12 research outputs found
Treatment of proximal humerus fractures with external fixation
Amaç: Bu çalışmada, kapalı redüksiyon ve eksternal fiksasyon ile tedavi edilen proksimal humerus kırıklı hastaların fonksiyonel sonuçları değerlendirildi. Hastalar ve Yöntemler: Çalışmada proksimal humerus kırıklı 16 hasta (11 erkek 5 kadın; ort. yaş 50.3; dağılım 9-81) geriye dönük olarak değerlendirildi. Tüm hastalara kapalı redüksiyon sonrasında eksternal fiksatör (9 hastaya İlizarov eksternal fiksatör, 7 hastaya monolateral eksternal fiksatör) uygulandı. Kırıklar kaynadıktan sonra eksternal fiksatörler çıkarıldı ve hastaların fonksiyonel sonuçları Constant skoru ile değerlendirildi. Ortalama takip süresi 37 ay (dağılım 4-69 ay) idi. Bulgular: Ortalama kaynama süresi 14 hafta (dağılım 8-22 hafta) idi. Bir hastada kaynama sağlanamadı. Bir hastada humerus başı avasküler nekrozu gelişti. Üç hastada görülen yüzeyel çivi dibi enfeksiyonu pansuman ve medikal tedavi ile iyileşti. Ortalama Constant skoru 81 puan bulundu. Sonuç: Deplase proksimal humerus kırıklarının tedavisinde kapalı redüksiyon ve eksternal fiksasyon uygulaması tatmin edici kırık redüksiyonu ve stabilitesi ve fonksiyonel sonuç sağlar.Objectives: We evaluated the functional results of patients who were treated with closed reduction and external fixation for proximal humeral fractures. Patients and Methods: The study included16 patients (11 males, 5 females; mean age 50.3 years; range 9 to 81 years) with proximal humerus fractures. All the patients were treated with closed reduction and external fixation (9 İlizarov external fixator, 7 monolateral external fixator). After bone union was achieved, the fixators were removed and functional results were evaluated with the Constant score. The mean follow-up was 37 months (range 4 to 69 months). Results: The average union time was 14 weeks (range 8 to 22 weeks). Union did not occur in one patient. Avascular necrosis of the humeral head developed in one patient. Superficial pin tract infections were observed in three patients, all of whom were successfully treated with wound care and antibiotic therapy. The mean Constant score was 81. Conclusion: Treatment of displaced fractures of the proximal humerus with closed reduction and external fixation provides satisfactory fracture reduction and stability and functional results
Non-operative treatment in children and adolescents with atlantoaxial rotatory subluxation
Amaç: Atlantoaksiyel rotator subluksasyon (AARS) çocuk ve adolesanlarda baş-boyun hareketlerinde kısıtlılık ve tortikollisle kendini gösteren, genellikle tanıda güçlük yaşanan ve beraberinde potansiyel riskler barındıran bir durumdur. Bu çalışmada cerrahi dışı yöntemlerle tedavi edilen 12 AARS olgusunun retrospektif analizi sunulmaktadır. Hastalar ve yöntem: AARS nedeni ile cerrahi dışı yöntemlerle tedavi edilen, ortalama yaşı 11,5 olan 12 hasta travma ve üst solunum yolu enfeksiyonu öyküsü, ek yaralanmalar, radyolojik bulgular, semptomların süresi, mentooksipital traksiyonun miktarı ve süresi ile tedavinin klinik sonuçları açısından değerlendirildi. Bulgular: Olguların 8’inde travmatik AARS saptanırken, 4 olguda subluksasyonların ardında travmatik bir neden bulunamadı. Olguların 10’unda Fielding ve Hawkins’e göre tip I, 2’sinde ise tip II subluksasyonlar saptandı. Tüm olgular yatak başı mentooksipital traksiyonla tedavi edildi. Traksiyonda kullanılan ortalama ağırlık 1,8 kg iken, ortalama traksiyon süresi 3,75 kg olarak hesaplandı. Olgular traksiyonla elde edilen klinik düzelmenin ardından 3 hafta Philadelphia boyunlukla takip edildi. Altıncı ay kontrollerde hiçbir olguda baş-boyun hareketlerinde kısıtlılık ve ağrı saptanmadı. Sonuçlar: Atlantoaksiyel eklem, baş rotasyonunun çoğundan sorumlu olan karmaşık bir yapıdır. Çocuk ve adolesanlarda boyun ağrısı ve torticollis ayırıcı tanısında atlantoaksiyel eklem patolojileri ve AARS mutlaka düşünülmeli ve ekarte edilmelidir. Tanıda gecikme yaşanan olguların tedavisinde cerrahi dışı yöntemlerle başarı şansı düşüktür.Objective: Atlantoaxial rotatory subluxation (AARS) is an uncommon lesion seen mainly in children and adolescents. A retrospective analysis of 12 patients with AARS treated non-operatively is presented in this study. Material and Methods: Twelve patients with AARS who were treated non-operatively were evaluated retrospectively in terms of recent trauma and respiratory tract infection history, accompanying injuries, radiological findings, duration of symptoms, amount and duration of traction and clinical results of the treatment. Results: Traumatic AARS was present in 8 patients. No evidence of trauma was found in 4 patients. Type I subluxations in 10 and type II subluxations in 2 patients were found according to the Fielding and Hawkins classification. All patients were treated using bed-side mentooccipital tractions. The mean duration of bed-side mentooccipital traction was 3,75 days and the mean amount of load was 1.8 kg. All patients were kept in Philadelphia collars for additional 3 weeks after the clinical recovery. No limitations and pain in head movements were present in any patient at the sixth month follow-up examinations. Conclusion: Paediatric patients with neck pain and torticollis should be investigated concerning trauma and recent respiratory tract infection history in order to avoid any delay in diagnosis of a possible AARS