12 research outputs found
Gelenekselden Geleceğe Değişim ve Gelişim: Moda, Tekstil ve El Sanatları Çalışmaları
Çevrimiçi (277 sayfa : resim, şekil ).Sevgili Okurlar, Antik çağlardan günümüze sanat yapıtlarında döngüsel olarak tekrarlanan moda ve moda olgusunun salt giyim kuşamın ötesine geçtiği açıktır. Moda trendleri, yaşanılan çağdan, orada yaşayan insanlardan, inançlarından ve en önemlisi kültürden büyük ölçüde etkilenmektedir. Moda, bir grup insan arasında popüler olan bir şey olarak kavramsallaştırılabilirken, kültür, bir grup insan tarafından paylaşılan bir yaşam biçimidir. Tasarımcılar, geleneksel sosyal yapılarıyla yorumladıkları daha geniş bir küresel sanat perspektifi içinde dünya çapındaki sonsuz sayıda ilham kaynağı olan kültürel kodları yorumlayarak küresel kültürü keşfetmektedir. Tarih boyunca çeşitli sanat akımlarının ve modaların desen, renk ve figürleri bugün giydiğimiz giysi ve aksesuarlarda görülebilmektedir. Bu kitap, tarihsel süreç içinde moda, tekstil ve el sanatları ürünlerinin ve sanatsal eğilimler ile yaratıcılık arasındaki ilişkiyi sorgulamaktadır. Bu kitabı hem görsel sanatlara merak duyanlara hem de bu alanda faaliyet gösteren tasarımcılara, sanatçılara ve profesyonellere yönelik hazırladık. İçeriğimiz, yazarlarımızın farklı sanat pratiklerine dair yenilikçi fikirlerinden oluşmaktadır. Umarız, bu kitap sizin için bir ilham kaynağı olur ve görsel sanatların sonsuz dünyasında yeni keşifler yapmanızı sağlar. Değerli katkılarıyla öne çıkan yazarlarımız başta olmak üzere, bu kitabın oluşumunda emeği geçen herkese içtenlikle teşekkür ediyoruz. Keyifli okumalar dileriz
Minimalizm akımının günümüzdeki ve gelecekteki iç mekân ve mobilya tasarımı üzerindeki etkisi
Çalışmada Minimalizm’in iç mekan tasarımındaki yansımaları farklı başlıklar altında ele alınmıştır. Bir akımdan ziyade yaklaşım biçimi olarak ele almanın daha doğru olacağı Minimalizm’in tanım çerçevesini genişleterek birbirinden farklı dönem ve düşünce sistemlerindeki varlığı üzerine durulmuştur. Modernizm ile daha çok bağdaştırılsa dahi Minimalizm’i var eden kavramlar, daha önceki dönemlerde de dünyanın farklı bölgelerinde kendini göstermektedir. Bu durum Minimalizm’in zaman üstü bir kavram olduğu düşüncesini netleştirmektedir.
Neredeyse tüm felsefe ve düşünce sistemlerinde erdem olarak yüceltilen “yalınlık”, “tevazu” kavramları Minimalizm ile kuvvetli bağa sahiptir. Gereksiz olandan uzaklaşıp “öz”e yaklaşma fikri, yaşanılan çevreyi yani mimari-iç mimariyi etkilemektedir. Dönemin koşulları, geçmişten gelen alışkanlıklarla şekillenen yaşam, tasarıma yön veren önemli faktörlerdendir. Bu sebeple günümüz ve geleceğin olası koşulları dikkate alındığında Minimalizm’in iç mimaride kullanımı daha işlevsel ve estetik ürünlerin ortaya çıkmasına yardımcı olacaktır.
Yapılan araştırmanın ilk bölümünde Minimalizm’in tanımına, din ve düşünce sistemlerindeki karşılığına yer verilmiştir. Sanattaki gelişmeler her dönemde mimariyi, iç mimariyi etkilediğinden bir sonraki bölümde Minimalizm’in sanattaki yeri araştırılmıştır. Sadece “Minimal Sanat” değil ona zemin hazırlayan süreç üzerine durulmuştur. Ayrıca Minimalist sanatçılar ve eserleri irdelenmiştir. Dördüncü bölüm kapsamındaysa “yalınlık”, “basitlik” gibi Minimalizm’i var eden kavramların ilk mimari örneklerden günümüze kadarki süreci ve farklı dönemlerdeki ürünlerin Minimalist özellikleri incelenmiştir. Bölümün sonunda mekanının parçası olan mobilyanın tarihinde Minimal yaklaşımlara yer verilmiştir.
Beşinci bölümde, önceki bölümlerde elde edilen bilgiler üzerinden Minimalizm’i var eden ve Minimalizm’in var ettiği bazı tasarım özellikleri sınıflandırılmıştır. Sonrasında giderek yaygınlaşan, gelecek mimari ve mekan tasarımı üzerine çalışmalarda yer edinmiş “mikro konut” tasarımlarındaki Minimalist yaklaşımlar irdelenmiştir. Sürdürülebilir, işlevsel ve yalın mekan örnekleriyle Minimalizm’in geçmişte olduğu kadar gelecekte de var olacağı olgusu üzerine durulmuştur.
Altıncı bölümde çalışma kapsamında çeşitli şekillerde yorumlanmış Minimalizm’in geçici bir akımdan ziyade gelecek iç mimarlığını şekillendirecek güçte bir kavram olduğu sonucuna varılmıştır.In the study, the reflections of Minimalism in interior design are discussed under different headings. By expanding the definition framework of Minimalism, which would be more appropriate to consider as an approach rather than a movement, its existence in different periods and thought systems was emphasized. Even if it is more associated with modernism, the concepts that brought Minimalism into existence have also appeared in different parts of the world in previous periods. This situation reinforces the idea that Minimalism is a timeless concept.
The concepts of "simplicity" and "modesty", which are glorified as virtues in almost all philosophy and thought systems, have a strong connection with Minimalism. The idea of moving away from the unnecessary and approaching the "essence" affects the living environment, namely architecture-interior architecture. The conditions of the period and the life shaped by the habits from the past are among the important factors that shape the design. For this reason, considering the possible conditions of today and the future, the use of Minimalism in interior architecture will help to create more functional and aesthetic products.
In the first part of the research, the definition of Minimalism and its equivalent in religion and thought systems are given. Since developments in art affect architecture and interior architecture in every period, the place of Minimalism in art is researched in the next section. Not only "Minimal Art" but also the process that laid the groundwork for it was emphasized. In addition, Minimalist artists and their works were examined. Within the scope of the fourth chapter, the process of concepts such as “simplicity” and “purity” that created Minimalism from the first architectural examples to the present and the Minimalist features of products from different periods were examined. At the end of the section, Minimal approaches are included in the history of furniture, which is a part of the space.
In the fifth chapter, some design features that created Minimalism and created by Minimalism are classified based on the information obtained in the previous sections. The Minimalist approach of “micro-housing”, which has become increasingly widespread afterward and has taken place in studies on future architecture and space design, has been examined. Emphasis is placed on the fact that Minimalism will exist in the future as well as in the past, with examples of sustainable, functional and plain spaces.
In the sixth chapter, it has been concluded that Minimalism, which has been interpreted in various ways within the scope of the study, is a powerful concept that will shape the future interior architecture rather than a temporary trend
Uluslararası Gelenekten Geleceğe Konferansı: Mimaride Ahşap, Bildiri Kitabı
FSMVÜ Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, 9-10 Mart 2022 tarihlerinde “Gelenekten Geleceğe
Mimari” ana başlığı ile iki yılda bir düzenlenmesi planlanan konferans serisinin ilkini “Mimaride
Ahşap” alt konu başlığı ile gerçekleştirmiştir. Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi çok disiplinli
araştırmalar ile medeniyet değerlerimiz ışığında bilim ve sanat dünyasına özgün katkılar sağlamayı
kendisine misyon edinmiştir. Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Mimarlık, İç Mimarlık ve Kültür
Varlıklarını Koruma ve Onarım bölümleri üniversitenin vizyon ve misyonu ile paralel bir eğitim
anlayışı ile eğitim faaliyetlerini sürdürmektedir. FSMVÜ Mimarlık ve Tasarım Fakültesi farklı
üniversiteler ile işbirliği yapmanın nitelikli araştırma ve geliştirme çalışmaları yapılabilmesi için
gerekli olduğunu düşünmektedir. Bu nedenle konferans serisinin ilk konferansı Semerkant Mimarlık
ve İnşaat Mühendisliği Devlet Enstitüsü, Uluslararası Saraybosna Üniversitesi Mimarlık Fakültesi ve
Endonezya İslam Üniversitesi Mimarlık Fakültesi işbirliği ile gerçekleştirilmiştir. Gerçekleşen bu
işbirliği neticesinde 14 farklı üniversiteden 40 bildiri ile 70 araştırmacı konferansımıza katılım
göstermiştir. Konferansımıza yurtdışından 18 bildiri ile toplam 32 araştırmacı katılım göstermiştir.
Uluslararası işbirlikleri için bu katılımın önümüzdeki yıllarda gerçekleşecek konferanslarda artması
arzu edilmektedir
Perakende akaryakıt sektöründe şirket itibarı, şirkete güven ve marka memnuniyetinin markaya güven ve marka sadakatine etkisi
Akaryakıt sektöründe, rekabete karşı koymak için müşterileri elde tutmak ve sadık müşteri kitlesi yaratmak, dikkate alınması gereken önemli konular arasında yer almaktadır. Akaryakıt şirketlerinin sadık müşterilere sahip olmaları, yalnızca satış garantisi sağlamakla kalmayıp, maliyetlerini de azaltmaktadır. Bu çalışmada akaryakıt sektöründe marka sadakatine etki eden değişkenler belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırma, Gaziantep merkez ilçelerde bulunan akaryakıt istasyonlarından hizmet alan 400 tüketiciye, yüz yüze anket uygulaması yoluyla gerçekleştirilmiştir. Araştırma kapsamında nicel araştırma yöntemleri uygulanmıştır. Toplanan veriler yapısal eşitlik modellemesi kullanılarak, SPSS.21.0 ve AMOS istatistiksel analiz paket programları ile analiz edilmiştir. Ayrıca şirkete güven, şirket itibarı ve marka memnuniyeti, marka sadakati oluşturmada marka güveninin aracılık rolü üstlendiği araştırmanın bulgularındandır
Şehir Kültür Medeniyet Çaka Bey'den Günümüze İzmir 1. cilt
Çevrimiçi (496 Sayfa: resim, harita; 26 cm.).Malum olduğu üzere, içinde bulunduğumuz yıl 15 Mayıs 1919’da işgal edilen İzmir’in 9 Eylül 1922’de kazandığı istiklâlinin 100. Yılı olması bakımından önemli bir zaman dilimini oluşturmaktadır. Öncelikle, proje tabanlı araştırma kapasitesini geliştirerek, bilimsel bilgi üretmeyi, üretilen bilgiyi değere dönüştürmeyi, ön lisans, lisans ve lisansüstü düzeyde yürüttüğü programlarda kayıtlı öğrencilerini bu süreçlere dâhil ederek kaliteli eğitim vermeyi hedefleyen İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, aynı zamanda topluma hizmet hususunu da önemsemektedir. Bu münasebetle yıl içinde gerçekleştirilmek üzere planlanan çeşitli etkinliklerle bir taraftan toplumun ihtiyacı olan bilimsel bilgi üretimine uygun zemin oluşturarak, değerli bilim insanlarını ortak bir platformda toplamaya çalışırken, diğer taraftan da toplumun “şehir, kültür, medeniyet” perspektifinden tarih bilincini canlı tutmak için üzerine düşeni yapmaya gayret göstermektedir. 24-27 Mart 2022 tarihlerinde gerçekleştirilen “Şehir Kültür Medeniyet: Çaka Bey’den Günümüze İzmir” başlıklı sempozyumda sunulan bildirilerden oluşan dört ciltlik kitap da bu gayretin ortaya koyduğu sonuçlardan biridir
Mastery of Hanyu Pinyin of Non-native Speakers
Proficiency in third language is a much-needed added value present day. Third language learning has been highlighted in the Malaysia Education Blueprint 2013 - 2025. One of the skills that needs to be mastered by students is communication in social situations using Malay, English and an additional language. There is an increase of trend in primary and tertiary educational institutions in Malaysia offering foreign language courses. Mandarin has become one of the most popular elective course options among students due to the factor of better career opportunities in the future. Hence, the purpose of this study is to examine the non-native speakers’ mastery in Hanyu Pinyin at the early stage. This study uses a survey to answer the main research questions. With the aim of achieving the research main goal, a survey will be conducted accordingly. Questionnaire instruments will be given to the students taking Mandarin language subjects at a public university. The findings of this study are expected to elevate the university, especially the for the academicians to produce high quality graduates with the ability to speak a third language fluently. On top of that, it will also enhance the university's reputation with outstanding student achievement, thus benefiting national development especially in international relations
Azerbaycan'ın ulusal rekabet gücü : TOWS ve Elmas modelli bir çözümleme
06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır.Ulusal rekabet gücü kavramının değişik boyutları çeşitli disiplinlerden pek çok araştırmacının ilgisini çekmiştir. Ekonomi disiplini, rekabet kavramını uluslararası düzeyde ülkenin makro ekonomik göstergeleri ışığında inceleme konusu yaparken, işletme disiplini, firma sektör ve ulusal düzeyde rekabetin uluslararası boyutu ile ilgilenmektedir. Bir başka ifadeyle iki farklı disiplin farklı analiz birimlerini inceleme konusu yaparak ulusal rekabet gücünü açıklamaya çalışmaktadır. Bunun sonucu olarak, farklı disiplinler ulusal rekabet gücünün farklı dinamiklere bağlı olarak açıklamakta ve sonuca ilişkin farklı yorumlarda bulunabilmektedir. Bu çalışma, hem ekonomi disiplini açısından hem de işletme disiplini açısından ulusal rekabet gücünün bağlı olduğu dinamikleri dikkate alarak, Azerbaycan'ın ulusal rekabet gücünü açıklamaya çalışmaktadır.Özellikle ülkelerin gelişmişlik durumlarının farklılığı ve bu gelişmişlik farklılığının bir sonucu olarak rekabet gücünü farklı dinamiklerle açıklama gerekliliği ulusal rekabet gücünü farklı fakat tamamlayıcı yaklaşımlarla birlikte değerlendirilmesini zorunlu kılmaktadır. Bu açıdan değerlendirildiğinde, bir yandan ekonomi disiplini açısından makro ekonomik göstergeler ve bunlara bağlı olarak geliştirilen uluslararası ticaret endeksleri ışığında, öte yandan işletme disiplini açısından firmaların uluslararası rekabet edebilirliğini açıklayan Elmas Modeli ışığında ulusal rekabet gücünü değerlendirmek, yapı ve ölçek olarak birbirine benzer olan Azerbaycan gibi ülkelerin durumunu daha kapsamlı ve doğru bir analiz etmeyi mümkün kılmaktadır. Her iki disiplinin değişkenleri açısından yapılan analizleri TOWS matrisi ile birlikte değerlendirmek konuya ilişkin bütünselliği ve güvenirliği sağlamaktadır.Bu kapsamda çalışmada ilk olarak klasik ve modern yaklaşımların ulusal rekabet gücüne bakışları değerlendirilmiş ve bu yaklaşımların eleştirisi yapılarak Azerbaycan gibi yapı ve ölçek olarak birbirine benzeyen ülkelerin ulusal rekabet gücünün nasıl değerlendirilebileceği analiz edilmiştir. Çalışmada Sovyetler birliği çöktükten sonra planlı ekonomiden piyasa ekonomisine geçmeye çalışan dönüşüm ekonomisi ülkesi olan Azerbaycan'ın rekabetçi yapısının tarihsel gelişimi ve mevcut durumu ulusal rekabet gücü boyutunda ortaya koyulmuş ve stratejik yönetim ve uluslararası işletme literatürlerindeki son tartışmalar ışığında ülkenin rekabetçi yapısı ve rekabetçi avantaj niteliğine ilişkin öne çıkan hususlar tartışılmıştır ve çıkan sonuçlar ışığında Azerbaycan'da öne çıkan üç temel sektörün rekabetçilik durumu makro ekonomik ve politik unsurlar dikkate alınarak değerlendirilmiştir. Bu çerçevede işletme disiplini içinde Porter tarafından geliştirilmiş olan ve ulusların rekabet gücünü firma temelli bir şekilde analiz etmeye olanak sağlayan Elmas Modeli ile ekonomi disiplini içinde Balassa tarafından ortaya atılmış olan ?açıklanmış karşılaştırmalı üstünlükler? yöntemi birlikte değerlendirilerek Azerbaycan'ın ulusal rekabet gücü analiz edilmiştir. Analizler için değişik veri toplama tekniklerinden yararlanılmıştır. İkincil veriler olarak çoğunlukla ulusal rekabet gücünü ölçen endekslerden, ulusal ve uluslararası kurumların veri setinden yararlanılmıştır. Birincil veri olarak akademisyen, bürokrat, işletmeci ve ilgili sivil toplum kuruluşu başkanlarından oluşan dört ayrı gruba fokus grup uygulanmış, yine bu çerçevede değişik kişilere mülakat ve biçimsel mülakatlar yapılmıştır. Bu değerlendirme sonucunda da Azerbaycan için gelecekte ne tür stratejilerin uygulanabileceğinin belirlenmesinde rehber olabilecek bir şekilde TOWS analizi yapılmıştır. Tüm bu analizler sonucunda Azerbaycan'la benzer sosyal ve ekonomik yapıya sahip olan ülkeler belirlenerek karşılaştırılmış ve Azerbaycan'ın rakipleri karşısında rekabet üstünlüğü oluşturma stratejileri tespit edildikten sonra Azerbaycan'ın ulusal rekabet gücünün artırılması için önerilerde bulunulmuştur.Yapılan analizlerde, Azerbaycan'ın sadece tek sektöre (petrol ve doğal gaz) bağlı bir şekilde ekonomisinin şekillendiği ve diğer sektörlerde farklı ülkelerle karşılaştırıldığında rekabet dezavantajına sahip olduğu belirlenmiştir. Öte yandan petrol sektörü diğer sektörlerle yakın ilişki içinde olduğundan ve pek çok sektöre girdi temin ettiğinden, diğer sektörlerin bu anlamda rekabet gücünü geliştirme potansiyelinin olduğu belirlenmiştir. Bu çerçevede Azerbaycan'ın diğer sektörlerde de gelişebilmesi için, insan kaynaklarına, fiziksel ve bilgi altyapısına, teknolojiye ve AR-GE'ye yatırım yapması gerektiği ve içinde bulunduğu coğrafyanın avantajlarından faydalanarak talep koşullarını kendi lehine kullanabilecek bir pazar yapısı oluşturması gerekliliği önerilmiştir.The various dimensions of the concept of the national competitiveness have drawn attention of many researchers. While the discipline of Economics investigate the concept of competition in the international level by observing countries macro economical indicators, discipline of business concerns firm sector and the international dimensions of national level competition. Other words, two separate disciplines try to explain the national competitiveness by studying different analysis units. As a result of this, different disciplines explain national competitiveness according to different dynamics and make different interpretations regarding the result. This study explains national competitiveness of Azerbaijan while considering the dynamics connected to the national competitiveness of both economical and business discipline.Especially, as of differences in the degree of development of countries and consequences of these differences, the need for explain competitiveness with various dynamics make it necessary to evaluate national competitiveness with different but supplementary approaches. To evaluate from this point of view, on the one hand on the light of macroeconomic indicators in terms of economic discipline and international trade indexes that are developing according this, on the other hand to evaluate national competitiveness on the light of Diamond Model that explain international competitiveness of the firms in terms of business discipline gives more comprehensive and accurate analysis of the countries that similar as structure and scale like Azerbaijan. It enables reliability and integrality regarding this matter to evaluate analyses that hold for the sake of both discipline?s variables with TOWS matrices.In this study, firstly, a classical and modern approach to the gaze of national competitiveness has been evaluated and criticisms of these approaches have been made. National competitiveness of countries like Azerbaijan has been analyzed. Historical development of Azerbaijan and current status of the competitive structure of national competitiveness has been revealed in size. The country's competitive structure and competitive advantage on the nature of the outstanding matters were discussed. In the light of the results, the three main sectors in competitiveness status of Azerbaijan have been evaluated by considering the macro-economic and political factors. In this context, diamond model developed by Porter from the business discipline and "explained comparative advantages" model developed by Balassa from the economics discipline has been assessed together. For the analysis, different data collection techniques have been used. As for the secondary data, indexes which measures national competitiveness have been used. Also, national and international institutions have been benefited for the data sets. For the primary data, academics, bureaucrats, operators and heads of related non-governmental organizations were applied to the focus group. Interviews and formal interviews were conducted with various people. As a result of this evaluation, TOWS analysis is made to determine strategies for Azerbaijan. As a result of all this analysis countries which are socially and economically similar to Azerbaijan have been identified and compared. Also after determining competitive advantage strategies against rivals of Azerbaijan, suggestions were made to increase national competitiveness of Azerbaijan.According to the analysis made, Economy in Azerbaijan is shaped by only one sector that is by oil and natural gas connected companies. When compared to different countries, it is determined that Azerbaijan has competitive disadvantages. On the other hand since the oil sector is in close liaison with other sectors and provides inputs to many sectors, competitiveness of other sectors in this regard has been identified as potential development.In this context, in order for Azerbaijan to develop in other sectors, investigations must be made in the areas of human resources, physical and information infrastructure technology and R & D. This study also suggests Azerbaijan to use the advantages of the geographic position to demand conditions in favor of its own to create a market structure
Pütürge ilçesinin (Malatya) beşeri ve ekonomik coğrafyası / The human and economic geography of Pütürge district (Malatya)
Çamurdan sanata uzanan el: Galip Körükçü
Türkiye, sayısız medeniyetleri ve güzellikleri içerisinde barındıran
tarih ve kültür ülkesidir. Eski zamanlardan bu yana çeşitli kültürlerin bir
arada bulunması ile kültürler arası etkileşimin olması kaçınılmazdır.
Dolayısıyla, bu etkileşim birçok alanda olduğu gibi el sanatları alanında da
kendisini göstermiştir. El sanatları alanları içinde en köklü sanatlardan biri
olan çömlekçilik sanatıdır. Çömlekçiliğin tarihi insanlığın tarihi ile yaşıt
kabul edilebilir. Bu nedenledir ki; çömlekçilik sanatı döneminin ve ait
olduğu toplumun sanatına, kullandığı tekniklere, yaşayış şekline ilişkin eşsiz
ipuçları veren en değerli tarihi belgeler arasında yer alır. Bu bağlamda,
yapılan bu araştırma ile; bir kültür mozaiği olan Türkiye’nin, Nevşehir
Avanos yöresindeki değerli çömlek ustalarından biri olan Galip Körükçü’
nün hayatı, yaşadığı çevre olan Avanos ve bu yöredeki çömlekçilik sanatının
gelişimi ele alınarak, ustanın ülkemiz ile yöremiz çömlek sanatına sunduğu
katkılar ve yaptığı ürünler incelenmiştir.
Bu araştırma, ülkemizde yapılan çömlek sanatı eğitimi ve günümüzde
yaşayan çömlek sanatçılarını tanımamıza, çalışmalarını görüp
yorumlamamıza aynı zamanda örnek almamıza sunduğu katkı açısından
önem taşıdığını söyleyebiliriz. Araştırmada temel bir yaklaşım olarak durum
saptamasına elverişli betimsel (survey) tarama modeli benimsenmiştir. Bu
araştırmada önce yazılı kaynaklar taranarak Avanos ve çömlekçilik sanatı ile
ilgili bilgiler verilmiş, daha sonra karşılıklı görüşmeler yapılarak sanatçı ile
ilgili bilgilere ulaşılmıştır. Bu görüşmeler sırasında sanatçının yapmış
olduğu farklı çömlek ürünlerinin fotoğrafları çekilmiş ve bildiride bu
fotoğraflara da yer verilmiştir