13 research outputs found

    Effects of caffeine on weight management

    Get PDF
    Tüm dünyada büyük bir hızla artan obezite, ciddi bir halk sağlığı sorunu haline gelmiştir. Salgın boyutundaki bu sorunla mücadele etmek için güvenli, yaygın olarak bulunan ve uygun fiyatlı obezite karşıtı stratejilere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu doğrultuda ağırlık yönetimi üzerindeki etkilerine sıklıkla vurgu yapılan kafein dünya genelinde en çok tüketilen fizyoaktif maddedir. Tüm dünyadaki bireylerin yaklaşık %80’i her gün kafein tüketmektedir bu da kafeinin insan sağlığı üzerindeki etkilerine olan ilginin artmasına neden olmuştur. Kafeinin çeşitli mekanizmalar yoluyla ağırlık yönetimi ve sağlık üzerinde etkilerinin olabileceği birçok çalışmada gösterilmiştir. Bu derlemede kafeinin vücut ağırlığı üzerindeki etkileri ve potansiyel etki mekanizmaları konusunda yapılan çalışmaların özetlenmesi amaçlanmıştır. Son zamanlarda yapılan araştırmalarda, kafein alımının iştahı düzenleyip, termogenezi ve lipolizi arttırarak negatif enerji dengesi oluşturabileceği ve bu yolla obezite riskinin azalması ile ilişkili olabileceği sonucuna varılmıştır ancak literatürde birbiriyle çelişen sonuçlar da sıklıkla görülmektedir. Ayrıca kafeinin etkinliğinde bireysel farklılıkların olduğu ve fazla miktarda tüketiminin olumsuz fizyolojik etkilerinin de olabileceği göz önünde bulundurulması gereken diğer konulardır. İncelenen çalışmalar neticesinde kahve gibi doğal kaynaklardan günde 400 miligramı aşmayacak şekilde ılımlı bir kafein alımının sağlıklı bir beslenme ve diyet programında kilo kontrolü amacıyla kullanılabileceği kanısına varılmıştır.Obesity, which is rapidly increasing all over the world, has become a serious public health problem. Safe, widely available, and affordable anti-obesity strategies are needed to combat this epidemic problem. In this direction, caffeine, whose anti-obesity effects are frequently emphasized, is the most consumed physioactive substance worldwide. Approximately 80% of individuals all over the world consume caffeine every day, and this has led to increased interest in the effects of caffeine on human health. Many studies have shown that caffeine can affect weight management and health through many mechanisms. In this review, it is aimed to summarize the studies on the effects of caffeine on weight control and its potential mechanisms. In recent studies, it has been concluded that caffeine intake can create a negative energy balance by regulating appetite, increasing thermogenesis and lipolysis, and may be associated with a decrease in the risk of obesity in this way, but there are also conflicting results in the literature. In addition, it should be taken into consideration that there are differences between individuals in the effectiveness of caffeine and that excessive consumption may have negative physiological effects. As a result of the studies examined, it was concluded that a moderate intake of caffeine from natural sources such as coffee, not exceeding 400 milligrams per day, can be used for weight control in a healthy diet program

    Determining the nutrition habits of the mothers of gifted children during the pregnancy: A retrospective study

    Get PDF
    Amaç: Bu araştırmada, üstün zekâlı çocuğu olan annelerin gebelik dönemindeki beslenme al ışkanlıklarının araştırılması ve kontrol grubu ile karşılaştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Retrospektif ve ta- nımlayıcı nitelikteki bu çalışmaya 48’i üstün zekâlı ve 46’sı kontrol olan 94 çocuk ve anne çifti dâhil edilmiştir. Demografik bilgiler, beslenme alışkan- lıkları ve fiziksel aktivite durumları anket formu ile sorgulanmıştır. Bulgu- lar: Üstün zekâ ve kontrol grubundaki çocukların yaş ortalamaları sırasıyla 9,3±1,9 ve 10,3±1,4 yıldır. Annelerin eğitim durumları arasında anlamlı fark görülmezken (p=0,125), meslek dağılımlarının anlamlı olarak farklı olduğu; kontrol grubu annelerinin %58,7’sinin ev hanımı, üstün zekâ grubu annele- rinin %47,9’unun memur veya özel sektör çal ışanı olduğu belirlenmiştir (p=0,035). Annenin gebelikteki fiziksel aktivite durumu ile çocu ğun üstün zekâlı olması arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır (p=0,580). Gebelikte balık, çay, kahve ve su tüketimi; ya ğ tercihi, iyotlu/iyotsuz tuz kullan ımı gibi faktörler ve besin desteği kullanımı ile zekâ arasında anlamlı bir ilişki gözlenmemiştir (p>0,05). Gebelikte bir besine aşırı istek duyma oranı her iki grupta da benzer olup üstün zekâ grubunda besinlere kar şı tiksinti duyma oranı, kontrol grubuna göre anlaml ı olarak daha dü şük bulunmu ştur (p=0,039). En fazla istek duyulan besinler başta erik olmak üzere diğer mey- veler olurken en fazla tiksinti duyulan besinler tavuk, so ğan ve çay olarak kaydedilmiştir. Sonuç: Soyut bir kavram olan zekây ı etkileyen faktörlerin belirlenmesi oldukça karma şık ve zorlay ıcıdır. Annenin gebelikteki bes- lenme durumu ve alışkanlıklarının çocuğun zekâ düzeyi üzerindeki etkile- rini net olarak belirlemek için daha kapsaml ı, kontrollü ve uzun süreli çalışmalar gereklidir.Objective: In this study, it was aimed to investigate the nu- tritional habits of mothers with gifted children during pregnancy and to com- pare them with the control group. Material and Methods: This retrospective and descriptive study included 94 child and mother couples, 48 of whom were gifted and 46 of whom were controls. Demographic infor- mation, nutritional habits and physical activity status were questioned with a questionnaire. Results: The mean ages of the children in the gifted and control groups were 9.3±1.9 and 10.3±1.4 years, respectively. While there was no significant difference between the education levels of the mothers (p=0.125), the occupational distributions were significantly different; It was determined that 58.7% of the mothers of the control group were housewives, and 47.9% of the mothers of the gifted group were civil servants or private sector employees (p=0.035). There was no significant relationship between the physical activity status of the mother during pregnancy and the child being in the gifted group (p=0.580). No significant relationship was ob- served between factors such as fish, tea, coffee and water consumption; oil preference, use of iodized/non-iodized salt and the use of nutritional sup- plements during pregnancy and intelligence (p>0.05). The rate of excessive craving for any food during pregnancy was similar in both groups, and the rate of food disgust in the gifted group was found to be significantly lower than the control group (p=0.039). While the most desired foods were other fruits, especially plums, the most disgusting foods were recorded as chicken, onions and tea. Conclusion: Determining the factors affecting intelligence, which is an abstract concept, is quite complex and challenging. More com- prehensive, controlled and long-term studies are needed to more clearly de- termine the effects of the mother’s nutritional status and habits during pregnancy on the child’s intelligence level

    Development of a chemogenetic approach to manipulate intracellular pH

    Get PDF
    Chemogenetic Operation of iNTRacellular prOton Levels(pH-Control)is a novel substrate-based enzymatic method that enables precise spatiotemporalcontrol of ultralocal acidification in cultured cell lines and primaryneurons. The genetically encoded biosensor SypHer3s showed that pH-Controleffectively acidifies cytosolic, mitochondrial, and nuclear pH exclusivelyin the presence of beta-chloro-d-alanine in living cellsin a concentration-dependent manner. The pH-Control approach is promisingfor investigating the ultralocal pH imbalance associated with manydiseases.CE254SWXHI ; NN254SWPZX ; CP254SWT2

    The Relationship of OCD and OCD Symptoms with the Thought Action Fusion in Children and Adolescents during the Pandemic Period

    Get PDF
    INTRODUCTION: The aim of our study is to examine the effects of pandemic-related features on OCD symptoms during the period of restrictions, and to evaluate the relationship between OCD and TAF during the pandemic. METHODS: A total of 69 patients aged 7-18 years, who applied to our outpatient clinics and were diagnosed with OCD, were included in the study. Sociodemographic data form, Children's Yale Brown Obsessive Compulsive Scale (CY-BOCS) and Thought Action Fusion Scale for Children were used in the study. RESULTS: The CY-BOCS obsession score was found significantly higher in cases with an increase in the time spent with the family during the pandemic, obsession and compulsion scores in those with an increase in the cleaning efforts related to the pandemic, and compulsion score in those with an increase in the behaviors performed for the purpose of preventing virus transmission. The TAFTOTAL score was found to be significantly higher in females, and the TAFSELF subscale score was found to be significantly higher in patients over 12 years old. DISCUSSION AND CONCLUSION: TAF appears to be critical in the onset and maintenance of OCD. It is thought that early diagnosis and intervention will be important in the prognosis before the chronicity of cognitive distortions of OCD

    Cytotoxic effects of arctium minus methanol extract on various cancer cell lines

    Get PDF
    Amaç: Bu çalışmada Arctium minus (Hill) Bernh. ssp. minus’un toprak üstü kısımlarından elde edilen metanol ekstresinin kanser hücre hatları üzerindeki sitotoksik etkilerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Arctium minus (Hill) Bernh. ssp. minus’un metanol ekstresinin, iki farklı insan meme kanseri hücre hattına (MCF-7 ve MDA-MB-231) ve kontrol olarak normal insan fibroblast hücre hattına (MRC-5) uygulanması ile in vitro sitotoksik etkileri araştırılmıştır. Hücre canlılık tayini CellTiter-Blue metodu kullanılarak gerçekleştirilmiştir. İstatistiksel analiz için One-Way ANOVA ve Tukey post-hoc testi kullanılmıştır. Sonuç ve Tartışma: Analizlerde, MCF-7 kanser hücrelerinde hücre canlılığı %27,8 -38,7 oranında belirlenmiş olup önemli derecede sitotoksik aktivite tespit edilmiştir (1 mg/mL ekstre uygulaması için p<0.022). Ancak MDA- MB-231 kanser hücre hatlarında %47,8-59,7 oranında hücre canlılığı gözlemlenmiştir. MRC-5 normal fibroblast hücrelerinde ise sitotoksisite gözlemlenmemiştir (%92,4 – 105,4 hücre canlılığı). Bu bulgulardan yola çıkarak, MCF- 7 kanser hücreleri ve MRC5 normal fibroblast hücrelerine 1,25 mg/mL Arcitum minus ekstresi ile muamele edilmiş ve flow sitometrisi metodu ile hücre ölümünün ölçümü gerçekleştirilmiştir. Arctium minus ekstresi uygulaması ile hücre ölümü, MCF-7 kanser hücrelerinde (%98) MRC5 normal fibroblast hücrelerinden (%25) çok daha yüksek oranda gerçekleşmiştir. Sonuç olarak, Arctium minus ssp. minus ekstresi uygulamasının hücre canlılığını MCF-7 hücre hattında normal fibroblast hücre hattına göre daha fazla azalttığı söylenilebilir.Objective: This study aimed to evaluate the cytotoxic effects of Arctium minus (Hill) Bernh. ssp. minus methanol extract derived from aerial parts on cancer cell lines. Material and Method: For cytotoxicity assays, two different human breast cancer cell lines (MCF-7 and MDA-MB-231) and healthy human fibroblast cell line (MRC-5)as a control were used. Cell viability determination was performed using the CellTiter-Blue method. One-Way ANOVA and Tukey post test were used for statistical analysis. Result and Discussion: Cell viability has been detected between ratios of 27.8-38.7% for MCF-7 cancer cell line, and a significant cytotoxic activity was observed via the analysis (1 mg/mL extract treatment p< 0.022). However, 47.8-59.7% cell viability was observed for MDA-MB-231 cancer cell line, and MRC-5 healthy fibroblast cell line did not demonstrate any cell viability (92.4-105.4% cell viability). Depending on these data, MCF-7 cancer cell line and MRC-5 fibroblast healthy cell line were treated with Arcitum minus extract, then cell viability was detected by flow cytometry technique. The ratio of the cell death was higher in MCF-7 cancer cell line (98%) compared with the MRC-5 fibroblast healthy cell line (25%) after the Arctium minus extract treatment. In conclusion, Arctium minus ssp. minus extract has significantly decreased the cell viability in MCF7 cancer cell line when compared with the MCR-5 fibroblast normal cell line

    Boztepe Köy Kalkınma Kooperatifi

    No full text
    Ankara : İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi, Tarih Bölümü, 2017.This work is a student project of the The Department of History, Faculty of Economics, Administrative and Social Sciences, İhsan Doğramacı Bilkent University.by Emiroğlu, Kudret
    corecore