16 research outputs found
Pre-service teachers’ perceptions and experiences: Courses based on the active learning model and environment
An active learning environment is a technology-enriched and interactive physical space convenient for applying cooperative, active and engaged learning. It allows focus on engaging experiences for students and faculty. This study investigated pre-service teachers’ perceptions and experiences in courses in an active learning environment. Eighty pre-service teachers participated in two separate courses designed according to active learning strategies in an active learning classroom. Findings indicated that participants’ perceptions about the courses were positive for cognitive awareness, respectability, individual responsibility, cooperation and active participation. Further, their perceptions and experiences regarding the active learning model and environment were positive. Participants also expressed their views about using an active environment in the learning process and instructors conducting courses in these environments
Nomophobia Prevalence among Pre-service Teachers: A case of Trakya University
Mobil telefonlar, modern insan hayatının vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Cep telefonları ve akıllı telefonların kullanımı bireyin yaşamını kolaylaştırırken, aşırı kullanımı yüzünden bağımlılık, kaygı, korku veya huzursuzluk gibi bazı olumsuz durumlar ortaya çıkmaktadır. Son zamanlarda modern çağın fobisi olarak bahsedilen nomofobi, bireyin mobil cihazına erişemediğinde yaşadığı korku ve kaygı olarak tanımlanmaktadır. Özellikle akıllı telefonların yaygınlaşması ile toplumda bireylerin mobil iletişim teknolojileri ile daha etkileşimde olmalarının nomofobiyi beslediği düşünülmektedir. Nomofobi, bireyin yaşamının her alanında işlerine yoğunlaşmasını olumsuz yönde etkiler. Nomofobik davranışlar, özellikle uyku düzenini ve derse konsantre olma gibi günlük alışkanlıklarımızı değiştirebilmekte, özellikle öğrencilerin nomofobi yüzünden yaşadığı olumsuzluklar okul yaşantılarına ve akademik başarılarına da etki edebilmektedir. Bu çalışmanın da amacı, 2015-2016 öğretim yılı güz döneminde bir devlet üniversitesinde farklı branşlarda olmak üzere öğretmenlik bölümlerinde öğrenim gören 818 öğretmen adayı arasında nomofobinin yaygınlığını incelemektir. Nedensel-karşılaştırma yöntemiyle gerçekleştirilen çalışmanın analiz aşamasında betimsel istatistikler, bağımsız örneklem t-testi ve tek yönlü varyans analizi kullanılmıştır. Çalışmanın bulgularına göre, ölçekten alınan ortalama puan üzerinden öğrencilerin nomofobi düzeylerinin ortalamanın üzerinde olduğu ve iletişim kaybı ve bilgiye erişememe konusunda öğretmen adaylarının endişe duyduğu tespit edilmiştir. Çalışmanın diğer bulgularına göre öğretmen adayların cep telefonu kullanma süresi değişkenine göre anlamlı bir fark bulunmazken, cinsiyet açısından kadın öğrencilerin, erkek öğrencilere göre daha nomofobik olduğu görülmüştür. Ayrıca yaş değişkenine göre yaş arttıkça nomofobinin azaldığı, fakat akıllı telefon kullanma süresi arttıkça nomofobinin arttığı görülmüştür.Mobile phones has become an indispensable tool for modern society. Although usage of cellular and smart phones make individual's life easier, they may also create some negative consequences such as addiction, anxiety, fear or unrest due to overuse. Nomophobia, which is called as phobia of modern era, is defined as fear and anxiety feelings that an individual feels while he/she cannot access or reach to mobile devices. Especially, with the prevalence of smart phones, it is thought that increased interaction with mobile communication technologies also boots nomophobia of individuals in the society. Nomophobia impair individuals focusing on their works in every part of their lives. Nomophobic behaviors may change daily habits such as sleeping habits and concentration on lessons, especially nomophobia affects students in a negative way in terms of school life and academic achievement. The purpose of this study is to investigate nomophobia prevalence among 818 pre-service teachers who are students in different departments at a state university in Turkey during the 2015-2016 fall semester. In this causal-comparative study, descriptive statistics, independent sample t-test, and one-way ANOVA analyses were used. Results showed that according to mean score of the instrument, pre-service teachers' nomophobia levels are higher than the mean and they feel anxious about not being able to communicate and not being able to access information. In addition to this, although there is not a significant different in terms of mobile phone usage hours, female pre-service teachers were found more nomophobic than males. Moreover, it is seen that when age increases nomophobia decreases, however in terms of smart phone usage frequency it is different: as usage frequency of smart phones increases, nomophobia increases as well
Elektronik performans destek sistemlerinin kabülünü anlamaya doğru : kullanıcıların kullanışlılık ve kullanım kolaylığına ilişkin algılarını belirleyen unsurlar nelerdir?
This study aimed to explain and understand the acceptance of the Electronic Performance Support System (EPSS) on the basis of the Technology Acceptance Model (TAM). This mixed methods research study was conducted within the Crime Scene Investigation and Identification Units of the Turkish National Police. The quantitative data were collected from 209 police officers with a questionnaire to test the hypothesized relationships in TAM. At the same time, the qualitative data were collected through interviews with 15 police officers to acquire an in-depth understanding of the key beliefs (perceived usefulness and perceived ease of use) and facilitating conditions regarding the acceptance of the EPSS. Analysis of the quantitative data using Structural Equation Modeling showed that perceived usefulness, perceived ease of use, and attitude toward using the EPSS play important roles in the acceptance of the EPSS. Moreover, the content analysis of the interviews revealed that the EPSS was perceived as useful due to access to information, saving on time, performing tasks more accurately, reducing variability in work, making jobs easier, and other benefits. In addition, the results indicated that there were a variety of user personal, system, and organizational characteristics that influenced the perceived usefulness and perceived ease of use of the EPSS. Finally, the findings showed that support, environmental, organizational, and other conditions (e.g., experience and advantages) would facilitate the acceptance of the EPSS.Ph.D. - Doctoral Progra
Do Teacher Characteristics Matter for Facebook Use? Evidence from Classroom Teachers in Turkey
The purpose of this study is to examine classroom teachers’ Facebook use in terms of their individual characteristics such as gender, age, teaching experience, computer use, and internet use. Data were collected from 295 classroom teachers who have an active Facebook account through an online questionnaire. Findings showed that classroom teachers’ intensity of Facebook use was associated with age, years of teaching experience, and the amount of computer and internet use. However, there was no difference in the intensity of Facebook use between male and female classroom teachers. Implications, limitations, and further studies were discussed
Üniversite Öğrencilerinin Ders Sırasında Öğretim Amacı Dışında Mobil Telefon Kullanımına Etki Eden Faktörlerin İncelenmesi
Bu çalışmanın amacı, üniversite öğrencilerinin ders sırasında öğretim amacı dışında mobil telefon kullanımının nomofobi düzeyi, kullanılan sosyal medya sayısı, genel not ortalaması ve cinsiyet değişkenleri tarafından ne düzeyde yordandığını incelemektir. Yordayıcı korelasyon araştırma yönteminin kullanıldığı bu çalışmadaki veriler, Türkiye’deki dört devlet üniversitesinin eğitim fakültesinde öğrenim gören 423 üniversite öğrencisinden anket formu kullanılarak toplanmıştır. Standart çoklu regresyon analizi sonuçları nomofobi düzeyi, kullanılan sosyal medya sayısı, genel not ortalaması ve cinsiyet değişkenlerinin üniversite öğrencilerinin ders sırasında öğretim amacı dışında mobil telefon kullanma düzeyindeki varyansın %17’sini istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde açıkladığını göstermiştir. Bununla birlikte, üniversite öğrencilerinin ders sırasında öğretim amacı dışında mobil telefon kullanım düzeyine katkı yapan yordayıcılar çoktan aza doğru nomofobi düzeyi, cinsiyet, kullanılan sosyal medya sayısı ve genel not ortalaması şeklindedir. Elde edilen bulgular ışığında, sınıfta mobil telefon kullanımına ve gelecekteki çalışmalara yönelik önerilerde bulunulmuştur.The purpose of this study is to investigate to what extend college students’ mobile phone use for non-instructional purposes in the class is explained by their level of nomophobia, the number of social media account, grade point average and gender. Based on predictive correlational research method, this study collected data from 423 students at the Faculty of Education in four public universities of Turkey via a questionnaire. The results of the standard multiple regression analysis showed that college students` nomophobia level, the number of social media account, grade point average and gender significantly explained 17 percent of variance in their mobile phone use for non-instructional purposes in the class. In addition, the predictors making significant contribution to college students’ mobile phone use for noninstructional purposes in the class were the level of nomophobia, gender, the number of social media account, and grade point average, from large to small respectively. In the light of these findings, this study proposed some policies for mobile phone use in the class and offered suggestions for future studies