerler Mersin ve Türkiye genel ortalamasından daha düşüktür. Bu durum ilçede eğitime ulaşılabilirliği olumlu yönde etkilemektedir. Ancak ilçe genelindeki bu ortalamalar şehir merkezinde, belde ve köylerde, birleştirilmişsınıfla eğitim yapan okullarda farklılık göstermektedir. Öğrenci sayısının fazla olduğu merkezi okullarda okul, derslik ve öğretmen başına düşen öğrenci sayılarıfazla iken öğrenci sayısının az olduğu belde ve köy okullarında bu değerler düşüktür

    Silifke’de Yer Şekilleri İle Bitki Örtüsünün Küçükbaş ve Büyükbaş Hayvan Varlığının Dağılışına Etkisi

    Get PDF
    İnsanların zirai faaliyetlerden sonra yerleşik hayata geçerek uğraşmaya başladığıen eski ekonomik faaliyetlerden biri de hayvancılıktır. Bu faaliyet türü yapıldığıyerin coğrafi özelliklerine göre şekillenip, gelişmektedir. Ülkemizde yer şekilleri ile bitki örtüsü, küçükbaşve büyükbaşhayvan varlığının dağılışınıetkileyen en büyük iki etmendir. Bilindiği gibi yer şekillerinin engebeli ve dağlık, tarım arazilerinin sınırlıolduğu ve maki bitki örtüsünün bulunduğu alanlarda genellikle kıl keçisi yetiştiriciliği yaygındır. Engebeli ve eğimli arazilerde daha atik hareket eden ve çabuk uyum sağlayabilen kıl keçisi bu alanlarda yoğunlaşmaktadır. Yer şekillerinin hafif engebeli olduğu, bozkır bitki örtüsüne sahip alanlarda koyun yetiştiriciliği yaygındır. Ancak kıl keçilerinin orman örtüsüne zarar vermesinin önlenmesi için kıl keçisi yerine koyun türlerinin beslenmesi teşvik edilmektedir. Bu durum ülkemizde kıl keçisi sayısınıazaltırken koyun sayısınıarttırmaktadır. Ülkemizde yer şekillerinin engebesiz olduğu, bitki örtüsü çayır ve otlaklardan oluşan sahalarda büyükbaşhayvancılık özellikle de sığır yetiştiriciliği yaygındır. Tarım arazilerinin parçalıve küçük olduğu, makineli tarımın gelişmesine müsait olmayan alanlarda sayılarıgiderek azalsa da binek hayvanlarının beslenmesine devam edilmektedir. Bu makalede Silifke’de bulunan küçükbaşve büyükbaşhayvan varlığının köylere dağılışıincelenerek; yer şekillerinin ve bitki örtüsünün küçükbaşve büyükbaşhayvan varlığının dağılışıüzerindeki etkileri ele alınmıştır. Araştırma sahasında 74 köy yerleşmesi bulunmaktadır. Silifke’de, küçükbaşve büyükbaşhayvan varlığı, yer şekilleri ile bitki örtüsünün etkisi altında şekillenerek dağılışgöstermiştir. İlçede yer şekillerinin engebeli ve eğimli, tarım arazilerinin sınırlıolduğu, maki bitki örtüsü bulunan sahalarda genellikle kıl keçisi yetiştiriciliği yaygındır. Orman içi, orman kenarıve dağeteği köylerinde ormana zarar verdiği için yasaklanan kıl keçisi, kademeli olarak azaltılırken; koyun sayısıartmaktadır. Göksu Ovasıgibi engebenin ve eğimin az olduğu, çayır ve otlakların bulunduğu alanlarda küçükbaşhayvan sayısıaz iken büyükbaşhayvan besiciliği ön plana çıkmaktadır.İlçede engebenin ve eğimin fazla, tarım arazilerinin küçük ve parçalıolduğu, makineli tarım yapmaya müsait olmayan, ulaşımda sıkıntıçekilen alanlarda binek ve yük hayvanlarıbeslenmektedir

    Okur Yazar Nüfus Oranı Türkiye Ortalamasının Altında Olan Bir İlçe: Altınyayla Sivas

    Get PDF
    Günümüz dünyasında başdöndüren bir hızla değişen toplumsal, bilimsel ve ekonomik koşullar, eğitimi ekonomik gelişme sürecinin ayrılmaz bir parçasıhaline getirmektedir. Çünkü ülkelerin kalkınmasınüfusuna verilen eğitim imkanlarıile doğru orantılıolup, eğitimde bireye kazandırılan bir çok kültürel, mesleki bilgi ve beceriler toplumun kalkınmasındaki en büyük dinamiği oluşturmaktadır. Ancak ülkemizde eğitim faaliyetleri dolayısıyla da sonuçlarıher coğrafyaya eşit şekilde dağılmamıştır. Bu araştırmada 6 yaşüzerindeki nüfus içerisinde okuma yazma bilmeyen nüfus oranı, Türkiye ortalamasının yaklaşık olarak iki katıolan Altınyayla ilçesinin Sivas eğitim durumu incelenmiştir. Araştırmada 2008 yılıTÜİK verileri kullanılmıştır. Araştırma sırasında elde edilen bütün veriler Sivas il geneli ve Türkiye geneli veriler ile karşılaştırılarak anlamlıgöstergeler haline getirilmeye çalışılmıştır. Türkiye genelinde okuma yazma bilmeyenlerin oranı% 7,7 iken, Sivas il genelinde % 9,8, Altınyayla ilçe genelinde ise % 12,5’tir. Altınyayla ilçe genelinde erkeklerin % 4,7’si okuma yazma bilmez iken, bu oran kadın nüfus içerisinde % 20,7’dir. Bu durum, araştırma sahasında cinsiyetlerin eğitim alanındaki “haklardan” eşit şekilde faydalanamadığınıortaya koymaktadır. Altınyayla ilçe merkezinde nüfusun % 10,9’u okuma yazma bilmez iken, bu oran Altınyayla kırsalında % 13,1’dir. Yani şehirde veya köyde yaşamak eğitim hakkına erişimi farklılaştırmaktadır.Araştırma sahasında yaşgruplarıbüyüdükçe okuma yazma bilenlerin oranıazalırken, okuma yazma bilmeyenlerin oranıartmaktadır. Örneğin 40-44 yaşgrubunda okuma yazma bilmeyenlerin sayısı84 kişi iken, 50-54 yaşgrubunda 123 kişiye çıkmıştır. Bitirilen eğitim düzeyinde cinsiyetler arasındaki dengeli ve eşit bir dağılım, sağlıklıbir nüfusu temsil etmektedir. Araştırma sahasında bitirilen eğitim düzeyi daima erkekler lehine olmakta bu durum sahada cinsiyetler arasında “fırsat eşitliği” kavramının tam olarak yerleştirilemediğini göstermektedir

    Air pollution in Aydın city between 1997-2004

    Get PDF
    Amaç: Çalısmanın amacı, 1997-2004 yılları arasında Aydın ili kent merkezindeki hava kirliligini degerlendirmektir. Yöntem: Bu kesitsel çalısmada, 1997-2004 yılları arasındaAydın merkezindeki kükürtdioksit ve partikül madde düzeyleri incelenmistir. Veriler,Aydın Il Saglık Müdürlügü Çevre Saglıgı Subesi'nden elde edilmistir. Ölçümler sürekli örnekleme yapan yarı otomatik kükürtdioksit ve duman ölçer cihazı (Burch-Bulap 201-8, 87036) ile Halk Saglıgı Laboratuarınca yapılmıstır. Ölçümler kent merkezindeki 14 farklı bölgeden, sabah (08.00-09.00) ve aksam (16.00-17.00) olmak üzere iki kez yapılmıstır. 1997-2003 yılları arasında elde edilen ölçümlerin ortalama degerleri aylara/yıllara göre karsılastırılmıstır. Ölçümler Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeligi degerleri ile karsılastırılmıstır. Bulgular: Yedi yıllık süreçte kükürtdioksit ve partikül madde degerleri incelendiginde yıllara göre hava kirliligi düzeylerinde herhangi bir farklılık tespit edilmemistir (kükürtdioksit ve partikül madde için sırasıyla: p=0,526, p=0,822).Yedi yıllık ortalama kükürtdioksit düzeyi 41,26±24 ; ,86 !gr/m partikül madde düzeyi de 27,66±16,23 olarak tespit edilmistir. Aylara göre hava kirliligi düzeyleri karsılastırıldıgında en yüksek degerler kıs aylarında, özellikle Ocak ayındadır (p=0,000). Sonuç: Aydın'da hava kirliligi ölçümleri, Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeligi'nin öngördügü uzun/kısa vadeli sınır degerleri asmamıstır. 1997-2003 yılları arasında kükürtdioksit ve partikül madde degerleri bakımından yıllara göre herhangi bir farklılık tespit edilmemistir. Bunda, Saglık Müdürlügü Çevre Saglık Subesinin düzenli çalısmasının rolü büyüktür. Her ne kadar sınır degerler asılmasa da kıs aylarında meteorolojik kosullar nedeniyle hava kirliligi parametrelerinde belirgin artıslar saptanmıstır. Mevzuat degisikligi nedeniyle son bir yıldır ölçüm yapılamamakta, hava kirliligi verilerine ulasılamamaktadır. Kirlilik kontrolü ile ilgili olarak alınan önlemler yeterince uygulanmazsa, hava kirliligi parametrelerinde yükselmeler görülebilir. Özellikle kıs aylarında kirlilik düzeylerinde ani yükselmeler olabilecegi için ölçüm ve izlemlerin sürekli yapılması gerekmektedir.Objective: The objective of this study is to evaluate air pollution in Aydın city between 1997-2004. Method: In this cross sectional study, the levels of particulates and sulfur dioxide in the city of Aydın have been examined between 1997 and 2004. The data have been acquired from the Environmental Health Division of the Health Directorate of Aydın province. Samples were continuously measured by a semi automatic sulphur dioxide and exhaust sampler (Burch-Bulap 201-8, 87036) at the Public Health Laboratory. Measurements of 14 different areas of the city were made twice daily: in the morning (08.00-09.00) and in the evening (16.00-17.00). Montly and yearly comparisons were made using the average values of measurements taken between 1997-2003 with the standards of the Air Quality Protection Regulations. Findings:During the seven year period of monitorization, differences in levels of sulfur dioxide, particulatesand the level of air pollution were insignificant (for the level of sulphur dioxide and particulates, p=0,526, p=0,822 respectively). The seven year average of the level of sulfur dioxide was 41,26±24,86 μgr/m3; while the particulate matter was 27,66±16,23 μgr/m3. In winter months, especially January air pollution levels were the highest (p=0,000). Conclusion: The air pollution measurements do not exceed the Air Quality Protection Regulation, suggestedlong/short term standards. As for the levels of sulphur dioxide and particulates, there has been no change between the years 1997-2003. The organized projects of the Environmental Health Division of the Health Directorate of Aydın Province has played a significant role concerning these results. Even though the limits have not been exceeded, due to meterological conditions during the winter months, the air pollution parameters show an obvious increase in the air pollution. Because of several regulatory changes, air measurements have not been obtained for the last year, and so no current data are available. If adequate air pollution control measures are not taken, there may be a rise in air pollution parameters. Especially during the winter months, the air pollution levels should be continually monitored as sudden increases may occur
    corecore