Nevşehir Hacı Bektaş Veli University
Nevsehir Haci Bektas Veli University Institutional Repository (DSpace@NEVU)Not a member yet
8466 research outputs found
Sort by
Mülûkü’t-tavâif’in etkili emirliklerinden hûdîler
Mülûkü’t-tavâif dönemi, Endülüs'te bilim, felsefe, edebiyat ve sanat alanlarında önemli ilerlemelerin yaşandığı, kültürel ve entelektüel bir canlanma dönemi olarak öne çıkar. Bu dönemde Endülüs, İslam dünyasının en önemli entelektüel merkezlerinden biri haline gelmiş ve Müslümanlar, Hristiyanlar ve Yahudiler arasında dikkate değer bir kültürel etkileşim ve birlikte yaşama pratiği gelişmiştir. Ancak, bu kültürel gelişmelere ve sosyal uyuma rağmen, iç çekişmeler ve Hristiyan Reconquista hareketinin yükselmesi, Endülüs’teki siyasi istikrarı giderek zayıflatmıştır. Bunun sonucunda, 15. yüzyılın sonlarına doğru Müslüman egemenliği sona ermiş ve İber Yarımadası'nın büyük bir kısmı Hristiyan hâkimiyeti altına girmiştir. Bu dönemin öne çıkan devletlerinden biri olan Hûdîler, Endülüs Emevî Devleti'nin yıkılmasının ardından 11. yüzyılın başlarında ortaya çıkmıştır. Hûdîler, Endülüs'te önemli bir siyasi güç olarak kendini göstermiş, diğer emirliklerle ittifaklar kurmuş ve birçok çatışmaya girmiştir. Özellikle Emir Muhammed b. Abdullah el-Hûdî'nin liderliğinde, Hûdîler İslam kültürüne ve medeniyetine önemli katkılarda bulunmuştur. Hûdîler’in tarihine, yönetimlerine, hizmetlerine, savaşlarına ve Endülüs İslam tarihine olan katkılarına dair yapılan bu çalışma, bu dönemi daha derinlemesine anlamayı hedeflemektedir. Bu çalışma, sınırlı akademik ilgiye rağmen, Hûdîler’in Endülüs İslam tarihi içindeki rolünü daha iyi kavrayabilmek için kapsamlı bir inceleme sunmaktadır. Hem siyasi hem de kültürel bağlamda Hûdîler’in etkilerini değerlendirerek, bu dönemin karmaşıklığını ve Endülüs’ün entelektüel zenginliğine katkılarını daha iyi anlamamıza yardımcı olacaktır
The role of attitude towards digital technology in the effect of tourists' perceptions of restaurant innovativeness on the willingness to revisit and use service robots: The case of Cappadocia
Hızla yayılan dijital dönüşüm, teknoloji yaşantımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Evimizden iş yerimize kadar geniş bir alanı kapsayan teknoloji, günlük yaşamımızdaki değişen ihtiyaçlara cevap vererek etkileşimde bulunmaktadır. Yiyecek ve içecek sektörü de bu evrimden etkilenmekte ve teknolojik gelişmelerle uyum sağlama ihtiyacı duymaktadır. Bu durum, yiyecek ve içecek işletmelerinde hizmetin her aşamasında dijital dönüşüm sürecinin kendisini gösterdiği bir gerçeği yansıtmaktadır. Bu kapsamda araştırmanın temel amacı, turistlerin restoran yenilikçiliğine olan algısının, restoranı tekrar ziyaret etme niyetleri ve hizmet robotlarına duydukları talep arasındaki ilişkiyi anlamaktır. Aynı zamanda dijital teknolojiye yönelik tutumun bu ilişkiler üzerindeki düzenleyici rolünü ve etki düzeyi değerlendirilmiştir. Bu bağlamda belirtilen amaçların gerçekleştirilmesi için nicel araştırma yöntemleri benimsenmiş ve analizler SmartPLS programı ile analizler gerçekleştirilmiştir. Örneklem grubu, Kapadokya bölgesinde faaliyet gösteren restoranlarda yemek yiyen yabancı turistlerden oluşmaktadır. Belirlenen örneklemde yer alan turistlere ulaşabilmek adına olasılıklı örnekleme yönteminden basit tesadüfi örnekleme yöntemi tercih edilmiş ve 424 anket toplanarak analizler gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın amaçları doğrultusunda oluşturulan hipotezlerin test edilmesinde kısmi en küçük kareler yapısal eşitlik modellemesi (KEKK-YEM) yöntemi kullanılmıştır. Çalışma sonucunda turistlerin restoran yenilikçiliği algıları ile tekrar ziyaret etme niyetleri ve hizmet robotu kullanımı istekleri arasında anlamlı ilişkiler tespit edilmiştir. Olumlu restoran yenilikçiliği algısı, restoranı tekrar ziyaret niyetlerini artırmıştır. Bu bağlamda bu ilişkide dijital teknolojiye yönelik tutum, düzenleyici bir etki gösterirken dijital teknolojiye olumlu tutum, hizmet robotu kullanımı isteği ile tekrar ziyaret arasında azaltıcı bir düzenleyici olarak tespit edilmiştir. Bunun yanı sıra, teknolojiye dayalı hizmet yenilikçiliği ile restoranı tekrar ziyaret etme arasında hizmet robotu kullanımı istekliliğinin aracı bir rol oynadığı sonucuna varılmıştır.With the rapidly spreading digital transformation, technology has become an indispensable part of our lives. Covering a wide area from our homes to our workplaces, technology interacts by responding to the changing needs in our daily lives. The food and beverage industry is also affected by this evolution and needs to adapt to technological developments. This situation reflects the fact that the digital transformation process manifests itself at every stage of service in food and beverage businesses. In this context, the main purpose of the research is to understand the relationship between tourists' perception of restaurant innovativeness, their intention to visit the restaurant again and their demand for service robots. At the same time, the moderating role and level of influence of attitude towards digital technology on this relationship was evaluated. In this regard, quantitative research methods were adopted to achieve the stated objectives and the analyses were carried out with the SmartPLS program. The sample group consists of foreign tourists who dine in restaurants operating in the Cappadocia region. In order to reach the tourists in the determined sample, simple random sampling method was preferred from the probability sampling method and 424 questionnaires were collected and analyzed. Partial least squares structural equation modeling (PLS-SEM) method was used to test the hypotheses formed in line with the objectives of the study. As a result of the study, significant relationships were found between tourists' perceptions of restaurant innovativeness and their intention to revisit and their willingness to use service robots. Positive perceptions of restaurant innovativeness increased the intention to revisit the restaurant. In this context, attitude towards digital technology showed a moderating effect in this relationship, while positive attitude towards digital technology was found to be a moderating moderator between intention to use service robot and revisit. In addition, it is concluded that the willingness to use service robots plays a mediating role between technology-based service innovativeness and revisiting the restaurant
Examining the Relationship between Multicultural Personality Traits, Tolerance and Self-Esteem: A Case of Sociology Students
Bu araştırmada, üniversite öğrencilerinin çokkültürlü kişilik özellikleri ile hoşgörü ve benlik saygısı arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Kavramlar ilk kez bir arada ve sosyoloji öğrencileri örnekleminde incelenmiştir. Araştırmanın çalışma gurubunu, Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi ve Çankırı Karatekin Üniversitesi sosyoloji bölümünden 275 lisans öğrencisi oluşturmuştur. Çalışma sonuçlarına göre çokkültürlü kişilik özellikleriyle benlik saygısı arasında negatif yönlü ve anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Ayrıca hoşgörü eğilimi ile benlik saygısı arasında pozitif yönlü ve anlamlı bir ilişki olduğu görülmüştür. Çokkültürlü kişilik özellikleriyle benlik saygısı arasındaki ilişkide aracılık etkisi test edilen hoşgörü eğiliminin kısmi aracılık etkisi ortaya çıkartılmıştır. Bu sonuçlar ve yorumlamaların alan yazına önemli katkılar sunması beklenmektedir. Çünkü üniversite gençliğinin farklılıklara yönelik tutumlarının farklı değişkenlerle ilişki düzeylerinin tespit edilmesiyle barışçıl toplumsal etkileşimlerin desteklenmesine yönelik yaklaşımların geliştirilmesi mümkün olacaktır
Revolutionizing learning: Unleashing the power of technology gamification-augmented reality in vocational education
This study explores innovative approaches
to enhance vocational education by employing
Gamification and Augmented Reality (GAR) in
problem-based learning. Utilizing the Borg and Gall
development model with a pre-post-experiment design,
vocational students constitute the primary subjects.
The experimental group experiences Problem-Case
teaching enriched with GAR, while the control group
relies on traditional learning media. Results indicate a
positive impact on student engagement and motivation
in the experimental group, attributed to gamification
elements and augmented reality. Gamification
components, including points and challenges,
incentivize active student participation. Augmented
reality promotes engaging learning activities and
nurtures imaginative and analytical thinking skills.
This research enhances understanding of vocational
education and proposes a comprehensive learning
approach using sustainable gamification and
augmented reality technology for industry
advancemen
Alternative in the context of sustainable consumption motivatıons for participation in food networks
A study on the process of using underground spaces in paranormal tourism
Yeraltı tarihî yapılarının yeniden işlevlendirilmesi, mimari ve kültürel mirasın korunmasında etkili bir
strateji olmakla birlikte, bu yapıların alternatif kullanımlara açılması çeşitli tartışmalara yol
açmaktadır. Özellikle son yıllarda, yeraltı tarihî mekânlarının korku temalı eğlence alanları olarak
dönüştürülmesi, hem turizm sektöründe önemli bir ilgi uyandırmış hem de bu süreçlerin tarihî, kültürel
ve etik boyutlarının ele alınmasını gerektirmiştir. Bu çalışma, Edinburgh Vaults Underground ve
Shanghai Tunnel örnekleri üzerinden, yeraltı tarihî yapılarının korku temalı turistik alanlara
dönüştürülme süreçlerini incelemeyi amaçlamaktadır. Araştırmada, bu dönüşümün tarihî mekânların
sürdürülebilirliği üzerindeki etkileri ile kültürel mirasın korunması ve turistik çekicilik bağlamındaki
katkıları değerlendirilmiştir. Çalışmada nitel araştırma yöntemleri benimsenmiş, Edinburgh Vaults
Underground ve Shanghai Tunnel, hem yeraltı tarihî geçmişleri hem de çağdaş kullanımları açısından
dikkat çekici iki örnek olarak seçilmiştir. Bu yapıların dönüşüm süreçleri, literatür taraması, ikincil
veri analizi ve kullanıcı deneyimlerini anlamaya yönelik TripAdvisor yorumları ile TripAdvisor
üzerinde yer alan turların içerikleri üzerinden analiz edilmiştir. Araştırma, korku temalı eğlence
alanlarının, yeraltı tarihî yapıların ekonomik sürdürülebilirliği açısından önemli fırsatlar sunduğunu,
ancak özgün kimliklerinin korunması ve tarihî değerlerinin sürdürülebilirliği noktasında çeşitli
zorluklar taşıdığını ortaya koymaktadır. Sonuç olarak, yeraltı tarihî mekânlarının yeniden
işlevlendirilmesi bağlamında korku temasının etkilerini tartışılmasını amaçlamaktadır. Çalışmada elde
edilen bulgular, yeraltı tarihî yapılarının yeniden işlevlendirilmesi süreçlerinde ekonomik, tarihî ve
etik dengelerin hassasiyetle gözetilmesi gerektiğini göstermektedir
Acetanilide‐loaded injectable hydrogels with enhanced bioactivity and biocompatibility for potential treatment of periodontitis
Chronic periodontitis poses long-term challenges in dentistry, requiring thedevelopment of innovative dental composites with biocompatibility, boneregeneration, and antibacterial properties. This study focuses on synthesis ofnovel injectable thermoresponsive hydrogels composed of chitosan, sodiumbicarbonate, bioactive glass (20 and 40% w/w), and acetanilide drug (0.3 and0.6% w/w). These hydrogels exhibit a sol–gel transition at 37 C, addressingperiodontal challenges with reduced gelation time. The smooth flow character-istic was evaluated through 17-22 gauge syringe needles at low temperature.Rheological studies demonstrated pseudoplastic behavior, with viscositydecreasing as shear rate increases. Fourier transform infrared and x-ray diffrac-tion analysis confirmed the bioactivity of hydrogels, forming a bone-like apa-tite layer in simulated body fluid. The drug-loaded hydrogels demonstratedpromising in vitro antibacterial properties against dental pathogens, specifi-cally Staphylococcus aureus and Pseudomonas aeruginosa. Drug dissolutionanalysis revealed relatively high release rate at 37 C, highlighting its role inrapidly eliminating bacterial colonies at the target site, while the subsequentsustained release contributes to the prevention of infection recurrence. Finally,biocompatibility was assessed with fibroblast, where the cells were observedanchoring into the polymeric chains of hydrogel through extended filopodia.Higher Education Commission, Pakista
Aluminium 6082 microstructural and mechanical properties of ti-b alloying and boron carbide reinforcement investigating the effect on characteristics
Bu çalışmada, 6082 alüminyum alaşımına farklı oranlarda B4C tozu ve Al-Ti-B alaşımı ilave edilerek kompozit malzeme üretilmiştir. Matrisi Alüminyum olan 6082 Al, 6082 Al+Al-Ti-B, 2 farklı oranda 6082 Al+B4C, 2 farklı oranlarda 6082 Al+Al-Ti-B+B4C olmak üzere toplamda 6 farklı kompozit numuneler üretilmiştir. Elde edilen bu numunelere Spektro analiz, Optik inceleme, Mikro ve makro sertlik ve SEM analizleri yapılmıştır. Elde edilen spektro analizlerde başlıca Al, Ti, B, C elementler görülmüştür. Matris malzeme olan Aluminyum ile elde edilen diğer Al kompozitler makro ve mikro sertlik değerleri karşılaştırılmış ve elde edilen kompozit malzemelerde Alüminyuma göre sertlik değerlerinde belirgin artışlar gözlenmiştir. Yapılan Optik ve SEM incelemelerinde Al-Ti-B ve B4C partikülerinin Alüminyum içerisinde heterojen bir şekilde dağıldığı gözlenmiştir. Başarılı bir şekilde elde edilen kompozit malzemelerin deney sonuçları literatür ile tartışılarak değerlendirilmiştir.In this study, composite material was produced by adding different ratios of B4C powder and Al-Ti-B alloy to 6082 aluminum alloy. A total of 6 different composite samples were produced as 6082 Al with aluminum matrix, 6082 Al+Al-Ti-B, 6082 Al+B4C in 2 different ratios, 6082 Al+Al-Ti-B+B4C in 2 different ratios. Spectro analysis, optical examination, micro and macro hardness and SEM analysis were performed on these samples. In the spectro analysis obtained, mainly Al, Ti, B, C elements were observed. The macro and micro hardness values of the matrix material Aluminum and other Al composites obtained were compared and significant increases in hardness values were observed in the composite materials obtained compared to Aluminum. In the optical and SEM examinations, it was observed that Al-Ti-B and B4C particles were heterogeneously dispersed in aluminum. The experimental results of the successfully obtained composite materials are discussed and evaluated with the literature
Afetler, göçmenlik, mültecilik sorunları
Afetlerin bireyler üzerinde birçok olumsuz etkisi olduğu bilinmektedir. Afetten etkilenen bireyler, bu olumsuz etkileri ve riskleri azaltmak için afet sonrasında zorunlu göç yaşayabilmektedir.
Bu nedenle, afet yönetimi planları sadece afet bölgesini kapsayacak şekilde değil; afetin büyüklüğüne göre afet çevresindeki bölgeleri/ülkeleri de kapsayacak şekilde oluşturulmalıdır. Yani
afet yönetimi ile eş zamanlı olarak göç yönetiminin de planlanması gerekmektedir. Bu çalışma,
afet sonrasında oluşabilecek göç dalgalarına yönelik planlamalarda nelere dikkat edilmesi gerektiği, koruma riskini azaltmaya yönelik çalışmalar ile afetten ve göçten etkilenen insanların
iyilik halini arttırmaya yönelik sosyal hizmet müdahalelerini kapsamaktadır. Kitabın bu bölümünde; ilk olarak göçmen ve mülteci kavramları ile ilgili uluslararası politikalardaki statüler ve
bu statülerin doğurduğu haklar incelenmiş olup; yakın tarihte Türkiye’ye yönelik gerçekleşen
kitlesel göçlerin değerlendirmesi yapılmıştır. Ardından afet temelli göçler dünyadan örneklerle
açıklanmıştır. Son olarak ise mülteci krizinde afet yönetimine dair değerlendirmeler ve sosyal
hizmet uygulamalarına yer verilmiştir
The center of science in Africa: Timbuctoo
Bugün Mali Cumhuriyeti sınırları içinde yer alan Timbuktu, Mali'nin orta kesimlerinde, Nijer Nehri’nin kıvrıldığı bir noktada kurulmuştur. Şehrin tarihi XI. yüzyılın sonlarına kadar uzanmaktadır. Timbuktu adını, Nijer Nehri kıyısında yaşamış Buktu adındaki yaşlı bir kadından almıştır. Timbuktu'nun eski adı Tumbukt’tur. Ayrıca, “Harika Şehir”, “Efsanevi Şehir,” “Çölün İncisi,” “Kültürel Işığın Şehri,” “Altın Şehir” ve “333 Velinin Şehri” gibi isimlerle anılmıştır. Afrika'nın ilim merkezi hâline gelen Timbuktu, özellikle III. yüzyıldan itibaren Batı Afrika'nın en ünlü şehirlerinden biri olmuştur. İslam dünyasının önemli başkentlerinden biri olarak kabul edilen Timbuktu’nun nüfusu tamamen Müslümanlardan oluşur. Timbuktu, Kuzey Afrika ile Batı Afrika arasında bir köprü vazifesi görmüş, pek çok alimi yetiştirmiş ve kültürel hareketliliğin önemli bir merkezi olmuştur. Sankore Üniversitesi gibi kurumlar aracılığıyla Timbuktu, İslam, bilim ve edebiyatın merkezi hâline gelmiş ve önemli âlimler yetiştirmiştir. Bu bağlamda, Timbuktu, Afrika’nın önemli bir ilim merkezi olarak Türk akademik dünyasına sunulmak amacıyla incelenecektir. Bu çerçevede çalışma, “Giriş”, “Timbuktu”, “Sankore Medresesi” ve “Timbuktu Âlimleri” başlıklarından oluşmaktadır. Sonuç kısmında gerekli analizler yapılacak ve önerilerde bulunularak çalışma bitirilecektir