Işık University

Isik University Academic Open Access
Not a member yet
    5395 research outputs found

    Quantum spectral clustering through a biased phase estimation algorithm

    Get PDF
    In this paper, we go through the theoretical steps of the spectral clustering on quantum computers by employing the phase estimation and the amplitude amplification algorithms. We discuss circuit designs for each step and show how to obtain the clustering solution from the output state. In addition, we introduce a biased version of the phase estimation algorithm which significantly speeds up the amplitude amplification process. The complexity of the whole process is analyzed: It is shown that when the circuit representation of a data matrix of order N is produced through an ancilla based circuit in which the matrix is written as a sum of L number of Householder matrices; the computational complexity is bounded by O(2ᵐLN) number of quantum gates. Here, m represents the number of qubits involved in the phase register of the phase estimation algorithm.Publisher's Versio

    Co-array optimization of CMUT arrays for forward-looking IVUS

    No full text
    The ring annular array structure is a preferred configuration for implementing Forward-Looking IVUS (FLIVUS) catheters as it allows for volumetric imaging as well as use of a guidewire at the center. CMUT technology is promising for these arrays especially with the flexibility of locating array elements on the circular donut area efficiently. To take advantage of this flexibility, in this study, we introduce a new co-array sampling strategy that improves imaging performance while keeping the number of firings at a level suitable for real-time imaging. The presented co-array sampling strategy is based on the idea of adjusting the element density of the co-array rings in radial direction to suppress side lobes. In non-uniform sampling of the co-array with a given number of firings, the inter-element distances are adjusted both in radial and angular direction from inner ring to outer ring to fit a given apodization function. To test the imaging performance, we performed numerical simulations of the co-array with non-uniform sampling fitting to the raised-cosine apodization. The simulation results shows that sidelobe level can be reduced more than 10 dB by using non-uniform co-array sampling. This approach does use uniform weighting of all Tx and Rx elements in beamforming, and hence does not cause any SNR loss for apodization.Publisher's Versio

    20.10.1997 - Işık Üniversitesi, 1997-1998 Akademik Yılı Etkinlikleri – 2

    No full text
    Işık Üniversitesi Sanat Etkinlikleri kapsamında düzenlediği Devreler ve Sistemler Semineri videosunun video erişimidir

    The relation of romantic jealousy causes with the dark triad personality traits and selfesteem

    No full text
    Text in Turkish ; Abstract: Turkish and EnglishIncludes bibliographical references (leaves 74-92)x, 102 leavesAmaç: Bu tez çalışmasında benlik saygısının karanlık üçlü (Makyavelizm, narsisizm ve psikopati) ve kaybetme ve yetersizlik kaynaklı romantik kıskançlık nedenleri arasındaki ilişkide düzenleyici rolünü incelemek amaçlanmaktadır. Çalışmanın diğer bir amacı yaş ve ilişki süresi gibi sosyo-demografik değişkenlerin karanlık üçlü, romantik kıskançlık nedenleri ve benlik saygısı ile ilişkilerini ve bu ilişkilerin cinsiyete göre nasıl farklılaştığını incelemektir. Yöntem: Araştırma örneklemi 208’i kadın, 126’sı erkek, toplamda 121 kişiden oluşan, yaş aralığı 18-27 olan ve mevcut bir ilişkisi olan öğrencilerden oluşturmaktadır. Katılımcılar uygun örneklem yöntemiyle seçilmiş ve katılımcılara online platformda Gönüllü Onam Formu, Sosyodemografik Bilgi Formu, Kısa Karanlık Üçlü Ölçeği (SD3), Romantik Kıskançlık Ölçeği (Romantik Kıskançlık Nedenleri) ve Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği (Kısa Form) (RSES) verilmiştir. Katılımcılardan elde edilen veriler SPSS for Windows 25. versiyonu kullanılarak analiz edilmiştir. Bulgular: Araştırmanın bulguları karanlık üçlünün romantik kıskançlık nedenlerinden yetersizlik ve kaybetme ile arasında pozitif yönde bir ilişki olduğunu göstermektedir. Karanlık üçlü alt boyutlarından yalnızca Makyavelizm ve romantik kıskançlık arasında pozitif yönde zayıf bir ilişki olduğu; psikopati ve narsisizmin romantik kıskançlık ile arasında anlamlı bir ilişki olmadığı tespit edilmiştir. Cinsiyete göre incelenen analizlerin sonuçları, kadınlarda Makyavelizm’in romantik kıskançlık nedenlerinden yalnızca kaybetme ile pozitif ilişkili olduğunu; erkeklerde Makyavelizm’in romantik kıskançlık nedenlerinden hem yetersizlik hem de kaybetme ile pozitif ilişkili olduğunu göstermektedir. Karanlık üçlü ve romantik kıskançlık nedenleri ilişkisinde benlik saygısının düzenleyici rolü bulunmamıştır. Çalışmadaki değişkenlerden cinsiyet, yaş ve ilişki süresinin ölçeklerle arasındaki ilişkilerin incelendiği analiz sonuçlarına göre; erkeklerde yetersizlik nedeniyle kıskanma kadınlara oranla anlamlı düzeyde daha yüksektir. Makyavelizm ve psikopati yaşla beraber azalmakta, benlik saygısı ise yaşla beraber artmaktadır. Psikopati ve ilişki süresi negatif ilişkiliyken, benlik saygısı ve ilişki süresi arasında pozitif ilişkili olduğu gözlemlenmiştir. Sonuç: Araştırmadan elde edilen bulgulara göre Makyavelizm kişilik özellikleri romantik kıskançlığın yetersizlik ve kaybetmeden kaynaklanan nedenleriyle ilişkilidir. Bunun yanı sıra yaş, ilişki süresi ve cinsiyete göre ilişkiler ölçeklerde farklılıklar göstermektedir. Son olarak benlik saygısının karanlık üçlü ve romantik kıskançlık nedenleri ilişkisinde düzenleyici rolü bulunmamaktadır. Elde edilen bulgular ve sınırlılıklar literatür ışığında tartışılmıştır.Objective: The aim of this study was to investigate the moderation effect of Selfesteem on the relation between the Dark Triad (Machiavellianism, Narcissism, and Psychopathy) and Romantic Jealousy Causes (Inadequacy and fear of loss). Another aim of this study was to investigate the relation between the Dark Triad, Romantic Jealousy Causes, and Self-esteem throughout both the length of the romantic relationship and the age span, and then examine the effect of gender on this relation. Method: The research participants were students in the age range of 18 to 27 who have ongoing romantic relationships, a total of 321 individuals, including 208 women and 126 men. The participants were selected by the convenience sampling method and were given Informed Voluntary Consent Form, Sociodemographic Form, Romantic Jealousy Questionnaire (Romantic Jealousy Causes), Short Dark Triad (SD3) Inventory, and Rosenberg Self-esteem Scale-Short Form (RSES) via an online survey platform. The data collected from participants were analyzed with SPSS for the Windows v25 program. Results: According to the study, a positive relation was found between the Dark Triad on one hand, and inadequacy and fear of loss on the other hand. Machiavellianism was merely found to be positively correlated with Romantic Jealousy while psychopathy and narcissism were not found to have any significant correlation with romantic jealousy. The results of variables investigated according to gender showed that, in the case of women, Machiavellianism was positively correlated with fear of loss only, while for men, Machiavellianism was positively correlated with both inadequacy and fear of loss. Finally, the moderation effect of self-esteem on the relationship between the Dark Triad and Romantic Jealousy Causes was not found. According to the correlation between gender, age, length of the romantic relationship, and the scales; men were found to be more jealous due to inadequacy more than women. Machiavellianism and psychopathy were found to be decreased with age, they were also found to increase Self-esteem. Psychopathy and the length of the romantic relationship were found negatively correlated while Selfesteem and the length of the romantic relationship were found positively correlated. Conclusion: The results demonstrated that there was a significant relationship between the Machiavellianism and the Causes of Romantic Jealousy which is caused by inadequacy and fear of loss. Furthermore, individuals, based on their gender, age, and length of the romantic relationship were shown to have some differences in scales. Finally, the moderation effect of self-esteem on the relationship between the Dark Triad and Romantic Jealousy Causes was not found. The results and limitations of this research were discussed with related researches in the literature.KURAMSAL AÇIKLAMALAR VE İLGİLİ ARAŞTIRMALARRomantik KıskançlıkRomantik Kıskançlık NedenleriRomantik Kıskançlıkla Baş Etme YöntemleriRomantik Kıskançlıkla İlgili Türkiye’de Yapılan ÇalışmalarKaranlık ÜçlüMakyavelizmPsikopatiNarsisizmKlinik ve Subklinik NarsisizmKaranlık Üçlü ile İlgili Türkiye’de Yapılan ÇalışmalarBenlik SaygısıRomantik İlişkiler ve Karanlık ÜçlüBenlik Saygısının Karanlık üçlü ve Romantik Kıskançlık İlişkisindeki RolüAraştırmanın HipotezleriYÖNTEMÖrneklemÖlçeklerBilgilendirilmiş Onam FormuSosyodemografik Bilgi FormuKısa Karanlık Üçlü Ölçeği (SD3)Romantik Kıskançlık Ölçeği (RKÖ)Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği (Kısa Form) (RSES)Veri Toplama YöntemleriAraştırma DeseniİşlemVeri AnaliziBULGULARTanımlayıcı istatistiklerÖlçeklerden Alınan Minimum, Maksimum, Ortalama ve Standart Sapma DeğerleriKaranlık Üçlü, Romantik Kıskançlık ve Benlik Saygısı Düzeylerinin Cinsiyete İlişkin BulgularıKaranlık Üçlü, Romantik Kıskançlık ve Benlik Saygısı Düzeylerinin Yaş ve İlişki Süresi İle İlişkisine Yönelik BulgularÖlçeklerden ve Ölçeklerin Alt Boyutlarından Alınan Puanlara İlişkin Korelasyon BulgularıKaranlık Üçlü İle Romantik Kıskançlık Nedenleri Arasındaki İlişkide Benlik Saygısının Düzenleyici RolüTARTIŞMAAraştırmanın SınırlılıklarıSonuç ve Önerile

    24.04.2002 - ATV, Kahvaltı Haberleri, Lüküs Hayat

    No full text
    Işık Üniversitesi Müzik Kulübü ve İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müzikal Topluluğu'nun ATV Kahvaltı Haberleri Programına konuk oldukları ve düzenlenecek müzikalden örnekler sundukları videonun erişimidir

    Investigating the mediator role of perfectionism in the relationship between fear of negative evaluation and eating attitudes in the late adolescence period

    No full text
    Text in Turkish ; Abstract: Turkish and EnglishIncludes bibliographical references (leaves 83-102)xiii, 112 leavesAmaç: Bu araştırmanın amacı geç ergenlik dönemindeki bireylerin yeme tutumları ile olumsuz değerlendirilme korkuları arasındaki ilişkide mükemmeliyetçilik düzeylerinin aracı etkisinin incelenmesidir. Buna ek olarak, araştırmaya katılan katılımcıların yeme tutumlarının, çok boyutlu mükemmeliyetçiliklerinin ve olumsuz değerlendirilme korkularının sosyodemografik verilerle ilişkileri araştırılmıştır. Yöntem: Araştırmaya Araştırmaya 18-24 yaş aralığında geç ergenlik döneminde olan 399 birey katılmıştır. Katılımcıların %57.1'i (N=228) cinsiyetini kadın %42.6'sı (N=170) cinsiyetini erkek ve %.3'ü (N=1) cinsiyetini diğer olarak belirtmiştir. Araştırmada verileri toplamak için Kişisel Bilgi Formu, Yeme Tutum Testi Kısa Formu (YTT-26), Çok Boyutlu Mükemmeliyetçilik Ölçeği (ÇBMÖ) ve Olumsuz Değerlendirilme Korkusu Ölçeği-Kısa Formu (ODKÖ) kullanılmıştır. Bulgular: Araştırmada elde edilen istatistiksel verilere göre mükemmeliyetçiliğin ve olumsuz değerlendirilme korkusunun yeme tutumunu anlamlı düzeyde ve pozitif yönde yordadığı bulunmuştur. Bunun yanısıra, geç ergenlik dönemindeki bireylerin yeme tutumları ile olumsuz değerlendirilme korkusu arasındaki ilişkide mükemmeliyetçiliğin kısmi aracı etkiye sahip olduğu görülmüştür. Sosyodemografik verilere göre yapılan istatistiksel analizlerde ise katılımcıların yeme tutumu ve olumsuz değerlendirilme korkusu düzeylerinin cinsiyet değişkenine göre anlamlı olarak farklılaştığı bulunmuştur. Mükemmeliyetçiliğin ise cinsiyet değişkenine göre anlamlı olarak farklılaşmadığı bulunmuştur. Ayrıca, yeme tutumu, mükemmeliyetçilik ve olumsuz değerlendirilme korkusu düzeylerinin yaş değişkenine göre anlamlı olarak farklılaştığı bulunmuştur. Son olarak, katılımcıların yeme tutumu düzeylerinin sigara-alkol kullanımı, sosyal medya kullanım süresi, düzenli spor yapımı, spor yapma süresi ve ekonomik durum ile incelenmesi sonucu sosyal medya kullanım süresi ve spor yapma süresi ile anlamlı olarak farklılaştığı bulunmuştur. Sonuç: Mükemmeliyetçiliğin ve olumsuz değerlendirilme korkusunun yeme tutumunu anlamlı düzeyde yordadığı; geç ergenlik dönemindeki bireylerde mükemmeliyetçiliğin yeme tutumu ile olumsuz değerlendirilme korkusu üzerindeki etkisinde kısmi aracı etkiye sahip olduğu saptanmıştır. Yeme tutumunda bozulmalar meydana gelmeden yordayıcılarına ilişkin farkındalık çalışmaları yapılması ile sürece müdahale edilebileceği ve yeme bozukluklarının azaltılabileceği düşünülmektedir. Bu bağlamda araştırmanın literatüre katkı sağlayacağı düşünülmektedir.Objective: The main purpose of this study was to examine the mediating effect of perfectionism level in the relationship between fear of negative evaluation and eating attitudes of individuals in late adolescence. Additionally, the relationships between eating attitudes, perfectionism, and fear of negative evaluation of the study participants with sociodemographic data were also investigated. Method: 399 individuals between the ages of 18-24, who were in late adolescence, participated in the study. 57.1% (N = 228) of the participants stated their gender as female, 42.6% (N = 170 ) as male and .3% (N = 1 ) stated their gender as other. Personal Information Form, Eating Attitude Test Short Form (EAT-26), Multidimensional Perfectionism Scale (MPS), and Fear of Negative Evaluation Scale-Short Form (FNES) were used to collect data in the study. Results: Data analysis results revealed that perfectionism and fear of negative evaluation significantly and positively predicted eating attitudes. Besides, perfectionism was found to have a partial mediating effect on the relationship between fear of negative evaluation and eating attitudes of individuals in late adolescence. Moreover, it was observed that the participants eating attitude and fear of negative evaluation significantly varied on several sociademographic variables. All these variables but perfectionism differed significantly according to age variable. The score of fear of negative evaluation and eating attitude were found as varied according to gender. Lastly, it was found that the participants eating attitude scores differed significantly with the duration of social media use and the duration of doing sports. Conclusion: It was found that perfectionism and fear of negative evaluation were predictors of eating attitude, perfectionism had a partial mediating effect on the fear of negative evaluation and eating attitude in individuals in late adolescence. It was thought that implementing awareness interventions on its predictors before the deterioration in eating attitude occurs, might be effective in the prevention of eating disorders. In this context, it can be argued that our study will contribute to the literature.GirişAraştırmanın bilimsel dayanağı ve ı̇lgili literatürErgenlik ve Geç Ergenlik DönemiErgenlikGeç ErgenlikGeç Ergenlik Döneminin ÖzellikleriKültürün Geç Ergenlik Dönemine EtkisiYeme TutumuYeme Tutumu ve Sosyodemografik ÖzelliklerYeme Tutumu ve Bireysel EtkenlerYeme DavranışıYeme Davranışı ve KültürYeme BozukluğuAnoreksiya NevrozaBulimiya NevrozaTıkınırcasına Yeme BozukluğuDiğer Yeme BozukluklarıYeme Bozukluğu ve Sosyodemografik ÖzelliklerYeme Bozukluğu ve Psikolojik HastalıklarMükemmeliyetçilikMükemmeliyetçiliğin GelişimiTek Boyutlu Perspektiften MükemmeliyetçilikÇok Boyutlu Perspektiften MükemmeliyetçilikMükemmeliyetçiliğin Gelişiminde Rol Oynayan FaktörlerMükemmeliyetçilik ve Psikolojik BelirtilerMükemmeliyetçilik ve Sosyodemografik ÖzelliklerOlumsuz Değerlendirilme KorkusuOlumsuz Değerlendirilme KorkusuSosyal Kaygı Bağlamında Olumsuz Değerlendirilme KorkusuOlumsuz Değerlendirilme Korkusu ve Sosyodemografik ÖzelliklerKavramlar Arası İlişkilerGeç Ergenlik Dönemi ve Yeme TutumuGeç Ergenlik Dönemi ve MükemmeliyetçilikGeç Ergenlik Dönemi ve Olumsuz Değerlendirilme KorkusuYeme Tutumu ve MükemmeliyetçilikYeme Tutumu ve Olumsuz Değerlendirilme KorkusuMükemmeliyetçilik ve Olumsuz Değerlendirilme KorkusuAmaç ve hipotezlerAmaçAraştırma HipotezleriSayıltılarSınırlılıklarYöntemÖrneklemKatılımcılarKatılımcıların Sosyodemografik Özelliklerine Dair BulgularKatılımcıların Kişisel Bilgilerine Ait Sosyodemografik Bilgilerin Frekans ve Yüzde DeğerleriAraştırma DeseniVeri Toplama AraçlarıKişisel Bilgi Formu / Sosyodemografik Bilgi FormuYeme Tutum Testi Kısa Formu (YTT-26)Çok Boyutlu Mükemmeliyetçilik Ölçeği (ÇBMÖ)Olumsuz Değerlendirilme Korkusu Ölçeği -Kısa Formu (ODKÖ)İşlemVerilerin AnaliziBulgularYeme Tutum Testi, Çok Boyutlu Mükemmeliyetçilik Ölçeği ve Olumsuz Değerlendirilme Korkusu Ölçeklerinin Puanlarına Dair Tanımlayıcı İstatistiklerKatılımcıların Sosyodemografik Özelliklerine Göre Yeme Tutumu, Mükemmeliyetçilik ve Olumsuz Değerlendirilme Korkusu İstatistikleriCinsiyete Göre Yeme Tutumu, Mükemmeliyetçilik ve Olumsuz Değerlendirilme Korkusu Puanlarının OrtalamalarıYaş ile Yeme Tutumu, Mükemmeliyetçilik ve Olumsuz Değerlendirilme Korkusu Arasındaki İlişkilerKatılımcıların Sosyodemografik Özelliklerine Göre Yeme Tutumu İstatistikleriSigara, Alkol, Sosyal Medya Kullanımı ve Düzenli Spor Yapılmasına Göre Yeme Tutumu Puan OrtalamalarıKatılımcıların Ekonomik Durumlarına Göre Yeme Tutumu Puan OrtalamalarıTemel Amaçların Test Edilmesi; Yeme Tutumu, Mükemmeliyetçilik ve Olumsuz Değerlendirilme Korkusu Arasındaki İlişkilerin İncelenmesiTemel Amaçların Test Edilmesi; Yeme Tutumu, Mükemmeliyetçilik ve Olumsuz Değerlendirilme Korkusu Arasındaki Korelasyonel İlişkilerTemel Amaçların Test Edilmesi; Yeme Tutumu Alt Boyutları, Mükemmelik Alt Boyutları ve Olumsuz Değerlendirilme Korkusu Arasındaki Korelasyonel İlişkilerMükemmeliyetçilik ve Olumsuz Değerlendirilme Korkusunun Yeme Tutumunu Yordamasına Yönelik Çoklu Regresyon AnaliziOlumsuz Değerlendirilme Korkusu ve Yeme Tutumu Arasındaki İlişkide Mükemmeliyetçiliğin Aracı Etkisine Yönelik Mediatör AnaliziSonuç ve tartışmaKatılımcıların Aldıkları Puanların DeğerlendirilmesiCinsiyete ve Yaşa Göre Yeme Tutumu, Mükemmeliyetçilik ve Olumsuz Değerlendirilme Korkusu Düzeylerinin DeğerlendirilmesiKatılımcıların Sigara-Alkol Kullanımına, Sosyal Medya Kullanım Süresine, Düzenli Spor Yapımına, Spor Yapma Süresine ve Ekonomik Durumuna Göre Yeme Tutumu Düzeyinin DeğerlendirilmesiOlumsuz Değerlendirilme Korkusu ile Yeme Tutumu Arasındaki İlişkide Mükemmeliyetçiliğin Aracı Etkisinin İncelenmesine Yönelik DeğerlendirmeAraştırmanın Sınırlılıkları ve Güçlü YanlarıSonuç ve ÖnerilerPsikoeğitim ÖnerileriKlinisyenlere ÖnerilerGelecek Çalışmalara ÖnerilerBilgilendirilmiş Onam FormuSosyodemografik Bilgi FormuYeme Tutum Testi-Kısa Formu (YTT-26) Örnek MaddelerÇok Boyutlu Mükemmeliyetçilik Ölçeği Örnek MaddeleriOlumsuz Değerlendirilme Korkusu Ölçeği-Kısa Formu (ODK) Örnek MaddelerEtik Kurul Onay

    The role of expressing feelings on the relationship between dissociative findings and rumination in the late adolescent period

    No full text
    Text in Turkish ; Abstract: Turkish and EnglishIncludes bibliographical references (leaves 80-97)xii, 105 leavesAmaç: Bu araştırmanın temel amacı son ergenlik dönemindeki bireylerin dissosiyatif bulguları ile ruminasyon düzeyleri arasındaki ilişkide duyguları ifade etmenin aracı rolünü incelemektir. Bununla birlikte katılımcıların dissosiyasyon, ruminasyon ve duyguları ifade etmeye ilişkin bulgularının sosyodemografik özelliklere göre farklılık gösterip göstermediği de araştırılmıştır. Yöntem: Araştırmaya 18-24 yaşları arasında olan 502 kişi katılmıştır. Veriler Sosyodemografik Bilgi Formu, Dissosiyasyon Ölçeği (DIS-Q), Ruminatif Düşünce Biçimi Ölçeği ve Duyguları İfade Etme Ölçeği aracılığıyla toplanmıştır. Bulgular: Araştırmadan elde edilen bulgulara göre son ergenlik dönemindeki bireylerin ruminasyon düzeyleri arttıkça duyguları ifade etme düzeylerinin azaldığı ve dissosiyasyon düzeylerinin arttığı; duyguları ifade etme düzeyleri azaldıkça dissosiyasyon düzeylerinin arttığı görülmüştür. Bununla birlikte dissosiyasyon, ruminasyon ve duyguları ifade etme düzeylerinin belirli sosyodemografik özelliklere göre farklılaştığı bulgulanmıştır. Son ergenlik dönemindeki bireylerin dissosiyatif bulguları ile ruminasyon düzeyleri arasındaki ilişkide duyguları ifade etmenin kısmi aracı etkisi olduğu saptanmıştır. Sonuç: Araştırmamızın söz konusu değişkenlerin geçmiş araştırmalarda sınırlı sayıda incelenmesi açısından literatüre katkı sağladığı düşünülmektedir.Objective: The main purpose of this study is to examine the mediating role of expressing feelings on the relationship between dissociative findings and rumination levels of individuals in the late adolescence period. Additionaly, it was also investigated whether the participants' findings regarding dissociation, rumination and expressing feelings differ according to sociodemographic characteristics. Method: The study included 502 people between the age of 18-24. The data were collected through the Sociodemographic Information Form, Dissociation Questionnaire (DIS-Q), Ruminative Thought Style Questionnaire and Emotional Expression Questionnaire. Results: According to the findings obtained from the study, as the rumination levels of the individuals in the late adolescent period increased, the level of expressing their feelings decreased and the dissociation levels increased; it was observed that as the expression levels of emotions decreased, the dissociation levels increased. In addition to these, it was found that dissociation, rumination, and expressing feelings levels differ according to certain sociodemographic characteristics. It was found that expressing feelings had a partial mediator effect on the relationship between dissociative findings and rumination levels of individuals in the late adolescent period. Conclusion: It is thought that our study contributed to the literature in terms of examining these variables in a limited number of previous studies.GİRİŞARAŞTIRMANIN BİLİMSEL DAYANAĞI VE İLGİLİ LİTERATÜRErgenlik DönemiErgenlik Dönemi EvreleriSon Ergenlik DönemiPsikososyal Gelişim Kuramı Çerçevesinde Son Ergenlik DönemiDissosiyasyonDissosiyasyonun EtiyolojisiDissosiyasyonun EpidemiyolojisiDissosiyatif BozukluklarDissosiyatif Kimlik BozukluğuDissosiyatif AmneziDepersonalizasyon/Derealizasyon BozukluğuTanımlanmış Diğer Dissosiyatif BozukluklarTanımlanmamış Diğer Dissosiyatif BozukluklarErgenlik Döneminde DissosiyasyonDissosiyasyonun Diğer Patolojilerle İlişkisiRuminasyonRuminasyonun EtiyolojisiRuminasyonun EpidemiyolojisiRuminasyon KuramlarıTepki Biçimleri TeorisiÜzüntü İlişkili Ruminasyon TeorisiStres Tepkisi Ruminasyon ModeliAmaca Dönük İlerleme TeorisiÖz-Denetimli Yürütücü İşlev TeorisiErgenlik Döneminde RuminasyonRuminasyonun Diğer Patolojilerle İlişkisiRuminasyonun Dissosiyasyonla İlişkisiDuygularDuyguları İfade EtmeKuramlar Çerçevesinde Duyguları İfade EtmePsikanalitik Yaklaşım Çerçevesinde Duyguları İfade EtmeBilişsel Davranışçı Kuram Çerçevesinde Duyguları İfade Etmeİnsancıl Yaklaşım Çerçevesinde Duyguları İfade EtmeErgenlik Döneminde Duyguları İfade EtmeDuyguları İfade Etme ve Kişilerarası İlişkilerDuyguları İfade Etme ve CinsiyetDuyguları İfade Etme ve KültürDuyguları İfade Etmenin Diğer Patolojilerle İlişkisiDuyguları İfade Etmenin Dissosiyasyonla İlişkisiDuyguları İfade Etmenin Ruminasyonla İlişkisiAMAÇ VE HİPOTEZLERAmaçHipotezlerSayıltılarSınırlılıklarYÖNTEMAraştırma DeseniEvren ve ÖrneklemÖrneklemin Sosyodemografik ÖzellikleriVeri Toplama AraçlarıSosyodemografik Bilgi FormuDissosiyasyon Ölçeği (DIS-Q)Ruminatif Düşünce Biçimi ÖlçeğiDuyguları İfade Etme ÖlçeğiİşlemVerilerin AnaliziBULGULARDissosiyasyon, Ruminasyon, Duyguları İfade Etme Ölçeklerinden Alınan Puanlarının Çarpıklık, Çarpıklığın Standart Hatası, Basıklık, Basıklığın Standart Hatası ve Normallik Analizi BulgularıDissosiyasyon, Ruminasyon ve Duyguları İfade Etme Ölçeklerinden Alınan Puanların Betimsel İstatistiksel Değerlerine İlişkin BulgularDissosiyasyon ile Ruminasyon Arasındaki İlişkide Duyguları İfade Etmenin Medyatör (Aracı) Etkisine İlişkin BulgularKatılımcıların Dissosiyasyon, Ruminasyon ve Duyguları İfade Etme Ölçeklerinden Aldıkları Puanların Sosyodemografik Değişkenlere Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığına Dair BulgularKatılımcıların Dissosiyasyon, Ruminasyon ve Duyguları İfade Etme Puanlarının Cinsiyet Değişkenine Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığına Dair Yapılan Bağımsız Gruplar T Testi Analizi SonuçlarıKatılımcıların Dissosiyasyon, Ruminasyon ve Duyguları İfade Etme Puanlarının Yaş Değişkenine Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığına Dair Yapılan Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Analizi SonuçlarıKatılımcıların Dissosiyasyon, Ruminasyon ve Duyguları İfade Etme Puanlarının Öğrenim Durumu Değişkenine Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığına Dair Yapılan Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Analizi SonuçlarıKatılımcıların Dissosiyasyon, Ruminasyon ve Duyguları İfade Etme Puanlarının Algılanan Ekonomik Durum Değişkenine Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığına Dair Yapılan Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Analizi SonuçlarıKatılımcıların Dissosiyasyon, Ruminasyon ve Duyguları İfade Etme Puanlarının İlişki Durumu Değişkenine Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığına Dair Yapılan Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Analizi SonuçlarıKatılımcıların Dissosiyasyon, Ruminasyon ve Duyguları İfade Etme Puanlarının Kiminle Yaşıyor Olunduğu Değişkenine Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığına Dair Yapılan Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Analizi SonuçlarıKatılımcıların Dissosiyasyon, Ruminasyon ve Duyguları İfade Etme Puanlarının Anne Öğrenim Durumu Değişkenine Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığına Dair Yapılan Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Analizi SonuçlarıKatılımcıların Dissosiyasyon, Ruminasyon ve Duyguları İfade Etme Puanlarının Baba Öğrenim Durumu Değişkenine Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığına Dair Yapılan Tek Yönlü Varyan Analizi (ANOVA) Analizi SonuçlarıSONUÇ VE TARTIŞMABilgilendirilmiş Onam FormuSosyodemografik Bilgi FormuDissosiyasyon Ölçeği (DIS-Q) Örnek MaddeleriRuminatif Düşünce Biçimi Ölçeği Örnek MaddeleriDuyguları İfade Etme Ölçeği Örnek MaddeleriEtik Kurul Onay

    The role of work-family conflict in the relationship between paternal work environment and depression level

    Get PDF
    Bu çalışmanın amacı, 2-6 yaşları arasında çocuğu olan evli ve eşi ve kendileri çalışan babaların, çalışma koşullarının, deneyimledikleri iş-aile çatışmasının ve algıladıkları kurumsal desteğin depresyon düzeyleri ile olan ilişkisini incelemektir. Çalışma kapsamında, hafta içi çalışma süreleri ve algılanan kurumsal destek ile depresyon arasındaki ilişkide iş-aile çatışmasının aracı rolü de araştırılmıştır. Çalışmanın kuramsal çerçevesi, makro seviyedeki faktörlerden mikro seviyedeki aile içi ilişkilere kadar bireyin nasıl etkilendiğini açıklayan, yani, çevre-aile-birey ilişkisini en iyi şekilde açıklayan Ekolojik Sistemler Kuramı ve Aile Sistemleri Kuramının bir sentezi ile oluşturulmuştur. Çalışmanın örneklemi tabakalı örnekleme yöntemi ile seçilmiş 2-6 yaşları arasında çocuğu olan evli ve çalışan 300 babadan oluşmaktadır. Çalışmanın verileri, babaların çalışma şartlarını, iş-aile çatışmasını, algıladıkları kurumsal desteği ve depresyon düzeylerini kendilerinin ölçekler aracılığıyla raporladığı nicel yöntemlerle elde edilmiştir. Aracı etki analizi MPLUS programında yapılmıştır. Çalışmanın sonucunda (i) babaların deneyimledikleri iş-aile çatışmasının, babaların hafta içi çalışma süreleri ve depresyon düzeyleri ile pozitif, iş yerinden algıladıkları kurumsal destek ile ise negatif yönde ilişkili olduğu; (ii) çalışma saatleri ve iş-aile çatışması yüksek olan babaların depresyon belirtileri gösterme olasılığının yüksek olduğu; (iii) hafta içi çalışma süreleri ve algılanan kurumsal destek ile depresyon arasındaki ilişkide iş-aile çatışmasının aracı rolü üstlendiği bulunmuştur. Bu çalışmanın, küçük yaşta çocuğu olan, çalışan, geleneksel cinsiyet rol ve tutumlarının baskın olduğu toplumda yaşayan erkeklerin iş hayatlarına bağlı sorunlarının özetlenmesi ve iş-aile dengesinin sağlanması ve çalışma durumlarının iyileşmesi için var olması gereken unsurların tespiti açısından oldukça önemli katkıları olacağı düşünülmektedir.The current study aims to examine association of the work conditions, the experienced work-family conflict and the perceived organizational support with the psychological health of married men in a family of dual-career couples with children aged 2-6. In the scope of the study, the mediating role of work-family conflict in the association of weekday working hours and perceived organizational support with depression were analyzed. The study's conceptual framework was based on the Ecological Systems Theory and Family Systems Theory that explain the environment-family-self associations from macro-level factors to micro-level family relations. The participants of the study were recruited by stratified sampling from all around Turkey in order to achieve representativeness of married and working men with children aged 2-6 (N=300). The fathers presented their working conditions, the level of work-family conflict, perceived organizational support, and depression via self-report questionnaires. The mediation effect analyses were conducted with MPLUS. The results indicated that (i) the working hours and perceived organizational support were negative whereas the work-family conflict and depression were positively associated; (ii) the working hours and work-family conflict predicted the depression levels of the fathers positively; (iii) there was a mediating role of work-family conflict in the association between working hours and perceived organizational support with depression. In the vein of this study's findings, it is possible to describe the problems of working men with young children in a traditional culture which will guide the policymakers to develop and implement family policies and training programs related to work-family conflict.Publisher's Versio

    Işık Üniversitesi 13. Dönem Mezuniyet Töreni 2012

    No full text
    2011-2012 yılı akademik dönem sonunda, Işık Üniversitesi'nin Şile Kampüsünde gerçekleştirilen 13. Dönem Mezuniyet Töreni videosuna erişimdir

    Design approaches of the roof and terrace gardens and their evaluation from the perspective of the users in high-rise buildings in Istanbul

    No full text
    Avrupa’da 1960’lı yıllardan sonra, Türkiye’de ise 21. yüzyıl itibariyle çatı ve teras bahçeleri, özellikle büyükşehirlerdeki yüksek binalarda dikkat çekmeye başlamıştır. Bu çalışmanın amacı; İstanbul’daki yüksek binaların çatı ve teras bahçelerinin tasarım yaklaşımlarıyla birlikte kullanıcı açısından değerlendirilmesi yapılmıştır. Literatürde konuyla ilgili pek çok çalışma bulunmasına rağmen, kullanıcı değerlendirilmesi açısından merkeze alan yeterli sayıda araştırma olmadığı tespit edilmiştir. Buna bağlı olarak araştırma için; yüksek binalardaki çatı ve teras bahçelerinin kullanıcıya park ve bahçeler gibi dış mekân deneyimi sunması konu olarak seçilmiştir. Çalışma nitel araştırma yöntemlerinden, betimsel durum analizi kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Araştırma kapsamında birinci eksende yüksek binalar, ikinci eksende çatı ve teras bahçeleri, üçüncü eksende İstanbul’daki yüksek binalarda çatı ve teras bahçeleri örneklerle incelenmiştir. İncelenen yüksek binalardaki çatı ve teras bahçelerinin kullanıcı açısından tercih edilme sebepleri, kullanım alanları, kullanıcı deneyimi üzerinden tartışılmıştır. Araştırma sahası olarak erişim kolaylığı bakımından İstanbul’daki; Akasya Acıbadem Konutları, Zorlu Center, Kanyon Residence ve Torun Center’da yer alan çatı ve teras bahçeleri incelenmiştir.Roof gardens and terraces began to be remarkable especially on high-rise buildings in metropolitan cities in Europe after the 1960's. The current situation began to develop as the 21st century in Turkey. The aim of this study is to evaluate the roof and terrace gardens of high-rise buildings in Istanbul in terms of the users with their design approaches. Although there are many studies on this subject in the literature, it has been determined that there are not enough studies focusing on the user evaluation. Accordingly roof and terrace gardens in high-rise buildings providing the user with an outdoor experience such as parks and gardens were chosen as a subject for this research. Descriptive situation analysis method, one of the qualitative research methods was used in this study. Within the scope of the research, firstly high buildings, secondly roof and terrace gardens, and thirdly roof and terrace gardens in high buildings in Istanbul were examined with the examples. In the study, the reasons for choosing roof and terrace gardens in high buildings, usage fields and the user experiences were discussed. In this research, roof and terrace gardens in Akasya Acibadem Houses, Zorlu Center, Kanyon Residence and Torun Center in Istanbul were examined in terms of ease of access.Publisher's VersionWOS:00073719580001

    1,952

    full texts

    5,393

    metadata records
    Updated in last 30 days.
    Isik University Academic Open Access is based in TR
    Access Repository Dashboard
    Do you manage Open Research Online? Become a CORE Member to access insider analytics, issue reports and manage access to outputs from your repository in the CORE Repository Dashboard! 👇